• Tuval üzerine yağlıboya
    Boyutlar:
    yükseklik: 86 cm; Genişlik: 68,7 cm

    Osman Hamdi Bey’in hocası, ünlü Fransız oryantalist ressam Jean-Léon Gérôme’un “Halı Tüccarı” adlı eseri, 1887 yılında çizilmiştir. Bu tablo, Gérôme’un 1856’daki Kahire seyahatinden esinlenerek oluşturulmuştur. Gérôme, Osmanlı sosyal hayatından ve özellikle Arap kültüründen etkilenmiş bir sanatçı olarak, bu eseri Kahire’de gördüğü sahnelerden yola çıkarak resmetmiştir. Ancak, tablonun fiziksel olarak nerede çizildiği konusunda kesin bir bilgi yoktur; Gérôme’un Paris’teki atölyesinde tamamlanmış olması muhtemeldir, zira o dönemde Avrupa’ya dönmüş ve çalışmalarını genellikle orada sürdürmüştür.
    Eser şu anda ABD’nin Minnesota eyaletinde, Minneapolis Sanat Enstitüsü’nde (Minneapolis Institute of Art) sergilenmektedir.
    🎨🖌️ Tuval üzerine yağlıboya Boyutlar: yükseklik: 86 cm; Genişlik: 68,7 cm 👉 Osman Hamdi Bey’in hocası, ünlü Fransız oryantalist ressam Jean-Léon Gérôme’un “Halı Tüccarı” adlı eseri, 1887 yılında çizilmiştir. Bu tablo, Gérôme’un 1856’daki Kahire seyahatinden esinlenerek oluşturulmuştur. Gérôme, Osmanlı sosyal hayatından ve özellikle Arap kültüründen etkilenmiş bir sanatçı olarak, bu eseri Kahire’de gördüğü sahnelerden yola çıkarak resmetmiştir. Ancak, tablonun fiziksel olarak nerede çizildiği konusunda kesin bir bilgi yoktur; Gérôme’un Paris’teki atölyesinde tamamlanmış olması muhtemeldir, zira o dönemde Avrupa’ya dönmüş ve çalışmalarını genellikle orada sürdürmüştür. Eser şu anda ABD’nin Minnesota eyaletinde, Minneapolis Sanat Enstitüsü’nde (Minneapolis Institute of Art) sergilenmektedir.
    0 Commentaires 0 parts
  • Türkiye Turizmde Rekor Kırdı!
    Türkiye, 2024 yılında 52,6 milyon uluslararası ziyaretçi ağırlayarak bir önceki yıla göre %7 büyüme kaydetti! Bu büyük artış, turizm gelirlerini %18,3 yükselterek 61,1 milyar dolara çıkardı ve tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştırdı.
    En Popüler Destinasyonlar:
    İstanbul – 18,6 milyon ziyaretçi
    Antalya – 15,9 milyon ziyaretçi
    Edirne – 4,8 milyon ziyaretçi
    Muğla – 3,7 milyon ziyaretçi
    En Çok Ziyaretçi Gönderen Ülkeler:
    Rusya – 6,7 milyon (+%6)
    Almanya – 6,6 milyon (+%6,9)
    Birleşik Krallık – 4,4 milyon (+%16,7)
    İran – 3,2 milyon (+%30,9)
    Bulgaristan – 2,9 milyon (+%0,9)
    Türkiye, benzersiz kültürü, büyüleyici doğası ve dünya standartlarında misafirperverliğiyle turizmde yeni rekorlar kırmaya devam ediyor!
    Sıradaki Türkiye seyahatinizi planlıyor musunuz? Haydi keşfetmeye!
    #TürkiyeTurizmi #TravelToTürkiye #TurizmBüyümesi #KeşfetTürkiye #VisitTürkiye #GoTürkiye
    🌍 Türkiye Turizmde Rekor Kırdı! 🇹🇷✈️ Türkiye, 2024 yılında 52,6 milyon uluslararası ziyaretçi ağırlayarak bir önceki yıla göre %7 büyüme kaydetti! 📈💼 Bu büyük artış, turizm gelirlerini %18,3 yükselterek 61,1 milyar dolara çıkardı ve tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştırdı. 💰🚀 🏙️ En Popüler Destinasyonlar: ✅ İstanbul – 18,6 milyon ziyaretçi ✅ Antalya – 15,9 milyon ziyaretçi ✅ Edirne – 4,8 milyon ziyaretçi ✅ Muğla – 3,7 milyon ziyaretçi 🌏 En Çok Ziyaretçi Gönderen Ülkeler: 🔹 Rusya – 6,7 milyon (+%6) 🔹 Almanya – 6,6 milyon (+%6,9) 🔹 Birleşik Krallık – 4,4 milyon (+%16,7) 🔹 İran – 3,2 milyon (+%30,9) 🔹 Bulgaristan – 2,9 milyon (+%0,9) Türkiye, benzersiz kültürü, büyüleyici doğası ve dünya standartlarında misafirperverliğiyle turizmde yeni rekorlar kırmaya devam ediyor! 🏛️🏖️✨ 📢 Sıradaki Türkiye seyahatinizi planlıyor musunuz? Haydi keşfetmeye! 🌍✈️ #TürkiyeTurizmi #TravelToTürkiye #TurizmBüyümesi #KeşfetTürkiye #VisitTürkiye #GoTürkiye
    0 Commentaires 0 parts
  • BENÌN,Afrika'da

