• IRAN’DA CÜCELERİN YAŞADIĞI MAKHUNİK KÖYÜ
    Makhunik Köyü İran’ın güney Horasan eyaletinde, dağlarla kaplı bir bölgede yer almaktadır. Yerel halk tarafından ‘’cüceler köyü’’ olarak anılan köyde bir zamanlar cücelerin yaşadığı anlatılmaktadır. Masallardan çıkmışa benzeyen köydeki evler, tavanı çok alçak olan küçük evlerden oluşmaktadır. Kapılarının boy ortalaması 50 ile 75 santimetre arasında değişen evler, tamamıyla çamur ve topraktan inşa edilmiştir.
    Yaklaşık 1500 yıl önce kurulan köy İran’da, Afgan sınırından 75 kilometre uzaklıkta bulunmaktadır. Günümüzde köydeki insanların boy ortalaması normal insanlara yakın olmasına rağmen, eski zamanlarda boy ortalaması 50 cm olan 1 metrenin altında insanlar yaşamıştır. Köyde bulunan evlerin çoğunluğunu oluşturan 10 – 14 metrekare genişliğindeki küçük evler, tahıl ambarı, mutfak ve yatacak yer olarak kullanılmaktadır.
    2005 yılında bölgede 25 santim uzunluğunda mumyalanmış, bir insan cesedi bulunmuştur. Bulunan ceset ile beraber bölgede bulunan 13 köyün, bir zamanlar cüceler şehri olduğu söylentileri güçlenmiştir. Uzmanlar, bulunan mumyanın 400 yıl önce ölmüş olan bir prematüre bebeğe ait olduğunu açıklamıştır.
    Boylarının Çok Kısa Olmasının Sebebi:
    Köyde yaşayan insanların boylarının normalden kısa olmasının sebebi, beslenme alışkanlıklarıyla ilgilidir. Son derece kurak bir yerde bulunan bu köyde, tarım ürünleri ve hayvancılık kısıtlı yapılmaktadır.
    Bu olumsuz şartlar, beslenme alışkanlıklarını da kısıtlamaktadır. Bölgede kuraklık sebebiyle sadece turp, erik, arpa ve hurma gibi ürünler yetiştirilmektedir. Kısıtlı ürünlerle yapılan tek tip bir beslenmeden dolayı, vücut gerekli mineralleri alamadığı için gelişimini tamamlayamamaktadır.
    Köyde bulunan küçük evler, genellikle boyları kısa olan cüce görünümlü insanların kullandığı evlerdir. Evlerin küçük olmasının diğer sebeplerinden biri de yapım malzemelerini taşıyacak yol ve hayvanların olmamasıdır. Aynı zamanda bu evler kolay ısınmakta ve kolay serinlemektedir...sk
    Alıntı
    IRAN’DA CÜCELERİN YAŞADIĞI MAKHUNİK KÖYÜ Makhunik Köyü İran’ın güney Horasan eyaletinde, dağlarla kaplı bir bölgede yer almaktadır. Yerel halk tarafından ‘’cüceler köyü’’ olarak anılan köyde bir zamanlar cücelerin yaşadığı anlatılmaktadır. Masallardan çıkmışa benzeyen köydeki evler, tavanı çok alçak olan küçük evlerden oluşmaktadır. Kapılarının boy ortalaması 50 ile 75 santimetre arasında değişen evler, tamamıyla çamur ve topraktan inşa edilmiştir. Yaklaşık 1500 yıl önce kurulan köy İran’da, Afgan sınırından 75 kilometre uzaklıkta bulunmaktadır. Günümüzde köydeki insanların boy ortalaması normal insanlara yakın olmasına rağmen, eski zamanlarda boy ortalaması 50 cm olan 1 metrenin altında insanlar yaşamıştır. Köyde bulunan evlerin çoğunluğunu oluşturan 10 – 14 metrekare genişliğindeki küçük evler, tahıl ambarı, mutfak ve yatacak yer olarak kullanılmaktadır. 2005 yılında bölgede 25 santim uzunluğunda mumyalanmış, bir insan cesedi bulunmuştur. Bulunan ceset ile beraber bölgede bulunan 13 köyün, bir zamanlar cüceler şehri olduğu söylentileri güçlenmiştir. Uzmanlar, bulunan mumyanın 400 yıl önce ölmüş olan bir prematüre bebeğe ait olduğunu açıklamıştır. Boylarının Çok Kısa Olmasının Sebebi: Köyde yaşayan insanların boylarının normalden kısa olmasının sebebi, beslenme alışkanlıklarıyla ilgilidir. Son derece kurak bir yerde bulunan bu köyde, tarım ürünleri ve hayvancılık kısıtlı yapılmaktadır. Bu olumsuz şartlar, beslenme alışkanlıklarını da kısıtlamaktadır. Bölgede kuraklık sebebiyle sadece turp, erik, arpa ve hurma gibi ürünler yetiştirilmektedir. Kısıtlı ürünlerle yapılan tek tip bir beslenmeden dolayı, vücut gerekli mineralleri alamadığı için gelişimini tamamlayamamaktadır. Köyde bulunan küçük evler, genellikle boyları kısa olan cüce görünümlü insanların kullandığı evlerdir. Evlerin küçük olmasının diğer sebeplerinden biri de yapım malzemelerini taşıyacak yol ve hayvanların olmamasıdır. Aynı zamanda bu evler kolay ısınmakta ve kolay serinlemektedir...sk Alıntı
    0 Comments 0 Shares
  • Tuval üzerine yağlıboya
    Boyutlar:
    yükseklik: 86 cm; Genişlik: 68,7 cm

