• A Journey in Abraham's Footsteps – The Way Forward – Harran, the City of Stars

    “In the twilight of time, when the stars still spoke to men and the mountains bore names, Abraham was born – he who would become the father of faith for the people who followed the Scripture, the Cross and the Crescent. His name wandered through the desert winds, carried by Turki storytellers who gathered around the hearths in the heart of Mesopotamia.

    “Listen, you who wander. For the wind of Harran carries old words, and the stars there still speak to those who dare to listen.”

    It is said that when Abraham left Urfa, it was not with a light heart. Behind him lay the miracle of fire, the fish in flames, and the wrath of King Nemrut. But before him – unknown land, and a sky that whispered.

    He wandered south, through dust and time, until he came to Harran – the city where the stars live. Here, the ancients say, he sat down on a stone by a dry well. He raised his eyes, and the night opened like a veil.

    “First he saw the sun – great and burning. ‘This must be God,’ he said. But the sun sank behind the mountains, and darkness came.”
    “Then he saw the moon – bright and gentle. ‘This must be God,’ he said. But the moon waned, and the stars took its place.”
    “Finally he saw the stars – a thousand lights, a thousand promises. And he said: ‘No… God is not the one who sets. God is the one who created all this.’”

    And the stars are said to have answered him. Not with words, but with light. They danced over Harran, and one of them fell – as a sign. Abraham stood up, knowing: The way forward was not his alone. It was for all who seek.

    Harran – where the stars still speak

    Today you can follow in Abraham’s footsteps in Harran, Turkey. See the ancient beehive houses, built like small temples to the sky. Explore the ruins of temples and towers, where the stars were once worshipped. Harran is mentioned in both the Bible and the Quran – as a place where faith took shape.

    When night falls over plains and rocks, and you stand there alone under the sky, you can hear it:
    “God is not in what sets. God is in what endures.”

    Have you visited Harran? Or is it something you dream about?
    🧵 A Journey in Abraham's Footsteps – The Way Forward – Harran, the City of Stars “In the twilight of time, when the stars still spoke to men and the mountains bore names, Abraham was born – he who would become the father of faith for the people who followed the Scripture, the Cross and the Crescent. His name wandered through the desert winds, carried by Turki storytellers who gathered around the hearths in the heart of Mesopotamia. 🔥 “Listen, you who wander. For the wind of Harran carries old words, and the stars there still speak to those who dare to listen.” It is said that when Abraham left Urfa, it was not with a light heart. Behind him lay the miracle of fire, the fish in flames, and the wrath of King Nemrut. But before him – unknown land, and a sky that whispered. He wandered south, through dust and time, until he came to Harran – the city where the stars live. Here, the ancients say, he sat down on a stone by a dry well. He raised his eyes, and the night opened like a veil. 🌌 “First he saw the sun – great and burning. ‘This must be God,’ he said. But the sun sank behind the mountains, and darkness came.” 🌙 “Then he saw the moon – bright and gentle. ‘This must be God,’ he said. But the moon waned, and the stars took its place.” ✨ “Finally he saw the stars – a thousand lights, a thousand promises. And he said: ‘No… God is not the one who sets. God is the one who created all this.’” And the stars are said to have answered him. Not with words, but with light. They danced over Harran, and one of them fell – as a sign. Abraham stood up, knowing: The way forward was not his alone. It was for all who seek. 🧭 Harran – where the stars still speak 📍 Today you can follow in Abraham’s footsteps in Harran, Turkey. See the ancient beehive houses, built like small temples to the sky. Explore the ruins of temples and towers, where the stars were once worshipped. Harran is mentioned in both the Bible and the Quran – as a place where faith took shape. When night falls over plains and rocks, and you stand there alone under the sky, you can hear it: 🌬️ “God is not in what sets. God is in what endures.” Have you visited Harran? Or is it something you dream about?
    0 التعليقات 0 نشر
  • Commagene Kingdom Ruins , Nemrut Mount, #Adıyaman ♥️
    Commagene Kingdom Ruins , Nemrut Mount, #Adıyaman ♥️🇹🇷
    0 التعليقات 0 نشر
  • Mount Nemrut, Turkey

