• IRAN’DA CÜCELERİN YAŞADIĞI MAKHUNİK KÖYÜ
    Makhunik Köyü İran’ın güney Horasan eyaletinde, dağlarla kaplı bir bölgede yer almaktadır. Yerel halk tarafından ‘’cüceler köyü’’ olarak anılan köyde bir zamanlar cücelerin yaşadığı anlatılmaktadır. Masallardan çıkmışa benzeyen köydeki evler, tavanı çok alçak olan küçük evlerden oluşmaktadır. Kapılarının boy ortalaması 50 ile 75 santimetre arasında değişen evler, tamamıyla çamur ve topraktan inşa edilmiştir.
    Yaklaşık 1500 yıl önce kurulan köy İran’da, Afgan sınırından 75 kilometre uzaklıkta bulunmaktadır. Günümüzde köydeki insanların boy ortalaması normal insanlara yakın olmasına rağmen, eski zamanlarda boy ortalaması 50 cm olan 1 metrenin altında insanlar yaşamıştır. Köyde bulunan evlerin çoğunluğunu oluşturan 10 – 14 metrekare genişliğindeki küçük evler, tahıl ambarı, mutfak ve yatacak yer olarak kullanılmaktadır.
    2005 yılında bölgede 25 santim uzunluğunda mumyalanmış, bir insan cesedi bulunmuştur. Bulunan ceset ile beraber bölgede bulunan 13 köyün, bir zamanlar cüceler şehri olduğu söylentileri güçlenmiştir. Uzmanlar, bulunan mumyanın 400 yıl önce ölmüş olan bir prematüre bebeğe ait olduğunu açıklamıştır.
    Boylarının Çok Kısa Olmasının Sebebi:
    Köyde yaşayan insanların boylarının normalden kısa olmasının sebebi, beslenme alışkanlıklarıyla ilgilidir. Son derece kurak bir yerde bulunan bu köyde, tarım ürünleri ve hayvancılık kısıtlı yapılmaktadır.
    Bu olumsuz şartlar, beslenme alışkanlıklarını da kısıtlamaktadır. Bölgede kuraklık sebebiyle sadece turp, erik, arpa ve hurma gibi ürünler yetiştirilmektedir. Kısıtlı ürünlerle yapılan tek tip bir beslenmeden dolayı, vücut gerekli mineralleri alamadığı için gelişimini tamamlayamamaktadır.
    Köyde bulunan küçük evler, genellikle boyları kısa olan cüce görünümlü insanların kullandığı evlerdir. Evlerin küçük olmasının diğer sebeplerinden biri de yapım malzemelerini taşıyacak yol ve hayvanların olmamasıdır. Aynı zamanda bu evler kolay ısınmakta ve kolay serinlemektedir...sk
    Alıntı
    IRAN’DA CÜCELERİN YAŞADIĞI MAKHUNİK KÖYÜ Makhunik Köyü İran’ın güney Horasan eyaletinde, dağlarla kaplı bir bölgede yer almaktadır. Yerel halk tarafından ‘’cüceler köyü’’ olarak anılan köyde bir zamanlar cücelerin yaşadığı anlatılmaktadır. Masallardan çıkmışa benzeyen köydeki evler, tavanı çok alçak olan küçük evlerden oluşmaktadır. Kapılarının boy ortalaması 50 ile 75 santimetre arasında değişen evler, tamamıyla çamur ve topraktan inşa edilmiştir. Yaklaşık 1500 yıl önce kurulan köy İran’da, Afgan sınırından 75 kilometre uzaklıkta bulunmaktadır. Günümüzde köydeki insanların boy ortalaması normal insanlara yakın olmasına rağmen, eski zamanlarda boy ortalaması 50 cm olan 1 metrenin altında insanlar yaşamıştır. Köyde bulunan evlerin çoğunluğunu oluşturan 10 – 14 metrekare genişliğindeki küçük evler, tahıl ambarı, mutfak ve yatacak yer olarak kullanılmaktadır. 2005 yılında bölgede 25 santim uzunluğunda mumyalanmış, bir insan cesedi bulunmuştur. Bulunan ceset ile beraber bölgede bulunan 13 köyün, bir zamanlar cüceler şehri olduğu söylentileri güçlenmiştir. Uzmanlar, bulunan mumyanın 400 yıl önce ölmüş olan bir prematüre bebeğe ait olduğunu açıklamıştır. Boylarının Çok Kısa Olmasının Sebebi: Köyde yaşayan insanların boylarının normalden kısa olmasının sebebi, beslenme alışkanlıklarıyla ilgilidir. Son derece kurak bir yerde bulunan bu köyde, tarım ürünleri ve hayvancılık kısıtlı yapılmaktadır. Bu olumsuz şartlar, beslenme alışkanlıklarını da kısıtlamaktadır. Bölgede kuraklık sebebiyle sadece turp, erik, arpa ve hurma gibi ürünler yetiştirilmektedir. Kısıtlı ürünlerle yapılan tek tip bir beslenmeden dolayı, vücut gerekli mineralleri alamadığı için gelişimini tamamlayamamaktadır. Köyde bulunan küçük evler, genellikle boyları kısa olan cüce görünümlü insanların kullandığı evlerdir. Evlerin küçük olmasının diğer sebeplerinden biri de yapım malzemelerini taşıyacak yol ve hayvanların olmamasıdır. Aynı zamanda bu evler kolay ısınmakta ve kolay serinlemektedir...sk Alıntı
    0 Kommentare 0 Anteile
  • ** "Making the Most of Ramadan: A Guide to Spiritual Enrichment" **

    To make the most of Ramadan and truly embrace its spiritual significance, consider the following practices:

    1. **Set Clear Intentions (Niyyah):** Before Ramadan begins, reflect on your goals and intentions. What do you hope to achieve spiritually, emotionally, and physically? Write them down and revisit them throughout the month.