    Benin'deki Nokoué Gölü üzerinde yer alan Ganvié, 20.000'den fazla nüfuslu büyülü yüzen bir köy. Evlerden okullara pazara her şey suyun üzerine inşa edilmiş, eşsiz ve kuşkusuz bir manzara yaratıyor. 17. yüzyılda Tofinu halkı tarafından kölelikten kaçmak için inşa edilen köy, geleneksel kültür ve yaşam tarzının yaşayan bir müzesidir..
    İnsanlar küçük ahşap kanolarla seyahat ediyor ve balıkçılık, Ganvié için eşsiz ve huzurlu bir yaşam yaratıyor.
    BENÌN,Afrika'da 🛶Benin'deki Nokoué Gölü üzerinde yer alan Ganvié, 20.000'den fazla nüfuslu büyülü yüzen bir köy. Evlerden okullara pazara her şey suyun üzerine inşa edilmiş, eşsiz ve kuşkusuz bir manzara yaratıyor. 17. yüzyılda Tofinu halkı tarafından kölelikten kaçmak için inşa edilen köy, geleneksel kültür ve yaşam tarzının yaşayan bir müzesidir.. İnsanlar küçük ahşap kanolarla seyahat ediyor ve balıkçılık, Ganvié için eşsiz ve huzurlu bir yaşam yaratıyor.
    0 Commentaires 0 parts
  • Havacılıkta devrim! Venus Stargazer M4, 2025'teki ilk test uçuşuyla Londra-New York arasını 2 saate indirecek. Mach 6 hızıyla dünya hiç olmadığı kadar küçük olacak! #HavacılıkDevrimi #VenusStargazerM4 #HipersonikJet

    Venus Aerospace ve Velontra tarafından geliştirilen Venus Stargazer M4, 2025'teki ilk test uçuşuna hazırlanıyor. Saatte 3.600 mil hıza ulaşabilen bu hipersonik jet, Londra’dan New York’a sadece iki saatte uçmayı mümkün kılacak. Gelişmiş bir roket motoru ile donatılan Stargazer M4, modern seyahat sınırlarını zorlayarak havacılıkta devrim yaratacak.
    🌍✈️ Havacılıkta devrim! Venus Stargazer M4, 2025'teki ilk test uçuşuyla Londra-New York arasını 2 saate indirecek. 🚀 Mach 6 hızıyla dünya hiç olmadığı kadar küçük olacak! #HavacılıkDevrimi #VenusStargazerM4 #HipersonikJet Venus Aerospace ve Velontra tarafından geliştirilen Venus Stargazer M4, 2025'teki ilk test uçuşuna hazırlanıyor. Saatte 3.600 mil hıza ulaşabilen bu hipersonik jet, Londra’dan New York’a sadece iki saatte uçmayı mümkün kılacak. Gelişmiş bir roket motoru ile donatılan Stargazer M4, modern seyahat sınırlarını zorlayarak havacılıkta devrim yaratacak.
    0 Commentaires 0 parts
  • 1 – ‘Hiçbir şey zekayı seyahat etmek kadar geliştirmez.’
    Emile Zola

    2 – ‘Seyahat için yaptığın yatırım kendin için yaptığın en iyi yatırımdır.’
    Matthew Karsten

    3– ‘Uzaklara gittikten sonra tamamen değişmiş biri olarak dönmek gerçek bir mucize.’
    Kate Douglas Wiggin

    4 – ‘Gezgin bir yere varmak için değil, keşfetmek için seyahat eder.’
    Goethe

    5 – ‘Hayat bir kitaptır ve gezip görmeyenler hep aynı sayfayı okur.’
    St. Agustine

    6 – ‘Gezgin önüne ne çıkarsa onu görür, ama turist neyi görmek istiyorsa onu.’
    G.K. Chesterton

    7 – ‘Senede bir defa daha önce hiç görmediğin bir yere git.’
    Dalai Lama

    8 – ‘Her şey kötüye gittiğinde kendine bir tatil ısmarla.’
    Betty Williams

    9– ‘Kıyıyı gözden kaybetmeye cesaret etmedikçe insan, yeni okyanuslar keşfedemez.’
    Andre Gide

    10 – ‘Turistler nereye gittiklerini, gezginler nereye gideceklerini bilemezler.’
    Paul Theroux