    Osman Hamdi Bey’in hocası, ünlü Fransız oryantalist ressam Jean-Léon Gérôme’un “Halı Tüccarı” adlı eseri, 1887 yılında çizilmiştir. Bu tablo, Gérôme’un 1856’daki Kahire seyahatinden esinlenerek oluşturulmuştur. Gérôme, Osmanlı sosyal hayatından ve özellikle Arap kültüründen etkilenmiş bir sanatçı olarak, bu eseri Kahire’de gördüğü sahnelerden yola çıkarak resmetmiştir. Ancak, tablonun fiziksel olarak nerede çizildiği konusunda kesin bir bilgi yoktur; Gérôme’un Paris’teki atölyesinde tamamlanmış olması muhtemeldir, zira o dönemde Avrupa’ya dönmüş ve çalışmalarını genellikle orada sürdürmüştür.
    Eser şu anda ABD’nin Minnesota eyaletinde, Minneapolis Sanat Enstitüsü’nde (Minneapolis Institute of Art) sergilenmektedir.
    🎨🖌️ Tuval üzerine yağlıboya Boyutlar: yükseklik: 86 cm; Genişlik: 68,7 cm 👉 Osman Hamdi Bey’in hocası, ünlü Fransız oryantalist ressam Jean-Léon Gérôme’un “Halı Tüccarı” adlı eseri, 1887 yılında çizilmiştir. Bu tablo, Gérôme’un 1856’daki Kahire seyahatinden esinlenerek oluşturulmuştur. Gérôme, Osmanlı sosyal hayatından ve özellikle Arap kültüründen etkilenmiş bir sanatçı olarak, bu eseri Kahire’de gördüğü sahnelerden yola çıkarak resmetmiştir. Ancak, tablonun fiziksel olarak nerede çizildiği konusunda kesin bir bilgi yoktur; Gérôme’un Paris’teki atölyesinde tamamlanmış olması muhtemeldir, zira o dönemde Avrupa’ya dönmüş ve çalışmalarını genellikle orada sürdürmüştür. Eser şu anda ABD’nin Minnesota eyaletinde, Minneapolis Sanat Enstitüsü’nde (Minneapolis Institute of Art) sergilenmektedir.
    0 Comments 0 Shares
  • THK-13 uçan kanat, Türk hayalet bombardıman uçağını ilk üreten biz olduğumuzu biliyor musunuz?

