• Yâ Rabb el-Âlemîn.!

    Kim hastalığı ya da hastası için,
    Şifâ bekliyorsa..

    Kim kolu kanadı kırık,
    Öylece sevinçlerine Burak arıyorsa..

    Kim gözleri uzaklara dalıp,
    Nemli nemli iç çekiyorsa..

    Kim hangi derdine devâ bekliyorsa..

    Yardımını esirgeme üzerlerinden
    YÂ RABBİM

    - Allâhümme Âmin Ecmâin
    Yâ Rabb el-Âlemîn.! ☝️ Kim hastalığı ya da hastası için, Şifâ bekliyorsa.. Kim kolu kanadı kırık, Öylece sevinçlerine Burak arıyorsa.. Kim gözleri uzaklara dalıp, Nemli nemli iç çekiyorsa.. Kim hangi derdine devâ bekliyorsa.. Yardımını esirgeme üzerlerinden YÂ RABBİM 🤲 - Allâhümme Âmin Ecmâin 🤎🌸
    0 التعليقات 0 نشر
  • Yûsuf'u öldürmek istediler, ölmedi.
    Onu babasından uzak tuttular,
    Sevgisi arttı.
    Köle olarak sattılar, hükümdâr oldu.!

    İnsanların kurnazlığına ve önlemlerine üzülmeyin.

    Emin olun, Allah'ın irâdesi,
    Herkesin irâdesinin üstündedir.!
    Yûsuf'u öldürmek istediler, ölmedi. Onu babasından uzak tuttular, Sevgisi arttı. Köle olarak sattılar, hükümdâr oldu.! İnsanların kurnazlığına ve önlemlerine üzülmeyin. Emin olun, Allah'ın irâdesi, Herkesin irâdesinin üstündedir.!
    0 التعليقات 0 نشر
  • Doğum adı Ercüment Banuydu. 14 yaşında sözlenmiş, 19 yaşında sonradan Sultan olacak veliaht Şehzade ile evlenmiş ve Mümtaz Mahal adını almıştı. Birbirlerine karşı efsanevi bir aşk besliyorlardı. Bir isyanı bastırmak için ordularıyla yola koyulan kocasına, dokuz aylık hamile olmasına rağmen, her zamanki gibi eşlik ediyordu. 17 Haziran 1631 tarihinde doğum yaparken 38 yaşında vefat etti.

    Sultan beslediği aşkı uğruna, insaaşı 23 yıl sürecek olan büyük bir anıt mezar yaptırdı. Yapının 2 mimarından biri Mimar Sinan'ın öğrencilerinden Muhammed İsa Çelebi, Kubbenin yapımından sorumlu kişi yine Mimar Sinan'ın talebelerinden İsmail Çelebi idi. İslam dünyasının en görkemli eserlerinden biri olmakla birlikte dünyanın 7 harikasından biri olarak kabul edilir.

    Bu efsane aşkın sahipleri Türk Babür İmparatoru Şah Cihan ve eşi Mümtaz Mahal Hanım'dır, aşklarının simgesi ise TAC MAHAL.
    Doğum adı Ercüment Banuydu. 14 yaşında sözlenmiş, 19 yaşında sonradan Sultan olacak veliaht Şehzade ile evlenmiş ve Mümtaz Mahal adını almıştı. Birbirlerine karşı efsanevi bir aşk besliyorlardı. Bir isyanı bastırmak için ordularıyla yola koyulan kocasına, dokuz aylık hamile olmasına rağmen, her zamanki gibi eşlik ediyordu. 17 Haziran 1631 tarihinde doğum yaparken 38 yaşında vefat etti. Sultan beslediği aşkı uğruna, insaaşı 23 yıl sürecek olan büyük bir anıt mezar yaptırdı. Yapının 2 mimarından biri Mimar Sinan'ın öğrencilerinden Muhammed İsa Çelebi, Kubbenin yapımından sorumlu kişi yine Mimar Sinan'ın talebelerinden İsmail Çelebi idi. İslam dünyasının en görkemli eserlerinden biri olmakla birlikte dünyanın 7 harikasından biri olarak kabul edilir. Bu efsane aşkın sahipleri Türk Babür İmparatoru Şah Cihan ve eşi Mümtaz Mahal Hanım'dır, aşklarının simgesi ise TAC MAHAL.
    0 التعليقات 0 نشر
  • Cuma Hutbesi: "Yâsîn Sûresi: Kur’an’ın Kalbi"

    “Her şeyin bir kalbi vardır. Kur’an’ın kalbi ise Yâsîn sûresidir.” (Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’an, 7)

    Muhterem Müslümanlar!

    Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de yer alan sûrelerden biri de Yâsîn sûresidir. Yâsîn sûresi; insanın aklına ve vicdanına seslenen, kâinatın bir denge ve ahenk üzere yaratıldığını hatırlatan, hayatı anlamlandıran, kalpleri dirilten, hak ve hakikati öğreten bir sûredir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s), “Her şeyin bir kalbi vardır. Kur’an’ın kalbi ise Yâsîn sûresidir.”[1] buyurarak bu sûreden övgüyle bahsetmiştir. Anadolu irfanıyla yoğrulan aziz milletimiz; doğumdan ölüme, sevinçten hüzne, sağlıktan hastalığa farklı zamanlarda Yâsîn sûresini okumayı alışkanlık haline getirmiştir. Ancak bu sûreyi okumaktan maksat; sadece onu tilavet etmek değil, onun manasını tefekkür etmek ve mesajlarını hayatımıza aktarmaktır.

    Aziz Müminler!

    Yâsîn sûresi; insanlığa hayat rehberi olarak gönderilen Kur’an’a yeminle başlayarak, dünya ve ahiret huzurunun ancak onun emirlerine tabi olmaktan geçtiğine dikkat çekmektedir.

    Yâsîn sûresi, وَاَنِ اعْبُدُون۪يۜ هٰذَا صِرَاطٌ مُسْتَق۪يمٌ “Bana kulluk edin. İşte dosdoğru yol budur.”[2] beyanıyla bizleri; yalnız Allah’a kul olmaya, istikamet üzere bir ömür sürmeye davet etmektedir. Bu istikamet; tevhitle başlayan, ibadetlerle güçlenen, güzel ahlakla kemale eren, İslam’ın dosdoğru yoludur. Bu yolda olan bir mümin, her işinde ihlası, her davranışında samimiyeti kuşanmalıdır. Riyadan ve gösterişten uzak durmalıdır.

    Yâsîn sûresi, “Sen elbette dosdoğru yol üzere gönderilen peygamberlerdensin.”[3] ayetiyle Allah Resûlü (s.a.s)’in tüm insanlığı, dünyada ve ahirette mutluluğa çağıran kutlu bir elçi olduğunu haber vermektedir. Peygamber Efendimiz (s.a.s); hak ile batılı, doğru ile yanlışı, iyi ile kötüyü, helal ile haramı insanlığa gösteren hidayet rehberidir. Yetim ve öksüzleri sevindirmeyi, komşu ile iyi geçinmeyi, affedici ve bağışlayıcı olmayı öğreten rahmet elçisidir.

    Kıymetli Müslümanlar!

    Yâsîn sûresi; inkarcıların, “Şu çürümüş kemiklere yeniden kim can verecek?” sorusuna, قُلْ يُحْي۪يهَا الَّـذ۪ٓي اَنْشَاَهَٓا اَوَّلَ مَرَّةٍۜ “Onları ilk başta yaratmış olan Allah diriltecektir.”[4] fermanıyla cevap vermektedir.