    11– ‘Seyahatin önündeki tek engel kapının eşiğidir.’
    Bosna Atasözü

    12 – ‘Para harcayarak sizi zengin yapacak tek şey seyahat etmektir.’
    Anonim

    13 – ‘Ne kadar uzağa gidersem kendime o kadar çok yakınlaşıyorum.’
    Andrew McCarthy

    14 – ‘Yaşa, seyahat et, maceraya atıl, şükret ve asla pişman olma.’
    Jack Kerouac

    15 – ‘En uzun yolculuklar bile tek bir adımla başlar.’
    Laozi

    16– ‘Bilmediğin bir yola gitmek bilmediğin bir yönünü keşfetmektir.’
    Martin Buber

    17- ‘Seyahat insanı alçak gönüllü yapar. Size dünyada ne kadar küçük bir yer işgal ettiğinizi görmenizi sağlar.’
    Gustave Flaubert

    1 – ‘Hiçbir şey zekayı seyahat etmek kadar geliştirmez.’ Emile Zola 2 – ‘Seyahat için yaptığın yatırım kendin için yaptığın en iyi yatırımdır.’ Matthew Karsten 3– ‘Uzaklara gittikten sonra tamamen değişmiş biri olarak dönmek gerçek bir mucize.’ Kate Douglas Wiggin 4 – ‘Gezgin bir yere varmak için değil, keşfetmek için seyahat eder.’ Goethe 5 – ‘Hayat bir kitaptır ve gezip görmeyenler hep aynı sayfayı okur.’ St. Agustine 6 – ‘Gezgin önüne ne çıkarsa onu görür, ama turist neyi görmek istiyorsa onu.’ G.K. Chesterton 7 – ‘Senede bir defa daha önce hiç görmediğin bir yere git.’ Dalai Lama 8 – ‘Her şey kötüye gittiğinde kendine bir tatil ısmarla.’ Betty Williams 9– ‘Kıyıyı gözden kaybetmeye cesaret etmedikçe insan, yeni okyanuslar keşfedemez.’ Andre Gide 10 – ‘Turistler nereye gittiklerini, gezginler nereye gideceklerini bilemezler.’ Paul Theroux 11– ‘Seyahatin önündeki tek engel kapının eşiğidir.’ Bosna Atasözü 12 – ‘Para harcayarak sizi zengin yapacak tek şey seyahat etmektir.’ Anonim 13 – ‘Ne kadar uzağa gidersem kendime o kadar çok yakınlaşıyorum.’ Andrew McCarthy 14 – ‘Yaşa, seyahat et, maceraya atıl, şükret ve asla pişman olma.’ Jack Kerouac 15 – ‘En uzun yolculuklar bile tek bir adımla başlar.’ Laozi 16– ‘Bilmediğin bir yola gitmek bilmediğin bir yönünü keşfetmektir.’ Martin Buber 17- ‘Seyahat insanı alçak gönüllü yapar. Size dünyada ne kadar küçük bir yer işgal ettiğinizi görmenizi sağlar.’ Gustave Flaubert 📷
    1
    0 Commentaires 0 parts
  • ABD New York merkezli, dünyanın önde gelen seyahat dergisi Travel and Leisure'ın her yıl düzenlediği “Dünyanın En İyi 10 Uluslararası Havalimanı” anketine katılan okurların oyları sonucunda 95,79 puan alan İGA İstanbul Havalimanı, “Dünyanın En İyi Havalimanı” unvanına hak kazandı. 🛩
    ABD New York merkezli, dünyanın önde gelen seyahat dergisi Travel and Leisure'ın her yıl düzenlediği “Dünyanın En İyi 10 Uluslararası Havalimanı” anketine katılan okurların oyları sonucunda 95,79 puan alan İGA İstanbul Havalimanı, “Dünyanın En İyi Havalimanı” unvanına hak kazandı. 🇹🇷👏🥇 🏆 ✈️ 🛫🛬🛩🚁
    0 Commentaires 0 parts
  • Hava ile şişirilmiş hayvanlar özellikle boğa ve inek derisini bot olarak kullanımı mezopotamya'da akadlar asya ve güney asya'da hintliler tarafından kullanılan su üstünde seyahat etmeyi sağlayan yöntem (kalakku-kaluka)
    Hava ile şişirilmiş hayvanlar özellikle boğa ve inek derisini bot olarak kullanımı mezopotamya'da akadlar asya ve güney asya'da hintliler tarafından kullanılan su üstünde seyahat etmeyi sağlayan yöntem (kalakku-kaluka)
    0 Commentaires 0 parts
  • ŞAMAMA...
    Öyle bir kavun düşünün ki elma büyüklüğünde, parfüm kadar etkili mis gibi kokan bir lezzet.
    Şamama kavunu günümüzde unutulmuş lezzetlerden biridir.

