• MS. 800'lü yıllardı, bugün Etiyopya dediğimiz Habeşistan'ın Kaffa şehrinin yüksek yaylalarında keçilerini otlatan bir çobanın birgün dikkatini ilginç bir şey çekti.

    Yüksek tepelere çıkarken yorulan keçiler, bir ağacın kırmızı küçük meyvelerini yiyince canlanıyor, yerlerinde duramıyor, hatta uyuyamıyorlardı.

    Çoban, "neden" diye sordu kendi kendine, sonra "bu meyveden olmalı" dedi.

    O meyvelerden kendisi de yedi.
    Kısa sürede güçlendiğini, daha enerji dolu olduğunu fark etti.

    İşte o meyve kahveydi.

    Kahve adı da bulunduğu şehrin adı Kaffa'dan geliyor.

    Ünü kısa sürede bölgeye yayıldı.

    Özellikle Arap yarımadasında bir tutku oldu.

    Araplar "Qahva" dediler, bu mutluluk hormonuna.

    İngilizler, Coffe.

    Ünü Yemen'den Osmanlı'ya, Osmanlı'dan Avrupa'ya, oradan da Amerika'ya taşındı.

    Osmanlı Sarayında özel "Kahvecibaşı" çalışıyordu.

    Adamın tek işi padişaha kahve pişirmekti.

    Türkülerimize bile girdi kahve.

    "Kahve Yemen'den gelir, suyu çemenden gelir."

    Kahveyi Afrika'dan Arap yarımadasına taşıyanlar Müslüman dervişlerdi.

    Amerika ve uzak doğuya taşıyanlar ise Hıristiyan keşişler oldu.

    Dervişler kahveyi tek tip içtiler, tozunu sıcak su ile kaynattılar.

    Türk kahvesi dediğimiz de öyle yapılanlardan.

    Keşişler ise kahvenin farklı türlerini buldu.

    Mesela Cappucino adı keşişlerin giydiği "kapşon"lu elbiseden geliyordu.

    Koyu kavrulmuş kahveden yapılana "Espresso" dediler.

    Bazıları Ekspresso dese bile orijinali Espresso.

    İspanyolca preslemek, sıcak anlamında.

    Süt üzerine espressoyu dökünce ortaya "Macchiato" çıktı.

    Macchiato İtalyanca benek demek.

    Sütün üzerinde kahve benekleri.

    Espresso'nun üzerine sıcak su eklenince oldu sana "Cafe Americano".

    Espresso, süt ve kakao karışımına da "Mocha" dediler.

    İsmi Yemen'deki El Mocha limanından geldi.

    Kaynak:
    Sn. Sonad Pelit
    MS. 800'lü yıllardı, bugün Etiyopya dediğimiz Habeşistan'ın Kaffa şehrinin yüksek yaylalarında keçilerini otlatan bir çobanın birgün dikkatini ilginç bir şey çekti. Yüksek tepelere çıkarken yorulan keçiler, bir ağacın kırmızı küçük meyvelerini yiyince canlanıyor, yerlerinde duramıyor, hatta uyuyamıyorlardı. Çoban, "neden" diye sordu kendi kendine, sonra "bu meyveden olmalı" dedi. O meyvelerden kendisi de yedi. Kısa sürede güçlendiğini, daha enerji dolu olduğunu fark etti. İşte o meyve kahveydi. Kahve adı da bulunduğu şehrin adı Kaffa'dan geliyor. Ünü kısa sürede bölgeye yayıldı. Özellikle Arap yarımadasında bir tutku oldu. Araplar "Qahva" dediler, bu mutluluk hormonuna. İngilizler, Coffe. Ünü Yemen'den Osmanlı'ya, Osmanlı'dan Avrupa'ya, oradan da Amerika'ya taşındı. Osmanlı Sarayında özel "Kahvecibaşı" çalışıyordu. Adamın tek işi padişaha kahve pişirmekti. Türkülerimize bile girdi kahve. "Kahve Yemen'den gelir, suyu çemenden gelir." Kahveyi Afrika'dan Arap yarımadasına taşıyanlar Müslüman dervişlerdi. Amerika ve uzak doğuya taşıyanlar ise Hıristiyan keşişler oldu. Dervişler kahveyi tek tip içtiler, tozunu sıcak su ile kaynattılar. Türk kahvesi dediğimiz de öyle yapılanlardan. Keşişler ise kahvenin farklı türlerini buldu. Mesela Cappucino adı keşişlerin giydiği "kapşon"lu elbiseden geliyordu. Koyu kavrulmuş kahveden yapılana "Espresso" dediler. Bazıları Ekspresso dese bile orijinali Espresso. İspanyolca preslemek, sıcak anlamında. Süt üzerine espressoyu dökünce ortaya "Macchiato" çıktı. Macchiato İtalyanca benek demek. Sütün üzerinde kahve benekleri. Espresso'nun üzerine sıcak su eklenince oldu sana "Cafe Americano". Espresso, süt ve kakao karışımına da "Mocha" dediler. İsmi Yemen'deki El Mocha limanından geldi. Kaynak: Sn. Sonad Pelit
    0 Kommentare 0 Anteile
  • Şanlıurfa Tarihi Kapalı Çarşı Tanıtımı