    Sevgili Peygamberimiz (s.a.s), vefat eden müminlere Yâsîn sûresini okumamızı tavsiye etmiştir.[5] Bu tavsiye bizlere; her nefsin ölümü tadacağını, ölmeden önce ahiret için hazırlık yapmamız gerektiğini, söylediklerimizden ve yaptıklarımızdan tek tek hesaba çekileceğimizi öğretmektedir. Yâsîn sûresi bu hususta bizleri şöyle uyarmaktadır: “O gün, onların ağızlarını mühürleriz; yapmış olduklarını elleri bize anlatır, ayakları da şahitlik eder.”[6] Bu bilince sahip olan bir Müslüman; yaratılış gayesi olan iyilikten, ibadetten, güzel ahlaktan uzak durmamalıdır. Kötülüklere asla yeltenmemelidir. Ölüm, ahiret, hesap, sorgu sual yokmuş gibi yaşamamalıdır. Rabbine, kendisine, ailesine, topluma ve çevresine karşı sorumluluklarını yerine getirmelidir. Bütün imkansızlıklara rağmen; vatanı ve mukaddesatı uğruna siyonist zalimlere ve işbirlikçilerine karşı destansı bir mücadele veren Gazzeli kardeşlerimiz başta olmak üzere daima mazlumun ve mağdurun yanında olmalıdır. Hiçbir insani ve ahlaki ilke tanımayan bu canilerle maddi ve manevi olarak mücadele etmelidir.

    Değerli Müminler!

    Yâsîn sûresi, müminleri şöyle müjdelemektedir: اِنَّ اَصْحَابَ الْجَنَّةِ الْيَوْمَ ف۪ي شُغُلٍ فَاكِهُونَۚ “O gün cennetlikler, nimetler içinde safa sürerler.”[7] سَلَامٌ قَوْلاً مِنْ رَبٍّ رَح۪يمٍ “Onlara merhamet sahibi Rabbin söylediği selam vardır.”[8] Şeytanın esiri olan günahkarları da şöyle ikaz etmektedir: هٰذِه۪ جَهَنَّمُ الَّت۪ي كُنْتُمْ تُوعَدُونَ “İşte size haber verilen cehennem budur!” اِصْلَوْهَا الْيَوْمَ بِمَا كُنْتُمْ تَكْفُرُونَ “İnkar ettiğinizden dolayı bugün girin oraya!”[9]

    Aziz Müslümanlar!

    Zilhicce ayının içindeyiz. Bu mübarek günleri; ibadetlerimizi arttırmak, hatalarımızı gözden geçirmek, günahlarımıza tövbe etmek için bir fırsat bilelim. Hesap günü gelmeden önce kendimizi hesaba çekmeye vesile kılalım.

    Hutbemi Yâsîn sûresinin son ayeti ile bitiriyorum: فَسُبْحَانَ الَّذ۪ي بِيَدِه۪ مَلَكُوتُ كُلِّ شَيْءٍ وَاِلَيْهِ تُرْجَعُونَ “Her şeyin hükümranlığı elinde olan Allah’ın şanı ne yücedir! Hepiniz O’na döndürüleceksiniz.”[10]



    [1] Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’an, 7.

    [2] Yâsîn, 36/61.

    [3] Yâsîn, 36/3, 4.

    [4] Yâsîn, 36/78, 79.

    [5] Ebû Dâvûd, Cenâiz, 19, 20.

    [6] Yâsîn, 36/65.

    [7] Yâsîn, 36/55.

    [8] Yâsîn, 36/58.

    [9] Yâsîn, 36/63, 64.

    [10] Yâsîn, 36/83.

