• Ramadan kareem
    Welcome to Istanbul Turkey

    ORTAKÖY - GALATA TOWER - AYASOFIYA

    #ramadan #ramadankareem #ramadanmubarak #ramadan_kareem #travel #photography #photooftheday #tourism #turismo #eminonu #سفر #رحلات #سياحة #رمضان #رمضان_كريم #رمضان_مبارك #اسطنبول #تركيا #i̇stanbul #turkey #ramazan
    Ramadan kareem 🌙🕌 Welcome to Istanbul Turkey 🤍 🇹🇷 ✈️👫 📍ORTAKÖY - GALATA TOWER - AYASOFIYA #ramadan #ramadankareem #ramadanmubarak #ramadan_kareem #travel #photography #photooftheday #tourism #turismo #eminonu #سفر #رحلات #سياحة #رمضان #رمضان_كريم #رمضان_مبارك #اسطنبول #تركيا #i̇stanbul #turkey #ramazan
    0 Комментарии 0 Поделились 4
  • Kentte yaşayan hayırsever iş insanı Mustafa Düger, ramazan ayı öncesi yaklaşık 125 kişinin toplamda 270 bin TL’lik borcunu ödedi

    Mahalleliden Hanifi Doğan, “4 bin TL kadar bir borcum vardı. Borcumun kapatıldığını bakkala geldiğimde öğrendim. Temizlik işçisiyim, binalara bakıyorum. Asgari ücretle çalışıyorum. 1 oğlum var. Çok zor durumdaydım. Allah razı olsun borcumu ödediler. Rabb’im herkese böyle insanlarla karşılaşmayı nasip etsin. Böyle insanları gördüğüm zaman daha mutlu oluyorum” dedi

    Bakkal Gülsen Azılı ise “Sağ olsun iş insanımız yaklaşık 6 aydır, 1 yıldır borcu olanların borçlarını ödedi. Bu borçlar iş insanları tarafından ödenmese, üzerine maalesef çizgi çekmek zorunda kalıyoruz” şeklinde konuştu
    👏Kentte yaşayan hayırsever iş insanı Mustafa Düger, ramazan ayı öncesi yaklaşık 125 kişinin toplamda 270 bin TL’lik borcunu ödedi 🗣️Mahalleliden Hanifi Doğan, “4 bin TL kadar bir borcum vardı. Borcumun kapatıldığını bakkala geldiğimde öğrendim. Temizlik işçisiyim, binalara bakıyorum. Asgari ücretle çalışıyorum. 1 oğlum var. Çok zor durumdaydım. Allah razı olsun borcumu ödediler. Rabb’im herkese böyle insanlarla karşılaşmayı nasip etsin. Böyle insanları gördüğüm zaman daha mutlu oluyorum” dedi 🗣️Bakkal Gülsen Azılı ise “Sağ olsun iş insanımız yaklaşık 6 aydır, 1 yıldır borcu olanların borçlarını ödedi. Bu borçlar iş insanları tarafından ödenmese, üzerine maalesef çizgi çekmek zorunda kalıyoruz” şeklinde konuştu
    0 Комментарии 0 Поделились
  • Londra sokaklarından Ramazan kareleri..

    __

    Ramadan shots from the streets of London..

    2,3,5 Guardian, Temilade Adelaja/Reuters
    1,4,7 BBC
    6 İndependent

    #arkitekt #ramadan #london #lighting
    Londra sokaklarından Ramazan kareleri..✨ __ Ramadan shots from the streets of London..✨ 📷 2,3,5 Guardian, Temilade Adelaja/Reuters 📷 1,4,7 BBC 📷 6 İndependent #arkitekt #ramadan #london #lighting
    0 Комментарии 0 Поделились
  • Kandiller asıldı, alışverişler yapıldı, camiler temizlendi

    Hoş geldin sefalar getirdin ya şehr-i Ramazan

    #ramazan
    Kandiller asıldı, alışverişler yapıldı, camiler temizlendi✨ Hoş geldin sefalar getirdin ya şehr-i Ramazan 🌙 #ramazan
    0 Комментарии 0 Поделились
  • Cuma Hutbesi: "Rahmet ve Mağfiret Mevsimine Girerken"

    Muhterem Müslümanlar!

