• Fotoğrafın sahibi (çeken kişi) şöyle bir açıklama yapmış:
    "Longwood'un bahçelerinde yürüyordum ve bu annenin bebeğini taşıdığını ve bebek arabasını çektiğini gördüm, bu yüzden fotoğrafını çekmek istedim.
    O pozu gerçekten yakaladım. Fotoğrafı kontrol ettiğimde kamerada bulduğum, insan yaşam döngüsünü özetleyen bir sahne çektiğimi fark etmek oldu.
    Yolun diğer tarafında yaşlı annesinin tekerlekli sandalyesini iten bir kadın var. Bir kızı taşıyan bir anne ve annesinin (bebek) arabasını iten bir kızı iki canı (hayatı) kesmek gibiydi. "
    Fotoğrafın sahibi (çeken kişi) şöyle bir açıklama yapmış: "Longwood'un bahçelerinde yürüyordum ve bu annenin bebeğini taşıdığını ve bebek arabasını çektiğini gördüm, bu yüzden fotoğrafını çekmek istedim. O pozu gerçekten yakaladım. Fotoğrafı kontrol ettiğimde kamerada bulduğum, insan yaşam döngüsünü özetleyen bir sahne çektiğimi fark etmek oldu. Yolun diğer tarafında yaşlı annesinin tekerlekli sandalyesini iten bir kadın var. Bir kızı taşıyan bir anne ve annesinin (bebek) arabasını iten bir kızı iki canı (hayatı) kesmek gibiydi. "
    0 Comentários 0 Compartilhamentos
  • Abbasi Halifeliği: Rönesans'ı Ateşleyen Bir Devrim

    M.Ö. 750 yılında Abbasiler İslam'ın Altın Çağı'na öncülük ederek Umayadları devirdiler. İkonik Bağdat'taki "Yuvarlak Şehir"inden İslam dünyasını bilgi, kültür ve yenilikçi bir fenerine dönüştürdüler.

    *Bağdat'ta Yeni Bir Çağ*
    M.Ö. 762 yılında Halife Mansur tarafından kurulan Bağdat, Arapları, Farsları, Türkleri ve daha fazlasını canlı bir İslami kimlik altında birleştirerek küresel bir ticaret, diplomasi ve aklın merkezi haline geldi.

    *Öğrenmenin Altın Çağı*
    Harun el-Reşid ve el-Ma'mun gibi halifeler kültürel bir patlamayı körükledi:
    *Bilgelik Evi* Yunanca, Farsça ve Hint metinlerini tercüme etti.
    Harezmi cebiri icat etti, El-Razi tıbbı devrim yaptı ve İbn Sina'nın *Tıp Kanonu* küresel sağlık hizmetini şekillendirdi.
    El-Hasan ibn el-Heysem optiğe öncülük etti, bilimsel yöntemin temelini attı.

    *Sanat ve Felsefe gelişti*
    El-Mutanabbi gibi şairler, Sufi mistikleri ve El-Farabi gibi filozoflar Yunan rasyonalizmini İslam düşüncesiyle harmanlamışlardır. Abbasi mahkemesi ipek, müzik ve kütüphanelerle göz kamaştırdı.

    *Dini Çeşitlilik*
    Abbasiler Sünni İslam'ı teşvik ederken Şii, Haricit ve İsmail düşüncelerinin yükselişini gördüler ve ilahiyat okullarının zengin bir duvar halısını beslediler.

    *Reddet ve Miras*
    10. yüzyıla kadar, parçalanma başladı. 1258 yılında Bağdat'ın Moğol çuvallaması ve vilayet hanedanları Altın Çağ'ı sonlandırdı. Ancak Abbasilerin mirası 1517 yılına kadar Kahire'nin sembolik halifeliğinde yaşadı.

    *Bir Medeni Güç*
    Abbasiler antik bilgeliği, kaynaşmış kültürleri ve Avrupa Rönesansına ilham vermişlerdir. Hikayeleri kalemin kılıçtan daha güçlü olduğunu kanıtlıyor.