    https://diyanet.gov.tr/tr-TR/Kurumsal/Detay/37709/cuma-hutbesi-ysn-sresi-kuranin-kalbi
    Cuma Hutbesi: "Yâsîn Sûresi: Kur’an’ın Kalbi" “Her şeyin bir kalbi vardır. Kur’an’ın kalbi ise Yâsîn sûresidir.” (Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’an, 7) Muhterem Müslümanlar! Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de yer alan sûrelerden biri de Yâsîn sûresidir. Yâsîn sûresi; insanın aklına ve vicdanına seslenen, kâinatın bir denge ve ahenk üzere yaratıldığını hatırlatan, hayatı anlamlandıran, kalpleri dirilten, hak ve hakikati öğreten bir sûredir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s), “Her şeyin bir kalbi vardır. Kur’an’ın kalbi ise Yâsîn sûresidir.”[1] buyurarak bu sûreden övgüyle bahsetmiştir. Anadolu irfanıyla yoğrulan aziz milletimiz; doğumdan ölüme, sevinçten hüzne, sağlıktan hastalığa farklı zamanlarda Yâsîn sûresini okumayı alışkanlık haline getirmiştir. Ancak bu sûreyi okumaktan maksat; sadece onu tilavet etmek değil, onun manasını tefekkür etmek ve mesajlarını hayatımıza aktarmaktır. Aziz Müminler! Yâsîn sûresi; insanlığa hayat rehberi olarak gönderilen Kur’an’a yeminle başlayarak, dünya ve ahiret huzurunun ancak onun emirlerine tabi olmaktan geçtiğine dikkat çekmektedir. Yâsîn sûresi, وَاَنِ اعْبُدُون۪يۜ هٰذَا صِرَاطٌ مُسْتَق۪يمٌ “Bana kulluk edin. İşte dosdoğru yol budur.”[2] beyanıyla bizleri; yalnız Allah’a kul olmaya, istikamet üzere bir ömür sürmeye davet etmektedir. Bu istikamet; tevhitle başlayan, ibadetlerle güçlenen, güzel ahlakla kemale eren, İslam’ın dosdoğru yoludur. Bu yolda olan bir mümin, her işinde ihlası, her davranışında samimiyeti kuşanmalıdır. Riyadan ve gösterişten uzak durmalıdır. Yâsîn sûresi, “Sen elbette dosdoğru yol üzere gönderilen peygamberlerdensin.”[3] ayetiyle Allah Resûlü (s.a.s)’in tüm insanlığı, dünyada ve ahirette mutluluğa çağıran kutlu bir elçi olduğunu haber vermektedir. Peygamber Efendimiz (s.a.s); hak ile batılı, doğru ile yanlışı, iyi ile kötüyü, helal ile haramı insanlığa gösteren hidayet rehberidir. Yetim ve öksüzleri sevindirmeyi, komşu ile iyi geçinmeyi, affedici ve bağışlayıcı olmayı öğreten rahmet elçisidir. Kıymetli Müslümanlar! Yâsîn sûresi; inkarcıların, “Şu çürümüş kemiklere yeniden kim can verecek?” sorusuna, قُلْ يُحْي۪يهَا الَّـذ۪ٓي اَنْشَاَهَٓا اَوَّلَ مَرَّةٍۜ “Onları ilk başta yaratmış olan Allah diriltecektir.”[4] fermanıyla cevap vermektedir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s), vefat eden müminlere Yâsîn sûresini okumamızı tavsiye etmiştir.[5] Bu tavsiye bizlere; her nefsin ölümü tadacağını, ölmeden önce ahiret için hazırlık yapmamız gerektiğini, söylediklerimizden ve yaptıklarımızdan tek tek hesaba çekileceğimizi öğretmektedir. Yâsîn sûresi bu hususta bizleri şöyle uyarmaktadır: “O gün, onların ağızlarını mühürleriz; yapmış olduklarını elleri bize anlatır, ayakları da şahitlik eder.”[6] Bu bilince sahip olan bir Müslüman; yaratılış gayesi olan iyilikten, ibadetten, güzel ahlaktan uzak durmamalıdır. Kötülüklere asla yeltenmemelidir. Ölüm, ahiret, hesap, sorgu sual yokmuş gibi yaşamamalıdır. Rabbine, kendisine, ailesine, topluma ve çevresine karşı sorumluluklarını yerine getirmelidir. Bütün imkansızlıklara rağmen; vatanı ve mukaddesatı uğruna siyonist zalimlere ve işbirlikçilerine karşı destansı bir mücadele veren Gazzeli kardeşlerimiz başta olmak üzere daima mazlumun ve mağdurun yanında olmalıdır. Hiçbir insani ve ahlaki ilke tanımayan bu canilerle maddi ve manevi olarak mücadele etmelidir. Değerli Müminler! Yâsîn sûresi, müminleri şöyle müjdelemektedir: اِنَّ اَصْحَابَ الْجَنَّةِ الْيَوْمَ ف۪ي شُغُلٍ فَاكِهُونَۚ “O gün cennetlikler, nimetler içinde safa sürerler.”