    2. **Plan Your Day:** Structure your daily routine around your spiritual practices. Allocate specific times for prayer, Quran recitation, and reflection. Ensure you balance your daily obligations with your religious duties.

    3. **Suhoor and Iftar Preparation:** Plan nutritious and balanced meals for Suhoor and Iftar. Avoid overeating, and focus on foods that provide sustained energy and hydration.

    4. **Quran and Duas:** Dedicate time each day to reading and reflecting on the Quran. Learn new Duas (supplications) and incorporate them into your daily prayers. Aim to complete the Quran by the end of the month.

    5. **Taraweeh Prayers:** Attend Taraweeh prayers at the mosque, if possible. The communal atmosphere enhances the spiritual experience and fosters a sense of unity.

    6. **Charity and Good Deeds:** Increase your charitable activities by giving Zakat and Sadaqah. Volunteer your time and help those in need. Acts of kindness and generosity amplify the blessings of Ramadan.

    7. **Self-Reflection and Repentance:** Use the quiet moments of the day and night for self-reflection. Seek forgiveness for past mistakes, and strive to improve yourself. Ramadan is a time for spiritual renewal and personal growth.

    8. **Avoid Distractions:** Limit distractions such as excessive screen time, social media, and non-essential activities. Focus on your spiritual journey and prioritize your connection with Allah.

    9. **Family and Community:** Engage in meaningful conversations and activities with family and friends. Share knowledge, support each other, and strengthen your bonds. Participate in community events and initiatives.

    10. **Laylat al-Qadr:** Seek out and make the most of Laylat al-Qadr in the last ten nights of Ramadan. Engage in intense prayer, recitation, and supplication, as this night holds immense blessings.

    11. **Health and Wellness:** Take care of your physical health by staying hydrated, getting enough rest, and engaging in light exercise. A healthy body supports a healthy spirit.

    12. **Journaling:** Keep a journal to document your thoughts, reflections, and progress throughout Ramadan. This can be a valuable tool for self-awareness and future growth.

    By incorporating these practices into your daily routine, you can maximize the spiritual benefits of Ramadan and experience a deeper connection with your faith.

    May your Ramadan be filled with blessings

    For more Islamic content, follow my profile and stay inspired! Saien Sahab
    ** "Making the Most of Ramadan: A Guide to Spiritual Enrichment" ** To make the most of Ramadan and truly embrace its spiritual significance, consider the following practices: 1. **Set Clear Intentions (Niyyah):** Before Ramadan begins, reflect on your goals and intentions. What do you hope to achieve spiritually, emotionally, and physically? Write them down and revisit them throughout the month. 2. **Plan Your Day:** Structure your daily routine around your spiritual practices. Allocate specific times for prayer, Quran recitation, and reflection. Ensure you balance your daily obligations with your religious duties. 3. **Suhoor and Iftar Preparation:** Plan nutritious and balanced meals for Suhoor and Iftar. Avoid overeating, and focus on foods that provide sustained energy and hydration. 4. **Quran and Duas:** Dedicate time each day to reading and reflecting on the Quran. Learn new Duas (supplications) and incorporate them into your daily prayers. Aim to complete the Quran by the end of the month. 5. **Taraweeh Prayers:** Attend Taraweeh prayers at the mosque, if possible. The communal atmosphere enhances the spiritual experience and fosters a sense of unity. 6. **Charity and Good Deeds:** Increase your charitable activities by giving Zakat and Sadaqah. Volunteer your time and help those in need. Acts of kindness and generosity amplify the blessings of Ramadan. 7. **Self-Reflection and Repentance:** Use the quiet moments of the day and night for self-reflection. Seek forgiveness for past mistakes, and strive to improve yourself. Ramadan is a time for spiritual renewal and personal growth. 8. **Avoid Distractions:** Limit distractions such as excessive screen time, social media, and non-essential activities. Focus on your spiritual journey and prioritize your connection with Allah. 9. **Family and Community:** Engage in meaningful conversations and activities with family and friends. Share knowledge, support each other, and strengthen your bonds. Participate in community events and initiatives. 10. **Laylat al-Qadr:** Seek out and make the most of Laylat al-Qadr in the last ten nights of Ramadan. Engage in intense prayer, recitation, and supplication, as this night holds immense blessings. 11. **Health and Wellness:** Take care of your physical health by staying hydrated, getting enough rest, and engaging in light exercise. A healthy body supports a healthy spirit. 12. **Journaling:** Keep a journal to document your thoughts, reflections, and progress throughout Ramadan. This can be a valuable tool for self-awareness and future growth. By incorporating these practices into your daily routine, you can maximize the spiritual benefits of Ramadan and experience a deeper connection with your faith. May your Ramadan be filled with blessings🌙✨ For more Islamic content, follow my profile and stay inspired! 📿✨ Saien Sahab
    0 Kommentare 0 Anteile
  • Dünyaca ünlü ama anlatılamayan (!)
    Müslüman Bilim Adamları.