    #AbbasidCaliphate #IslamicGoldenAge #HouseOfWisdom #Baghdad #IslamicHistory #HistoryMatters #ScienceAndCulture #MedievalHistory #ZaneHistoryBuff #theinsidehistory
    🏛️ Abbasi Halifeliği: Rönesans'ı Ateşleyen Bir Devrim 🌟 M.Ö. 750 yılında Abbasiler İslam'ın Altın Çağı'na öncülük ederek Umayadları devirdiler. İkonik Bağdat'taki "Yuvarlak Şehir"inden İslam dünyasını bilgi, kültür ve yenilikçi bir fenerine dönüştürdüler. 🕌✨ 🌍 *Bağdat'ta Yeni Bir Çağ* M.Ö. 762 yılında Halife Mansur tarafından kurulan Bağdat, Arapları, Farsları, Türkleri ve daha fazlasını canlı bir İslami kimlik altında birleştirerek küresel bir ticaret, diplomasi ve aklın merkezi haline geldi. 💡 *Öğrenmenin Altın Çağı* Harun el-Reşid ve el-Ma'mun gibi halifeler kültürel bir patlamayı körükledi: 🧠 *Bilgelik Evi* Yunanca, Farsça ve Hint metinlerini tercüme etti. 📚 Harezmi cebiri icat etti, El-Razi tıbbı devrim yaptı ve İbn Sina'nın *Tıp Kanonu* küresel sağlık hizmetini şekillendirdi. 🔬 El-Hasan ibn el-Heysem optiğe öncülük etti, bilimsel yöntemin temelini attı. 🎭 *Sanat ve Felsefe gelişti* El-Mutanabbi gibi şairler, Sufi mistikleri ve El-Farabi gibi filozoflar Yunan rasyonalizmini İslam düşüncesiyle harmanlamışlardır. Abbasi mahkemesi ipek, müzik ve kütüphanelerle göz kamaştırdı. 🎵🎶 🕌 *Dini Çeşitlilik* Abbasiler Sünni İslam'ı teşvik ederken Şii, Haricit ve İsmail düşüncelerinin yükselişini gördüler ve ilahiyat okullarının zengin bir duvar halısını beslediler. 🗣️ *Reddet ve Miras* 10. yüzyıla kadar, parçalanma başladı. 1258 yılında Bağdat'ın Moğol çuvallaması ve vilayet hanedanları Altın Çağ'ı sonlandırdı. Ancak Abbasilerin mirası 1517 yılına kadar Kahire'nin sembolik halifeliğinde yaşadı. 🌙 *Bir Medeni Güç* Abbasiler antik bilgeliği, kaynaşmış kültürleri ve Avrupa Rönesansına ilham vermişlerdir. Hikayeleri kalemin kılıçtan daha güçlü olduğunu kanıtlıyor. ✍️ 💡 #AbbasidCaliphate #IslamicGoldenAge #HouseOfWisdom #Baghdad #IslamicHistory #HistoryMatters #ScienceAndCulture #MedievalHistory #ZaneHistoryBuff #theinsidehistory
    0 Comentários 0 Compartilhamentos
  • Bangkok topped the list of international arrivals by city with 32 million trips in 2024.
    #FACTSNepal #Nepal #facts #FOD #Factsoftheday #factsinternational #data #world #tourist #bangkok #turkey #uk #China #saudiarabia
    Bangkok topped the list of international arrivals by city with 32 million trips in 2024. #FACTSNepal #Nepal #facts #FOD #Factsoftheday #factsinternational #data #world #tourist #bangkok #turkey #uk #China #saudiarabia
    0 Comentários 0 Compartilhamentos
  • #Turkey is located at the crossroads of Asia and Europe. It is bordered by Greece and Bulgaria to the northwest, the Black Sea to the north, Georgia to the northeast, Armenia, the Azerbaijani exclave of Nakhchivan, and Iran to the east, Iraq to the southeast, Syria and the Mediterranean Sea to the south, and the Aegean Sea to the west.
    Area: 783,562 square kilometers.
    Topography: Includes the Taurus Mountains in the south, the Pontic Mountains in the north, fertile plains like the Anatolian Plain, and the Central Anatolian Plateau, along with lakes such as Lake Van.
    Water Bodies: Borders four major seas: the Black Sea, the Sea of Marmara, the Aegean Sea, and the Mediterranean Sea.
    2. Climate:
    Coastal Areas:
    Mediterranean and Aegean Coasts: Mediterranean climate with hot, dry summers and mild, wet winters.
    Black Sea Coast: Moderate and humid climate year-round.
    Inland Regions: Continental climate with hot, dry summers and very cold, snowy winters.
    Climate Change: Turkey faces challenges like drought and rising temperatures due to climate change.
    3. Population:
    Population Size: Approximately 84.5 million (2021).
    Population Distribution: Istanbul is the largest city with over 15.5 million residents. Ankara is the second largest, followed by Izmir, Bursa, and Antalya.
    Ethnic Diversity: Predominantly Turks, with a significant Kurdish minority, and smaller Armenian, Arab, and Greek communities.
    Population Growth: About 1.2% annually.
    4. Economy:
    GDP: Approximately $7.209 trillion in 2021.
    Exports: Includes agricultural products, automobiles, textiles, and electronics, valued at $225 billion.
    Imports: Mainly energy and raw materials, totaling $271 billion.
    Unemployment Rate: Around 10.3%.
    Agriculture and Industry: Notable for wheat, hazelnuts, and olives, as well as being a leading producer of automobiles and steel.
    5. Currency:
    The official currency is the Turkish Lira (TRY), which experiences fluctuations in value against foreign currencies.
    6. Tourism:
    Visitor Numbers: Turkey welcomed around 30 million tourists in 2021.
    Revenue: Approximately $24.5 billion.
    Top Destinations:
    Istanbul: Iconic landmarks like Hagia Sophia, the Blue Mosque, and Topkapi Palace.
    Antalya: A hub for coastal tourism.
    Cappadocia: Known for its unique landscapes and hot air balloons.
