• Bu acı günde kaybettiğimiz her bir canı saygıyla anıyor, geride kalanlara güç ve sabır diliyoruz.
    Bu acı günde kaybettiğimiz her bir canı saygıyla anıyor, geride kalanlara güç ve sabır diliyoruz.
    0 Commenti 0 condivisioni
  • 04:17
    6 ŞUBAT
    UNUTMADIK, UNUTMAYACAĞIZ..

    6 Şubat 2023’te yaşadığımız büyük felaketin ikinci yıl dönümünde hayatını kaybeden vatandaşlarımızı saygı ve rahmetle anıyorum..

    Rabbim ülkemize milletimize bir daha böyle acılar yaşatmasın…

    Bu acı günde kaybettiğimiz her bir canı saygıyla anıyor, geride kalanlara güç ve sabır diliyoruz.

    #Deprem
    04:17 6 ŞUBAT UNUTMADIK, UNUTMAYACAĞIZ.. 6 Şubat 2023’te yaşadığımız büyük felaketin ikinci yıl dönümünde hayatını kaybeden vatandaşlarımızı saygı ve rahmetle anıyorum.. Rabbim ülkemize milletimize bir daha böyle acılar yaşatmasın… Bu acı günde kaybettiğimiz her bir canı saygıyla anıyor, geride kalanlara güç ve sabır diliyoruz. #Deprem
    0 Commenti 0 condivisioni
  • BAŞIMIZ SAĞOLSUN TÜRKİYE

    Bolu Kartalkaya’da yaşanan yangın sebebiyle hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır ve başsağlığı diliyorum.

    Yaralılarımıza acil şifalar temennisiyle ; rabbim sabırlar versin, ülkemizi, insanımızı tahammülü zor felaket ve musibetlerden koruyup kollasın.

    #Bolu
    #Yangınfelaketi
    BAŞIMIZ SAĞOLSUN TÜRKİYE Bolu Kartalkaya’da yaşanan yangın sebebiyle hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır ve başsağlığı diliyorum. Yaralılarımıza acil şifalar temennisiyle ; rabbim sabırlar versin, ülkemizi, insanımızı tahammülü zor felaket ve musibetlerden koruyup kollasın. #Bolu #Yangınfelaketi
    0 Commenti 0 condivisioni
  • Namaz sadece bir fırsat meselesi değil,
    her hal ve şartta Rabbimize olan bağlılığımızın, imanımızın bir göstergesidir.
    Zorlayıcı durumlarda dahi, inanç insanı güçlü kılar ve Allah’a olan kulluğu sürdürür.
    “İman varsa, imkan vardır.”

    #Çınaraltı #Namaz #İman #sabır
    Namaz sadece bir fırsat meselesi değil, her hal ve şartta Rabbimize olan bağlılığımızın, imanımızın bir göstergesidir. Zorlayıcı durumlarda dahi, inanç insanı güçlü kılar ve Allah’a olan kulluğu sürdürür. “İman varsa, imkan vardır.” #Çınaraltı #Namaz #İman #sabır
    0 Commenti 0 condivisioni
  • Yer sabit yörüngede görev alan ilk yerli ve millî uydumuz TÜRKSAT 6A'nın bugün akşam Türkiye saatiyle 20.00 civarında 2. ateşleme süreci başladı.

    Gururumuz TÜRKSAT 6A aşama aşama yörüngesine doğru ilerliyor.

    Haberleşme uydumuzun fırlatmadan sonra test yörüngesine ulaşması için kimyasal itki sistemiyle 5 adet ateşleme yapması gerekiyordu.

    Yörünge düzeltme ve 35.786 km uzaklıktaki yer sabit yörüngesine varması için planlanan bu ateşlemelerden ilkini 10 Temmuz günü gerçekleştirmiştik.

    İkinci ateşleme tam 69 dakika sürecek ve bu kısım tamamlanacak.