    By katja
    Mount Nemrut, Turkey By katja
    0 التعليقات 0 نشر
  • Nemrut Mountain in Adiyaman
    Nemrut Mountain in Adiyaman
    0 التعليقات 0 نشر
  • Yıldızların altında Mitolojik Tanrıların tahtında Komagene Krallığı’nın zirvesi Nemrut Dağı !
    Adıyaman Türkiye
    Yıldızların altında Mitolojik Tanrıların tahtında Komagene Krallığı’nın zirvesi Nemrut Dağı ! Adıyaman Türkiye
    0 التعليقات 0 نشر
  • An image from the time when the 2,000-year-old tombs and monumental statues built by King Antiochus I of Commagene on the 2,150-meter-high Mount Nemrut to show his gratitude to the gods and his ancestors were first built. Mount Nemrut or Nemrud is a 2,134-metre-high (7,001 ft) mountain in southeastern Turkey, notable for the summit where a number of large statues are erected around what is assumed to be a royal tomb from the 1st century BC. It is one of the highest peaks in the east of the Taurus Mountains.

    #MountNemrut #Nemrud #Tombs #statues #KingAntiochusI #TaurusMountains #ancient #historical #history
    An image from the time when the 2,000-year-old tombs and monumental statues built by King Antiochus I of Commagene on the 2,150-meter-high Mount Nemrut to show his gratitude to the gods and his ancestors were first built. Mount Nemrut or Nemrud is a 2,134-metre-high (7,001 ft) mountain in southeastern Turkey, notable for the summit where a number of large statues are erected around what is assumed to be a royal tomb from the 1st century BC. It is one of the highest peaks in the east of the Taurus Mountains. #MountNemrut #Nemrud #Tombs #statues #KingAntiochusI #TaurusMountains #ancient #historical #history
    0 التعليقات 0 نشر
  • Cuma Hutbesi: "Rahmet ve Sekinet Müjdesi: İnşirâh Suresi"
    Alanya Konaklı Cami Hocası Celil Bıyıklı oğlu
    Muhterem Müslümanlar!

    Allah Resûlü (s.a.s)’in peygamberliğinin ilk yıllarıydı. Müşriklerin, Mekke’de Müslümanlara uyguladığı baskı ve zulüm iyice artmış, müminler için hayat çekilmez bir hal almıştı. İşte böyle zor bir zamanda, Yüce Allah, bizler için nice müjde ve hikmeti içinde barındıran İnşirâh suresini indirdi. Peygamber Efendimiz (s.a.s), bu surenin nazil olmasıyla sevinç duydu, ferahladı ve Rabbimizin her zorluğun ardından mutlaka bir kolaylık, bir sekinet lütfedeceğini müjdeledi.[1]

    Aziz Müminler!

    Bugün, başta Filistin olmak üzere yeryüzünde baskı ve zulme maruz kalan bütün kardeşlerimize İnşirâh suresinin gönülleri rahatlatan, müminlere umut aşılayan mesajlarıyla seslenmek istiyorum:

    اَلَمْ نَشْرَحْ لَكَ صَدْرَكَۙ. وَوَضَعْنَا عَنْكَ وِزْرَكَۙ. اَلَّـذ۪ٓي اَنْقَضَ ظَهْرَكَۙ. وَرَفَعْنَا لَكَ ذِكْرَكَۜ.

    “Biz senin gönlüne ferahlık vermedik mi? Belini büken yükünü kaldırmadık mı? Senin şanını yüceltmedik mi?”[2]

    Evet Kardeşlerim!

    Bizler inanıyoruz ki her şeye kâdir olan Allah’tır. Rahmet ve merhametiyle bizleri kuşatan O’dur. Göğsümüzdeki darlığı giderecek de, gönlümüze inşirâh verecek de O’dur. Cenâb-ı Hak, üzerimizdeki ağır yükleri kaldıracak, her türlü zorluk ve sıkıntıdan bizleri mutlaka kurtaracaktır.