    Amerikan tarafından kopya edilerek 1981’de üretilen B2 Bombardıman Uçağı, şu anda 1 adetinin piyasa satış fiyatı Milyar $’dır. Biz ize bu uçağı ilk üreten ülke olmamıza rağmen bizden çalınmıştır.

    1948 yılında THK-13 uçan kanat Türk hayalet bombardıman uçaği projesi yüksek mühendis Yavuz Kansu tarafından tasarlanmıstır.

    Test uçuslarını Kadri Kavuçu ve Cemal Uygun tarafından gerçekleştirilmiştir. Eğer fabrika kötüleme karalama ve uğraşlar neticesinde kapatılmasaydı Türkiye'nin bombardıman uçağı olacaktı.

    Aynı tarihte USA’de NORTHROP YB-49 FLYİNG WİNG adında aynı proje uzerinde çalışmıs ve başarılı olamamışlardır. Proje 1980 yılına ertelenmış ve bugun USA AİR FORCE ‘de bulunan B-2 uçağının aynısıdır. Ne yazık ki bizim uçağımız, bizim tasarımımız şuan Amerika’da.

    Bugün Türkiye'nin yeniden uçan kanat tasarımıyla insansız bombardıman uçaklarının ilk örneği olan Anka-3'ü geliştirmesi, bağımsızlık savaşında büyük bir mücadelesi ve meydan okumadır.
    THK-13 uçan kanat, Türk hayalet bombardıman uçağını ilk üreten biz olduğumuzu biliyor musunuz? Amerikan tarafından kopya edilerek 1981’de üretilen B2 Bombardıman Uçağı, şu anda 1 adetinin piyasa satış fiyatı Milyar $’dır. Biz ize bu uçağı ilk üreten ülke olmamıza rağmen bizden çalınmıştır. 1948 yılında THK-13 uçan kanat Türk hayalet bombardıman uçaği projesi yüksek mühendis Yavuz Kansu tarafından tasarlanmıstır. Test uçuslarını Kadri Kavuçu ve Cemal Uygun tarafından gerçekleştirilmiştir. Eğer fabrika kötüleme karalama ve uğraşlar neticesinde kapatılmasaydı Türkiye'nin bombardıman uçağı olacaktı. Aynı tarihte USA’de NORTHROP YB-49 FLYİNG WİNG adında aynı proje uzerinde çalışmıs ve başarılı olamamışlardır. Proje 1980 yılına ertelenmış ve bugun USA AİR FORCE ‘de bulunan B-2 uçağının aynısıdır. Ne yazık ki bizim uçağımız, bizim tasarımımız şuan Amerika’da. Bugün Türkiye'nin yeniden uçan kanat tasarımıyla insansız bombardıman uçaklarının ilk örneği olan Anka-3'ü geliştirmesi, bağımsızlık savaşında büyük bir mücadelesi ve meydan okumadır.
    0 Comments 0 Shares
  • Kaliforniya'daki Jedediah Smith Redwoods Eyalet Parkı'nda bulunan devasa bir sekoya olan Scout Ağacı, 72,54 metre (238 fit) gibi hayranlık uyandırıcı bir yükseklikte duruyor ve tabanında 7,08 metre (23,24 fit) gibi etkileyici bir çapa ve 87 fit (26,51 metre) gibi bir çevreye sahip. Bu kadim ağacın 2.527 yaşında olduğu tahmin ediliyor ve bu da onu gerçek bir doğa harikası yapıyor.