    Historical Sites: Ephesus and Troy.
    7. History:
    Civilizations: Turkey has been home to various civilizations, including the Hittites, Persians, Romans, and Byzantines.
    Ottoman Era: Spanned from the 14th century to the early 20th century.
    Modern Republic: Established in 1923 under Mustafa Kemal Atatürk, who moved the capital to Ankara and initiated widespread reforms.
    8. Education:
    Education System: Mandatory for 12 years (6 years primary, 3 years middle, 3 years secondary).
    Higher Education: Home to numerous universities, including Istanbul University and Middle East Technical University.
    Literacy Rate: Approximately 96%.
    9. Healthcare:
    Healthcare System: Turkey has a well-developed healthcare system encompassing public and private sectors.
    Medical Tourism: A popular destination for medical and cosmetic treatments, attracting thousands of patients annually.
    Hospitals: Equipped with state-of-the-art medical technology.
    10. Culture:
    Official Language: Turkish.
    Religion: Islam is the predominant religion, with Christian and Jewish minorities.
    Traditions: A blend of Eastern and Western cultural influences.
    Turkey serves as a bridge between East and West, with a rich history and modern development.
    #Turkey is located at the crossroads of Asia and Europe. It is bordered by Greece and Bulgaria to the northwest, the Black Sea to the north, Georgia to the northeast, Armenia, the Azerbaijani exclave of Nakhchivan, and Iran to the east, Iraq to the southeast, Syria and the Mediterranean Sea to the south, and the Aegean Sea to the west. Area: 783,562 square kilometers. Topography: Includes the Taurus Mountains in the south, the Pontic Mountains in the north, fertile plains like the Anatolian Plain, and the Central Anatolian Plateau, along with lakes such as Lake Van. Water Bodies: Borders four major seas: the Black Sea, the Sea of Marmara, the Aegean Sea, and the Mediterranean Sea. 🌐 2. Climate: Coastal Areas: Mediterranean and Aegean Coasts: Mediterranean climate with hot, dry summers and mild, wet winters. Black Sea Coast: Moderate and humid climate year-round. Inland Regions: Continental climate with hot, dry summers and very cold, snowy winters. Climate Change: Turkey faces challenges like drought and rising temperatures due to climate change. 🌐 3. Population: Population Size: Approximately 84.5 million (2021). Population Distribution: Istanbul is the largest city with over 15.5 million residents. Ankara is the second largest, followed by Izmir, Bursa, and Antalya. Ethnic Diversity: Predominantly Turks, with a significant Kurdish minority, and smaller Armenian, Arab, and Greek communities. Population Growth: About 1.2% annually. 🌐 4. Economy: GDP: Approximately $7.209 trillion in 2021. Exports: Includes agricultural products, automobiles, textiles, and electronics, valued at $225 billion. Imports: Mainly energy and raw materials, totaling $271 billion. Unemployment Rate: Around 10.3%. Agriculture and Industry: Notable for wheat, hazelnuts, and olives, as well as being a leading producer of automobiles and steel. 🌐 5. Currency: The official currency is the Turkish Lira (TRY), which experiences fluctuations in value against foreign currencies. 🌐 6. Tourism: Visitor Numbers: Turkey welcomed around 30 million tourists in 2021. Revenue: Approximately $24.5 billion. Top Destinations: Istanbul: Iconic landmarks like Hagia Sophia, the Blue Mosque, and Topkapi Palace. Antalya: A hub for coastal tourism. Cappadocia: Known for its unique landscapes and hot air balloons. Historical Sites: Ephesus and Troy. 🌐 7. History: Civilizations: Turkey has been home to various civilizations, including the Hittites, Persians, Romans, and Byzantines. Ottoman Era: Spanned from the 14th century to the early 20th century. Modern Republic: Established in 1923 under Mustafa Kemal Atatürk, who moved the capital to Ankara and initiated widespread reforms. 🌐 8. Education: Education System: Mandatory for 12 years (6 years primary, 3 years middle, 3 years secondary). Higher Education: Home to numerous universities, including Istanbul University and Middle East Technical University. Literacy Rate: Approximately 96%. 🌐 9. Healthcare: Healthcare System: Turkey has a well-developed healthcare system encompassing public and private sectors. Medical Tourism: A popular destination for medical and cosmetic treatments, attracting thousands of patients annually. Hospitals: Equipped with state-of-the-art medical technology. 🌐 10. Culture: Official Language: Turkish. Religion: Islam is the predominant religion, with Christian and Jewish minorities. Traditions: A blend of Eastern and Western cultural influences. Turkey serves as a bridge between East and West, with a rich history and modern development.
    0 Comentários 0 Compartilhamentos
  • Cuma Hutbesi: "Alın Teri Mukaddestir"