    Müjdeler olsun hepimize, şükürler olsun Rabbimize. Ramazan-ı şerifin hilali bir kez daha doğacak üzerimize. Bu akşam kılacağımız ilk teravih namazıyla karşılayacağız inşallah rahmet ve mağfiret mevsimini. Teravih ki, Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in kıldığı, kıldırdığı ve ümmetinin kılmasını istediği,[1] sahabe-i kiramdan beri günümüzdeki şekliyle kılınagelen[2] sünnet bir namazdır. Teravih; yorulan ruhlarımızı dinlendiren, daralan gönüllerimizi ferahlatan, günahlarımızın affına vesile olan müstesna bir ibadettir. Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyurmaktadır: “Kim, inanarak ve sevabını Allah’tan bekleyerek teravih namazını kılarsa geçmiş günahları bağışlanır.”[3]

    Aziz Müminler!

    Bu gece, Ramazanın bereketi olan sahura kalkacağız inşallah. Sahur vakti, teheccüd namazının vaktidir. Dua ve niyaz, tövbe ve istiğfar vaktidir. Sahura kalkmak, mahlûkatın uyanışına şahitlik etmektir. Uykuyu terk edip, gafleti bir kenara bırakıp, Rabbimizin maddi ve manevi ikramlarıyla dirilmektir. Allah Resûlü (s.a.s), فَإِنَّ فِى السُّحُورِ بَرَكَةً “Sahurda bereket vardır.”[4] buyurmuş, bir yudum suyla bile olsa sahur yapmamızı istemiş, sahura kalkanlara Allah’ın merhamet edeceğini, meleklerin ise hayır duada bulunacağını müjdelemiştir.[5]

    Kıymetli Müslümanlar!

    Ramazan, oruç ayıdır. Peygamber Efendimiz (s.a.s), “Mübarek Ramazan ayı geldi. Yüce Allah bu ayda oruç tutmayı farz kıldı. Bu ayda cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır…”[6] buyurmaktadır. Mukim, akıllı ve büluğ çağına ermiş, hastalık ve yolculuk gibi dinen geçerli bir mazereti bulunmayan her Müslümanın Ramazan ayında oruç tutması farzdır. Rükünlerine, şartlarına ve adaplarına riayet edilerek tutulan oruç, irademizi güçlendirir, gönlümüzü bencillik ve tamahkârlıktan kurtarır. Elimizi haramdan, dilimizi gıybet ve yalandan, ibadetlerimizi riyadan, kalbimizi günahlardan arındırır. Bizleri cehennemden uzaklaştırıp cennete yaklaştırır.

    Değerli Müminler!

    Ramazan, Kur’an ayıdır. Yüce Rabbimiz, “Ramazan; insanlar için bir hidayet rehberi, hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’an’ın indirildiği aydır...”[7] buyurmaktadır. O halde, Ramazanı on bir ayın sultanı kılan Kur’an-ı Kerim’i bol bol okuyalım, manası üzerinde düşünelim, onun hükümlerini hayatımıza aktarmanın daha çok gayretinde olalım. Çocuklarımıza Kur’an’ı, orucu, namazı, camiyi sevdirelim. Muhabbet ve merhamet mekânı camilerimize gelen çocuklarımızı incitmeyelim. Onları güler yüz ve tatlı dille cemaatimiz arasına alarak namazın sükûnetle kılınabilmesini sağlayalım. Ramazan ayının rahmet ve bereketinden, neşe ve coşkusundan onları mahrum bırakmayalım.

    Aziz Müslümanlar!