    Değerli Müminler!

    İnşirâh suresinin hatırlattığı hakikatlerden biri de şudur:اِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْراًۜ. .فَاِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْراًۙ “Her zorluğun ardından bir kolaylık vardır. Muhakkak ki, her zorluğun ardından bir kolaylık vardır.”[3]

    Evet, inanıyoruz ki her hüznün ardından bir sevinç, her sıkıntının ardından bir ferahlık mutlaka gelecektir. Zira Cenâb-ı Hak, peygamberleri ve inananları hiçbir zaman yalnız bırakmamıştır. Onları, zalimlerin ve düşmanların insafına asla terk etmemiştir. Hz. Nûh’u tufanın helakinden, Hz. İbrâhim’i Nemrut’un ateşinden, Hz. Mûsâ’yı Firavun’un zulmünden, Hz. Yûsuf’u zindanın karanlığından kurtarmıştır.

    Ve nihayet, Peygamber Efendimiz (s.a.s)’i inkârcıların türlü eza ve cefasından felaha çıkarmış, ona nice fetih kapıları açmıştır.

    Kıymetli Müslümanlar!

    İnşirâh suresi bizlere şu hakikati de öğretmektedir: وَاِلٰى رَبِّكَ فَارْغَبْ. .فَاِذَا فَرَغْتَ فَانْصَبْۙ “Bir işi bitirince hemen başka bir işe koyul. Sadece Rabbine yönel.”[4]

    Ayet-i kerimelerde de belirtildiği gibi bizlere tembellik ve vurdumduymazlık yakışmaz. Mümin, sorumsuz ve ihmalkâr olamaz, rehavete kapılamaz. Yeryüzünde iyilik hâkim oluncaya kadar, hak ve hakikati, adalet ve merhameti yaşamaya, yaşatmaya ve yaymaya gayret eder. Mümin, her işini Allah’ın rızasını gözeterek yapar. İmanından aldığı güçle zorluklar karşısında ümidini yitirmez. İstiklalini ve istikbalini muhafaza etmek için var gücüyle çalışıp çabalar.

    Aziz Müminler!

    İnsanlık tarihinin şahit olduğu en büyük zulümlerden biri bugün Filistin’de, Gazze’de yaşanıyor. Bebek, çocuk, kadın, yaşlı demeden masum insanlar vahşice katlediliyor. Evler, camiler, okullar ve hatta hastaneler acımasızca bombalanıyor. Bütün dünyanın gözü önünde büyük bir insanlık suçu işleniyor. Binlerce masum insan aynı anda can verirken insaf ve vicdanını kaybetmiş dünya bu soykırımı sadece seyrediyor. Mazlumun ırkına, diline ve dinine bakılmaz. Tüm insanlığı zalimin karşısında mazlumun yanında olmaya davet ediyoruz.

    Değerli Müminler!

    Peygamber Efendimiz (s.a.s) bir hadis-i şerifinde şöyle buyuruyor: “Zulüm, zalim için kıyamet gününde zifiri karanlıktır.”[5] Müslümanların bugün yaşadığı sıkıntılar elbet sona erecek, zalimler dünyada da ahirette de acı bir akıbete maruz kalacaktır. İnananlar, Allah’ın yardımıyla mutlaka galip gelecektir. İçinden geçtiğimiz zorlu süreçler, yeni dirilişlerin habercisidir. Yeter ki, Müslümanlar olarak bizler, birlik ve beraberlik içerisinde hareket edelim. Kardeşlik ve muhabbetimizi daim kılalım. Birbirimize karşı merhametli, düşmana karşı ferasetli ve kuvvetli olalım. Allah’ın rahmetinden ümidimizi kesmeyelim. Rabbimize, kardeşlerimize ve insanlığa karşı sorumluluklarımızı yerine getirelim. Getirelim ki Rabbimiz, zorluklarımızı kolaylaştırsın, meşakkatlerimizi rahmete dönüştürsün. Bizi insanlığa yeniden önder ve örnek kılsın.