    Sabırsızlıkla yörüngesinde hizmete başlayacağı anı bekliyoruz!

    #UzaydaTürkizi
    Yer sabit yörüngede görev alan ilk yerli ve millî uydumuz TÜRKSAT 6A'nın bugün akşam Türkiye saatiyle 20.00 civarında 2. ateşleme süreci başladı. 🚀 Gururumuz TÜRKSAT 6A aşama aşama yörüngesine doğru ilerliyor. Haberleşme uydumuzun fırlatmadan sonra test yörüngesine ulaşması için kimyasal itki sistemiyle 5 adet ateşleme yapması gerekiyordu. Yörünge düzeltme ve 35.786 km uzaklıktaki yer sabit yörüngesine varması için planlanan bu ateşlemelerden ilkini 10 Temmuz günü gerçekleştirmiştik. İkinci ateşleme tam 69 dakika sürecek ve bu kısım tamamlanacak. Sabırsızlıkla yörüngesinde hizmete başlayacağı anı bekliyoruz! #UzaydaTürkizi 🇹🇷
    0 Commenti 0 condivisioni
  • Kanayan yaramız #Srebrenitsa Soykırımı’nın 29. yılında şehitlerimizi rahmetle anıyor, yakınlarına ve kardeş Bosna halkına Cenab-ı Allah’tan sabırlar diliyorum

    Bu büyük zulmü unutmadık, unutmayacağız!
    🇹🇷🇧🇦 Kanayan yaramız #Srebrenitsa Soykırımı’nın 29. yılında şehitlerimizi rahmetle anıyor, yakınlarına ve kardeş Bosna halkına Cenab-ı Allah’tan sabırlar diliyorum 🤲 Bu büyük zulmü unutmadık, unutmayacağız!
    0 Commenti 0 condivisioni
  • Cuma Hutbesi: "İnsanı İhya, Toplumu İnşa Eden İbadet: Hac"

    Muhterem Müslümanlar!

    Bugün, Zilhicce’nin sekizi, Terviye günü. Terviye, Rahman’ın misafirlerinin Arafat’a gitmek üzere Mekke’den yola çıktıkları gündür. Yarın ise arefe. Yarın, bütün hacılar Arafat’ta vakfeye duracaklar. Dualarını Allah’a arz edecekler. Yüce Rabbim, kardeşlerimizin haclarını mebrur, dualarını makbul eylesin.

    Aziz Müminler!

    Hac, içinde pek çok ilahi hikmet ve bereketi barındıran; insanı ihya, toplumu inşa eden bir ibadettir. Hac, İslam’ın beş esasından biridir. Dünya Müslümanlarının birbirleriyle kaynaştığı kardeşlik buluşmasıdır. Hac; kıyamdır, diriliştir. Nitekim Yüce Rabbimiz bu hakikati şöyle ifade etmektedir: “Allah, Kâbe’yi Beytü’l-harâm’ı insanlar için bir kıyam, bir diriliş vesilesi kıldı…”[i]

    Kıymetli Müslümanlar!

    Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in, “Allah katında kabul olunan haccın karşılığı ancak cennettir.”[ii] müjdesine nail olmak isteyen mümin, önce ihrama girer. İhram; günah ve haram olan her şeyi terk edip takva elbisesine bürünmektir. İhram; bizlere, dünyevi hırs ve arzulardan, makam ve mevkiden, şan ve şöhretten arınmamızı öğütler. Kin, nefret, öfke ve şiddet gibi manevi hastalıklardan sakınmamızı öğretir. Dili yalandan, kulağı gıybetten, gözü haramdan, kalbi hasetten uzak tutmamızı hatırlatır.