    1. Akşemseddin: Pasteur ’dan 400 sene önce mikrobu buldu.

    2. Ali Kuşçu: Büyük astronomi bilgini. İlk defa ayın şekillerini anlatan kitabı yazdı.

    3. Ebul-Vefa: Trigonometri’de tanjant, cotanjant, sekant, kosekantı bulan büyük alim.

    4.Birûni: İlk defa dünyanın döndüğünü ispat etti.

    5. Ebu Kâmil Şü’ca: Avrupa'ya matematiği öğretti.

    6. Ebu Ma’şer: Med-Cezir (Gel-Git) olayını ilk o buldu.

    7. Battâni: Dünyanın en büyük kaşifidir. Trigonometrinin kaşifi.

    8. Câbir Bin Hayyan: Atom bombası fikrinin babası ve kimya biliminin atası büyük alim.

    9. Cezerî: 8 asır önce otomatik sistemin kurucusu ve bilgisayarın babası.

    10. Demirî: Avrupalılardan 400 sene önce zooloji ansiklopedisini yazdı.

    11. Farabî: Ses olayını ilk defa fiziki yönden açıklamıştır. Sesin fiziki izahını ilk defa o yaptı.

    12. Gıyâsüddin Cemşid: Matematikte ondalık kesir sistemini ilk o buldu.

    13. İbn Cessar: Cüzzamın sebebini ve tedavisini 900 sene önce açıkladı.

    14. İbn Hatip: Vebânın bulaşıcı bir hastalık olduğunu ilmi yoldan açıkladı.

    15. İbn Firnas: Wright kardeşlerden bin sene önce ilk uçağı yapıp uçmayı gerçekleştirdi.

    16. İbn Karaka: 900 sene önce harika bir torna tezgahı yaptı.

    17. İbni Türk: Cebirin temelini atan bilginlerdendir.

    18. İdrisî: Yedi asır önce bugünküne çok benzeyen dünya haritası çizdi.

    19. İbni Sina: Eserleri Avrupa üniversitesinde 600 sene ders kitabı olarak okutuldu. Tıbbın babasıdır. AVRUPA ya göre adı AVICENNA’dır.

    20. Kadızâde Rûmi: Yaşadığı asrın en büyük matematik ve astronomi bilginidir. Fizik kurallarını astronomiye uyarladı.

    21. Kambur Vesim: Verem mikrobunu R.Koch’tan 150 sene önce keşfetti.

    22. İbnün Nefis: Avrupalılardan üç asır önce küçük kan dolaşımını keşfetti.

    23. Piri Reis: 400 sene önce bugünküne en yakın dünya haritasını çizdi.
    Dünyaca ünlü ama anlatılamayan (!) Müslüman Bilim Adamları. 1. Akşemseddin: Pasteur ’dan 400 sene önce mikrobu buldu. 2. Ali Kuşçu: Büyük astronomi bilgini. İlk defa ayın şekillerini anlatan kitabı yazdı. 3. Ebul-Vefa: Trigonometri’de tanjant, cotanjant, sekant, kosekantı bulan büyük alim. 4.Birûni: İlk defa dünyanın döndüğünü ispat etti. 5. Ebu Kâmil Şü’ca: Avrupa'ya matematiği öğretti. 6. Ebu Ma’şer: Med-Cezir (Gel-Git) olayını ilk o buldu. 7. Battâni: Dünyanın en büyük kaşifidir. Trigonometrinin kaşifi. 8. Câbir Bin Hayyan: Atom bombası fikrinin babası ve kimya biliminin atası büyük alim. 9. Cezerî: 8 asır önce otomatik sistemin kurucusu ve bilgisayarın babası. 10. Demirî: Avrupalılardan 400 sene önce zooloji ansiklopedisini yazdı. 11. Farabî: Ses olayını ilk defa fiziki yönden açıklamıştır. Sesin fiziki izahını ilk defa o yaptı. 12. Gıyâsüddin Cemşid: Matematikte ondalık kesir sistemini ilk o buldu. 13. İbn Cessar: Cüzzamın sebebini ve tedavisini 900 sene önce açıkladı. 14. İbn Hatip: Vebânın bulaşıcı bir hastalık olduğunu ilmi yoldan açıkladı. 15. İbn Firnas: Wright kardeşlerden bin sene önce ilk uçağı yapıp uçmayı gerçekleştirdi. 16. İbn Karaka: 900 sene önce harika bir torna tezgahı yaptı. 17. İbni Türk: Cebirin temelini atan bilginlerdendir. 18. İdrisî: Yedi asır önce bugünküne çok benzeyen dünya haritası çizdi. 19. İbni Sina: Eserleri Avrupa üniversitesinde 600 sene ders kitabı olarak okutuldu. Tıbbın babasıdır. AVRUPA ya göre adı AVICENNA’dır. 20. Kadızâde Rûmi: Yaşadığı asrın en büyük matematik ve astronomi bilginidir. Fizik kurallarını astronomiye uyarladı. 21. Kambur Vesim: Verem mikrobunu R.Koch’tan 150 sene önce keşfetti. 22. İbnün Nefis: Avrupalılardan üç asır önce küçük kan dolaşımını keşfetti. 23. Piri Reis: 400 sene önce bugünküne en yakın dünya haritasını çizdi.
    0 Kommentare 0 Anteile
  • 04:17
    6 ŞUBAT
    UNUTMADIK, UNUTMAYACAĞIZ..