    “İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır ve çalıştığını da görecektir.” (Necm 53/39,40)

    Muhterem Müslümanlar!

    Bir gün Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) ashabıyla sohbet ederken yanlarından güçlü ve heybetli bir adam geçti. Adamın bu görüntüsünden etkilenen sahabeden bazıları, “Ey Allah’ın Resûlü! Keşke bu adam, gücünü Allah yolunda kullansa!” dediler. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyurdu: “Eğer bu kişi, ailesinin ve çocuklarının geçimini sağlamak için çalışıyorsa, Allah yolundadır. Anne ve babasının ihtiyaçlarını gidermek için çalışıyorsa, Allah yolundadır. Kendi izzet ve onurunu korumak için çalışıyorsa yine Allah yolundadır.”[1]

    Aziz Müminler!

    Yüce dinimiz İslam, kişinin; Allah’ın emirlerine ve yasaklarına riayet ederek kendisinin ve ailesinin rızkını helal ve meşru yollardan temin etmesini, kimseye yük olmadan çalışmasını bir ibadet olarak görmüştür. El emeğini ve alın terini mukaddes kabul etmiştir. Tembelliği, miskinliği, dilenmeyi, zamanı ve hayatı israf etmeyi ise yasaklamıştır. Cenâb-ı Hak, “İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır ve çalıştığını da görecektir.”[2] buyurarak bizlere; dünya ve ahiret huzurunu elde etmek için çalışmayı öğütlemiştir.

    Kıymetli Müslümanlar!

    Dinimiz, kazancın helal olması kadar, kazanç yollarının meşru olmasına da önem vermektedir. Bu sebeple; çalışmanın, işyeri açmanın, kazanç elde etmenin kuralları ve âdâbı vardır. Allah’ın haram kıldığı şeylerin alınıp satılması meşru değildir. Dolayısıyla Müslüman; akıl ve iradeyi yok eden, kazaların yaşanmasına, cinayetlerin işlenmesine sebep olan alkolü üretemez, alamaz, satamaz, kullanamaz ve kullanılmasına katkıda bulunamaz. Yuvaları dağıtan, toplumsal hayatta kapanmaz yaralar açan kumarı oynayamaz, oynatamaz ve oynanmasına imkân sağlayamaz. Malın ve ömrün bereketini götüren, emeğin ve alın terinin düşmanı olan faizi alamaz, veremez, ona aracı olamaz. Toplumsal barışı bozan karaborsacılık, tefecilik ve stokçuluk gibi haramları işleyemez, bunlardan kazanç elde edemez.

    Değerli Müminler!

    İslam’a göre işçi olmanın da bir takım sorumlulukları vardır. İşçi; rızkını temin ettiği işyerini ve orada bulunan malzemeleri bir emanet olarak bilmeli, onlara asla zarar vermemelidir. İşyerindeki hiçbir eşyayı şahsi ihtiyaçları için kullanmamalı, özel bilgileri başkalarıyla paylaşmamalıdır. İşçi; çalışma saatlerine riayet etmeli, işini aksatmamalıdır. Beraber çalıştığı arkadaşlarına karşı saygılı olmalı, onların haklarını kendi hakkı gibi gözetmeli, onlara zarar verecek davranışlardan şiddetle kaçınmalıdır.

    Aziz Müslümanlar!

    İslam, işverene de birçok vazife yüklemiştir. İşveren; Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in, “Çalışana ücretini, teri kurumadan verin.”[3] uyarısını dikkate alarak işçiye hakkını tam ve zamanında vermekle yükümlüdür. Dolayısıyla işveren; ucuz iş gücü adına, işçiyi; ağır şartlarda, az bir ücretle çalıştıramaz, onu sosyal haklarından mahrum bırakamaz.

    İşveren, aynı zamanda işçinin insanî ihtiyaç ve haklarını kullanmasını sağlamakla sorumludur. Bu sebepledir ki, işveren; Cenâb-ı Hakk’ın, “…Namaz, müminler için vakitleri belirlenmiş farz bir ibadettir.”[4] ayeti apaçık ortadayken, işçinin; beş vakit namaz ve Cuma namazını vaktinde eda etmesine; oruç tutmasına; Allah’ın emri, müminin süsü olan tesettürü kuşanmasına engel olamaz. Ayrıca işveren, işçinin; dinlenme saatlerini, haftalık veya yıllık izinlerini kullanmasını da kısıtlayamaz.

    İşveren; Yüce Rabbimizin, فَلَا تَتَّبِعُوا الْهَوٰٓى اَنْ تَعْدِلُواۚ “…Heva ve hevesinize kapılıp adaletten sapmayın…”[5] emrine uyarak işçinin, hak ve hukukunu da korumakla mükelleftir. Bu nedenledir ki, işçiye, sistematik bir baskı uygulayamaz. Onun; onur ve iffetini, şeref ve haysiyetini zedeleyecek söz, tutum ve davranışlarda bulunamaz. Onu, haksız şekilde işten çıkaramaz, ailesini ve çocuklarını mağdur edemez.

    İşveren; işyerinin güvenliğinin sağlanmasından, işçinin sağlıklı bir iş ortamında çalışmasından da mesuldür. Hiçbir işçi; canının tehlikeye gireceği, akıl, beden ve ruh sağlığının bozulacağı bir işte istihdam edilemez. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in uyarısı gayet açıktır: “Kim insanlara zarar verirse Allah da ona zarar verir. Kim insanlara zorluk çıkarırsa, Allah da ona zorluk çıkarır.”[6]

    Kıymetli Müminler!

    Allah katında işçi ya da işveren olmanın bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük, takvadadır; yani Allah’tan hakkıyla sakınmak, O’nun emirlerini yerine getirmek, yasaklarından kaçınmaktır. Öyleyse, Rabbimizin rızasını, adaleti, hakkaniyeti, dürüstlüğü ve gönül kazanmayı tüm kazançların üstünde görelim. Unutmayalım ki, huzur ve mutluluk; sadece tüketmek ve biriktirmekte değil, paylaşmakta ve kanaat göstermektedir.