    İhrama bürünen mümin, haccın farzını eda etmek üzere Arafat’a çıkar. Arafat; insanı ve toplumu ifsat eden kötülüklerin ayaklar atına alındığı, huzur ve barışı sağlayan insani ve vicdani değerlerin dünyaya ilan edildiği yerdir. Arafat; ölümü, dirilişi ve mahşeri tefekkür etmeyi haber verir. Ümmet bilincini kuşanmamızı; birlik ve beraberlikten asla ödün vermememiz gerektiğini bildirir. Tevhidin yani Allah’ın birliğine inanmanın vazgeçilmez olduğunu vurguladığı gibi, vahdetin yani ümmetin birliğini muhafaza etmenin de vazgeçilemez olduğunu vurgular. Nitekim Yüce Rabbimiz, “Sizin ümmetiniz, tek bir ümmettir. Ben de sizin Rabbinizim. Öyleyse bana ibadet edin.”[iii] ayetiyle bu hakikati bizlere haber verir.

    Değerli Müminler!

    Haccın bir diğer farzı ise Ziyaret Tavafı’dır. Tavaf; yeryüzünde kurulan ilk ev olan Kâbe’yi kalbimizin hizasına alarak onun etrafında yedi defa dönmektir. Tavaf, hayatımızı Rabbimizin koyduğu ölçülere göre tanzim etme bilincini gönüllerimize nakşeder. Renkleri, dilleri ve ırkları farklı, gaye ve idealleri bir olan müminlerin; bir binanın tuğlaları gibi birbirlerine omuz vermeleri gerektiğini söyler.

    Tavaftan sonra müminleri sa’y beklemektedir. Sa’y; bir arayıştır, bir çabadır. Sa’y, Hâcer validemizin biricik evladı İsmâil’in susuzluğunu gidermek için gösterdiği gayretten ilham alarak, çocuklarımız ve gençlerimizin huzur ve felahı için koşturmamız gerektiğini bize hatırlatır. Bugün, çocuklarımızı tehdit eden tehlikeler, küçüklüğünde Hz. İsmâil’i tehdit eden susuzluktan daha önemsiz ve daha basit değildir. Zira çocuklarımız ve gençlerimiz Allah’tan, ahiret bilincinden, peygamberden, kitaptan, imandan, ahlaktan mahrum kalırlarsa; Hz. İsmâil’in yaşayabileceği akıbetten daha büyük zorluklarla karşılaşacakları bir hakikattir.

    Aziz Müslümanlar!

    Hutbemin sonunda iki hususu sizlerle paylaşmak istiyorum. İlki, bayram sebebiyle birçok kardeşimiz yola çıkacak. Bayram sevincini hüzne dönüştürmemek için yolculuk boyunca sabırlı, anlayışlı ve dikkatli olalım. Birbirimizin hak ve hukukuna saygı gösterelim. Kendimizi, ailemizi ve diğer insanları tehlikeye atacak yanlış davranışlardan kaçınalım. Bir diğer husus ise yarın sabah namazıyla başlayıp bayramın dördüncü günü ikindi namazıyla sona erecek olan teşrik tekbirlerini farz namazlarından sonra getirmeyi unutmayalım.

    Duaların makbul olduğu bu mübarek günlerde Kurban bayramının aziz milletimize, İslam âlemine ve bütün insanlığa hayırlı olmasını, Gazzeli kardeşlerimiz başta olmak üzere dünyanın bütün mazlum ve mağdurlarının huzur ve kurtuluşa ermesini Yüce Rabbimden niyaz ediyorum.