    Arapçadaki “şemm (hoş kokan,güzel kokulu)” sözcüğünden türemiştir. Şamama ile ilgili en eski kayıtlar Divanü Lugat-ıt Türk’te karşımıza çıkmaktadır.
    Eskiden evlerde evin birçok noktasına asılır, elbiselerin arasına konulur, gelin çeyizlerine eklenir, askere giden gençlerin bohçalarına konulan bir parfümdür.
    Şamama kavunu, günümüz kavunları gibi tatlı değildi, bundan dolayı yiyecek olarak tüketilmezdi.
    Fakat aroması bir çok lezet için şurup, tatlı, şeker, lokum, şerbet yapımında kullanılmaktaydı. Şamama, hasat edildiği zaman çok güzel kokmazmış.
    Un ve ya kepek çuvallarının içinde 2 hafta bekletildikten sonra mis gibi kokmaya başlarmış.
    Anadolu’nun hemen hemen heryerinde yetişebilen bir meyvedir.
    Anadolu’daki bazı isimleri şöyledir; alabaş (Osmaniye), cırdatan (Bolu), cırlangıç (Denizli), eşememe (Mersin), şebeden (Maraş) şememe Gaziantep şeklindedir.
    Eşref Bin Muhammed’in 14. yüzyılda yazdığı eserlerinde tıpta şamama koklamanın beyin sağlığına çok iyi geldiğini, tüketmenin ise mide rahatsızlıklarını giderdiğini bildirmektedir.
    Ayrıca Evliya Çelebinin seyahatnamesinde Şamama kavunlarının zenginler ve padişahlar arasında hediye olarak sunulmakta olduğu yazmaktadır.
    Osmanlı döneminde elde şamama taşımak adet haline gelmiştir.
    İnsanlar hem güzel kokmak hem de arada koklayıp mutlu olmak için yanlarında taşırlarmış.
    Anadolu edebiyatını incelediğimizde bir çok şiirde şamama kavunundan bahsetmektedir.
    Geçmişte bir cep telefonu gibi insanların yanlarında taşıdığı, önem vermiş olduğu bu güzellik günümüzde unutulmuştur.
    ŞAMAMA... Öyle bir kavun düşünün ki elma büyüklüğünde, parfüm kadar etkili mis gibi kokan bir lezzet. Şamama kavunu günümüzde unutulmuş lezzetlerden biridir. Arapçadaki “şemm (hoş kokan,güzel kokulu)” sözcüğünden türemiştir. Şamama ile ilgili en eski kayıtlar Divanü Lugat-ıt Türk’te karşımıza çıkmaktadır. Eskiden evlerde evin birçok noktasına asılır, elbiselerin arasına konulur, gelin çeyizlerine eklenir, askere giden gençlerin bohçalarına konulan bir parfümdür. Şamama kavunu, günümüz kavunları gibi tatlı değildi, bundan dolayı yiyecek olarak tüketilmezdi. Fakat aroması bir çok lezet için şurup, tatlı, şeker, lokum, şerbet yapımında kullanılmaktaydı. Şamama, hasat edildiği zaman çok güzel kokmazmış. Un ve ya kepek çuvallarının içinde 2 hafta bekletildikten sonra mis gibi kokmaya başlarmış. Anadolu’nun hemen hemen heryerinde yetişebilen bir meyvedir. Anadolu’daki bazı isimleri şöyledir; alabaş (Osmaniye), cırdatan (Bolu), cırlangıç (Denizli), eşememe (Mersin), şebeden (Maraş) şememe Gaziantep şeklindedir. Eşref Bin Muhammed’in 14. yüzyılda yazdığı eserlerinde tıpta şamama koklamanın beyin sağlığına çok iyi geldiğini, tüketmenin ise mide rahatsızlıklarını giderdiğini bildirmektedir. Ayrıca Evliya Çelebinin seyahatnamesinde Şamama kavunlarının zenginler ve padişahlar arasında hediye olarak sunulmakta olduğu yazmaktadır. Osmanlı döneminde elde şamama taşımak adet haline gelmiştir. İnsanlar hem güzel kokmak hem de arada koklayıp mutlu olmak için yanlarında taşırlarmış. Anadolu edebiyatını incelediğimizde bir çok şiirde şamama kavunundan bahsetmektedir. Geçmişte bir cep telefonu gibi insanların yanlarında taşıdığı, önem vermiş olduğu bu güzellik günümüzde unutulmuştur.
    0 Commentaires 0 parts
  • Cumhurbaşkanımızın riyasetinde Irak, Katar, BAE Ulaştırma Bakanları ile "Kalkınma Yolu Projesi Mutabakat Zaptı"nı imzaladık.

    Dünyada gelişen ve büyüyen ticaret hacmi ile Türkiye'nin stratejik konumunu temel alarak yürüttüğümüz "Kalkınma Yolu Projesi" ile artık Fav Limanı'ndan Londra'ya kadar kara ve demir yoluyla Avrupa'nın her ülkesine kesintisiz ulaşım sağlayacağız.