    Ramazan; Rabbimize, kendimize, ailemize, çevremize ve insanlara karşı sorumluluklarımızı bir kez daha gözden geçirme ayıdır. Öyleyse gönlümüzü, evimizi, işyerimizi, sokağımızı, köyümüzü, ilçemizi, şehrimizi Ramazan ayına hazırlayalım. Yemeden içmeye, giyimden kuşama, alışverişten tüketime, aileden komşuluk ilişkilerine kadar hayatımızın her anına ve alanına İslam’ın emir ve yasaklarını aktarmaya gayret edelim. Dinimizde ve medeniyetimizde yeri olmayan, Ramazanın ruhuna uygun düşmeyen eğlencelerle vaktimizi heba etmeyelim. İbadetlerimizi vaktinde eda etmeye özen gösterelim; zamanımızı ibadet vakitlerine göre ayarlayalım. Lüks ve israfın sergilendiği, ihtiyaç sahiplerinin unutulduğu iftar sofraları kurmayalım. Mazluma, yoksula, kimsesize, yetim ve öksüze kol kanat gerelim, iftar sofralarımızı muhtaçlarla paylaşalım. Orucu bahane ederek evde, işyerinde ve trafikte gönül kırmayalım, huzursuzluk çıkartmayalım. Fırsatçılık yaparak fahiş fiyatlarla insanları mağdur etmeyelim. Müslümanlara zulmedenlere destek verenlerin ürünleriyle sofralarımızı donatmayalım.

    Bu vesileyle idrak edeceğimiz Ramazan-ı şerifin; başta aziz milletimiz olmak üzere âlem-i İslam ve tüm insanlık için hayırlı olmasını Yüce Rabbimden niyaz ediyorum.