    Nat Geo
    Kaliforniya'daki Jedediah Smith Redwoods Eyalet Parkı'nda bulunan devasa bir sekoya olan Scout Ağacı, 72,54 metre (238 fit) gibi hayranlık uyandırıcı bir yükseklikte duruyor ve tabanında 7,08 metre (23,24 fit) gibi etkileyici bir çapa ve 87 fit (26,51 metre) gibi bir çevreye sahip. Bu kadim ağacın 2.527 yaşında olduğu tahmin ediliyor ve bu da onu gerçek bir doğa harikası yapıyor. Nat Geo
    0 Comments 0 Shares
  • Sudan'ın orta kesimlerindeki Cezira eyaletinin Ved en-Nora köyünde HDK saldırıları sonucunda 100'den fazla kişi yaşamını yitirdi http://v.aa.com.tr/3241494
    Sudan'ın orta kesimlerindeki Cezira eyaletinin Ved en-Nora köyünde HDK saldırıları sonucunda 100'den fazla kişi yaşamını yitirdi http://v.aa.com.tr/3241494
    0 Comments 0 Shares
  • EurAsianTimes:
    Türkiye'nin 5. Nesil hayalet, çift motorlu uçağı KAAN , geliştirilmiş itiş gücü ve aerodinamiğe, optimize edilmiş savaş yarıçapına, düşük radar kesit alanına, sensör füzyonuna, gelişmiş ve dahili multispektral sensörlere (EW ve RF/IR), otonomiye, süper seyire, ağ destekli gelişmiş veri bağlantısı yeteneklerine sahip olacak.

    KAAN milli Hava-Hava ve Hava- Yer füzeleriyle donatılacak .

    Daha da önemlisi, Türkiye kendi TF6000 ve TF10000 jet motorlarını üretiyor
    EurAsianTimes: 🇹🇷Türkiye'nin 5. Nesil hayalet, çift motorlu uçağı KAAN , geliştirilmiş itiş gücü ve aerodinamiğe, optimize edilmiş savaş yarıçapına, düşük radar kesit alanına, sensör füzyonuna, gelişmiş ve dahili multispektral sensörlere (EW ve RF/IR), otonomiye, süper seyire, ağ destekli gelişmiş veri bağlantısı yeteneklerine sahip olacak. KAAN milli Hava-Hava ve Hava- Yer füzeleriyle donatılacak . Daha da önemlisi, Türkiye kendi TF6000 ve TF10000 jet motorlarını üretiyor
    0 Comments 0 Shares
  • Turkeye, Hollanda'nın Zeeland vilayetindeki bir köydür. Köyün bu ismi Osmanlı Devleti dönemine kadar uzanır.

    Seksen Yıl Savaşları sırasında 1603'te Sluis'ta gerçekleşen deniz savaşlarında Hollandalılarla birlikte savaşan çoğunluğu Türklerden oluşan ve gemilerde çalıştırılan 1500 kadar kölenin anısına, Sluis'ün İspanyollardan kurtarılmasında sonra Prens Maurits tarafından bu köye Turkeye ismi verilmiştir. Kölelere 1604 yılında özgürlükleri verilmiş ve gemilerle o dönemde Osmanlı toprağı olan Cezayir'e gönderilmiştir. Şu andaki nüfusu 20-30 hane kadardır. Turistik bir merkezdir. Vikipedi bilgisidir.


    Er Ned Turkeye mezrası 1796'dan 1970'e kadar Waterlandkerkje belediyesinin bir parçasıydı. Bu belediye 1970 yılında Oostburg belediyesine, o da 2003 yılında Sluis belediyesine bağlandı.

    Flaman Türkleri

    Türkiye'nin tarihi, Sluis'in 1604 yılında Hollanda ordusunun fethiyle başlar. Yenilen İspanyol birlikleri, aralarında Osmanlı İmparatorluğu'ndan gelen ve kısaca Turcken olarak anılan çok sayıda Müslümanın da bulunduğu 1.500 kadırga kölesini geride bırakarak geri çekildi. Eyalet geneli bu köleleri serbest bırakmaya ve Türkleri anayurtlarına geri göndermeye karar verdi. Böylece İspanya'ya karşı mücadelede Osmanlı İmparatorluğu'nun desteğini kazanmayı umuyorlardı. Ancak sözde Flaman Türkleri Marsilya'da yeniden köleleştirildi ve Osmanlı İmparatorluğu'na ulaşamadılar.