    6 Şubat 2023’te yaşadığımız büyük felaketin ikinci yıl dönümünde hayatını kaybeden vatandaşlarımızı saygı ve rahmetle anıyorum..

    Rabbim ülkemize milletimize bir daha böyle acılar yaşatmasın…

    Bu acı günde kaybettiğimiz her bir canı saygıyla anıyor, geride kalanlara güç ve sabır diliyoruz.

    #Deprem
    04:17 6 ŞUBAT UNUTMADIK, UNUTMAYACAĞIZ.. 6 Şubat 2023’te yaşadığımız büyük felaketin ikinci yıl dönümünde hayatını kaybeden vatandaşlarımızı saygı ve rahmetle anıyorum.. Rabbim ülkemize milletimize bir daha böyle acılar yaşatmasın… Bu acı günde kaybettiğimiz her bir canı saygıyla anıyor, geride kalanlara güç ve sabır diliyoruz. #Deprem
    0 Kommentare 0 Anteile
  • Beklentilerimiz yeni yıldan değil, yalnızca ve sadece Alemlerin Rabbi Allah’tan olmalı.

    Yılın bu son gününde, geçen koca bir yılın ve yılların muhasebesini yapıp, yapmamamız gerekirken yaptığımız hatalarımızdan dolayı derin bir pişmanlık bilinciyle tevbe ve istiğfarlarla;

    “Ve (yüzünü) yalnız Rabbine dön; artık hep (O’na) meylet!”94/8,

    öğüdü gereği aynı hataların tekrar etmemesi için bile bile günahta ısrar etmemeli, rağbetimiz sadece Rabbimize olmalı..

    Yapmamız gerekirken yapmadıklarımız/yapamadıklarımız için de Rahman’ın yardımını talep edip, azim ve kararlılıkla hesabı verilebilir temiz bir hayatı Kur’an’ın kılavuzluğunda, Rasülün örnekliği ile yaşama gayreti içinde olmalı inşaAllah..

    Hidayet rehberimiz Kur'an'a kulak verelim:

    “Haydi, Rabbinizden kusurlarınız için af dileyin ve bilincinizi yenileyerek O'na yönelin; O'da size, sonu yasayla belirlenmiş bir süre doluncaya kadar (akıbeti) güzel bir hayat bahşetsin ve erdem sahibi herkese erdeminin karşılığını versin. Ama eğer yüz çevirecek olursanız iyi bilin ki ben korkunç bir günün azabının üzerinize kopmasından korkuyorum!” (Hûd:3)

    “(Er veya geç) dönüşünüz Allah'adır; ve O her şeyi yapmaya kadirdir.” (Hûd:4)

    Anlarımız, Günlerimiz, yıllarımız, Ömrümüz ve akıbetimiz hayrolsun inşallah...
    Beklentilerimiz yeni yıldan değil, yalnızca ve sadece Alemlerin Rabbi Allah’tan olmalı. Yılın bu son gününde, geçen koca bir yılın ve yılların muhasebesini yapıp, yapmamamız gerekirken yaptığımız hatalarımızdan dolayı derin bir pişmanlık bilinciyle tevbe ve istiğfarlarla; “Ve (yüzünü) yalnız Rabbine dön; artık hep (O’na) meylet!”94/8, öğüdü gereği aynı hataların tekrar etmemesi için bile bile günahta ısrar etmemeli, rağbetimiz sadece Rabbimize olmalı.. Yapmamız gerekirken yapmadıklarımız/yapamadıklarımız için de Rahman’ın yardımını talep edip, azim ve kararlılıkla hesabı verilebilir temiz bir hayatı Kur’an’ın kılavuzluğunda, Rasülün örnekliği ile yaşama gayreti içinde olmalı inşaAllah.. Hidayet rehberimiz Kur'an'a kulak verelim: “Haydi, Rabbinizden kusurlarınız için af dileyin ve bilincinizi yenileyerek O'na yönelin; O'da size, sonu yasayla belirlenmiş bir süre doluncaya kadar (akıbeti) güzel bir hayat bahşetsin ve erdem sahibi herkese erdeminin karşılığını versin. Ama eğer yüz çevirecek olursanız iyi bilin ki ben korkunç bir günün azabının üzerinize kopmasından korkuyorum!” (Hûd:3) “(Er veya geç) dönüşünüz Allah'adır; ve O her şeyi yapmaya kadirdir.” (Hûd:4) Anlarımız, Günlerimiz, yıllarımız, Ömrümüz ve akıbetimiz hayrolsun inşallah...
    0 Kommentare 0 Anteile
  • @URFAYADAİRGÜNDE1NOT

    GÜN TAKASI ( PENCERE )

    Urfa'da Halil-ü Rahaman'a girişte sağ tarafta Rızvaniye medresesinin ilk odasının Halil-ü Rahman'a bakan tarafında yan yana yedi taka (pencere) vardır.
    Anlatılanlara göre bu takalara gün takası deniyor.Bu takaların her biri birbirinden ayrı ayrı şekillerle değişik görünümdedir. Gün takası denmesinin sebebi aslında mimari bir takvim oluşundanmış.
    Orada ki çocuklar günleri öğrensinler diye hangi gün ise o taka açılırmış ki çocuklar günleri daha pratik öğrensinler diye.