    [1] İbn Hanbel, VI, 267; Buhârî, İ’tisâm, 3.
    [2] Muvatta’, Ramazân, 2; Tirmizî, Savm, 81.
    [3] Buhârî, Salâtü’t-terâvîh, 1.
    [4] Buhârî, Savm, 20.
    [5] İbn Hanbel, III, 44.
    [6] Nesâî, Sıyâm, 5.
    [7] Bakara, 2/185.
    Cuma Hutbesi: "Rahmet ve Mağfiret Mevsimine Girerken" Muhterem Müslümanlar! Müjdeler olsun hepimize, şükürler olsun Rabbimize. Ramazan-ı şerifin hilali bir kez daha doğacak üzerimize. Bu akşam kılacağımız ilk teravih namazıyla karşılayacağız inşallah rahmet ve mağfiret mevsimini. Teravih ki, Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in kıldığı, kıldırdığı ve ümmetinin kılmasını istediği,[1] sahabe-i kiramdan beri günümüzdeki şekliyle kılınagelen[2] sünnet bir namazdır. Teravih; yorulan ruhlarımızı dinlendiren, daralan gönüllerimizi ferahlatan, günahlarımızın affına vesile olan müstesna bir ibadettir. Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyurmaktadır: “Kim, inanarak ve sevabını Allah’tan bekleyerek teravih namazını kılarsa geçmiş günahları bağışlanır.”[3] Aziz Müminler! Bu gece, Ramazanın bereketi olan sahura kalkacağız inşallah. Sahur vakti, teheccüd namazının vaktidir. Dua ve niyaz, tövbe ve istiğfar vaktidir. Sahura kalkmak, mahlûkatın uyanışına şahitlik etmektir. Uykuyu terk edip, gafleti bir kenara bırakıp, Rabbimizin maddi ve manevi ikramlarıyla dirilmektir. Allah Resûlü (s.a.s), فَإِنَّ فِى السُّحُورِ بَرَكَةً “Sahurda bereket vardır.”[4] buyurmuş, bir yudum suyla bile olsa sahur yapmamızı istemiş, sahura kalkanlara Allah’ın merhamet edeceğini, meleklerin ise hayır duada bulunacağını müjdelemiştir.[5] Kıymetli Müslümanlar! Ramazan, oruç ayıdır. Peygamber Efendimiz (s.a.s), “Mübarek Ramazan ayı geldi. Yüce Allah bu ayda oruç tutmayı farz kıldı. Bu ayda cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır…”[6] buyurmaktadır. Mukim, akıllı ve büluğ çağına ermiş, hastalık ve yolculuk gibi dinen geçerli bir mazereti bulunmayan her Müslümanın Ramazan ayında oruç tutması farzdır. Rükünlerine, şartlarına ve adaplarına riayet edilerek tutulan oruç, irademizi güçlendirir, gönlümüzü bencillik ve tamahkârlıktan kurtarır. Elimizi haramdan, dilimizi gıybet ve yalandan, ibadetlerimizi riyadan, kalbimizi günahlardan arındırır. Bizleri cehennemden uzaklaştırıp cennete yaklaştırır. Değerli Müminler! Ramazan, Kur’an ayıdır. Yüce Rabbimiz, “Ramazan; insanlar için bir hidayet rehberi, hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’an’ın indirildiği aydır...”[7] buyurmaktadır. O halde, Ramazanı on bir ayın sultanı kılan Kur’an-ı Kerim’i bol bol okuyalım, manası üzerinde düşünelim, onun hükümlerini hayatımıza aktarmanın daha çok gayretinde olalım. Çocuklarımıza Kur’an’ı, orucu, namazı, camiyi sevdirelim. Muhabbet ve merhamet mekânı camilerimize gelen çocuklarımızı incitmeyelim. Onları güler yüz ve tatlı dille cemaatimiz arasına alarak namazın sükûnetle kılınabilmesini sağlayalım. Ramazan ayının rahmet ve bereketinden, neşe ve coşkusundan onları mahrum bırakmayalım. Aziz Müslümanlar! Ramazan; Rabbimize, kendimize, ailemize, çevremize ve insanlara karşı sorumluluklarımızı bir kez daha gözden geçirme ayıdır. Öyleyse gönlümüzü, evimizi, işyerimizi, sokağımızı, köyümüzü, ilçemizi, şehrimizi Ramazan ayına hazırlayalım. Yemeden içmeye, giyimden kuşama, alışverişten tüketime, aileden komşuluk ilişkilerine kadar hayatımızın her anına ve alanına İslam’ın emir ve yasaklarını aktarmaya gayret edelim. Dinimizde ve medeniyetimizde yeri olmayan, Ramazanın ruhuna uygun düşmeyen eğlencelerle vaktimizi heba etmeyelim. İbadetlerimizi vaktinde eda etmeye özen gösterelim; zamanımızı ibadet vakitlerine göre ayarlayalım. Lüks ve israfın sergilendiği, ihtiyaç sahiplerinin unutulduğu iftar sofraları kurmayalım. Mazluma, yoksula, kimsesize, yetim ve öksüze kol kanat gerelim, iftar sofralarımızı muhtaçlarla paylaşalım. Orucu bahane ederek evde, işyerinde ve trafikte gönül kırmayalım, huzursuzluk çıkartmayalım. Fırsatçılık yaparak fahiş fiyatlarla insanları mağdur etmeyelim. Müslümanlara zulmedenlere destek verenlerin ürünleriyle sofralarımızı donatmayalım. Bu vesileyle idrak edeceğimiz Ramazan-ı şerifin; başta aziz milletimiz olmak üzere âlem-i İslam ve tüm insanlık için hayırlı olmasını Yüce Rabbimden niyaz ediyorum. [1] İbn Hanbel, VI, 267; Buhârî, İ’tisâm, 3. [2] Muvatta’, Ramazân, 2; Tirmizî, Savm, 81. [3] Buhârî, Salâtü’t-terâvîh, 1. [4] Buhârî, Savm, 20. [5] İbn Hanbel, III, 44. [6] Nesâî, Sıyâm, 5. [7] Bakara, 2/185.
    0 Комментарии 0 Поделились
  • #ÜçAylar, gafletten uyanmanın, kulluk bilinciyle arınmanın adıdır.