    Seksen Yıl Savaşları'nda Osmanlı İmparatorluğu, İspanya kralına karşı mücadelede Yedi Birleşik Hollanda Cumhuriyeti'nin müttefikiydi. 1612 yılında Cumhuriyet ile ilk diplomatik ilişkiyi Türkler kurmuştur.
    Liver Turcks dan Paaps!
    Liver Turcks dan Paaps! Hollanda atasözü anlamı şu: Katolik (papaz) olmaktansa Turk olmayı tercih ederiz. İspanyollar koyu katolikdi. Hollandalı karında Katolik olmaları konusunda baskıcı oldular. 80 yıl boyunca İspanyol egemenliğinde kakan Hollanda'nın Brabant bölgesi halen katoliktir.
    Seksen Yıl Savaşları'nda (1568 - 1648) 'Kapist'ten ziyade Türk' sloganı vardı. İlk kez Hollanda'da, Beeldenstorm'un yaşandığı 1566 yılında Anvers'teki çit vaazları sırasında kullanıldı. Bu slogan aynı zamanda Direnişciler kıyafetlerine taktıkları Türk hilali şeklindeki gümüş İspanyol karşıtı direnişciler (Geuzen) madalyalarında da yer alıyor. Slogan, Geuzen ne kadar Katolik karşıtı olduğunu gösteriyordu: Müslüman Türk padişahını Roma'nın Katolik Papasına yerine İspanyol Katolik karşıtı Geuzenleri tercih ediyorlardı.

    Türkiye mezrasıyla Hollanda ve Türkiye'deki Türk toplumu arasında bir bağ oluştu. Hollanda-Türkiye Dostluk Bağ Vakfı'nın yanı sıra mezra sakinlerinden bazıları da bu işin içinde. Türk heyetleri ve diplomatlar gibi ileri gelenlerin düzenli ziyaretleri oluyor. Ayrıca Turkeye, gem yer tabelası çok sayıda Hollandalı turistin gittiğ Dalaman ve Trabzon kentlerine de bulunmakta.