    Urfa'da eskiden günler Arapça isimleriyle söylenirdi.
    Cuma Yine Cuma idi

    Cumartesi : Seb

    Pazar : Elahadu

    Pazartesi : İsnain

    Salı : Seleta

    Çarşamba : Erbe'e

    Perşembe : Hamis

    Rızvaniye Külliyesi ile ilgili bir not daha;
    Topkapı sarayında bile Kur'an tilaveti durdurulmuş ama Yapıldığından bu güne kadar Rızvaniye Camisinde cüz ( mukabele ) hiç kesilmeden her İkindi Namazı sonrası devam etmiştir ve halen devam etmektedir.
    Mehmet Sadık Alican
    @URFAYADAİRGÜNDE1NOT GÜN TAKASI ( PENCERE ) Urfa'da Halil-ü Rahaman'a girişte sağ tarafta Rızvaniye medresesinin ilk odasının Halil-ü Rahman'a bakan tarafında yan yana yedi taka (pencere) vardır. Anlatılanlara göre bu takalara gün takası deniyor.Bu takaların her biri birbirinden ayrı ayrı şekillerle değişik görünümdedir. Gün takası denmesinin sebebi aslında mimari bir takvim oluşundanmış. Orada ki çocuklar günleri öğrensinler diye hangi gün ise o taka açılırmış ki çocuklar günleri daha pratik öğrensinler diye. Urfa'da eskiden günler Arapça isimleriyle söylenirdi. Cuma Yine Cuma idi Cumartesi : Seb Pazar : Elahadu Pazartesi : İsnain Salı : Seleta Çarşamba : Erbe'e Perşembe : Hamis Rızvaniye Külliyesi ile ilgili bir not daha; Topkapı sarayında bile Kur'an tilaveti durdurulmuş ama Yapıldığından bu güne kadar Rızvaniye Camisinde cüz ( mukabele ) hiç kesilmeden her İkindi Namazı sonrası devam etmiştir ve halen devam etmektedir. Mehmet Sadık Alican
    0 Kommentare 0 Anteile
  • Bilecik ili girişindeki KAYI BOYU anıtı

    Kayı kelimesinin anlamı kuvvet, güç ve kudret anlamına gelmektedir. Diriliş Ertuğrul dizisi ile birlikte tarihte kayı boyu ile ilgili birçok bilgi merak edilmeye başladı. Kayı obası hakkında detaylı bilgileri merak eden vatandaşlar doğru yerdeler. Sosyal medyada çok sık paylaşılan kayı bayraklarının yanı sıra kayı yüzüğü, kayı sembolü de büyük ilgi görmeye başladı.

    Kayı kelimesinin anlamı kuvvet, güç ve kudret anlamına gelmektedir. Diriliş Ertuğrul dizisi ile birlikte tarihte kayı boyu ile ilgili birçok bilgi merak edilmeye başladı. Kayı obası hakkında detaylı bilgileri merak eden vatandaşlar doğru yerdeler. Sosyal medyada çok sık paylaşılan kayı bayraklarının yanı sıra kayı yüzüğü, kayı sembolü de büyük ilgi görmeye başladı.

    KAYI BOYU HAKKINDA

    Türkler, 1071 yılında girdiği toprakları yurt tutmak için Bizans, Haçlılar ve Moğollar ile kıyasıya bir kavga içine girdi. Hepsinin tek amacı bu toprakların asıl sahibi olmaktı. Oğuzları Kayı Boyundan olan Ertuğrul Gazi, tüm dünyanın kaderini değiştirdi. Hayallerinin peşinden giden Ertuğrul Gazi, sadece Anadolu değil 3 kıtada dünyaya hükmederek imparatorluk haline geldi. Ertuğrul Gazi, Sultan Aleaddin'in ölümüne kadar birçok yeri fethetti. İslamiyet'in yayılması için de büyük gayret gösterdi.

    Osmanlı Devleti'nin kurucusu Ertuğrul Gazinin babası Süleyman Şah idi. Süleyman Şah'ın 4 oğlundan üçüncüsü olan Ertuğrul Gazinin annesi ise Hayme Hatundur. Dündar, Sungurtekin ve Gündoğdu, Ertuğrul Gazi'nin kardeşleridir.

    Ertuğrul Gazi'nin ölümünün ardından en küçük oğlu Osman Gazi, babasının yerine geçmiştir