    Şanlıurfa'nın Osmanlı döneminden kalma tarihi hanları ve çarşıları eski ticaret merkezi olan Gümrük Han civarında yoğunluk göstermektedir.Şanlıurfa Tarihi Kapalı Çarşı'sı içinde yer alan besten, Gümrük Hanı'nın güneyine bitişik olarak 1562 yılında inşa edilmiştir. Kapalı çarşı şeklindeki Bedesten, düzgün kesme taşlardan inşa edilerek yapılmıştır. Doğuda Han Önü Çarşısı'na açılan ana kapısı, Sipahi Pazarı'na açılan Batı kapısı, Pamukçu Pazarı'na açılan güney kapısı ve Gümrük Hanı'na açılan kuzey kapısı olmak üzere 4 adet kapısı bulunmaktadır kapalı çarşının. Çarşıda sağlı sollu iki sıra halinde uzayan dükkânlarda yöresel giysi ve aksesuarların satıldığı çarşı olarak kullanılmaktadır. Şanlıurfa Bedesteni Anadolu'da otantik değerini yitirmeyen ender çarşılardan biridir de. Sadece yerli halk değil dünyanın dört bir tarafından gelen insanlar tarihi çarşıda alışveriş yaparak gezmektedir Sipahi Pazarı, Gümrük Hanı'nın batısına bitişik olarak inşa edilmiş, kapalı bir çarşıdır. Gümrük Hanı ile aynı zamanda hana gelenlerin hayvanlarının barınması için yaptırılmış olduğu tahmin edilmektedir. Düzgün kesme taşlardan inşa edilmiş kuzey-güney istikametinde beşik tonozla örtülüdür. Dört kapısı vardır. Çarşı günümüzde Halıcılar Çarşısı olarak kullanılmaktadır.

    Bakırcılar Çarşısı, her biri 15'er çapraz tonozla örtülü iki kapılı çarşıdır. Çarşı, 1887 yılında Hartavizâde Hüseyin Paşa tarafından yaptırılmıştır. Çarşılarda sağlı sollu dükkânların kapılarının üzerinde karşılıklı olarak aydınlatma pencereleri yer alır. İnşa edildiği yıllarda halı, kilim, keçe ve benzeri yaygıların satıldığı yer olarak kullanılmıştır. Bir ara yemenici pazarı olarak kullanılmış ve son olarak bakırcı esnafına tahsis edilmiştir.

    Kınacı Pazarı, Mençek Hanı'nın batısında yer alan ve kuzey güney istikametinde uzanan bu çarşının kuzey kesimi beşik tonozla örtülü, güney kesiminin üzeri açıktır.