    2012'de Türkiye ile Hollanda arasındaki diplomatik ilişkilerin 400. yılı kutlandı: 1612'de Yedi Birleşik Hollanda Cumhuriyeti, Osmanlı İmparatorluğu tarafından tanındı.
    Turkeye, Hollanda'nın Zeeland vilayetindeki bir köydür. Köyün bu ismi Osmanlı Devleti dönemine kadar uzanır. Seksen Yıl Savaşları sırasında 1603'te Sluis'ta gerçekleşen deniz savaşlarında Hollandalılarla birlikte savaşan çoğunluğu Türklerden oluşan ve gemilerde çalıştırılan 1500 kadar kölenin anısına, Sluis'ün İspanyollardan kurtarılmasında sonra Prens Maurits tarafından bu köye Turkeye ismi verilmiştir. Kölelere 1604 yılında özgürlükleri verilmiş ve gemilerle o dönemde Osmanlı toprağı olan Cezayir'e gönderilmiştir. Şu andaki nüfusu 20-30 hane kadardır. Turistik bir merkezdir. Vikipedi bilgisidir. Er Ned Turkeye mezrası 1796'dan 1970'e kadar Waterlandkerkje belediyesinin bir parçasıydı. Bu belediye 1970 yılında Oostburg belediyesine, o da 2003 yılında Sluis belediyesine bağlandı. Flaman Türkleri Türkiye'nin tarihi, Sluis'in 1604 yılında Hollanda ordusunun fethiyle başlar. Yenilen İspanyol birlikleri, aralarında Osmanlı İmparatorluğu'ndan gelen ve kısaca Turcken olarak anılan çok sayıda Müslümanın da bulunduğu 1.500 kadırga kölesini geride bırakarak geri çekildi. Eyalet geneli bu köleleri serbest bırakmaya ve Türkleri anayurtlarına geri göndermeye karar verdi. Böylece İspanya'ya karşı mücadelede Osmanlı İmparatorluğu'nun desteğini kazanmayı umuyorlardı. Ancak sözde Flaman Türkleri Marsilya'da yeniden köleleştirildi ve Osmanlı İmparatorluğu'na ulaşamadılar. Seksen Yıl Savaşları'nda Osmanlı İmparatorluğu, İspanya kralına karşı mücadelede Yedi Birleşik Hollanda Cumhuriyeti'nin müttefikiydi. 1612 yılında Cumhuriyet ile ilk diplomatik ilişkiyi Türkler kurmuştur. Liver Turcks dan Paaps! Liver Turcks dan Paaps! Hollanda atasözü anlamı şu: Katolik (papaz) olmaktansa Turk olmayı tercih ederiz. İspanyollar koyu katolikdi. Hollandalı karında Katolik olmaları konusunda baskıcı oldular. 80 yıl boyunca İspanyol egemenliğinde kakan Hollanda'nın Brabant bölgesi halen katoliktir. Seksen Yıl Savaşları'nda (1568 - 1648) 'Kapist'ten ziyade Türk' sloganı vardı. İlk kez Hollanda'da, Beeldenstorm'un yaşandığı 1566 yılında Anvers'teki çit vaazları sırasında kullanıldı. Bu slogan aynı zamanda Direnişciler kıyafetlerine taktıkları Türk hilali şeklindeki gümüş İspanyol karşıtı direnişciler (Geuzen) madalyalarında da yer alıyor. Slogan, Geuzen ne kadar Katolik karşıtı olduğunu gösteriyordu: Müslüman Türk padişahını Roma'nın Katolik Papasına yerine İspanyol Katolik karşıtı Geuzenleri tercih ediyorlardı. Türkiye mezrasıyla Hollanda ve Türkiye'deki Türk toplumu arasında bir bağ oluştu. Hollanda-Türkiye Dostluk Bağ Vakfı'nın yanı sıra mezra sakinlerinden bazıları da bu işin içinde. Türk heyetleri ve diplomatlar gibi ileri gelenlerin düzenli ziyaretleri oluyor. Ayrıca Turkeye, gem yer tabelası çok sayıda Hollandalı turistin gittiğ Dalaman ve Trabzon kentlerine de bulunmakta. 2012'de Türkiye ile Hollanda arasındaki diplomatik ilişkilerin 400. yılı kutlandı: 1612'de Yedi Birleşik Hollanda Cumhuriyeti, Osmanlı İmparatorluğu tarafından tanındı.
    0 Comments 0 Shares
  • 𝙎𝙚𝙧𝙫𝙞𝙘𝙚𝙨 𝙤𝙛 𝙊𝙩𝙩𝙤𝙢𝙖𝙣𝙨 𝙛𝙤𝙧 𝙩𝙝𝙚 𝙄𝙨𝙡𝙖𝙢𝙞𝙘 𝙁𝙖𝙞𝙩𝙝 !

    "The Ottomans were always at the forefront to defend Islam, so much so that the term "Turk" became synonymous with the term Muslim throughout Europe"

    ~Professor Kenneth W Harl
    (Phd historian from Yale university USA )
    𝙎𝙚𝙧𝙫𝙞𝙘𝙚𝙨 𝙤𝙛 𝙊𝙩𝙩𝙤𝙢𝙖𝙣𝙨 𝙛𝙤𝙧 𝙩𝙝𝙚 𝙄𝙨𝙡𝙖𝙢𝙞𝙘 𝙁𝙖𝙞𝙩𝙝 ! "The Ottomans were always at the forefront to defend Islam, so much so that the term "Turk" became synonymous with the term Muslim throughout Europe" ~Professor Kenneth W Harl (Phd historian from Yale university USA 🇺🇸 )
    0 Comments 0 Shares
  • Almanya’nın Frankfurt kentinin Mutlu Ramazanlar levhasını asmasını muteakiben bu sefer de Köln kentinin büyük ceddelerinden Venloer Caddesi Ramazan ışıkları ile donatıldı.