    [i] Mâide, 5/97.
    [ii] Buhârî, Umre, 1.
    [iii] Enbiyâ, 21/92.
    Cuma Hutbesi: "İnsanı İhya, Toplumu İnşa Eden İbadet: Hac" Muhterem Müslümanlar! Bugün, Zilhicce’nin sekizi, Terviye günü. Terviye, Rahman’ın misafirlerinin Arafat’a gitmek üzere Mekke’den yola çıktıkları gündür. Yarın ise arefe. Yarın, bütün hacılar Arafat’ta vakfeye duracaklar. Dualarını Allah’a arz edecekler. Yüce Rabbim, kardeşlerimizin haclarını mebrur, dualarını makbul eylesin. Aziz Müminler! Hac, içinde pek çok ilahi hikmet ve bereketi barındıran; insanı ihya, toplumu inşa eden bir ibadettir. Hac, İslam’ın beş esasından biridir. Dünya Müslümanlarının birbirleriyle kaynaştığı kardeşlik buluşmasıdır. Hac; kıyamdır, diriliştir. Nitekim Yüce Rabbimiz bu hakikati şöyle ifade etmektedir: “Allah, Kâbe’yi Beytü’l-harâm’ı insanlar için bir kıyam, bir diriliş vesilesi kıldı…”[i] Kıymetli Müslümanlar! Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in, “Allah katında kabul olunan haccın karşılığı ancak cennettir.”[ii] müjdesine nail olmak isteyen mümin, önce ihrama girer. İhram; günah ve haram olan her şeyi terk edip takva elbisesine bürünmektir. İhram; bizlere, dünyevi hırs ve arzulardan, makam ve mevkiden, şan ve şöhretten arınmamızı öğütler. Kin, nefret, öfke ve şiddet gibi manevi hastalıklardan sakınmamızı öğretir. Dili yalandan, kulağı gıybetten, gözü haramdan, kalbi hasetten uzak tutmamızı hatırlatır. İhrama bürünen mümin, haccın farzını eda etmek üzere Arafat’a çıkar. Arafat; insanı ve toplumu ifsat eden kötülüklerin ayaklar atına alındığı, huzur ve barışı sağlayan insani ve vicdani değerlerin dünyaya ilan edildiği yerdir. Arafat; ölümü, dirilişi ve mahşeri tefekkür etmeyi haber verir. Ümmet bilincini kuşanmamızı; birlik ve beraberlikten asla ödün vermememiz gerektiğini bildirir. Tevhidin yani Allah’ın birliğine inanmanın vazgeçilmez olduğunu vurguladığı gibi, vahdetin yani ümmetin birliğini muhafaza etmenin de vazgeçilemez olduğunu vurgular. Nitekim Yüce Rabbimiz, “Sizin ümmetiniz, tek bir ümmettir. Ben de sizin Rabbinizim. Öyleyse bana ibadet edin.”[iii] ayetiyle bu hakikati bizlere haber verir. Değerli Müminler! Haccın bir diğer farzı ise Ziyaret Tavafı’dır. Tavaf; yeryüzünde kurulan ilk ev olan Kâbe’yi kalbimizin hizasına alarak onun etrafında yedi defa dönmektir. Tavaf, hayatımızı Rabbimizin koyduğu ölçülere göre tanzim etme bilincini gönüllerimize nakşeder. Renkleri, dilleri ve ırkları farklı, gaye ve idealleri bir olan müminlerin; bir binanın tuğlaları gibi birbirlerine omuz vermeleri gerektiğini söyler. Tavaftan sonra müminleri sa’y beklemektedir. Sa’y; bir arayıştır, bir çabadır. Sa’y, Hâcer validemizin biricik evladı İsmâil’in susuzluğunu gidermek için gösterdiği gayretten ilham alarak, çocuklarımız ve gençlerimizin huzur ve felahı için koşturmamız gerektiğini bize hatırlatır. Bugün, çocuklarımızı tehdit eden tehlikeler, küçüklüğünde Hz. İsmâil’i tehdit eden susuzluktan daha önemsiz ve daha basit değildir. Zira çocuklarımız ve gençlerimiz Allah’tan, ahiret bilincinden, peygamberden, kitaptan, imandan, ahlaktan mahrum kalırlarsa; Hz. İsmâil’in yaşayabileceği akıbetten daha büyük zorluklarla karşılaşacakları bir hakikattir. Aziz Müslümanlar! Hutbemin sonunda iki hususu sizlerle paylaşmak istiyorum. İlki, bayram sebebiyle birçok kardeşimiz yola çıkacak. Bayram sevincini hüzne dönüştürmemek için yolculuk boyunca sabırlı, anlayışlı ve dikkatli olalım. Birbirimizin hak ve hukukuna saygı gösterelim. Kendimizi, ailemizi ve diğer insanları tehlikeye atacak yanlış davranışlardan kaçınalım. Bir diğer husus ise yarın sabah namazıyla başlayıp bayramın dördüncü günü ikindi namazıyla sona erecek olan teşrik tekbirlerini farz namazlarından sonra getirmeyi unutmayalım. Duaların makbul olduğu bu mübarek günlerde Kurban bayramının aziz milletimize, İslam âlemine ve bütün insanlığa hayırlı olmasını, Gazzeli kardeşlerimiz başta olmak üzere dünyanın bütün mazlum ve mağdurlarının huzur ve kurtuluşa ermesini Yüce Rabbimden niyaz ediyorum. [i] Mâide, 5/97. [ii] Buhârî, Umre, 1. [iii] Enbiyâ, 21/92.
    0 Commenti 0 condivisioni
  • HALI TÜCCARI /Jean-Leon Gerome - 1887