    Hutbemi şu ayet-i kerime ile bitiriyorum:

    يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اِنْ تَنْصُرُوا اللّٰهَ يَنْصُرْكُمْ وَيُثَبِّتْ اَقْدَامَكُمْ . “Ey iman edenler! Siz Allah’ın dinine yardım ederseniz Allah da size yardım eder, düşman karşısında sizi güçlü ve dirençli kılar.”[6]

    [1] Muvatta, Cihâd, 6; Suyûtî, Câmiu’s- Sağîr, 7374.
    [2] İnşirâh, 94/1-4.
    [3] İnşirâh, 94/5, 6.
    [4] İnşirâh, 94/7, 8.
    [5] Buhârî, Mezâlim, 8.
    [6] Muhammed, 47/7.
    Cuma Hutbesi: "Rahmet ve Sekinet Müjdesi: İnşirâh Suresi" Alanya Konaklı Cami Hocası Celil Bıyıklı oğlu Muhterem Müslümanlar! Allah Resûlü (s.a.s)’in peygamberliğinin ilk yıllarıydı. Müşriklerin, Mekke’de Müslümanlara uyguladığı baskı ve zulüm iyice artmış, müminler için hayat çekilmez bir hal almıştı. İşte böyle zor bir zamanda, Yüce Allah, bizler için nice müjde ve hikmeti içinde barındıran İnşirâh suresini indirdi. Peygamber Efendimiz (s.a.s), bu surenin nazil olmasıyla sevinç duydu, ferahladı ve Rabbimizin her zorluğun ardından mutlaka bir kolaylık, bir sekinet lütfedeceğini müjdeledi.[1] Aziz Müminler! Bugün, başta Filistin olmak üzere yeryüzünde baskı ve zulme maruz kalan bütün kardeşlerimize İnşirâh suresinin gönülleri rahatlatan, müminlere umut aşılayan mesajlarıyla seslenmek istiyorum: اَلَمْ نَشْرَحْ لَكَ صَدْرَكَۙ. وَوَضَعْنَا عَنْكَ وِزْرَكَۙ. اَلَّـذ۪ٓي اَنْقَضَ ظَهْرَكَۙ. وَرَفَعْنَا لَكَ ذِكْرَكَۜ. “Biz senin gönlüne ferahlık vermedik mi? Belini büken yükünü kaldırmadık mı? Senin şanını yüceltmedik mi?”[2] Evet Kardeşlerim! Bizler inanıyoruz ki her şeye kâdir olan Allah’tır. Rahmet ve merhametiyle bizleri kuşatan O’dur. Göğsümüzdeki darlığı giderecek de, gönlümüze inşirâh verecek de O’dur. Cenâb-ı Hak, üzerimizdeki ağır yükleri kaldıracak, her türlü zorluk ve sıkıntıdan bizleri mutlaka kurtaracaktır. Değerli Müminler! İnşirâh suresinin hatırlattığı hakikatlerden biri de şudur:اِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْراًۜ. .فَاِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْراًۙ “Her zorluğun ardından bir kolaylık vardır. Muhakkak ki, her zorluğun ardından bir kolaylık vardır.”[3] Evet, inanıyoruz ki her hüznün ardından bir sevinç, her sıkıntının ardından bir ferahlık mutlaka gelecektir. Zira Cenâb-ı Hak, peygamberleri ve inananları hiçbir zaman yalnız bırakmamıştır. Onları, zalimlerin ve düşmanların insafına asla terk etmemiştir. Hz. Nûh’u tufanın helakinden, Hz. İbrâhim’i Nemrut’un ateşinden, Hz. Mûsâ’yı Firavun’un zulmünden, Hz. Yûsuf’u zindanın karanlığından kurtarmıştır. Ve nihayet, Peygamber Efendimiz (s.a.s)’i inkârcıların türlü eza ve cefasından felaha çıkarmış, ona nice fetih kapıları açmıştır. Kıymetli Müslümanlar! İnşirâh suresi bizlere şu hakikati de öğretmektedir: وَاِلٰى رَبِّكَ فَارْغَبْ. .فَاِذَا فَرَغْتَ فَانْصَبْۙ “Bir işi bitirince hemen başka bir işe koyul. Sadece Rabbine yönel.”[4] Ayet-i kerimelerde de belirtildiği gibi bizlere tembellik ve vurdumduymazlık yakışmaz. Mümin, sorumsuz ve ihmalkâr olamaz, rehavete kapılamaz. Yeryüzünde iyilik hâkim oluncaya kadar, hak ve hakikati, adalet ve merhameti yaşamaya, yaşatmaya ve yaymaya gayret eder. Mümin, her işini Allah’ın rızasını gözeterek yapar. İmanından aldığı güçle zorluklar karşısında ümidini yitirmez. İstiklalini ve istikbalini muhafaza etmek için var gücüyle çalışıp çabalar. Aziz Müminler! İnsanlık tarihinin şahit olduğu en büyük zulümlerden biri bugün Filistin’de, Gazze’de yaşanıyor. Bebek, çocuk, kadın, yaşlı demeden masum insanlar vahşice katlediliyor. Evler, camiler, okullar ve hatta hastaneler acımasızca bombalanıyor. Bütün dünyanın gözü önünde büyük bir insanlık suçu işleniyor. Binlerce masum insan aynı anda can verirken insaf ve vicdanını kaybetmiş dünya bu soykırımı sadece seyrediyor. Mazlumun ırkına, diline ve dinine bakılmaz. Tüm insanlığı zalimin karşısında mazlumun yanında olmaya davet ediyoruz. Değerli Müminler! Peygamber Efendimiz (s.a.s) bir hadis-i şerifinde şöyle buyuruyor: “Zulüm, zalim için kıyamet gününde zifiri karanlıktır.”