    Hutbemi Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in şu hadisiyle bitiriyorum: “….Hiç kimse Allah’ın kendisine takdir ettiği rızkı er ya da geç elde etmeden ölmeyecektir. Öyleyse Allah’tan hakkıyla sakının ve rızkınızı güzel yollardan isteyin. Helal olanı alın. Haramdan kaçının.”[7]

    1 Taberânî, el-Mu’cemû’l-evsat, VII, 56.

    [2] Necm 53/39,40.

    [3] İbn Mâce, Rühûn, 4.

    [4] Nisâ, 4/103.

    [5] Nisâ, 4/135.

    [6] Ebû Dâvûd, Kadâ’ (Akdiye), 31.

    [7] İbn Mâce, Ticâret, 2.

    https://www.diyanet.gov.tr/tr-TR/Kurumsal/Detay/37580/cuma-hutbesi-alin-teri-mukaddestir
    Cuma Hutbesi: "Alın Teri Mukaddestir" “İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır ve çalıştığını da görecektir.” (Necm 53/39,40) Muhterem Müslümanlar! Bir gün Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) ashabıyla sohbet ederken yanlarından güçlü ve heybetli bir adam geçti. Adamın bu görüntüsünden etkilenen sahabeden bazıları, “Ey Allah’ın Resûlü! Keşke bu adam, gücünü Allah yolunda kullansa!” dediler. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyurdu: “Eğer bu kişi, ailesinin ve çocuklarının geçimini sağlamak için çalışıyorsa, Allah yolundadır. Anne ve babasının ihtiyaçlarını gidermek için çalışıyorsa, Allah yolundadır. Kendi izzet ve onurunu korumak için çalışıyorsa yine Allah yolundadır.”[1] Aziz Müminler! Yüce dinimiz İslam, kişinin; Allah’ın emirlerine ve yasaklarına riayet ederek kendisinin ve ailesinin rızkını helal ve meşru yollardan temin etmesini, kimseye yük olmadan çalışmasını bir ibadet olarak görmüştür. El emeğini ve alın terini mukaddes kabul etmiştir. Tembelliği, miskinliği, dilenmeyi, zamanı ve hayatı israf etmeyi ise yasaklamıştır. Cenâb-ı Hak, “İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır ve çalıştığını da görecektir.”[2] buyurarak bizlere; dünya ve ahiret huzurunu elde etmek için çalışmayı öğütlemiştir. Kıymetli Müslümanlar! Dinimiz, kazancın helal olması kadar, kazanç yollarının meşru olmasına da önem vermektedir. Bu sebeple; çalışmanın, işyeri açmanın, kazanç elde etmenin kuralları ve âdâbı vardır. Allah’ın haram kıldığı şeylerin alınıp satılması meşru değildir. Dolayısıyla Müslüman; akıl ve iradeyi yok eden, kazaların yaşanmasına, cinayetlerin işlenmesine sebep olan alkolü üretemez, alamaz, satamaz, kullanamaz ve kullanılmasına katkıda bulunamaz. Yuvaları dağıtan, toplumsal hayatta kapanmaz yaralar açan kumarı oynayamaz, oynatamaz ve oynanmasına imkân sağlayamaz. Malın ve ömrün bereketini götüren, emeğin ve alın terinin düşmanı olan faizi alamaz, veremez, ona aracı olamaz. Toplumsal barışı bozan karaborsacılık, tefecilik ve stokçuluk gibi haramları işleyemez, bunlardan kazanç elde edemez. Değerli Müminler! İslam’a göre işçi olmanın da bir takım sorumlulukları vardır. İşçi; rızkını temin ettiği işyerini ve orada bulunan malzemeleri bir emanet olarak bilmeli, onlara asla zarar vermemelidir. İşyerindeki hiçbir eşyayı şahsi ihtiyaçları için kullanmamalı, özel bilgileri başkalarıyla paylaşmamalıdır. İşçi; çalışma saatlerine riayet etmeli, işini aksatmamalıdır. Beraber çalıştığı arkadaşlarına karşı saygılı olmalı, onların haklarını kendi hakkı gibi gözetmeli, onlara zarar verecek davranışlardan şiddetle kaçınmalıdır. Aziz Müslümanlar! İslam, işverene de birçok vazife yüklemiştir. İşveren; Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in, “Çalışana ücretini, teri kurumadan verin.”[3] uyarısını dikkate alarak işçiye hakkını tam ve zamanında vermekle yükümlüdür. Dolayısıyla işveren; ucuz iş gücü adına, işçiyi; ağır şartlarda, az bir ücretle çalıştıramaz, onu sosyal haklarından mahrum bırakamaz. İşveren, aynı zamanda işçinin insanî ihtiyaç ve haklarını kullanmasını sağlamakla sorumludur. Bu sebepledir ki, işveren; Cenâb-ı Hakk’ın, “…Namaz, müminler için vakitleri belirlenmiş farz bir ibadettir.”[4] ayeti apaçık ortadayken, işçinin; beş vakit namaz ve Cuma namazını vaktinde eda etmesine; oruç tutmasına; Allah’ın emri, müminin süsü olan tesettürü kuşanmasına engel olamaz. Ayrıca işveren, işçinin; dinlenme saatlerini, haftalık veya yıllık izinlerini kullanmasını da kısıtlayamaz. İşveren; Yüce Rabbimizin, فَلَا تَتَّبِعُوا الْهَوٰٓى اَنْ تَعْدِلُواۚ “…Heva ve hevesinize kapılıp adaletten sapmayın…”[5] emrine uyarak işçinin, hak ve hukukunu da korumakla mükelleftir. Bu nedenledir ki, işçiye, sistematik bir baskı uygulayamaz. Onun; onur ve iffetini, şeref ve haysiyetini zedeleyecek söz, tutum ve davranışlarda bulunamaz. Onu, haksız şekilde işten çıkaramaz, ailesini ve çocuklarını mağdur edemez. İşveren; işyerinin güvenliğinin sağlanmasından, işçinin sağlıklı bir iş ortamında çalışmasından da mesuldür. Hiçbir işçi; canının tehlikeye gireceği, akıl, beden ve ruh sağlığının bozulacağı bir işte istihdam edilemez. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in uyarısı gayet açıktır: “Kim insanlara zarar verirse Allah da ona zarar verir. Kim insanlara zorluk çıkarırsa, Allah da ona zorluk çıkarır.”[6] Kıymetli Müminler! Allah katında işçi ya da işveren olmanın bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük, takvadadır; yani Allah’tan hakkıyla sakınmak, O’nun emirlerini yerine getirmek, yasaklarından kaçınmaktır. Öyleyse, Rabbimizin rızasını, adaleti, hakkaniyeti, dürüstlüğü ve gönül kazanmayı tüm kazançların üstünde görelim. Unutmayalım ki, huzur ve mutluluk; sadece tüketmek ve biriktirmekte değil, paylaşmakta ve kanaat göstermektedir. Hutbemi Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in şu hadisiyle bitiriyorum: “….Hiç kimse Allah’ın kendisine takdir ettiği rızkı er ya da geç elde etmeden ölmeyecektir. Öyleyse Allah’tan hakkıyla sakının ve rızkınızı güzel yollardan isteyin. Helal olanı alın. Haramdan kaçının.”[7] 1 Taberânî, el-Mu’cemû’l-evsat, VII, 56. [2] Necm 53/39,40. [3] İbn Mâce, Rühûn, 4. [4] Nisâ, 4/103. [5] Nisâ, 4/135. [6] Ebû Dâvûd, Kadâ’ (Akdiye), 31. [7] İbn Mâce, Ticâret, 2. https://www.diyanet.gov.tr/tr-TR/Kurumsal/Detay/37580/cuma-hutbesi-alin-teri-mukaddestir
    0 Comentários 0 Compartilhamentos
  • Doğmadan Önce Kızlarının Kaderini Yazmış Bir Adam:

    1980 yılında, Richard Williams televizyon izlerken Romanyalı bir tenisçinin bir turnuva kazanarak 40.000 dolarlık bir çek aldığını gördü.
    Bu miktar, onun bir yılda kazandığından çok daha fazlaydı.

    O an… her şeyi değiştirdi.

    Televizyonu kapattı, bir kâğıt ve kalem aldı… ve tam 78 sayfalık bir plan yazdı.
    Hedefi: Henüz doğmamış kızlarının bir gün dünya tenisinde zirveye oturmasıydı.

    Ama ufak bir sorun vardı:
    Richard tenis hakkında hiçbir şey bilmiyordu.
    Amerika’nın en tehlikeli mahallelerinden biri olan Compton, California’da yaşıyordu.
    Ve cebinde tek kuruş yoktu.

    Beş yıl boyunca tenis dergilerini okudu, kasetler izledi, hareketleri öğrendi… tek başına, koçsuz.
    Sonra önce Venus’un, ardından Serena’nın eline birer raket verdi.
    Ve rüya… başlamış oldu.

    Zengin kulüplerden yere atılan eski topları topladı.
    Kızlarıyla harabe durumdaki halka açık kortlarda antrenman yaptı.
    Çoğu zaman, onları korumaya çalışırken çeteler tarafından dövüldü.
    Bir seferinde kortu terk etmediği için burnu, çenesi, parmakları kırıldı… dişleri söküldü.

    “Tarih, dişsiz bu adamı cesaretin simgesi olarak hatırlayacak,” diye yazmıştı bir gün günlüğüne.

    Tenis; beyazların, zenginlerin, dışlayıcıların sporuydu.
    Bu siyah aile… rahatsız ediciydi.
    Bir gün kızları sordu:
    “Baba, neden herkes bize öyle bakıyor?”

    Richard gözünü kırpmadan cevapladı:
    “Çünkü bu kadar güzel insanlara alışık değiller.”

    Yıllar sonra, takvim Wimbledon 2000’i gösterdi.
    Genç, siyah, güçlü bir kadın korta çıktı. Babası tribündeydi.
    Venus Williams, ilk Grand Slam’ini kazandı.
    Ve Richard… gözleri yaşlı dans etti.