    1885'te Kahire’yi ziyaret eden ressam, ziyarette gördüĝü hadiseleri 1887'de resmine aktarmıştır. Resim, 1671'de Paris’te kurulan “Ecole Des Beaux-Arts” akademisinin salonuna asılmak üzere yapılmıştır.

    Tablo adını hikayesinden almıştır. Görüldüğü üzere bir halı tüccarının halı pazarında halılarını satışını anlatmaktadır. Oldukça büyük ebatlı halı tasvirinin beyaz renkli orta alanında, 16. yüzyıl klasik devir Uşak halılarında olduğu üzere salbekli iri bir madalyon yer almaktadır. Günümüzde Afyon Başmakçı ve Heriz halıları ile de benzerlikler gösterir.

    Resmin önünde, yerde özensizce sereserpe atılmış halılar göze çarpmaktadır. Tablonun ortasında yerdeki halıya basan halı tüccarı, alıcıya halıyı pazarlamaktadır. Arkada bulunan daha kalabalık grup ise, yaşlı satıcının halıyla ilgili anlatımını dikkatle dinlemektedir.

    Resmin saĝındaki devasa giriş kapısı altında da satışın gerçekleşmesini bekleyen hamallar, halıyı belli ki eşeĝe yüklemek için sabırsızlanmaktadır. Resimde ilk planda belli olmayan ancak dikkatli bakıldıĝında giriş kapısının yanındaki boşlukta gölge içinde duran feraceli bir kadın dikkat çekmektedir. Özellikle halı satıcılarında belirgin olmakla birlikte diĝer figürlerde de el, kol ve duruşlarında bir hareket sözkonusu. Kıyafetler, renkli ve dönem özelliĝi taşımaktadır.

    Gerome, 19. yüzyılda yaptığı Osmanlı coğrafyası gezilerinde dönemin halı motiflerinden etkilenmiştir. Etkilendiği halıları ise tablolarında işlemiştir.

    Halı tüccarları tablosu sıklıkla Osman Hamd Bey’in tablosu olarak karıştırılmaktadır. Bunun asıl nedeni ünlü oryantalist ressam bu tablonun da ressamı Gerome’nin Osman Hamdi Bey’in hukuk öğrenimi için gittiği Fransa’da öğrencisi olduğunun sanılmasıdır. Yeni bilgiler ışığında Gerome ve Osman Hamdi Beyin mektuplaştığı ve büyük ihtimalle hiç yüz yüze gelmedikleri bilinmektedir. Gerome dönemin ünlü ressamı olarak Osman Hamdi Bey başta bir çok sanatçıya, sanata ilham olmuştur.