    Yeni İpek Yolu olarak nitelendirdiğimiz Kalkınma Yolu Projesi ile ülkemizin ekonomik ve jeopolitik statüsü daha da güçlenecek!

    Proje ile ayrıca Irak’ta bulunan Büyük Fav Limanı’nı önemli bir geçiş merkezi olarak kurguluyor; Asya ile Avrupa arasındaki seyahat süresini Türkiye üzerinden geçirerek önemli ölçüde azaltıyoruz.

    Fav Limanı'ndan yola çıkacak bir geminin Süveyş Kanalı üzerinden Avrupa’ya ulaşması arasında geçecek olan zaman ile Kalkınma Yolu üzerinden aynı yükün Avrupa’ya ulaşması arasında 15 günlük bir kazanım süresi sağlanacak.

    Fav Limanı'nı 1200 km'lik demir yolu ve otoyolu ile Türkiye sınırına ve oradan da Avrupa’ya bağlayacak proje bölgesel ticaret açısından yeni bir kapı aralayacak.

    Kalkınma sadece uygun maliyetli ve kısa süreli bir ulaştırma koridoru sunmakla kalmıyor; aynı zamanda mevcut ulaştırma koridorlarını tamamlıyor. Böylece, doğu batı yönündeki koridorları kuzey güney yönünde de bağlamış oluyor.

    Global ticaret sistemine doğrudan katkıda bulunacak olan Kalkınma Yolu Projesi, katılımcı bütün ülkelerin kalkınmasına ve gelişmesine de fayda sağlayacak.
    Cumhurbaşkanımızın riyasetinde Irak, Katar, BAE Ulaştırma Bakanları ile "Kalkınma Yolu Projesi Mutabakat Zaptı"nı imzaladık. Dünyada gelişen ve büyüyen ticaret hacmi ile Türkiye'nin stratejik konumunu temel alarak yürüttüğümüz "Kalkınma Yolu Projesi" ile artık Fav Limanı'ndan Londra'ya kadar kara ve demir yoluyla Avrupa'nın her ülkesine kesintisiz ulaşım sağlayacağız. Yeni İpek Yolu olarak nitelendirdiğimiz Kalkınma Yolu Projesi ile ülkemizin ekonomik ve jeopolitik statüsü daha da güçlenecek! Proje ile ayrıca Irak’ta bulunan Büyük Fav Limanı’nı önemli bir geçiş merkezi olarak kurguluyor; Asya ile Avrupa arasındaki seyahat süresini Türkiye üzerinden geçirerek önemli ölçüde azaltıyoruz. Fav Limanı'ndan yola çıkacak bir geminin Süveyş Kanalı üzerinden Avrupa’ya ulaşması arasında geçecek olan zaman ile Kalkınma Yolu üzerinden aynı yükün Avrupa’ya ulaşması arasında 15 günlük bir kazanım süresi sağlanacak. Fav Limanı'nı 1200 km'lik demir yolu ve otoyolu ile Türkiye sınırına ve oradan da Avrupa’ya bağlayacak proje bölgesel ticaret açısından yeni bir kapı aralayacak. Kalkınma sadece uygun maliyetli ve kısa süreli bir ulaştırma koridoru sunmakla kalmıyor; aynı zamanda mevcut ulaştırma koridorlarını tamamlıyor. Böylece, doğu batı yönündeki koridorları kuzey güney yönünde de bağlamış oluyor. Global ticaret sistemine doğrudan katkıda bulunacak olan Kalkınma Yolu Projesi, katılımcı bütün ülkelerin kalkınmasına ve gelişmesine de fayda sağlayacak.
    0 Commentaires 0 parts
  • ■ ALMAN BASININDA RAMAZAN VE BAYRAM, 1853

    [Alman Der Sammler Gazetesi, 20 Temmuz 1853 tarihli nüshasında İstanbul'daki Ramazan ve Bayramı anlatıyor]:

    "İFTAR TOPU

    Güneş batarken, bütün bataryalardan ateşlenen toplar, gündüz orucunun bittiğini ve yaklaşan gecenin türlü zevklere yeniden izin verdiğini göstermek için gümbürdüyor.

    Tüm kahveler açılıyor ve pırıl pırıl aydınlatılıyor. Tüm cami kubbeleri ışıklandırılıyor ve renkli kağıt fenerler bir minareden diğerine uzanan ipler üzerinde karanlık gecede parlayan meteorlar gibi sallanıyor.

    Camilerin pencerelerinden bir ışık denizi parlıyor ve sokaklardaki muhteşem çeşmeler ise etraflarını saran kandillerin binlerce gökkuşağı renkleriyle ışıl ışıl parlıyor.

    KAPALIÇARŞI

    Çeşitli revaklarıyla şehrin bir parçasını oluşturan büyük çarşının tüm tezgahları ve tonozları da parlak ışıklarla parlıyor. Burada sergilenen muhteşem eşyalar, özellikle halı, şal ve silahlar göze sunulmak üzere artan bir ihtişam içinde çarşı koridorlarında sergileniyor.