    Pamukçu, Kınacı Pazarı'nın batısına paralel olarak uzanan, beşik tonozla örtülü bir çarşıdır. Kuyumcu ve elbiseci esnafı tarafından kullanılmaktadır.
    Şanlıurfa Tarihi Kapalı Çarşı Tanıtımı Şanlıurfa'nın Osmanlı döneminden kalma tarihi hanları ve çarşıları eski ticaret merkezi olan Gümrük Han civarında yoğunluk göstermektedir.Şanlıurfa Tarihi Kapalı Çarşı'sı içinde yer alan besten, Gümrük Hanı'nın güneyine bitişik olarak 1562 yılında inşa edilmiştir. Kapalı çarşı şeklindeki Bedesten, düzgün kesme taşlardan inşa edilerek yapılmıştır. Doğuda Han Önü Çarşısı'na açılan ana kapısı, Sipahi Pazarı'na açılan Batı kapısı, Pamukçu Pazarı'na açılan güney kapısı ve Gümrük Hanı'na açılan kuzey kapısı olmak üzere 4 adet kapısı bulunmaktadır kapalı çarşının. Çarşıda sağlı sollu iki sıra halinde uzayan dükkânlarda yöresel giysi ve aksesuarların satıldığı çarşı olarak kullanılmaktadır. Şanlıurfa Bedesteni Anadolu'da otantik değerini yitirmeyen ender çarşılardan biridir de. Sadece yerli halk değil dünyanın dört bir tarafından gelen insanlar tarihi çarşıda alışveriş yaparak gezmektedir Sipahi Pazarı, Gümrük Hanı'nın batısına bitişik olarak inşa edilmiş, kapalı bir çarşıdır. Gümrük Hanı ile aynı zamanda hana gelenlerin hayvanlarının barınması için yaptırılmış olduğu tahmin edilmektedir. Düzgün kesme taşlardan inşa edilmiş kuzey-güney istikametinde beşik tonozla örtülüdür. Dört kapısı vardır. Çarşı günümüzde Halıcılar Çarşısı olarak kullanılmaktadır. Bakırcılar Çarşısı, her biri 15'er çapraz tonozla örtülü iki kapılı çarşıdır. Çarşı, 1887 yılında Hartavizâde Hüseyin Paşa tarafından yaptırılmıştır. Çarşılarda sağlı sollu dükkânların kapılarının üzerinde karşılıklı olarak aydınlatma pencereleri yer alır. İnşa edildiği yıllarda halı, kilim, keçe ve benzeri yaygıların satıldığı yer olarak kullanılmıştır. Bir ara yemenici pazarı olarak kullanılmış ve son olarak bakırcı esnafına tahsis edilmiştir. Kınacı Pazarı, Mençek Hanı'nın batısında yer alan ve kuzey güney istikametinde uzanan bu çarşının kuzey kesimi beşik tonozla örtülü, güney kesiminin üzeri açıktır. Pamukçu, Kınacı Pazarı'nın batısına paralel olarak uzanan, beşik tonozla örtülü bir çarşıdır. Kuyumcu ve elbiseci esnafı tarafından kullanılmaktadır.
    0 Kommentare 0 Anteile
  • Mourners around the world attended absentee funeral prayers for slain political chief of Hamas Ismail Haniyeh, who was assassinated by Israel on July 31.

    Türkiye, Pakistan, Indonesia, Yemen and occupied East Jerusalem were among the places people flocked to honour Haniyeh.

    Here are some scenes from the mosques in those countries.
    Mourners around the world attended absentee funeral prayers for slain political chief of Hamas Ismail Haniyeh, who was assassinated by Israel on July 31. Türkiye, Pakistan, Indonesia, Yemen and occupied East Jerusalem were among the places people flocked to honour Haniyeh. Here are some scenes from the mosques in those countries.
    0 Kommentare 0 Anteile
  • İsmail Haniye'nin ğiyabi cenaze namazından bir kare
    Yemen
    İsmail Haniye'nin ğiyabi cenaze namazından bir kare Yemen
    0 Kommentare 0 Anteile
  • 17 Facts You May Not Know About Yemen:

    (1). Yemen is located in the Middle East on the southern tip of the Arabian Peninsula.
    (2). It is one of the oldest inhabited regions in the world, with a history dating back thousands of years.
    (3). Sana'a is the capital and largest city of Yemen.
    (4). Yemen has a population of over 30 million people.
    (5). Arabic is the official language, and Islam is the predominant religion.
    (6). The country is known for its rich cultural heritage, including architecture, literature, and music.
    (7). Yemen is famous for its ancient cities, including Shibam, known as the "Manhattan of the Desert" for its mud skyscrapers.
    (8). The economy is primarily based on agriculture, with qat (a mild stimulant) being a significant cash crop.
    (9). Yemen has been historically known for its coffee, with the port city of Mocha giving its name to a famous coffee variety.
    (10). The country has faced political instability and conflict in recent years, leading to humanitarian crises.
    (11). Yemen has a diverse landscape, including mountains, deserts, and coastline along the Red Sea and the Arabian Sea.
    (12). The Old City of Sana'a is a UNESCO World Heritage Site, known for its unique architecture and bustling souks.
    (13). Yemeni cuisine is flavorful and diverse, featuring dishes like mandi (slow-cooked meat and rice) and salta (a spicy stew).
    (14). The country has a rich tradition of poetry, with Yemeni poets being highly esteemed in Arab literature.
    (15). Yemeni weddings are elaborate affairs, often lasting several days and featuring traditional music, dance, and feasting.
    (16). The country has a high rate of child marriage, with many girls married off before the age of 18.
    (17). Yemen's Socotra Island is renowned for its unique biodiversity, including the iconic dragon's blood tree.

    #historicalfacts
    #middleeast
    #fareast
    17 Facts You May Not Know About Yemen:🇾🇪 (1). Yemen is located in the Middle East on the southern tip of the Arabian Peninsula. (2). It is one of the oldest inhabited regions in the world, with a history dating back thousands of years. (3). Sana'a is the capital and largest city of Yemen. (4). Yemen has a population of over 30 million people. (5). Arabic is the official language, and Islam is the predominant religion. (6). The country is known for its rich cultural heritage, including architecture, literature, and music. (7). Yemen is famous for its ancient cities, including Shibam, known as the "Manhattan of the Desert" for its mud skyscrapers. (8). The economy is primarily based on agriculture, with qat (a mild stimulant) being a significant cash crop. (9). Yemen has been historically known for its coffee, with the port city of Mocha giving its name to a famous coffee variety. (10). The country has faced political instability and conflict in recent years, leading to humanitarian crises. (11). Yemen has a diverse landscape, including mountains, deserts, and coastline along the Red Sea and the Arabian Sea. (12). The Old City of Sana'a is a UNESCO World Heritage Site, known for its unique architecture and bustling souks. (13). Yemeni cuisine is flavorful and diverse, featuring dishes like mandi (slow-cooked meat and rice) and salta (a spicy stew). (14). The country has a rich tradition of poetry, with Yemeni poets being highly esteemed in Arab literature. (15). Yemeni weddings are elaborate affairs, often lasting several days and featuring traditional music, dance, and feasting. (16). The country has a high rate of child marriage, with many girls married off before the age of 18. (17). Yemen's Socotra Island is renowned for its unique biodiversity, including the iconic dragon's blood tree. #historicalfacts #middleeast #fareast
    0 Kommentare 0 Anteile
  • Osmanlı'dan sonra kurulan devletler...

    Avrupa'da

    1.Türkiye
    2.Bulgaristan (545 yıl)
    3.Yunanistan (400 yıl)
    4.Sirbistan (539 yıl)
    5.Karadag (539 yıl)
    6.Bosna-Hersek (539 yıl)
    7.Hirvatistan (539 yıl)
    8.Makedonya (539 yıl)
    9.Slovenya (250 yıl)
    10.Romanya (490 yıl)
    11.Slovakya (20 yıl) Osmanlı adı:Uyvar
    12.Macaristan (160 yıl)
    13. Moldova (490 yıl)
    14.Ukrayna (308 yıl)
    15.Azerbaycan (25 yıl)
    16.Gurcistan (400 yıl)
    17.Ermenistan (20 yıl)
    18.Guney Kıbrıs (293 yıl)
    19.Kuzey Kıbrıs (293 yıl)
    20.Rusya ‘nin güney toprakları (291 yıl)
    21.Polonya (25 yıl)-himaye- Osmanlı adı: Lehistan
    22.Italya ‘nin güneydoğu kiyıları (20 yıl)
    23.Arnavutluk (435 yıl)
    24.Belarus (25 yıl) -himaye-
    25.Litvanya (25 yıl)-himaye-
    26.Letonya (25 yıl) -himaye-
    27.Kosova (539 yıl)
    28.Voyvodina (166 yıl) Osmanlı adı: Banat Asya