[5] Müslümanların bugün yaşadığı sıkıntılar elbet sona erecek, zalimler dünyada da ahirette de acı bir akıbete maruz kalacaktır. İnananlar, Allah’ın yardımıyla mutlaka galip gelecektir. İçinden geçtiğimiz zorlu süreçler, yeni dirilişlerin habercisidir. Yeter ki, Müslümanlar olarak bizler, birlik ve beraberlik içerisinde hareket edelim. Kardeşlik ve muhabbetimizi daim kılalım. Birbirimize karşı merhametli, düşmana karşı ferasetli ve kuvvetli olalım. Allah’ın rahmetinden ümidimizi kesmeyelim. Rabbimize, kardeşlerimize ve insanlığa karşı sorumluluklarımızı yerine getirelim. Getirelim ki Rabbimiz, zorluklarımızı kolaylaştırsın, meşakkatlerimizi rahmete dönüştürsün. Bizi insanlığa yeniden önder ve örnek kılsın. Hutbemi şu ayet-i kerime ile bitiriyorum: يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اِنْ تَنْصُرُوا اللّٰهَ يَنْصُرْكُمْ وَيُثَبِّتْ اَقْدَامَكُمْ . “Ey iman edenler! Siz Allah’ın dinine yardım ederseniz Allah da size yardım eder, düşman karşısında sizi güçlü ve dirençli kılar.”[6] [1] Muvatta, Cihâd, 6; Suyûtî, Câmiu’s- Sağîr, 7374. [2] İnşirâh, 94/1-4. [3] İnşirâh, 94/5, 6. [4] İnşirâh, 94/7, 8. [5] Buhârî, Mezâlim, 8. [6] Muhammed, 47/7.
    0 التعليقات 0 نشر
  • Güneşin en güzel doğup battığı yer / ADIYAMAN
    2150 metre yüksekliğindeki Nemrut Dağı, 1987 yılında UNESCO Dünya Mirasları Listesi’ne girmiş. Nemrut Dağı’nı bu kadar değerli yapan; üzerinde bulunan antik mezar, anıtsal heykeller, mimari kalıntılar ve benzersiz manzarası. Eski çağlarda dağın yamaçlarında hükümdarlık yapmış olan Kommagene Kralı I. Antiochos tanrılara ve atalarına minnettarlığını göstermek için ile Helenistik Dönemin en görkemli kalıntılarını burada bırakmış.
    Güneşin en güzel doğup battığı yer / ADIYAMAN 2150 metre yüksekliğindeki Nemrut Dağı, 1987 yılında UNESCO Dünya Mirasları Listesi’ne girmiş. Nemrut Dağı’nı bu kadar değerli yapan; üzerinde bulunan antik mezar, anıtsal heykeller, mimari kalıntılar ve benzersiz manzarası. Eski çağlarda dağın yamaçlarında hükümdarlık yapmış olan Kommagene Kralı I. Antiochos tanrılara ve atalarına minnettarlığını göstermek için ile Helenistik Dönemin en görkemli kalıntılarını burada bırakmış.
    0 التعليقات 0 نشر
  • From Nemrut Mountain in Adiyaman
    Nemrut was included in the UNESCO World Heritage List in 1987 as both a natural monument and a man-made historical artifact. The height of Mount Nemrut is 2150 meters. The Kingdom of Commagene, which ruled here around the 1st century BC, decorated Mount Nemrut with gigantic statues that still preserve their mysteries today.
    ---
    Nemrut, 1987 yılında hem doğal anıt hem de insan yapımı tarihi eser olarak UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne girdi. Nemrut Dağı'nın yüksekliği 2150 metredir. MÖ 1. yüzyılda burada hüküm süren Kommagene Krallığı, Nemrut Dağı'nı bugün hala gizemini koruyan devasa heykellerle donatmislardir.
    From Nemrut Mountain in Adiyaman Nemrut was included in the UNESCO World Heritage List in 1987 as both a natural monument and a man-made historical artifact. The height of Mount Nemrut is 2150 meters. The Kingdom of Commagene, which ruled here around the 1st century BC, decorated Mount Nemrut with gigantic statues that still preserve their mysteries today. --- Nemrut, 1987 yılında hem doğal anıt hem de insan yapımı tarihi eser olarak UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne girdi. Nemrut Dağı'nın yüksekliği 2150 metredir. MÖ 1. yüzyılda burada hüküm süren Kommagene Krallığı, Nemrut Dağı'nı bugün hala gizemini koruyan devasa heykellerle donatmislardir.
    0 التعليقات 0 نشر
  • #ALMAN MADEN MÜHENDİSİ PAUL GROSKOPH ve HABİB NECİB EFENDİ