[7] سَلَامٌ قَوْلاً مِنْ رَبٍّ رَح۪يمٍ “Onlara merhamet sahibi Rabbin söylediği selam vardır.”[8] Şeytanın esiri olan günahkarları da şöyle ikaz etmektedir: هٰذِه۪ جَهَنَّمُ الَّت۪ي كُنْتُمْ تُوعَدُونَ “İşte size haber verilen cehennem budur!” اِصْلَوْهَا الْيَوْمَ بِمَا كُنْتُمْ تَكْفُرُونَ “İnkar ettiğinizden dolayı bugün girin oraya!”[9] Aziz Müslümanlar! Zilhicce ayının içindeyiz. Bu mübarek günleri; ibadetlerimizi arttırmak, hatalarımızı gözden geçirmek, günahlarımıza tövbe etmek için bir fırsat bilelim. Hesap günü gelmeden önce kendimizi hesaba çekmeye vesile kılalım. Hutbemi Yâsîn sûresinin son ayeti ile bitiriyorum: فَسُبْحَانَ الَّذ۪ي بِيَدِه۪ مَلَكُوتُ كُلِّ شَيْءٍ وَاِلَيْهِ تُرْجَعُونَ “Her şeyin hükümranlığı elinde olan Allah’ın şanı ne yücedir! Hepiniz O’na döndürüleceksiniz.”[10] [1] Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’an, 7. [2] Yâsîn, 36/61. [3] Yâsîn, 36/3, 4. [4] Yâsîn, 36/78, 79. [5] Ebû Dâvûd, Cenâiz, 19, 20. [6] Yâsîn, 36/65. [7] Yâsîn, 36/55. [8] Yâsîn, 36/58. [9] Yâsîn, 36/63, 64. [10] Yâsîn, 36/83. https://diyanet.gov.tr/tr-TR/Kurumsal/Detay/37709/cuma-hutbesi-ysn-sresi-kuranin-kalbi
    0 التعليقات 0 نشر
  • Sıklıkla hafife aldığımız bir kolaylık olan sifonlu tuvaletin binlerce yıl öncesine dayanan köklerinin çeşitli medeniyetlerde bulunduğunu öğrendiğinizde şaşırabilirsiniz. Bu, sifonlu tuvaletin sadece modern ve Batılı bir buluş olduğu yönündeki yaygın yanlış kanıya meydan okuyor. Tanıdık S-tuzağı ve sarnıç tasarımının sonraki yüzyıllarda resmileştirildiği doğru olsa da, eski Afrika toplumlarında, 19. yüzyıl Ashanti imparatorluğu'nun etkileyici iç mekan sıhhi tesisatı ve çok katlı sifonlu tuvaletleri gibi gelişmiş su bazlı sanitasyon sistemleri mevcuttu. ve antik Nubia'nın sofistike umumi tuvaletleri, Avrupalı meslektaşlarından çok önce derin bir hijyen ve mühendislik anlayışı sergilemek. Bu zengin tarih, çoğu zaman göz ardı edilen önemli bir noktayı vurguluyor: Yenilik evrensel bir insan niteliğidir ve “yeni” olarak algıladığımız birçok fikir, farklı kültürlerden gelen kadim yankılara sahiptir. Bu da bizi, bu temel kavramların gerçek öncülerini yeniden incelemeye itiyor.
    Sıklıkla hafife aldığımız bir kolaylık olan sifonlu tuvaletin binlerce yıl öncesine dayanan köklerinin çeşitli medeniyetlerde bulunduğunu öğrendiğinizde şaşırabilirsiniz. Bu, sifonlu tuvaletin sadece modern ve Batılı bir buluş olduğu yönündeki yaygın yanlış kanıya meydan okuyor. Tanıdık S-tuzağı ve sarnıç tasarımının sonraki yüzyıllarda resmileştirildiği doğru olsa da, eski Afrika toplumlarında, 19. yüzyıl Ashanti imparatorluğu'nun etkileyici iç mekan sıhhi tesisatı ve çok katlı sifonlu tuvaletleri gibi gelişmiş su bazlı sanitasyon sistemleri mevcuttu. ve antik Nubia'nın sofistike umumi tuvaletleri, Avrupalı meslektaşlarından çok önce derin bir hijyen ve mühendislik anlayışı sergilemek. Bu zengin tarih, çoğu zaman göz ardı edilen önemli bir noktayı vurguluyor: Yenilik evrensel bir insan niteliğidir ve “yeni” olarak algıladığımız birçok fikir, farklı kültürlerden gelen kadim yankılara sahiptir. Bu da bizi, bu temel kavramların gerçek öncülerini yeniden incelemeye itiyor.
    0 التعليقات 0 نشر
  • "Amerika" ve "ABD" arasındaki fark