    #kayı #kayıboyu #diriliş #dirilişertuğrul #bilecik
    Bilecik ili girişindeki KAYI BOYU anıtı Kayı kelimesinin anlamı kuvvet, güç ve kudret anlamına gelmektedir. Diriliş Ertuğrul dizisi ile birlikte tarihte kayı boyu ile ilgili birçok bilgi merak edilmeye başladı. Kayı obası hakkında detaylı bilgileri merak eden vatandaşlar doğru yerdeler. Sosyal medyada çok sık paylaşılan kayı bayraklarının yanı sıra kayı yüzüğü, kayı sembolü de büyük ilgi görmeye başladı. Kayı kelimesinin anlamı kuvvet, güç ve kudret anlamına gelmektedir. Diriliş Ertuğrul dizisi ile birlikte tarihte kayı boyu ile ilgili birçok bilgi merak edilmeye başladı. Kayı obası hakkında detaylı bilgileri merak eden vatandaşlar doğru yerdeler. Sosyal medyada çok sık paylaşılan kayı bayraklarının yanı sıra kayı yüzüğü, kayı sembolü de büyük ilgi görmeye başladı. KAYI BOYU HAKKINDA Türkler, 1071 yılında girdiği toprakları yurt tutmak için Bizans, Haçlılar ve Moğollar ile kıyasıya bir kavga içine girdi. Hepsinin tek amacı bu toprakların asıl sahibi olmaktı. Oğuzları Kayı Boyundan olan Ertuğrul Gazi, tüm dünyanın kaderini değiştirdi. Hayallerinin peşinden giden Ertuğrul Gazi, sadece Anadolu değil 3 kıtada dünyaya hükmederek imparatorluk haline geldi. Ertuğrul Gazi, Sultan Aleaddin'in ölümüne kadar birçok yeri fethetti. İslamiyet'in yayılması için de büyük gayret gösterdi. Osmanlı Devleti'nin kurucusu Ertuğrul Gazinin babası Süleyman Şah idi. Süleyman Şah'ın 4 oğlundan üçüncüsü olan Ertuğrul Gazinin annesi ise Hayme Hatundur. Dündar, Sungurtekin ve Gündoğdu, Ertuğrul Gazi'nin kardeşleridir. Ertuğrul Gazi'nin ölümünün ardından en küçük oğlu Osman Gazi, babasının yerine geçmiştir #kayı #kayıboyu #diriliş #dirilişertuğrul #bilecik
    0 Kommentare 0 Anteile
  • D-8 11’inci Devlet ve Hükûmet Başkanları Zirvesi’ni Mısır’ın başkenti Kahire’de gerçekleştirdik.

    Yaklaşık çeyrek asırlık geçmişe sahip Teşkilatımızın kuruluş felsefesinde yer alan barış, diyalog, iş birliği, adalet ve eşitlik kavramlarının önemi bugün daha iyi anlaşılıyor.

    Artan çatışmalar, krizler ve savaşlar karşısında maalesef küresel güvenlik ve istikrarı teminle görevli kurumlar sorumluluklarını yerine getirmiyor.

    Küresel iktisadi kurumlar cari gerçeklere ya uyum sağlayamıyor ya da ihtiyaç duyulan desteği vermekte zorlanıyor.

    Böylesine hassas bir dönemde gerçekleştirdiğimiz zirvemizde alacağımız kararların, sorunların çözümünde bize rehberlik etmesini ümit ediyorum.

    Toplantımızın temasını teşkil eden Gençler ve KOBİ’ler, ülkemizin son 22 yıldır ekonomi alanında kaydettiği ilerlemenin de lokomotifi oldu.

    Üye ülkeler olarak 1 milyarı aşan toplam nüfusumuzun çok büyük kısmı gençlerden oluşuyor.

    Türkiye olarak sürdürülebilir kalkınmanın ancak gençlerin ekonomiye azami iştirakiyle mümkün olabileceğini biliyoruz.

    Gençlerimizin teknolojik ve dijital becerileri ile girişimci ruhlarını geliştiren proje ve programlar yürütüyoruz.

    Keza KOBİ’lerin desteklenmesinde D-8’in mevcut imkânlarını daha etkin şekilde kullanmamız gerektiğini düşünüyorum.

    Son yıllarda önemli atılımlar gerçekleştiren Azerbaycan’ın Teşkilatımıza üye olmasıyla birlikte bugün hamdolsun dünden daha güçlüyüz.

    Kardeş Azerbaycan’a D-8 ailemize hoş geldiniz diyorum.

    Bölgemizde ve dünyada önemli hadiseler cereyan ediyor.

    Suriye halkının birliğe, dayanışmaya, uzlaşıya ve savaş yorgunu ülkesini süratle ayağa kaldırmaya ihtiyacı var.

    Biz de komşuları ve kardeşleri olarak bu zorlu süreçte Suriye’de istikrarın sağlanmasına katkı sunmaya çalışıyoruz.

    Tüm dinî, mezhebî ve etnik grupların yan yana, sulh içinde yaşadığı terörden arındırılmış bir Suriye’nin inşası, en samimi beklentimizdir.