    Sonra Serena geldi.
    23 Grand Slam şampiyonluğu.
    Spor tarihine silinmez bir iz.

    Ama madalyalardan çok önce…
    Alaylara, ırkçı hakaretlere, acımasız kıyaslara katlandılar.
    Babaları onlara öğretti: En güçlü cevap, raketle verilir.

    “Bir gün Wimbledon’ı kazanacağız.
    Ve bu bizim için olmayacak.
    Amerika’nın yoksulları ve unutulmuşları için olacak.” — Richard Williams

    Bugün milyonlarca küçük kız — ve oğlan — biliyor ki:
    Evet, bu mümkün.

    Çünkü bir baba, onlar daha hayal bile kuramadan… onlar için hayal kurmaya cesaret etti.
    Doğmadan Önce Kızlarının Kaderini Yazmış Bir Adam: 1980 yılında, Richard Williams televizyon izlerken Romanyalı bir tenisçinin bir turnuva kazanarak 40.000 dolarlık bir çek aldığını gördü. Bu miktar, onun bir yılda kazandığından çok daha fazlaydı. O an… her şeyi değiştirdi. Televizyonu kapattı, bir kâğıt ve kalem aldı… ve tam 78 sayfalık bir plan yazdı. Hedefi: Henüz doğmamış kızlarının bir gün dünya tenisinde zirveye oturmasıydı. Ama ufak bir sorun vardı: Richard tenis hakkında hiçbir şey bilmiyordu. Amerika’nın en tehlikeli mahallelerinden biri olan Compton, California’da yaşıyordu. Ve cebinde tek kuruş yoktu. Beş yıl boyunca tenis dergilerini okudu, kasetler izledi, hareketleri öğrendi… tek başına, koçsuz. Sonra önce Venus’un, ardından Serena’nın eline birer raket verdi. Ve rüya… başlamış oldu. Zengin kulüplerden yere atılan eski topları topladı. Kızlarıyla harabe durumdaki halka açık kortlarda antrenman yaptı. Çoğu zaman, onları korumaya çalışırken çeteler tarafından dövüldü. Bir seferinde kortu terk etmediği için burnu, çenesi, parmakları kırıldı… dişleri söküldü. “Tarih, dişsiz bu adamı cesaretin simgesi olarak hatırlayacak,” diye yazmıştı bir gün günlüğüne. Tenis; beyazların, zenginlerin, dışlayıcıların sporuydu. Bu siyah aile… rahatsız ediciydi. Bir gün kızları sordu: “Baba, neden herkes bize öyle bakıyor?” Richard gözünü kırpmadan cevapladı: “Çünkü bu kadar güzel insanlara alışık değiller.” Yıllar sonra, takvim Wimbledon 2000’i gösterdi. Genç, siyah, güçlü bir kadın korta çıktı. Babası tribündeydi. Venus Williams, ilk Grand Slam’ini kazandı. Ve Richard… gözleri yaşlı dans etti. Sonra Serena geldi. 23 Grand Slam şampiyonluğu. Spor tarihine silinmez bir iz. Ama madalyalardan çok önce… Alaylara, ırkçı hakaretlere, acımasız kıyaslara katlandılar. Babaları onlara öğretti: En güçlü cevap, raketle verilir. “Bir gün Wimbledon’ı kazanacağız. Ve bu bizim için olmayacak. Amerika’nın yoksulları ve unutulmuşları için olacak.” — Richard Williams Bugün milyonlarca küçük kız — ve oğlan — biliyor ki: Evet, bu mümkün. Çünkü bir baba, onlar daha hayal bile kuramadan… onlar için hayal kurmaya cesaret etti.
    0 Comentários 0 Compartilhamentos
  • Jeddah, Saudi Arabia
    Jeddah, Saudi Arabia 🇸🇦 🌴✨️
    0 Comentários 0 Compartilhamentos
  • As families gathered on #Ramadan’s first day to break their fast, a red-covered table that stretched several hundred meters cut its way through rubble in southern #Gaza. #Palestine https://arab.news/62948
    As families gathered on #Ramadan’s first day to break their fast, a red-covered table that stretched several hundred meters cut its way through rubble in southern #Gaza. #Palestine https://arab.news/62948
    0 Comentários 0 Compartilhamentos
  • Millions of Muslims across the globe welcomed the holy month of Ramadan with Tarawih, a special evening prayer observed exclusively during the sacred month of fasting and devotion.