    #jeanleongerome #halıtüccarı #picture #sanattarihi #arthistory
    HALI TÜCCARI /Jean-Leon Gerome - 1887 1885'te Kahire’yi ziyaret eden ressam, ziyarette gördüĝü hadiseleri 1887'de resmine aktarmıştır. Resim, 1671'de Paris’te kurulan “Ecole Des Beaux-Arts” akademisinin salonuna asılmak üzere yapılmıştır. Tablo adını hikayesinden almıştır. Görüldüğü üzere bir halı tüccarının halı pazarında halılarını satışını anlatmaktadır. Oldukça büyük ebatlı halı tasvirinin beyaz renkli orta alanında, 16. yüzyıl klasik devir Uşak halılarında olduğu üzere salbekli iri bir madalyon yer almaktadır. Günümüzde Afyon Başmakçı ve Heriz halıları ile de benzerlikler gösterir. Resmin önünde, yerde özensizce sereserpe atılmış halılar göze çarpmaktadır. Tablonun ortasında yerdeki halıya basan halı tüccarı, alıcıya halıyı pazarlamaktadır. Arkada bulunan daha kalabalık grup ise, yaşlı satıcının halıyla ilgili anlatımını dikkatle dinlemektedir. Resmin saĝındaki devasa giriş kapısı altında da satışın gerçekleşmesini bekleyen hamallar, halıyı belli ki eşeĝe yüklemek için sabırsızlanmaktadır. Resimde ilk planda belli olmayan ancak dikkatli bakıldıĝında giriş kapısının yanındaki boşlukta gölge içinde duran feraceli bir kadın dikkat çekmektedir. Özellikle halı satıcılarında belirgin olmakla birlikte diĝer figürlerde de el, kol ve duruşlarında bir hareket sözkonusu. Kıyafetler, renkli ve dönem özelliĝi taşımaktadır. Gerome, 19. yüzyılda yaptığı Osmanlı coğrafyası gezilerinde dönemin halı motiflerinden etkilenmiştir. Etkilendiği halıları ise tablolarında işlemiştir. Halı tüccarları tablosu sıklıkla Osman Hamd Bey’in tablosu olarak karıştırılmaktadır. Bunun asıl nedeni ünlü oryantalist ressam bu tablonun da ressamı Gerome’nin Osman Hamdi Bey’in hukuk öğrenimi için gittiği Fransa’da öğrencisi olduğunun sanılmasıdır. Yeni bilgiler ışığında Gerome ve Osman Hamdi Beyin mektuplaştığı ve büyük ihtimalle hiç yüz yüze gelmedikleri bilinmektedir. Gerome dönemin ünlü ressamı olarak Osman Hamdi Bey başta bir çok sanatçıya, sanata ilham olmuştur. #jeanleongerome #halıtüccarı #picture #sanattarihi #arthistory
    0 Commenti 0 condivisioni
  • Sabır, sebat, kamil imanın açık adresi!

    Rahatsızlığı nedeniyle hastanede yatıyordu. Eşi İsmail Haniye'den; dün Gazze'de ki saldırıda 3 oğluları ve 3 torunlarının şehadet haberlerini alan hanımefendi yatağından kalkıp abdest alır iki rekat şükür namazı kılar ve zafer işareti yapıp poz verirler.

    Bu, imanın, teslimiyetin, tevekkülün ve dava şuurunun pratiğidir.
    Sabır, sebat, kamil imanın açık adresi! Rahatsızlığı nedeniyle hastanede yatıyordu. Eşi İsmail Haniye'den; dün Gazze'de ki saldırıda 3 oğluları ve 3 torunlarının şehadet haberlerini alan hanımefendi yatağından kalkıp abdest alır iki rekat şükür namazı kılar ve zafer işareti yapıp poz verirler. Bu, imanın, teslimiyetin, tevekkülün ve dava şuurunun pratiğidir.
    0 Commenti 0 condivisioni
  • Hz.Eyyüb Ve Kuyusu Urfa Türkiye