    Resûlullah (sas) şöyle buyurmuştur:

    “Allah’ım! Receb ve Şaban aylarını hakkımızda mübarek eyle, bizi Ramazan ayına ulaştır.”

    [Taberânî, El Mu’cemü’l Evsat, IV, 189]

    Üç Aylarımız Mübarek Olsun...
    #ÜçAylar, gafletten uyanmanın, kulluk bilinciyle arınmanın adıdır. Resûlullah (sas) şöyle buyurmuştur: “Allah’ım! Receb ve Şaban aylarını hakkımızda mübarek eyle, bizi Ramazan ayına ulaştır.” [Taberânî, El Mu’cemü’l Evsat, IV, 189] Üç Aylarımız Mübarek Olsun... 🌙
    0 Комментарии 0 Поделились
  • "Ey Rabbim! Bize Receb'i ve Şaban'ı mübarek kıl ve bizi ramazan'a ulaştır."
    [İbn Hanbel, I, 259]

    Üç Aylar Takvimi

    #HayırlıCumalar
    "Ey Rabbim! Bize Receb'i ve Şaban'ı mübarek kıl ve bizi ramazan'a ulaştır."🌙 [İbn Hanbel, I, 259] 📌Üç Aylar Takvimi #HayırlıCumalar 🌹
    0 Комментарии 0 Поделились
  • TILFINDIR (TEL FITIR) TEPESI

    Halife hz Ömer (r.a) döneminde İyad Bin Ganem komutasındaki islam orduları
    H.18 miladi 639 yılı Ramazan ayında Urfayı fethederek bu tepede iftarlarını açmışlar ve bu tepeye " iftar tepesi " anlamına gelen "Tell fıtr" adını vermişlerdir.
    Urfalılar Osmanlı döneminde ve sonrasında uzun yıllar Ramazan aylarında buradan atılan iftar topuyla oruçlarını açmışlardır.
    Urfa kurtuluş savaşı sırasında bu tepeyi işgal eden fransız kuvvetleri çarpışma boyunca buradan şehir halkını Ateşe tutmuşlardır.
    "Kolumu salladım toplar oynadı" dizeleriyle başlayan urfa kurtuluş türküsünde fransızların bu hareketi şu dörtlükte anlatılır
    Tılfındır hastahane karşıma karşı
    Zalim fransızın bomba atışı
    Urfa çetelerinin süngü takışı
    Dı yeri yeri yeri kumandalar yeri
    Çeteleri gidiyor dönmüyor geri
    Şu anda Park ve Seyir Tepesi olarak ziyaretçilerini beklemektedir.
    TILFINDIR (TEL FITIR) TEPESI Halife hz Ömer (r.a) döneminde İyad Bin Ganem komutasındaki islam orduları H.18 miladi 639 yılı Ramazan ayında Urfayı fethederek bu tepede iftarlarını açmışlar ve bu tepeye " iftar tepesi " anlamına gelen "Tell fıtr" adını vermişlerdir. Urfalılar Osmanlı döneminde ve sonrasında uzun yıllar Ramazan aylarında buradan atılan iftar topuyla oruçlarını açmışlardır. Urfa kurtuluş savaşı sırasında bu tepeyi işgal eden fransız kuvvetleri çarpışma boyunca buradan şehir halkını Ateşe tutmuşlardır. "Kolumu salladım toplar oynadı" dizeleriyle başlayan urfa kurtuluş türküsünde fransızların bu hareketi şu dörtlükte anlatılır Tılfındır hastahane karşıma karşı Zalim fransızın bomba atışı Urfa çetelerinin süngü takışı Dı yeri yeri yeri kumandalar yeri Çeteleri gidiyor dönmüyor geri Şu anda Park ve Seyir Tepesi olarak ziyaretçilerini beklemektedir.
    0 Комментарии 0 Поделились
  • Selam News