    Venloer Caddesi, Köln’deki Müslümanların yoğun olarak yaşadıkları semtlerden birisi olan Eherenfeld sentinde bulunuyor.

    Ramazan ışıklarını asan The Ramadan Project, islamiq.de haber portalına yaptığı açıklamada, Ramazan ışıkları ile Ramazan ayını kamusal alana taşımak istediklerini, en az 1,5 milyon Müslümanın yaşadığı ve nüfusunun yüzde 10’unun Müslüman olmasına rağmen Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde halkın Ramazan ayı hakkında çok az bilgi sahibi olduğuna dikkat çekti.

    The Ramadan Project, Ramazan ayının genellikle kişinin kendi dört duvarı ve cami cemaatleri arasında geçme eğiliminde olduğunu ifade ettikten sonra, bir yere kadar doğal olan bu durumun Ramazan’ın kamusal alana taşınmasıyla değişeceğini ifade etti.

    Ramazan ışıklarının asılmasıyla, Alman sosyal gerçekliğinin bir parçası olan Ramazan farkındalığını ve Müslümanlara karyı empatiyi güçlendirmek istediklerini de açıklayan The Ramadan Project, ayrıca Podolski’nin Mülheim semtindeki Schanzenstraße‘de bulunan “Straßenkicker BASE” alanında halka açık iftar düzenleneceğini de bildirdi. Halka açık olmasına rağmen, alanın sınırlı kapasitesi olası dolayısıyla, iftara ön kayıtla katılınabilecek.
    Almanya’nın Frankfurt kentinin Mutlu Ramazanlar levhasını asmasını muteakiben bu sefer de Köln kentinin büyük ceddelerinden Venloer Caddesi Ramazan ışıkları ile donatıldı. Venloer Caddesi, Köln’deki Müslümanların yoğun olarak yaşadıkları semtlerden birisi olan Eherenfeld sentinde bulunuyor. Ramazan ışıklarını asan The Ramadan Project, islamiq.de haber portalına yaptığı açıklamada, Ramazan ışıkları ile Ramazan ayını kamusal alana taşımak istediklerini, en az 1,5 milyon Müslümanın yaşadığı ve nüfusunun yüzde 10’unun Müslüman olmasına rağmen Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde halkın Ramazan ayı hakkında çok az bilgi sahibi olduğuna dikkat çekti. The Ramadan Project, Ramazan ayının genellikle kişinin kendi dört duvarı ve cami cemaatleri arasında geçme eğiliminde olduğunu ifade ettikten sonra, bir yere kadar doğal olan bu durumun Ramazan’ın kamusal alana taşınmasıyla değişeceğini ifade etti. Ramazan ışıklarının asılmasıyla, Alman sosyal gerçekliğinin bir parçası olan Ramazan farkındalığını ve Müslümanlara karyı empatiyi güçlendirmek istediklerini de açıklayan The Ramadan Project, ayrıca Podolski’nin Mülheim semtindeki Schanzenstraße‘de bulunan “Straßenkicker BASE” alanında halka açık iftar düzenleneceğini de bildirdi. Halka açık olmasına rağmen, alanın sınırlı kapasitesi olası dolayısıyla, iftara ön kayıtla katılınabilecek.
    0 Comments 0 Shares
  • Kudüs’ü Güldürmeden Gülmeyen Sultan: Selâhaddîn-i Eyyûbî

    Doğumu : 1138 Irak
    Vefatı : 4 Mart 1193 - Şam

    Eyyûbîler hânedanının kurucusu ve ilk hükümdarıdır.

    Babası Şam valisi, amcası Şîrkûh ordu komutanıdır.