    "Amerika" ve "ABD" terimleri genellikle değişken olarak kullanılır, ancak tam olarak aynı değildir:

    ABD (Amerika Birleşik Devletleri):
    Bu özellikle Kaliforniya, Teksas, New York ve Alaska gibi yerler de dahil olmak üzere 50 eyaletten oluşan ülkeyi ifade ediyor. 1776 yılında kurulan bir ulus.

    Amerika:
    Teknik olarak, bu tüm kıtanın - Kuzey, Orta ve Güney Amerika- Kanada, Brezilya, Meksika, Arjantin ve daha fazlası gibi ülkeleri kapsıyor. Bununla birlikte, genel kullanım olarak (özellikle İngilizce), coğrafi olarak doğru olmasa da, ABD için genellikle steno anlamına gelir.

    Yani "ABD" = tek ülke,
    "Amerika" = ya aynı ülke... ya da bağlamına bağlı olarak iki koca kıta!
    "Amerika" ve "ABD" arasındaki fark 🇺🇸 "Amerika" ve "ABD" terimleri genellikle değişken olarak kullanılır, ancak tam olarak aynı değildir: 🔹 ABD (Amerika Birleşik Devletleri): Bu özellikle Kaliforniya, Teksas, New York ve Alaska gibi yerler de dahil olmak üzere 50 eyaletten oluşan ülkeyi ifade ediyor. 1776 yılında kurulan bir ulus. 🔹 Amerika: Teknik olarak, bu tüm kıtanın - Kuzey, Orta ve Güney Amerika- Kanada, Brezilya, Meksika, Arjantin ve daha fazlası gibi ülkeleri kapsıyor. Bununla birlikte, genel kullanım olarak (özellikle İngilizce), coğrafi olarak doğru olmasa da, ABD için genellikle steno anlamına gelir. Yani "ABD" = tek ülke, "Amerika" = ya aynı ülke... ya da bağlamına bağlı olarak iki koca kıta! 🌍
    0 التعليقات 0 نشر
  • 🛰TÜRKSAT, mobil operatör olarak hizmet vermeye hazırlanıyor. Gerekli yasal düzenlemeler sonrası, Türkiye’nin dördüncü mobil operatörü olacak

    #saltokunur #mobil #operatör #türksat
    🛰TÜRKSAT, mobil operatör olarak hizmet vermeye hazırlanıyor. Gerekli yasal düzenlemeler sonrası, Türkiye’nin dördüncü mobil operatörü olacak #saltokunur #mobil #operatör #türksat
    0 التعليقات 0 نشر
  • Uzun Hasan, 1423 yılında Diyarbakır'da doğmuştur. Oğuzların Bayındır boyundan, Akkoyunlu Hanedanının kurucusu Kara Yülük Osman'ın torunu olup, babası Celâleddîn Ali Beydir.

    1453 yılında Akkoyunlu Devletinin başına , Başkentleri Diyarbakır'da geçmiştir. Karakoyunlular ve Timur’un torununu yenerek Devletinin sınırlarını güneye doğru genişletmiştir. Böylelikle Devletin yeni Başkenti Tebriz olmuştur. Uzun Hasan bügünkü İran, Irak, Azerbaycan, Ermenistan ve Türkiye'nin bir bölümünü kapsayan bir coğrafyada 1453-1478 yılları arasında hüküm sürmüştür.

    1458’de Trabzon Rum İmparatoru IV. Yuhannes'un kızı Katerina Despina ile evlenmiştir. Katerina Despina, Akkoyunlulara gelin gelince, Uzun Hasan’ı, Osmanlılar aleyhine faaliyete soktu. Uzun Hasan 11 Ağustos 1473 tarihinde Osmanlı İmparatorluğu ile yaptığı Otlukbeli Savaşı'nda yenildi.