    Muazzam Konstantinopolis'te gözlemci yabancıların görme ve tatma duyularını dört hafta boyunca her akşam doyuran, neşeli ve bilinmeyen bir pasta dünyasına taşıyan, sihirli bir günde yol alıyoruz.

    Yabancılar bu gece saatlerinde kahvelerde eğlence aramak isterlerse, misafirleri sanatlarıyla eğlendirmek için mekandan mekana dolaşan hikaye anlatıcıları (meddahlar) ve Rum müzisyenleri bulacaktır.

    ZENGİN FAKİR YANYANA

    Fakat bütün bunlar anlamlı sîmalarıyla asaletli ve güçlü doğulu figürlerin sunduklarından daha az dikkat çekicidir. Divanlarda uzun bir sıra halinde oturan bu insanlar eski düşman bile olsalar, zengin-fakir yanyana dostça sohbetler ederler. Zira zaman, Ramazan için barışma zamanıdır. Burada her türlü statü farkı ve her olumsuz ilişki yasaklanmış gibi görünüyor. Herkese dostça bir neşe yayılmış durumda.

    YAKLAŞAN SAHUR

    Sahur yaklaştıkça yaklaşıyor ve biz ışıklı sokaklarda bir kez daha acele ediyoruz. Konuklar daha şimdiden parlak bir şekilde aydınlatılmış saraydan boşalıyor ve muhteşem atlarına binerek evlerine doğru sürüyorlar. Kendi evlerinin efendisi olarak, Ramazan'da her Müslüman'ın sabah namazından yaklaşık bir saat önce yediği yemeğe (sahur) oturuyorlar, ama içlerinde yabancının olmadığı sadece kendi aile üyeleri ile birlikte.

    Bu yemeğe "günlük oruç hazırlığı" anlamına gelen "imsak" deniliyor. Sonra alçak bir evin yanından geçerken açık kalmış pencereler evin içindeki arka odaları görmemize imkan tanıyor. Orada yaşlı bir baba, eşi, çocukları ve hizmetçileriyle birlikte, doğudaki ilk Hıristiyanların, geceleri düzenlenen eski aşk şölenlerini anımsatan yemekte ataerkil bir sakinlikle oturuyor.

    PERA

    Şimdi, Avrupalıların yaşadığı banliyö olan Pera'ya geçmek için sokaklardan limana doğru daha hızlı koşarsak, etrafımızda hala hareketli bir hayat vızıldıyor, şafak yaklaştıkça neşesi artıyor gibi görünüyor.

    Seyyar şeker ve tatlı satıcıları, mallarını seslice haykırarak satıyor. Pastaneciler dükkânlarında sık sık boşaltılan teneke tepsileri doldurmaya devam ediyor. Daha yoğun bir zevk sevenler, tütsülenmiş muhallebi çömlekleri ve çeşitli kuzu yemeklerinin etrafında toplanıyor.

    YEMEK İKRAMLARI

    Büyük bir pilav kazanı ve bir direğin üzerinde et taşıyan ve onu yer sofrasına oturmuş ahalinin önüne seren iki siyah köleyle karşılaşıyoruz. "Peygamberin dağıttığı gibi kendilerine ihsan edilen nimetleri cömertçe dağıtanlardan Allah razı olur!" diye yüksek sesle bağıran siyah adam üç kere "Elhamdülillah!" diyor. Fakirler topluluğu ise hep bir ağızdan cevap veriyorlar: "Allah hayır sahibinden ebeden razı olsun!"

    Kısa bir süre içinde biten ziyafetten sonra karnı doyanların teşekkür seslerini uzaklardan bile işitiyoruz: "Allah karnımızı doyuranların keselerini doldursun!" ve "Allah hayır sahibi zenginlerden razı olsun ve bize verdiklerinin bin katını onlara geri versin!"

    BAYRAM GÜNÜ

    Oruç ayı Ramazan'ın son akşamında yeni ay mutlu Şevval ayını ilan ediyor. (Bu yılın takvimine göre 7 Temmuz Perşembe), Dini bir bayram olan Büyük Bayram, "Iyd-ı fıtır" olarak da adlandırılır. Son orucun açılmasından sonra başlar ve eski Türk geleneğine göre bunu ikinci ve üçüncü bir kutlama günü takip eder.