    Kendisi İyi bir eğitim gördü, usta bir kumandan ve devlet adamı olarak yetişti.

    Mısır seferinde kazandığı başarılarla Şam Şâhâneliğine yükseldi.

    Nûreddin'in kurduğu devleti korumak ve Kudüs'ü kurtarmak başlıca iki hedefiydi.

    Mısır'da hüküm süren Fâtımî devletine son verdi.

    Filistin, Mısır, Hicaz ve Yemen'i devletin eyaleti yaptı ve önemli imar faaliyetlerinde bulundu.

    Hâdimü'l-Haremeyn unvanını kullanan ilk hükümdar oldu.

    Halep'i ele geçirerek Kudüs yolunu açtı. (1183)

    Hıttın'de Haçlılara karşı büyük bir meydan savaşı kazandı.

    Fetih için seferlere hız verdi, kısa sürede 52 şehri fethetti.

    Mi'rac gecesinde Kudüs'ü fethetti. (1187)

    Batı Avrupa ülkeleri, Kudüs'ü geri almak için birleşerek yeni bir Haçlı seferi düzenledi.

    Haçlılar'ın bu teşebbüsü, Selâhaddin tarafından başarısızlığa uğratıldı.

    Mehmet Akif'in ifadesiyle Şark'ın En Sevgili Sultanı 4 Mart'ta Şam'da vefat etti.

    Müslümanlar onu ideal bir sultan, Haçlılar gerçek İslam kahramanı olarak gördü.

    Kudüs Fatih’i Selâhaddîn-i Eyyûbi’yi vefatının yıl dönümünde rahmetle anıyoruz.

    #SelahaddinEyyubi #Kudüs #Fetih #DiyanetDijital
    Kudüs’ü Güldürmeden Gülmeyen Sultan: Selâhaddîn-i Eyyûbî Doğumu : 1138 Irak Vefatı : 4 Mart 1193 - Şam 📌 Eyyûbîler hânedanının kurucusu ve ilk hükümdarıdır. 📌 Babası Şam valisi, amcası Şîrkûh ordu komutanıdır. 📌 Kendisi İyi bir eğitim gördü, usta bir kumandan ve devlet adamı olarak yetişti. 📌 Mısır seferinde kazandığı başarılarla Şam Şâhâneliğine yükseldi. 📌 Nûreddin'in kurduğu devleti korumak ve Kudüs'ü kurtarmak başlıca iki hedefiydi. 📌 Mısır'da hüküm süren Fâtımî devletine son verdi. 📌 Filistin, Mısır, Hicaz ve Yemen'i devletin eyaleti yaptı ve önemli imar faaliyetlerinde bulundu. 📌 Hâdimü'l-Haremeyn unvanını kullanan ilk hükümdar oldu. 📌 Halep'i ele geçirerek Kudüs yolunu açtı. (1183) 📌 Hıttın'de Haçlılara karşı büyük bir meydan savaşı kazandı. 📌 Fetih için seferlere hız verdi, kısa sürede 52 şehri fethetti. 📌 Mi'rac gecesinde Kudüs'ü fethetti. (1187) 📌 Batı Avrupa ülkeleri, Kudüs'ü geri almak için birleşerek yeni bir Haçlı seferi düzenledi. 📌 Haçlılar'ın bu teşebbüsü, Selâhaddin tarafından başarısızlığa uğratıldı. 📌 Mehmet Akif'in ifadesiyle Şark'ın En Sevgili Sultanı 4 Mart'ta Şam'da vefat etti. 📌 Müslümanlar onu ideal bir sultan, Haçlılar gerçek İslam kahramanı olarak gördü. Kudüs Fatih’i Selâhaddîn-i Eyyûbi’yi vefatının yıl dönümünde rahmetle anıyoruz. #SelahaddinEyyubi #Kudüs #Fetih #DiyanetDijital
    0 Comments 0 Shares
More Results