    D-8 üyeleri olarak bu zorlu mücadelelerinde Suriyeli kardeşlerimizin yanında olmamız gerektiğine inanıyorum.
    D-8 11’inci Devlet ve Hükûmet Başkanları Zirvesi’ni Mısır’ın başkenti Kahire’de gerçekleştirdik. Yaklaşık çeyrek asırlık geçmişe sahip Teşkilatımızın kuruluş felsefesinde yer alan barış, diyalog, iş birliği, adalet ve eşitlik kavramlarının önemi bugün daha iyi anlaşılıyor. Artan çatışmalar, krizler ve savaşlar karşısında maalesef küresel güvenlik ve istikrarı teminle görevli kurumlar sorumluluklarını yerine getirmiyor. Küresel iktisadi kurumlar cari gerçeklere ya uyum sağlayamıyor ya da ihtiyaç duyulan desteği vermekte zorlanıyor. Böylesine hassas bir dönemde gerçekleştirdiğimiz zirvemizde alacağımız kararların, sorunların çözümünde bize rehberlik etmesini ümit ediyorum. Toplantımızın temasını teşkil eden Gençler ve KOBİ’ler, ülkemizin son 22 yıldır ekonomi alanında kaydettiği ilerlemenin de lokomotifi oldu. Üye ülkeler olarak 1 milyarı aşan toplam nüfusumuzun çok büyük kısmı gençlerden oluşuyor. Türkiye olarak sürdürülebilir kalkınmanın ancak gençlerin ekonomiye azami iştirakiyle mümkün olabileceğini biliyoruz. Gençlerimizin teknolojik ve dijital becerileri ile girişimci ruhlarını geliştiren proje ve programlar yürütüyoruz. Keza KOBİ’lerin desteklenmesinde D-8’in mevcut imkânlarını daha etkin şekilde kullanmamız gerektiğini düşünüyorum. Son yıllarda önemli atılımlar gerçekleştiren Azerbaycan’ın Teşkilatımıza üye olmasıyla birlikte bugün hamdolsun dünden daha güçlüyüz. Kardeş Azerbaycan’a D-8 ailemize hoş geldiniz diyorum. Bölgemizde ve dünyada önemli hadiseler cereyan ediyor. Suriye halkının birliğe, dayanışmaya, uzlaşıya ve savaş yorgunu ülkesini süratle ayağa kaldırmaya ihtiyacı var. Biz de komşuları ve kardeşleri olarak bu zorlu süreçte Suriye’de istikrarın sağlanmasına katkı sunmaya çalışıyoruz. Tüm dinî, mezhebî ve etnik grupların yan yana, sulh içinde yaşadığı terörden arındırılmış bir Suriye’nin inşası, en samimi beklentimizdir. D-8 üyeleri olarak bu zorlu mücadelelerinde Suriyeli kardeşlerimizin yanında olmamız gerektiğine inanıyorum.
    0 Kommentare 0 Anteile
  • 2009’da Rüya Olan Boru Hattı Yeniden Gündemde: Katar-Türkiye Doğal Gaz Hattı Gerçekleşebilir mi?

    Suriye'deki Baas rejiminin devrilmesi ve enerji dinamiklerindeki değişim, yıllardır rafta kalan Katar-Türkiye Doğal Gaz Boru Hattı Projesini tekrar gündeme taşıdı. Ancak bu devasa projenin hayata geçebilmesi için aşılması gereken ciddi engeller var. İşte uzmanların bu konudaki yorumları:

    Hattın Potansiyeli ve Zorlukları
    Katar’ın Doğal Gaz Gücü:
    Katar, 25 trilyon metreküp doğal gaz rezerviyle dünyanın en büyük üçüncü doğal gaz üreticisi ve ikinci en büyük ihracatçısı. Ancak ihracat, çoğunlukla sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) formunda yapılıyor. Bölgedeki tek boru hattı olan Dolphin Gas projesi, sadece 370 km uzunluğunda.

    Bölgesel Kırılganlık:
    Daha önce 2009’da gündeme gelen bu hattın Suudi Arabistan, Ürdün ve Suriye’den geçmesi planlanmıştı. Ancak Esad rejiminin karşıtlığı ve Suriye’deki iç savaş, projeyi imkânsız hale getirdi. Bugün bile Suriye’nin istikrardan uzak olması, projenin en büyük risklerinden biri olarak görülüyor.

    Ekonomik Koşullar ve Piyasa Dinamikleri
    Maliyet ve Talep:
    Columbia Üniversitesi’nden Anne-Sophie Corbeau, boru hattının uzunluğu nedeniyle maliyetlerin çok yüksek olacağına işaret ediyor. Türkiye’nin mevcut doğal gaz talebinin, hattın ekonomik fizibilitesini sağlayacak kadar yüksek olmadığı da belirtiliyor.

    Alım Garantisi:
    Uzmanlar, hattın finansmanı için uzun vadeli alım taahhütlerinin şart olduğunu vurguluyor. Türkiye’nin mevcut doğal gaz anlaşmaları (Rusya, İran, Azerbaycan) nedeniyle ek talep oluşturması zor görünüyor.

    Uluslararası Rekabet ve AB Faktörü
    LNG Rekabeti:
    ABD’li LNG ihracatçıları, Avrupa pazarına hâlihazırda güçlü bir şekilde girmiş durumda. LNG’nin esnek taşınabilirliği, boru hatlarının sabit yapısı karşısında bir avantaj oluşturuyor.

    Avrupa’nın 2050 Hedefleri:
    AB’nin karbon nötr hedefleri ve kömürden çıkış politikası, doğal gaz talebini bir miktar artırabilir. Ancak uzun vadede Avrupa’nın fosil yakıt bağımlılığını azaltmayı hedeflediği unutulmamalı.

    Hattın Gerçekleşmesi İçin Gerekenler
    Bölgesel İstikrar:
    Özellikle Suriye’de istikrarlı bir rejim ve güvenli bir yatırım ortamı olmazsa projenin gerçekleşmesi mümkün değil.

    Maliyet ve Finansman:
    Yüksek inşaat maliyetleri nedeniyle uluslararası doğal gaz fiyatlarının projeyi destekleyecek düzeyde olması gerekiyor.