    EİD MUBARAK DUBAİ
    Sevdikleriniz İle Birlikte Nice Bayramlara,
    Ramazan Bayramınız mübârek olsun.
    Hayırlı Bayramlar ❤ Eid Mubarak
    كل عام وأنتم بخير
    #SelamNews #İyiBayramlar
    İyi Bayramlar! / Happy Eid!
    #Eid #HappyEid #Bayram #EidMubarak
    ☪️ Selam News 🇹🇷 EİD MUBARAK DUBAİ Sevdikleriniz İle Birlikte Nice Bayramlara, 🎊 Ramazan Bayramınız mübârek olsun. Hayırlı Bayramlar ❤💙 Eid Mubarak كل عام وأنتم بخير #SelamNews #İyiBayramlar İyi Bayramlar! / Happy Eid! #Eid #HappyEid #Bayram #EidMubarak
    0 Комментарии 0 Поделились 4
  • ■ ESKİ İSTANBUL BAYRAMLARI, 1890

    [Ahmet Semih Bey, 1890'lardaki eski İstanbul bayramlarını anlatıyor]:

    "Bayramlarda arefe günü ikindiden itibaren her namaz vaktinde 21 pare top atışı yapılır, bu durum Ramazan bayramında 3. gün ikindiye kadar, Kurban bayramında 4. gün ikindiye kadar sürerdi. Fener alayları ve gece donanmaları ise İstanbul halkı için vazgeçilmez bir bayram eğlencesiydi.

    Her devirde olduğu gibi bayramlarda asıl mesud olan çocuklardı. Mahalle aralarındaki küçük meydanlarda kurulan minik lunaparklar çocuk cıvıltılarıyla şenlenir, mahalleye bir neş'e ve bayram havası katardı.

    Çocukların sevinci büyüklere bir üçüncü bayram olurdu. Omuzlarında çocuklarını taşıyan babalar, göğüslerine yavrularını basan anneler, torunlarının ellerine yapışan dedeler, kadınnineler, bacılarla dadılar ve lalalar çocuklarla meşgul olarak aynı zamanda onların kelimedeki her mânâ içinde terbiyeleriyle de uğraşırlardı. Onlara iyiyi, fenayı, çirkini, güzeli öğretmekle, göstermekle muvaffak oluncaya kadar yorulmazlardı. Mahalle aralarındaki meydancıklarda kurulan tahterevalliler, salıncaklar, atlıkarıncalar çocuklar alemine ölçüsüz neşe ve inbisat (kalbi sevinç) saçardı.

    Eski bayramlar, daha doğrusu bayramlarda eski hareket ve faaliyetler bambaşka bir eda taşırdı. Zevkli idi de. Evleri boş bırakırcasına bayram namazı için camiye koşanların, namazı müteakip evlere dönenlerle ailenin ve ev halkının bayramlaşmasının, yine ailenin büyüklerini ve akrabayı hanelerine kadar gidip ziyaret eylemenin, komşulara gidip gelmenin, büyüklere kadar koşarak el etek öpmenin.. elbette bir zevki vardı. Çünkü bu faaliyetlerin hepsi evvela dinî, sonra da içtimaî ve tesanüdíl bir itiyadın ve ülfetin tezahürleriydi. Zinde veya mariz (hasta), herkesin yüzü gülerdi. Zengin-fakir herkeste neşe vardı. Fakir maaşını evine barkına istediğini alırdı. Zengin fakire yardım ederdi; zekât verirdi. Oruç tutamamışsa bir insanı doyuracak kadar bir parayı bir fakire verirdi; sadaka-yı fitr verirdi. Konağındakileri giydirirdi, kuşatırdı; müstahdemlere kadar mahallenin fakirlerini sevindirirdi. Onların bakkal veya kasaba borcunu öderdi.