    Uzun Hasan, tam 547 yıl önce, 6 Ocak 1478 tarihinde Tebriz’de vefat etti. Kendi yaptırdığı Nasriyye Medresesi avlusuna gömüldü.Uzun Hasan’dan sonra oğlu Halil Mirza, Akkoyunlu hükümdarı oldu. Uzun Hasan’ın ölümünden sonra ortaya çıkan taht kavgaları sonucunda Akkoyunlu Devleti ikiye bölündü.Uzun Hasan'ın kızkardeşi Halime’nin oğlu "İsmail" daha sonra "Safevi" devletinin hükümdarı Şah İsmail olacaktır.

    Uzun Hasan'ın Türkmenistan'ın Başkent'i Aşkabat'taki heykeli.

    (Alıntı)
    Uzun Hasan, 1423 yılında Diyarbakır'da doğmuştur. Oğuzların Bayındır boyundan, Akkoyunlu Hanedanının kurucusu Kara Yülük Osman'ın torunu olup, babası Celâleddîn Ali Beydir. 1453 yılında Akkoyunlu Devletinin başına , Başkentleri Diyarbakır'da geçmiştir. Karakoyunlular ve Timur’un torununu yenerek Devletinin sınırlarını güneye doğru genişletmiştir. Böylelikle Devletin yeni Başkenti Tebriz olmuştur. Uzun Hasan bügünkü İran, Irak, Azerbaycan, Ermenistan ve Türkiye'nin bir bölümünü kapsayan bir coğrafyada 1453-1478 yılları arasında hüküm sürmüştür. 1458’de Trabzon Rum İmparatoru IV. Yuhannes'un kızı Katerina Despina ile evlenmiştir. Katerina Despina, Akkoyunlulara gelin gelince, Uzun Hasan’ı, Osmanlılar aleyhine faaliyete soktu. Uzun Hasan 11 Ağustos 1473 tarihinde Osmanlı İmparatorluğu ile yaptığı Otlukbeli Savaşı'nda yenildi. Uzun Hasan, tam 547 yıl önce, 6 Ocak 1478 tarihinde Tebriz’de vefat etti. Kendi yaptırdığı Nasriyye Medresesi avlusuna gömüldü.Uzun Hasan’dan sonra oğlu Halil Mirza, Akkoyunlu hükümdarı oldu. Uzun Hasan’ın ölümünden sonra ortaya çıkan taht kavgaları sonucunda Akkoyunlu Devleti ikiye bölündü.Uzun Hasan'ın kızkardeşi Halime’nin oğlu "İsmail" daha sonra "Safevi" devletinin hükümdarı Şah İsmail olacaktır. Uzun Hasan'ın Türkmenistan'ın Başkent'i Aşkabat'taki heykeli. (Alıntı)
    0 التعليقات 0 نشر
  • NEHİRLER ÜLKESİ

    Dicle ve Fırat; "El-Kurnah" adı verilen bölgede birleşmektedir. Bu bölgeye Şatülarap da denilmektedir. Irak'ın güneyinde, Basra Valiliği'ne bağlıdır.
    Irak'a "iki nehir arasındaki ülke” anlamına gelen Mezopotamya denilmektedir. Kelime Yunancadır. Süryaniler; Beyt Nahrin demektedir. Nehirler Ülkesi anlamına gelmektedir.
    : Joe Ha Tab
    NEHİRLER ÜLKESİ 💦 Dicle ve Fırat; "El-Kurnah" adı verilen bölgede birleşmektedir. Bu bölgeye Şatülarap da denilmektedir. Irak'ın güneyinde, Basra Valiliği'ne bağlıdır. Irak'a "iki nehir arasındaki ülke” anlamına gelen Mezopotamya denilmektedir. Kelime Yunancadır. Süryaniler; Beyt Nahrin demektedir. Nehirler Ülkesi anlamına gelmektedir. 📸: Joe Ha Tab
    0 التعليقات 0 نشر
  • Amerika'nın San Francisco ve New York arasındaki En Uzun Tren Rotası'nın Amerika'da destansı bir yolculuk olduğunu biliyor muydunuz?

