"At sırtında dünyayı fethetmek kolaydır.
Zor olan, attan inip onu yönetmektir."
(Cengiz Han, 1162-1227)
Özellikle savaş ve devlet yönetimi tarihi denince, Cengiz Han’dan bahsedilmemesi imkânsızdır.
"Cengiz Han" denilince bazı kişiler tarafından onun adı daima “dizginlenmeyen barbarlık”, “uygarlığın sona erdirilişi” ve “putperest orduların tehdidi” olarak algılamıştır. Hiçbir zaman, büyük imparatorluklar kuran İskender, Timur ya da Napolyon gibi kişilerle eşdeğerde tutulmamıştır.
Oysa ulaştığı başarıların derecesi daha yakından tanıdığımız bu isimlerin tümünden daha büyüktü. Türk-Moğol hükümdarı Cengiz Han, tarihteki en büyük fetihin 2 katından daha fazla yeri fethetti. Üzerinde egemenlik kurduğu toprakların genişliği göz önünde tutulduğunda, özellikle hayatının son 25 yılında kazandığı başarıların mukayese edilebileceği başka bir örnek yoktur.
Cengiz Han, bu büyük başarıları gerçekleştirir-ken, kendisine miras olarak intikal etmiş ne devlet, ne ordu, ne halk ve ne de bir hazineye sahip değildi. O, bu unsurların tamamını yoktan bir araya getirdi. Askerlerinin atları, Pasifik Okyanusu'ndan Akdeniz'e kadar tüm nehirlerin ve göllerin suyuna girerek; topraklarında da toz kaldırdı. Yenilmez bir ordu kurdu. Moğollarla savaşmak üzere gönderilen devasa ordu içerisinde "her 10 kişiden sadece bir tanesi evine dönebildi".
Cengiz Han, imparatorluğunu o kadar sağlam bir temelde bıraktı ki, ölümünden sonra bile bıraktığı imparatorluk 150 yıl boyunca hızla büyümeye devam etti. Torunları Rusya, Türkiye ve Hindistan'dan, Çin ve İran'a kadar birçok küçük imparatorluğu ve büyük ülkeyi yönetmeye devam etti. Cengiz Han'ın varisleri: Han, İmparator, Sultan, Kral, Şah, Emir ve Dalai Lama gibi farklı unvanlar aldılar.
İmparatorluğunun izleri, 7 yüzyıl boyunca torunlarının hâkimiyeti altında kaldı. Bazıları, 1857 yılında İngilizler İmparator II. Bahadır Şah'ı sürerek 2 oğlunun ve torunlarının başlarını kesene kadar Hindistan'da hüküm sürdü. Hüküm süren son torunu Buhara emiri Âlim Han, Sovyet Devrimi'nin etkisiyle 1920'de tahttan indirilene kadar Özbekistan'da iktidarda kaldı.
Cengiz Han'ın hâkimiyeti Sibirya'nın karlı tundralarından Hindistan'ın sıcak ovalarına Kore'den Balkanlar'a kadar uzanıyordu. Kudreti hâlâ çözülememiş bir askeri teşkilât ile benzeri görülmemiş bir posta ağı kuracak kadar ilim ve teknik bilgiye sahip bir imparator olarak tarihe geçti.
Bugün, insanların büyük bir çoğunluğu Cengiz Han'ın fethettiği topraklarda yaşamakta ve dahası da onun soyuna dayanmaktadır.
Derleyen: Sinan Acartürk
Kaynak: Jack Weatherford, Cengiz Han.
Görsel: Dünyanın en büyük atlı heykeli: Cengiz Han heykeli, Ulan Batur- Moğolistan (begomottic)
"At sırtında dünyayı fethetmek kolaydır.
Zor olan, attan inip onu yönetmektir."
(Cengiz Han, 1162-1227)
Özellikle savaş ve devlet yönetimi tarihi denince, Cengiz Han’dan bahsedilmemesi imkânsızdır.
"Cengiz Han" denilince bazı kişiler tarafından onun adı daima “dizginlenmeyen barbarlık”, “uygarlığın sona erdirilişi” ve “putperest orduların tehdidi” olarak algılamıştır. Hiçbir zaman, büyük imparatorluklar kuran İskender, Timur ya da Napolyon gibi kişilerle eşdeğerde tutulmamıştır.
Oysa ulaştığı başarıların derecesi daha yakından tanıdığımız bu isimlerin tümünden daha büyüktü. Türk-Moğol hükümdarı Cengiz Han, tarihteki en büyük fetihin 2 katından daha fazla yeri fethetti. Üzerinde egemenlik kurduğu toprakların genişliği göz önünde tutulduğunda, özellikle hayatının son 25 yılında kazandığı başarıların mukayese edilebileceği başka bir örnek yoktur.
Cengiz Han, bu büyük başarıları gerçekleştirir-ken, kendisine miras olarak intikal etmiş ne devlet, ne ordu, ne halk ve ne de bir hazineye sahip değildi. O, bu unsurların tamamını yoktan bir araya getirdi. Askerlerinin atları, Pasifik Okyanusu'ndan Akdeniz'e kadar tüm nehirlerin ve göllerin suyuna girerek; topraklarında da toz kaldırdı. Yenilmez bir ordu kurdu. Moğollarla savaşmak üzere gönderilen devasa ordu içerisinde "her 10 kişiden sadece bir tanesi evine dönebildi".
Cengiz Han, imparatorluğunu o kadar sağlam bir temelde bıraktı ki, ölümünden sonra bile bıraktığı imparatorluk 150 yıl boyunca hızla büyümeye devam etti. Torunları Rusya, Türkiye ve Hindistan'dan, Çin ve İran'a kadar birçok küçük imparatorluğu ve büyük ülkeyi yönetmeye devam etti. Cengiz Han'ın varisleri: Han, İmparator, Sultan, Kral, Şah, Emir ve Dalai Lama gibi farklı unvanlar aldılar.
İmparatorluğunun izleri, 7 yüzyıl boyunca torunlarının hâkimiyeti altında kaldı. Bazıları, 1857 yılında İngilizler İmparator II. Bahadır Şah'ı sürerek 2 oğlunun ve torunlarının başlarını kesene kadar Hindistan'da hüküm sürdü. Hüküm süren son torunu Buhara emiri Âlim Han, Sovyet Devrimi'nin etkisiyle 1920'de tahttan indirilene kadar Özbekistan'da iktidarda kaldı.
Cengiz Han'ın hâkimiyeti Sibirya'nın karlı tundralarından Hindistan'ın sıcak ovalarına Kore'den Balkanlar'a kadar uzanıyordu. Kudreti hâlâ çözülememiş bir askeri teşkilât ile benzeri görülmemiş bir posta ağı kuracak kadar ilim ve teknik bilgiye sahip bir imparator olarak tarihe geçti.
Bugün, insanların büyük bir çoğunluğu Cengiz Han'ın fethettiği topraklarda yaşamakta ve dahası da onun soyuna dayanmaktadır.
Derleyen: Sinan Acartürk
Kaynak: Jack Weatherford, Cengiz Han.
Görsel: Dünyanın en büyük atlı heykeli: Cengiz Han heykeli, Ulan Batur- Moğolistan (begomottic)