    Şanlıurfa'nın en eski mahallelerinden biri olan Eyyubiye Mahallesi, tarihi geçmişi çok eskilere dayanan ve tarihte önemli yapılara mekânlık etmiş şehrin güneydeki en önemli bölümüdür. Bu bölgede bugün yedi mahalle bulunmakta
    ve 100 binin üzerinde insan yaşamaktadır.
    Kuyunun Yeri Günümüzde “Eyyüpnebi Mahallesi”nin güneyinde, girişindeki tabelada“Hz. Eyyub Sabır Makamı” yazılı olan alanda, Hz. Eyyub'un hastalığı boyunca
    kaldığına inanılan küçük bir mağara(sabır mağarası), ayağını vurmasıyla yerden çıkan şifalı suyun bulunduğu bir kuyu ve yakın zamanda alanın güneyindeki mezarlık kaldırılarak yerine inşa edilen “Hz. Eyyub Camii” bulunmaktadır.Kuyu kayadan oyulmuştur. Yüzlerce yıl kullanıldığı bellidir. Kuyunun ağzında
    taştan bir bilezik mevcut olup su çekmekten dolayı aşınmış ve el derinliğinde oyuklar oluşmuştur. Suyu soğuk ve temiz olup hiç kurumaz. Kuyunun suyu Hıristiyanlar ve Müslümanlar
    tarafından şifalı su olarak kabul edilmiştir. Hastalar tarafından yıkanmak 1 ve içilmek için kullanılır.Sabır Mağarası, gerek Urfa'dan gerekse ve Türkiye'nin değişik yerlerinden özellikle hafta sonları çok sayıda insan tarafından ziyaret edilmekte ve
    içinde namaz kılınarak dua edilmektedir. Bunun dışında borularla kuyudan sebillere aktarılan şifalı sular hem içilmekte hem de çeşitli kaplarla götürülmektedir.
    Hz.Eyyüb Ve Kuyusu Urfa Türkiye Şanlıurfa'nın en eski mahallelerinden biri olan Eyyubiye Mahallesi, tarihi geçmişi çok eskilere dayanan ve tarihte önemli yapılara mekânlık etmiş şehrin güneydeki en önemli bölümüdür. Bu bölgede bugün yedi mahalle bulunmakta ve 100 binin üzerinde insan yaşamaktadır. Kuyunun Yeri Günümüzde “Eyyüpnebi Mahallesi”nin güneyinde, girişindeki tabelada“Hz. Eyyub Sabır Makamı” yazılı olan alanda, Hz. Eyyub'un hastalığı boyunca kaldığına inanılan küçük bir mağara(sabır mağarası), ayağını vurmasıyla yerden çıkan şifalı suyun bulunduğu bir kuyu ve yakın zamanda alanın güneyindeki mezarlık kaldırılarak yerine inşa edilen “Hz. Eyyub Camii” bulunmaktadır.Kuyu kayadan oyulmuştur. Yüzlerce yıl kullanıldığı bellidir. Kuyunun ağzında taştan bir bilezik mevcut olup su çekmekten dolayı aşınmış ve el derinliğinde oyuklar oluşmuştur. Suyu soğuk ve temiz olup hiç kurumaz. Kuyunun suyu Hıristiyanlar ve Müslümanlar tarafından şifalı su olarak kabul edilmiştir. Hastalar tarafından yıkanmak 1 ve içilmek için kullanılır.Sabır Mağarası, gerek Urfa'dan gerekse ve Türkiye'nin değişik yerlerinden özellikle hafta sonları çok sayıda insan tarafından ziyaret edilmekte ve içinde namaz kılınarak dua edilmektedir. Bunun dışında borularla kuyudan sebillere aktarılan şifalı sular hem içilmekte hem de çeşitli kaplarla götürülmektedir.
    0 Commenti 0 condivisioni
Pagine in Evidenza