    Bayramın ilk günün başlangıcı -bütün büyük kutlamalar gibi- kıyıdan ve limanın zengin bayraklı gemilerinden aralıksız bir top ateşi ile karşılanır. Müminler namaza gitmeden önce, şeriat, mümkün olduğu kadar güzel giysiler giymeyi övülmeye değer görür ki bu da mümkün olduğunca yapılmaya çalışılır. Öyle ki Türkçe bir deyimde bir insanın ne kadar fakir olduğu anlatılabilmek için şöyle denilir: "Kendine bir bayram elbisesi bile alamayacak kadar fakir"

    BAYRAM TEBRİKLERİ

    Yolda sürekli olarak emredilen dua kelimelerinin mırıltısı duyuluyor: "Allahu ekber!" "Tanrı büyüktür! Bayram kısmen Alman Yeni Yılı'na benziyor, çünkü bunda olduğu gibi herkes birbirine iyi dileklerde bulunur. Sokakta karşılaşan tamamen yabancılar bile birbirlerini bayram selamı ile selamlıyorlar: "Bayramın mübarek olsun!"

    KÜSLERİN BARIŞMASI

    Ramazan'da henüz bırakılamayan düşmanlıklar Bayram'da genellikle azalır ve kendisine sunulan barıştırma teşebbüsünü reddedenler halk arasında genel bir ayıplamayla karşılanır.

    Aynı zamanda birbirlerine hediyeler vermek de bu günde bir adettir ve Doğu geleneklerinin izin verdiği ölçüde kadınlar bu konuda daha fazla özgürlüğe sahiptir. Özenle dekore edilmiş uzun araba konvoylarındaki bütün harem halkı -elbette yeşil pelerinlere sarılmış ve sadece burunlarını ve gözlerini gösteren hanımlar- birbirlerini ziyaret ederler.

    BAYRAMDA KIR GEZİLERİ

    Bu bayram günlerinde insanlar yakın ve uzak eğlencelik yerlerde, Kağıthane Deresi'nde, Büyükdere'de, Dolmabahçe'de, Prens Adaları'nda birlikte kendilerini eğlendirirler. Bayram, Türkler gibi, zevk düşkünü Hıristiyanlar tarafından da aynı coşkuyla kutlanır.."