    Velhasıl bayram bereketli ve keyifli olurdu. Hele çocuklara iyd-i ekber (büyük bayram) olurdu. Günlerce koşar, güler, oynar, serbest serbest eğlenirlerdi. Hatta sokaklardaki meydanlarda kurulan atlıkarıncalarla ve daha bir sürü eğlencelerle şâdan edilirdi. Bu sayede de fevkalade hareket yüzünden para kazanılırdı. Şunu da söylemeli ki, her şey ucuzdu..

    Saraylar, konaklar, evler dolar, boşalır, bir mahalleden öbür mahalleye seğirtilirdi (koşturulurdu). Hele mevsim yaz ise bu seyr ü sefer daha ivicaclı (dolambaçlı), hatta yorucu olurdu. Fakat bayramlaşmak neşesi yorgunluğu hemen hemen hissettirmezdi. Bayram günleri bu haberini verdiğim minval üzere geçerdi. Yalnız kadınlar bayram günlerinden sonra dahi hane-be-hane (ev ev) dolaşmaktan fariğ olmazlar (vaz geçmezler), ziyaret üstü ziyarette bulunurlardı. Çok da memnun gözükürlerdi.

    Bayramlarda herkes håline göre iç çamaşırı dâhil yeni elbise alırdı. Tertemiz giyinirdi. Fesini kaplatırdı, fotinini boyatırdı. Yeni ayakkabı alırdı. Bunlardan evvel de hamama gider, temizlenirdi. Ve bayram oldu mu namazdan sonra da bir dakika durmaz bayram tebriği ve ziyaret seferine çıkardı.

    Şehrin bayram eğlencelerinden bir de tiyatroları, ortaoyunları, meddahları, karagözleri, mevsimine göre değişen mahallerde saz küme fasılları; bağlarda, çayırlarda güreşleri, davullarla zurnaları, Taksim ve Tepebaşı bahçelerinde fevkalade numaralar arz eden orkestralar ve saire idi.