    After breaking their fast at sunset, worshippers traditionally congregate in mosques to perform Tarawih. Meaning “rest” in Arabic, Tarawih is observed after the last daily prayer, Isha.
    Millions of Muslims across the globe welcomed the holy month of Ramadan with Tarawih, a special evening prayer observed exclusively during the sacred month of fasting and devotion. After breaking their fast at sunset, worshippers traditionally congregate in mosques to perform Tarawih. Meaning “rest” in Arabic, Tarawih is observed after the last daily prayer, Isha.
    0 Comentários 0 Compartilhamentos
  • " Bir kahvenin 40 yıl hatırı var " deyimi Üsküdarlı Bilge Yusuf ile Rum balıkçı Stelyonun hikâyesine dayanır

    1895 Eminönü Yemiş İskelesi , balıkçı kahvesine giren Osmanlı zabiti;
    "Bre Yusuf , herkese benden okkalı bir kahve , ama şurda oturan Rum palikaryasına yok..Ona , kahvem de akçem de haramdır "..der

    Bilge Yusuf kahveleri ikram eder , bir kahve de Palikarya Stelyo nun önüne koyar
    Zabıt adeta kükrer.."Ben , ona haramdır demedim mi Yusuf ?"
    Bilge Yusuf , hiç istifini bozmaz
    "Komutan , o kahve benden , ona da helaldir." der..Stelyo minnetle bakar Yusufa

    1905 olur , Samos ( Sisam ) arasında Rum isyanı başlar.. Damat Ferit Paşa adaya asker çıkarır..Bilge Yusuf da askerdir ve adaya çıkan askerler arasındadır. Ancak ilk çatışmada esir düşer..2 yıl yatar Samos zindanlarında..2 yıl sonunda Rum çeteciler , esir pazarında satışa çıkarır Yusufu

    Mezatda 5 para - 7 para sesleri arasından bir ses yükselir." - O Türke benden 5 kuruş , hemen alıyorum..".Sessizlik hakim olur , Rum alır Yusufu arabasına köyün dışına çıkarır. Denize yakın bir yerde arabasını durdurur , döner Yusufa " - Serbestsin Bilge Yusuf " der

    Yusuf inanamaz duruma , Rum un ellerine kapanır.." - beyim , kimsin necisin, beni neden özgür bırakırsın " der

    Rum döner Yusuf'a " - ben balıkçı Stelyo " der..Yusuf çözemez durumu , adamı tanımaz bile..Rum , uzun uzun anlatır ,12 yıl öncesine , Yemiş iskelesine döner , detaylarıyla o günü anlatır ve;

    "İşte ben , bir fincan kahveyi helal ettiğin balıkçı Stelyo " der. Göz yaşları sel olur. Sarmaş dolar olurlar. Stelyo , Yusufu , kaçak yoldan İstanbul'a gönderir. Bu dostluk 35 yıl devam eder

    Her yıl birbirlerini ziyaret ederler.Her ziyarette bir fincan kahve mutlaka vardır. Çocuklarına , torunlarına anlatırlar dostluklarını ve
    "Bu kahvenin 40 yıl hatırı var " derler..

    Kaynak ( TC Üsküdar Belediyesi
    Kültür Hizm .Arşivi) KAHVE SAATİ.
    " Bir kahvenin 40 yıl hatırı var " deyimi Üsküdarlı Bilge Yusuf ile Rum balıkçı Stelyonun hikâyesine dayanır 1895 Eminönü Yemiş İskelesi , balıkçı kahvesine giren Osmanlı zabiti; "Bre Yusuf , herkese benden okkalı bir kahve , ama şurda oturan Rum palikaryasına yok..Ona , kahvem de akçem de haramdır "..der Bilge Yusuf kahveleri ikram eder , bir kahve de Palikarya Stelyo nun önüne koyar Zabıt adeta kükrer.."Ben , ona haramdır demedim mi Yusuf ?" Bilge Yusuf , hiç istifini bozmaz "Komutan , o kahve benden , ona da helaldir." der..Stelyo minnetle bakar Yusufa 1905 olur , Samos ( Sisam ) arasında Rum isyanı başlar.. Damat Ferit Paşa adaya asker çıkarır..Bilge Yusuf da askerdir ve adaya çıkan askerler arasındadır. Ancak ilk çatışmada esir düşer..2 yıl yatar Samos zindanlarında..2 yıl sonunda Rum çeteciler , esir pazarında satışa çıkarır Yusufu Mezatda 5 para - 7 para sesleri arasından bir ses yükselir." - O Türke benden 5 kuruş , hemen alıyorum..".Sessizlik hakim olur , Rum alır Yusufu arabasına köyün dışına çıkarır. Denize yakın bir yerde arabasını durdurur , döner Yusufa " - Serbestsin Bilge Yusuf " der Yusuf inanamaz duruma , Rum un ellerine kapanır.." - beyim , kimsin necisin, beni neden özgür bırakırsın " der Rum döner Yusuf'a " - ben balıkçı Stelyo " der..Yusuf çözemez durumu , adamı tanımaz bile..Rum , uzun uzun anlatır ,12 yıl öncesine , Yemiş iskelesine döner , detaylarıyla o günü anlatır ve; "İşte ben , bir fincan kahveyi helal ettiğin balıkçı Stelyo " der. Göz yaşları sel olur. Sarmaş dolar olurlar. Stelyo , Yusufu , kaçak yoldan İstanbul'a gönderir. Bu dostluk 35 yıl devam eder Her yıl birbirlerini ziyaret ederler.Her ziyarette bir fincan kahve mutlaka vardır. Çocuklarına , torunlarına anlatırlar dostluklarını ve "Bu kahvenin 40 yıl hatırı var " derler.🙏🙏💖💖. Kaynak ( TC Üsküdar Belediyesi Kültür Hizm .Arşivi) KAHVE SAATİ.☕
    0 Comentários 0 Compartilhamentos
Páginas Impulsionadas