    Uluslararası İş Birliği:
    Hattın Suudi Arabistan gibi ülkelerden geçmesi, siyasi uzlaşı ve iş birliğini şart kılıyor.

    Olası Senaryo ve Beklentiler
    2030’a kadar hattın tamamlanması mümkün olsa da bunun için hem ekonomik hem siyasi koşulların olumlu yönde ilerlemesi gerekiyor.
    Türkiye’nin gaz çeşitliliğini artırma isteği ve AB’nin enerji arz güvenliği, projeye destek sağlayabilir.
    📢 2009’da Rüya Olan Boru Hattı Yeniden Gündemde: Katar-Türkiye Doğal Gaz Hattı Gerçekleşebilir mi? Suriye'deki Baas rejiminin devrilmesi ve enerji dinamiklerindeki değişim, yıllardır rafta kalan Katar-Türkiye Doğal Gaz Boru Hattı Projesini tekrar gündeme taşıdı. Ancak bu devasa projenin hayata geçebilmesi için aşılması gereken ciddi engeller var. İşte uzmanların bu konudaki yorumları: 🔍 Hattın Potansiyeli ve Zorlukları Katar’ın Doğal Gaz Gücü: Katar, 25 trilyon metreküp doğal gaz rezerviyle dünyanın en büyük üçüncü doğal gaz üreticisi ve ikinci en büyük ihracatçısı. Ancak ihracat, çoğunlukla sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) formunda yapılıyor. Bölgedeki tek boru hattı olan Dolphin Gas projesi, sadece 370 km uzunluğunda. Bölgesel Kırılganlık: Daha önce 2009’da gündeme gelen bu hattın Suudi Arabistan, Ürdün ve Suriye’den geçmesi planlanmıştı. Ancak Esad rejiminin karşıtlığı ve Suriye’deki iç savaş, projeyi imkânsız hale getirdi. Bugün bile Suriye’nin istikrardan uzak olması, projenin en büyük risklerinden biri olarak görülüyor. 💰 Ekonomik Koşullar ve Piyasa Dinamikleri Maliyet ve Talep: Columbia Üniversitesi’nden Anne-Sophie Corbeau, boru hattının uzunluğu nedeniyle maliyetlerin çok yüksek olacağına işaret ediyor. Türkiye’nin mevcut doğal gaz talebinin, hattın ekonomik fizibilitesini sağlayacak kadar yüksek olmadığı da belirtiliyor. Alım Garantisi: Uzmanlar, hattın finansmanı için uzun vadeli alım taahhütlerinin şart olduğunu vurguluyor. Türkiye’nin mevcut doğal gaz anlaşmaları (Rusya, İran, Azerbaycan) nedeniyle ek talep oluşturması zor görünüyor. 🌍 Uluslararası Rekabet ve AB Faktörü LNG Rekabeti: ABD’li LNG ihracatçıları, Avrupa pazarına hâlihazırda güçlü bir şekilde girmiş durumda. LNG’nin esnek taşınabilirliği, boru hatlarının sabit yapısı karşısında bir avantaj oluşturuyor. Avrupa’nın 2050 Hedefleri: AB’nin karbon nötr hedefleri ve kömürden çıkış politikası, doğal gaz talebini bir miktar artırabilir. Ancak uzun vadede Avrupa’nın fosil yakıt bağımlılığını azaltmayı hedeflediği unutulmamalı. 🛠️ Hattın Gerçekleşmesi İçin Gerekenler Bölgesel İstikrar: Özellikle Suriye’de istikrarlı bir rejim ve güvenli bir yatırım ortamı olmazsa projenin gerçekleşmesi mümkün değil. Maliyet ve Finansman: Yüksek inşaat maliyetleri nedeniyle uluslararası doğal gaz fiyatlarının projeyi destekleyecek düzeyde olması gerekiyor. Uluslararası İş Birliği: Hattın Suudi Arabistan gibi ülkelerden geçmesi, siyasi uzlaşı ve iş birliğini şart kılıyor. 📅 Olası Senaryo ve Beklentiler 2030’a kadar hattın tamamlanması mümkün olsa da bunun için hem ekonomik hem siyasi koşulların olumlu yönde ilerlemesi gerekiyor. Türkiye’nin gaz çeşitliliğini artırma isteği ve AB’nin enerji arz güvenliği, projeye destek sağlayabilir.
    0 Kommentare 0 Anteile
  • Şanlıurfa mimarisinde kapılar niye böyle süsleniyor biliyor musunuz?

    Şanlıurfa'da hac farizasını yerine getirmek için kutsal topraklara giden hacı adayının yaşadığı evin kapısı çeşitli figürlerle süslenir.

    #türkiye #turkey #şanlıurfa #halk #mimari #sanat #sanattarihi #islam #gelenek #kapısüsü #hac
    Şanlıurfa mimarisinde kapılar niye böyle süsleniyor biliyor musunuz?🏡🚪😕 Şanlıurfa'da hac farizasını yerine getirmek için kutsal topraklara giden hacı adayının yaşadığı evin kapısı çeşitli figürlerle süslenir. 🕋 #türkiye #turkey #şanlıurfa #halk #mimari #sanat #sanattarihi #islam #gelenek #kapısüsü #hac
    0 Kommentare 0 Anteile
Suchergebnis