    Şu da vardı: Bayramdan evvel birçoğu anasının, babasının veya ailesinden ölmüş olanların kabirlerine kadar gider, ziyaret eder, Fatiha okur, dua ederdi. Ve bunların birçoğu yetişmiş evladı varsa, beraberce bu ziyaretleri görür, ölmüşleri unutturmamanın mümaresesini yaptırırdı. Evet.. Maziyi ve aileyi unutturmamaya çalışmak da ayrıca bir bayram olurdu.."
    ■ ESKİ İSTANBUL BAYRAMLARI, 1890 ❤️ [Ahmet Semih Bey, 1890'lardaki eski İstanbul bayramlarını anlatıyor]: "Bayramlarda arefe günü ikindiden itibaren her namaz vaktinde 21 pare top atışı yapılır, bu durum Ramazan bayramında 3. gün ikindiye kadar, Kurban bayramında 4. gün ikindiye kadar sürerdi. Fener alayları ve gece donanmaları ise İstanbul halkı için vazgeçilmez bir bayram eğlencesiydi. Her devirde olduğu gibi bayramlarda asıl mesud olan çocuklardı. Mahalle aralarındaki küçük meydanlarda kurulan minik lunaparklar çocuk cıvıltılarıyla şenlenir, mahalleye bir neş'e ve bayram havası katardı. Çocukların sevinci büyüklere bir üçüncü bayram olurdu. Omuzlarında çocuklarını taşıyan babalar, göğüslerine yavrularını basan anneler, torunlarının ellerine yapışan dedeler, kadınnineler, bacılarla dadılar ve lalalar çocuklarla meşgul olarak aynı zamanda onların kelimedeki her mânâ içinde terbiyeleriyle de uğraşırlardı. Onlara iyiyi, fenayı, çirkini, güzeli öğretmekle, göstermekle muvaffak oluncaya kadar yorulmazlardı. Mahalle aralarındaki meydancıklarda kurulan tahterevalliler, salıncaklar, atlıkarıncalar çocuklar alemine ölçüsüz neşe ve inbisat (kalbi sevinç) saçardı. Eski bayramlar, daha doğrusu bayramlarda eski hareket ve faaliyetler bambaşka bir eda taşırdı. Zevkli idi de. Evleri boş bırakırcasına bayram namazı için camiye koşanların, namazı müteakip evlere dönenlerle ailenin ve ev halkının bayramlaşmasının, yine ailenin büyüklerini ve akrabayı hanelerine kadar gidip ziyaret eylemenin, komşulara gidip gelmenin, büyüklere kadar koşarak el etek öpmenin.. elbette bir zevki vardı. Çünkü bu faaliyetlerin hepsi evvela dinî, sonra da içtimaî ve tesanüdíl bir itiyadın ve ülfetin tezahürleriydi. Zinde veya mariz (hasta), herkesin yüzü gülerdi. Zengin-fakir herkeste neşe vardı. Fakir maaşını evine barkına istediğini alırdı. Zengin fakire yardım ederdi; zekât verirdi. Oruç tutamamışsa bir insanı doyuracak kadar bir parayı bir fakire verirdi; sadaka-yı fitr verirdi. Konağındakileri giydirirdi, kuşatırdı; müstahdemlere kadar mahallenin fakirlerini sevindirirdi. Onların bakkal veya kasaba borcunu öderdi. Velhasıl bayram bereketli ve keyifli olurdu. Hele çocuklara iyd-i ekber (büyük bayram) olurdu. Günlerce koşar, güler, oynar, serbest serbest eğlenirlerdi. Hatta sokaklardaki meydanlarda kurulan atlıkarıncalarla ve daha bir sürü eğlencelerle şâdan edilirdi. Bu sayede de fevkalade hareket yüzünden para kazanılırdı. Şunu da söylemeli ki, her şey ucuzdu.. Saraylar, konaklar, evler dolar, boşalır, bir mahalleden öbür mahalleye seğirtilirdi (koşturulurdu). Hele mevsim yaz ise bu seyr ü sefer daha ivicaclı (dolambaçlı), hatta yorucu olurdu. Fakat bayramlaşmak neşesi yorgunluğu hemen hemen hissettirmezdi. Bayram günleri bu haberini verdiğim minval üzere geçerdi. Yalnız kadınlar bayram günlerinden sonra dahi hane-be-hane (ev ev) dolaşmaktan fariğ olmazlar (vaz geçmezler), ziyaret üstü ziyarette bulunurlardı. Çok da memnun gözükürlerdi. Bayramlarda herkes håline göre iç çamaşırı dâhil yeni elbise alırdı. Tertemiz giyinirdi. Fesini kaplatırdı, fotinini boyatırdı. Yeni ayakkabı alırdı. Bunlardan evvel de hamama gider, temizlenirdi. Ve bayram oldu mu namazdan sonra da bir dakika durmaz bayram tebriği ve ziyaret seferine çıkardı. Şehrin bayram eğlencelerinden bir de tiyatroları, ortaoyunları, meddahları, karagözleri, mevsimine göre değişen mahallerde saz küme fasılları; bağlarda, çayırlarda güreşleri, davullarla zurnaları, Taksim ve Tepebaşı bahçelerinde fevkalade numaralar arz eden orkestralar ve saire idi. Şu da vardı: Bayramdan evvel birçoğu anasının, babasının veya ailesinden ölmüş olanların kabirlerine kadar gider, ziyaret eder, Fatiha okur, dua ederdi. Ve bunların birçoğu yetişmiş evladı varsa, beraberce bu ziyaretleri görür, ölmüşleri unutturmamanın mümaresesini yaptırırdı. Evet.. Maziyi ve aileyi unutturmamaya çalışmak da ayrıca bir bayram olurdu.."
    0 Комментарии 0 Поделились
Расширенные страницы