    Rotanın önemli noktalarının özeti:
    1. San Francisco'dan Kalkış (Emeryville İstasyonu):
    • Tren doğrudan San Francisco'dan değil, körfezin hemen karşısındaki Emeryville'den kalkıyor. San Francisco'dan Amtrak otobüsüyle kolayca ulaşabilirsiniz.

    2. California Zephyr:
    • Bu tren ülkenin en etkileyici manzaralarından bazılarını geçiyor. Kaliforniya'daki Sierra Nevada'yı ve Colorado'daki Rocky Dağları'nı geçerek dağların, kanyonların ve nehirlerin muhteşem manzaralarını sunuyor.
    • Sacramento, Reno, Salt Lake City, Denver ve Omaha gibi şehirlerden geçiyor.
    • San Francisco ve Chicago arasındaki rota, koşullara bağlı olarak yaklaşık 51-52 saat sürüyor.

    3. Chicago'daki bağlantı:
    • Chicago'da yolcular New York'a devam etmek için tren değiştirmek zorunda. • Chicago'dan, Cleveland, Buffalo ve Albany'den geçerek New York'a varmadan önce Erie Gölü'nün güneyinde bir rota izleyen Lake Shore Limited'ı kullanabilirsiniz.
    • Başka bir seçenek ise Kentucky, Batı Virginia ve Washington D.C.'den daha güneye giden bir rota izleyen Cardinal'dır.

    4. New York'a varış:
    • Chicago'dan New York'a Lake Shore Limited ile yolculuk yaklaşık 20 saat sürer ve toplam yolculuk yaklaşık 70-72 saate çıkar.
    Tam yolculuk, ABD'nin coğrafi çeşitliliğini keşfetmenin mükemmel bir yoludur. UU., Batı'nın dağlarından ve çöllerinden Doğu'nun büyük ovalarına ve şehirlerine kadar.
    Amerika'nın San Francisco ve New York arasındaki En Uzun Tren Rotası'nın Amerika'da destansı bir yolculuk olduğunu biliyor muydunuz? Rotanın önemli noktalarının özeti: 1. San Francisco'dan Kalkış (Emeryville İstasyonu): • Tren doğrudan San Francisco'dan değil, körfezin hemen karşısındaki Emeryville'den kalkıyor. San Francisco'dan Amtrak otobüsüyle kolayca ulaşabilirsiniz. 2. California Zephyr: • Bu tren ülkenin en etkileyici manzaralarından bazılarını geçiyor. Kaliforniya'daki Sierra Nevada'yı ve Colorado'daki Rocky Dağları'nı geçerek dağların, kanyonların ve nehirlerin muhteşem manzaralarını sunuyor. • Sacramento, Reno, Salt Lake City, Denver ve Omaha gibi şehirlerden geçiyor. • San Francisco ve Chicago arasındaki rota, koşullara bağlı olarak yaklaşık 51-52 saat sürüyor. 3. Chicago'daki bağlantı: • Chicago'da yolcular New York'a devam etmek için tren değiştirmek zorunda. • Chicago'dan, Cleveland, Buffalo ve Albany'den geçerek New York'a varmadan önce Erie Gölü'nün güneyinde bir rota izleyen Lake Shore Limited'ı kullanabilirsiniz. • Başka bir seçenek ise Kentucky, Batı Virginia ve Washington D.C.'den daha güneye giden bir rota izleyen Cardinal'dır. 4. New York'a varış: • Chicago'dan New York'a Lake Shore Limited ile yolculuk yaklaşık 20 saat sürer ve toplam yolculuk yaklaşık 70-72 saate çıkar. Tam yolculuk, ABD'nin coğrafi çeşitliliğini keşfetmenin mükemmel bir yoludur. UU., Batı'nın dağlarından ve çöllerinden Doğu'nun büyük ovalarına ve şehirlerine kadar.
    0 التعليقات 0 نشر
الصفحات المعززة