    Daha fazlası için lütfen takip ediniz: https://www.facebook.com/TariheSeyahat
    ■ ALMAN BASININDA RAMAZAN VE BAYRAM, 1853 ❤️ [Alman Der Sammler Gazetesi, 20 Temmuz 1853 tarihli nüshasında İstanbul'daki Ramazan ve Bayramı anlatıyor]: "İFTAR TOPU Güneş batarken, bütün bataryalardan ateşlenen toplar, gündüz orucunun bittiğini ve yaklaşan gecenin türlü zevklere yeniden izin verdiğini göstermek için gümbürdüyor. Tüm kahveler açılıyor ve pırıl pırıl aydınlatılıyor. Tüm cami kubbeleri ışıklandırılıyor ve renkli kağıt fenerler bir minareden diğerine uzanan ipler üzerinde karanlık gecede parlayan meteorlar gibi sallanıyor. Camilerin pencerelerinden bir ışık denizi parlıyor ve sokaklardaki muhteşem çeşmeler ise etraflarını saran kandillerin binlerce gökkuşağı renkleriyle ışıl ışıl parlıyor. KAPALIÇARŞI Çeşitli revaklarıyla şehrin bir parçasını oluşturan büyük çarşının tüm tezgahları ve tonozları da parlak ışıklarla parlıyor. Burada sergilenen muhteşem eşyalar, özellikle halı, şal ve silahlar göze sunulmak üzere artan bir ihtişam içinde çarşı koridorlarında sergileniyor. Muazzam Konstantinopolis'te gözlemci yabancıların görme ve tatma duyularını dört hafta boyunca her akşam doyuran, neşeli ve bilinmeyen bir pasta dünyasına taşıyan, sihirli bir günde yol alıyoruz. Yabancılar bu gece saatlerinde kahvelerde eğlence aramak isterlerse, misafirleri sanatlarıyla eğlendirmek için mekandan mekana dolaşan hikaye anlatıcıları (meddahlar) ve Rum müzisyenleri bulacaktır. ZENGİN FAKİR YANYANA Fakat bütün bunlar anlamlı sîmalarıyla asaletli ve güçlü doğulu figürlerin sunduklarından daha az dikkat çekicidir. Divanlarda uzun bir sıra halinde oturan bu insanlar eski düşman bile olsalar, zengin-fakir yanyana dostça sohbetler ederler. Zira zaman, Ramazan için barışma zamanıdır. Burada her türlü statü farkı ve her olumsuz ilişki yasaklanmış gibi görünüyor. Herkese dostça bir neşe yayılmış durumda. YAKLAŞAN SAHUR Sahur yaklaştıkça yaklaşıyor ve biz ışıklı sokaklarda bir kez daha acele ediyoruz. Konuklar daha şimdiden parlak bir şekilde aydınlatılmış saraydan boşalıyor ve muhteşem atlarına binerek evlerine doğru sürüyorlar. Kendi evlerinin efendisi olarak, Ramazan'da her Müslüman'ın sabah namazından yaklaşık bir saat önce yediği yemeğe (sahur) oturuyorlar, ama içlerinde yabancının olmadığı sadece kendi aile üyeleri ile birlikte. Bu yemeğe "günlük oruç hazırlığı" anlamına gelen "imsak" deniliyor. Sonra alçak bir evin yanından geçerken açık kalmış pencereler evin içindeki arka odaları görmemize imkan tanıyor. Orada yaşlı bir baba, eşi, çocukları ve hizmetçileriyle birlikte, doğudaki ilk Hıristiyanların, geceleri düzenlenen eski aşk şölenlerini anımsatan yemekte ataerkil bir sakinlikle oturuyor. PERA Şimdi, Avrupalıların yaşadığı banliyö olan Pera'ya geçmek için sokaklardan limana doğru daha hızlı koşarsak, etrafımızda hala hareketli bir hayat vızıldıyor, şafak yaklaştıkça neşesi artıyor gibi görünüyor. Seyyar şeker ve tatlı satıcıları, mallarını seslice haykırarak satıyor. Pastaneciler dükkânlarında sık sık boşaltılan teneke tepsileri doldurmaya devam ediyor. Daha yoğun bir zevk sevenler, tütsülenmiş muhallebi çömlekleri ve çeşitli kuzu yemeklerinin etrafında toplanıyor. YEMEK İKRAMLARI Büyük bir pilav kazanı ve bir direğin üzerinde et taşıyan ve onu yer sofrasına oturmuş ahalinin önüne seren iki siyah köleyle karşılaşıyoruz. "Peygamberin dağıttığı gibi kendilerine ihsan edilen nimetleri cömertçe dağıtanlardan Allah razı olur!" diye yüksek sesle bağıran siyah adam üç kere "Elhamdülillah!" diyor. Fakirler topluluğu ise hep bir ağızdan cevap veriyorlar: "Allah hayır sahibinden ebeden razı olsun!" Kısa bir süre içinde biten ziyafetten sonra karnı doyanların teşekkür seslerini uzaklardan bile işitiyoruz: "Allah karnımızı doyuranların keselerini doldursun!" ve "Allah hayır sahibi zenginlerden razı olsun ve bize verdiklerinin bin katını onlara geri versin!" BAYRAM GÜNÜ Oruç ayı Ramazan'ın son akşamında yeni ay mutlu Şevval ayını ilan ediyor. (Bu yılın takvimine göre 7 Temmuz Perşembe), Dini bir bayram olan Büyük Bayram, "Iyd-ı fıtır" olarak da adlandırılır. Son orucun açılmasından sonra başlar ve eski Türk geleneğine göre bunu ikinci ve üçüncü bir kutlama günü takip eder. Bayramın ilk günün başlangıcı -bütün büyük kutlamalar gibi- kıyıdan ve limanın zengin bayraklı gemilerinden aralıksız bir top ateşi ile karşılanır. Müminler namaza gitmeden önce, şeriat, mümkün olduğu kadar güzel giysiler giymeyi övülmeye değer görür ki bu da mümkün olduğunca yapılmaya çalışılır. Öyle ki Türkçe bir deyimde bir insanın ne kadar fakir olduğu anlatılabilmek için şöyle denilir: "Kendine bir bayram elbisesi bile alamayacak kadar fakir" BAYRAM TEBRİKLERİ Yolda sürekli olarak emredilen dua kelimelerinin mırıltısı duyuluyor: "Allahu ekber!" "Tanrı büyüktür! Bayram kısmen Alman Yeni Yılı'na benziyor, çünkü bunda olduğu gibi herkes birbirine iyi dileklerde bulunur. Sokakta karşılaşan tamamen yabancılar bile birbirlerini bayram selamı ile selamlıyorlar: "Bayramın mübarek olsun!" KÜSLERİN BARIŞMASI Ramazan'da henüz bırakılamayan düşmanlıklar Bayram'da genellikle azalır ve kendisine sunulan barıştırma teşebbüsünü reddedenler halk arasında genel bir ayıplamayla karşılanır. Aynı zamanda birbirlerine hediyeler vermek de bu günde bir adettir ve Doğu geleneklerinin izin verdiği ölçüde kadınlar bu konuda daha fazla özgürlüğe sahiptir. Özenle dekore edilmiş uzun araba konvoylarındaki bütün harem halkı -elbette yeşil pelerinlere sarılmış ve sadece burunlarını ve gözlerini gösteren hanımlar- birbirlerini ziyaret ederler. BAYRAMDA KIR GEZİLERİ Bu bayram günlerinde insanlar yakın ve uzak eğlencelik yerlerde, Kağıthane Deresi'nde, Büyükdere'de, Dolmabahçe'de, Prens Adaları'nda birlikte kendilerini eğlendirirler. Bayram, Türkler gibi, zevk düşkünü Hıristiyanlar tarafından da aynı coşkuyla kutlanır.." Daha fazlası için lütfen takip ediniz: https://www.facebook.com/TariheSeyahat
    0 Commentaires 0 parts
Résultats de Recherche