    Yönetimindeki araştırma ekibi, çalışmalarını 1901’de Sultan Abdülhamid’e sundular.

    Petrol haritası, sadece Kuzey Irak’ta değil, Hakkâri ve Bitlis’te de petrol bulunabileceğini gösteriyor....

    Haritayı hazırlayan heyet, Bitlis Suyu denilen çayın kıyısı boyunca önemli petrol rezervleri tespit etmiş.

    Bugün TPAO’nun arama yaptığı bölgeler de haritada gösteriliyor.

    Ve şuanda petrol bulunan ve sınırlarımız içinde kalan bölgeler,Abdulhamit Han'a sunulan raporda mevcut.

    1.Diyarbakır
    2.Mardin
    3. Bismil
    4. Hazro Çayı
    5. Sinan
    6. Batman çayı
    7. Dicle
    8. Midyat
    9. Bedran
    10. Bitlis Suyu (çayı)
    11. Tulan
    12. Siirt
    13. Botan çayı
    14. Habur
    15. Fındık
    16. Cizre
    17. Dehuk
    18. Zaho
    19. Habur çayı
    20. Hakkari (Çölemerik)
    21. Ahmediye
    22. Bisan
    23. Alkuş
    24. Akra
    25. Büyük Zap
    26. Revanduz
    27. Musul
    28. Karakuş
    29. Nemrut
    30. Küçük Zap
    31. Erbil
    32. Köysancak
    33. Altınköprü
    34. Şargat
    35. Hamrin Dağı
    36. Kerkük
    37. Taşhurmatı
    38. Tavuk
    39. Karadağ
    40. Süleymaniye
    41. Karadağ
    42. Aksu
    43. Tuzhurmatı
    44. Kefri (Salahiye)
    45. Deli Abbas
    46. Tikrit
    47. Samara
    48. Haso çayı
    49. Narbin Suyu
    50. Diyale Suyu
    51. Ramadi
    52. Felluce
    53. Mendeli
    54. Bakuba
    55. Kazımiye
    56. Bağdat
    57. Museyyeb
    58. Hılle
    59. Kerbela
    60. Hit
    61. Fırat
    62. Anah
    63.El-Kadim
    64.Ebu Kemal
    65.Meyadin...

    Bu toprakların büyük kısmı Osmanlı Toprağıydı.

    Böldüler aldılar bizden.

    Dikkat edin sınır dışında kalan petrol haritası çıkarılan yerlerde BATI'nın varlığını görürsünüz..

    Bizim sınırlarımız içinde tesbit edilen PETROL bölgelerinide...

    Terörü getirerek, başımıza bela ederek bizden gizlediler.

    Kendi zenginliklerimize ulaşmamızı engellediler..

    Şimdi devran döndü..

    Doğu ve Güneydoğu bölgelerinin neredeyse tamamında PETROL ve MADEN müjdesi gelecek..

    İzleyin..
    #ALMAN MADEN MÜHENDİSİ PAUL GROSKOPH ve HABİB NECİB EFENDİ Yönetimindeki araştırma ekibi, çalışmalarını 1901’de Sultan Abdülhamid’e sundular. Petrol haritası, sadece Kuzey Irak’ta değil, Hakkâri ve Bitlis’te de petrol bulunabileceğini gösteriyor.... Haritayı hazırlayan heyet, Bitlis Suyu denilen çayın kıyısı boyunca önemli petrol rezervleri tespit etmiş. Bugün TPAO’nun arama yaptığı bölgeler de haritada gösteriliyor. Ve şuanda petrol bulunan ve sınırlarımız içinde kalan bölgeler,Abdulhamit Han'a sunulan raporda mevcut. 1.Diyarbakır 2.Mardin 3. Bismil 4. Hazro Çayı 5. Sinan 6. Batman çayı 7. Dicle 8. Midyat 9. Bedran 10. Bitlis Suyu (çayı) 11. Tulan 12. Siirt 13. Botan çayı 14. Habur 15. Fındık 16. Cizre 17. Dehuk 18. Zaho 19. Habur çayı 20. Hakkari (Çölemerik) 21. Ahmediye 22. Bisan 23. Alkuş 24. Akra 25. Büyük Zap 26. Revanduz 27. Musul 28. Karakuş 29. Nemrut 30. Küçük Zap 31. Erbil 32. Köysancak 33. Altınköprü 34. Şargat 35. Hamrin Dağı 36. Kerkük 37. Taşhurmatı 38. Tavuk 39. Karadağ 40. Süleymaniye 41. Karadağ 42. Aksu 43. Tuzhurmatı 44. Kefri (Salahiye) 45. Deli Abbas 46. Tikrit 47. Samara 48. Haso çayı 49. Narbin Suyu 50. Diyale Suyu 51. Ramadi 52. Felluce 53. Mendeli 54. Bakuba 55. Kazımiye 56. Bağdat 57. Museyyeb 58. Hılle 59. Kerbela 60. Hit 61. Fırat 62. Anah 63.El-Kadim 64.Ebu Kemal 65.Meyadin... Bu toprakların büyük kısmı Osmanlı Toprağıydı. Böldüler aldılar bizden. Dikkat edin sınır dışında kalan petrol haritası çıkarılan yerlerde BATI'nın varlığını görürsünüz.. Bizim sınırlarımız içinde tesbit edilen PETROL bölgelerinide... Terörü getirerek, başımıza bela ederek bizden gizlediler. Kendi zenginliklerimize ulaşmamızı engellediler.. Şimdi devran döndü.. Doğu ve Güneydoğu bölgelerinin neredeyse tamamında PETROL ve MADEN müjdesi gelecek.. İzleyin..
    0 التعليقات 0 نشر
الصفحات المعززة