    Asya

    29.Irak (402 yıl)
    30.Suriye (402 yıl)
    31.İs*ail (402 yıl)
    32.Filistin (402 yıl)
    33.Urdun (402 yıl)
    34.Suudi Arabistan (399 yıl)
    35.Yemen (401 yıl)
    36.Umman (400 yıl)
    37.Birleşik Arap Emirlikleri (400 yıl)
    38.Katar (400 yıl)
    39.Bahreyn (400 yıl)
    40.Kuveyt (381 yıl)
    41.Iranın bati toprakları (30 yıl)
    42.Lübnan (402 yıl)

    Afrika'da

    43.Mısır (397 yıl)
    44.Libya (394 yıl) Osmanlı adı:Trablusgarp
    45.Tunus (308 yıl)
    46.Cezayir (313 yıl)
    47.Sudan (397 yıl) Osmanlı adı: Nubye
    48.Eritre (350 yıl) Osmanlı adı: Habes
    49.Cibuti (350 yıl)
    50.Somali (350 yıl) Osmanlı adı: Zeyla
    51.Kenya sahilleri (350 yıl)
    52.Tanzanya sahilleri (250 yıl)
    53.Cad’in kuzey bölgeleri (313 yıl) Osmanlı adı: Resade
    54.Nijer’in bir kısmı (300 yıl) Osmanlı adı: Kavar
    55.Mozambik ‘ in kuzey toprakları (150 yıl)
    56.Fas (50 yıl) -himaye-
    57.Bati Sahra (50 yıl) -himaye-
    58.Moritanya (50 yıl) -himaye-
    59.Mali (300 yıl) Osmanlı adı: Gat kazası
    60.Senegal (300 yıl)
    61.Gambiya (300 yıl)
    62.Gine Bissau (300 yıl)
    63.Gine (300 yıl)
    64.Etiyopya’ nın bir kısmı (350 yıl) Osmanlı adı: Habeş

    #osmanlı Kara hudutları sınırları içinde resmen bulunmamakla birlikte fiilen Hilafete bağlı yerler:

    Hindistan Müslümanları -Pakistan-
    66. Doğu Hindistan Müslümanları -Bangladeş-
    67. Singapur
    68. Malezya
    69. Endonezya
    70. Türkistan Hanlıkları
    71. Nijerya
    72. Kamerun
    Denizlerde ise:

    Akdeniz’in tamamında 1 asır boyunca
    Akdeniz’in bir kısmında 3 asır kadar
    Karadeniz’in tamamına 4 asır kadar
    Ege’nin tamamına 4 küsur asır kadar….

    States established after the Ottoman Empire

    in #europe

    1.Turkey
    2.Bulgaria (545 years)
    3.Greece (400 years)
    4.Serbia (539 years)
    5. Montenegro (539 years)
    6.Bosnia-Herzegovina (539 years)
    7.Croatia (539 years)
    8.Macedonia (539 years)
    9.Slovenia (250 years)
    10.Romania (490 years)
    11.Slovakia (20 years) Ottoman name: Uyvar
    12.Hungary (160 years)
    13. Moldova (490 years)
    14.Ukraine (308 years)
    15.Azerbaijan (25 years)
    16.Georgia (400 years)
    17.Armenia (20 years)
    18.South Cyprus (293 years)
    19.Northern Cyprus (293 years)
    20.Southern lands of Russia (291 years)
    21.Poland (25 years) - protectorate - Ottoman name: Poland
    22.Southeastern coast of Italy (20 years)
    23.Albania (435 years)
    24.Belarus (25 years) -protection-
    25.Lithuania (25 years)-protectorate-
    26.Latvia (25 years) -protection-
    27.Kosovo (539 years)
    28.Vojvodina (166 years) Ottoman name: Banat Asya

    #asia

    29.Iraq (402 years)
    30.Syria (402 years)
    31.Israel (402 years)
    32.Palestine (402 years)
    33.Urdun (402 years)
    34.Saudi Arabia (399 years)
    35.Yemen (401 years)
    36.Oman (400 years)
    37.United Arab Emirates (400 years)
    38.Qatar (400 years)
    39.Bahrain (400 years)
    40.Kuwait (381 years)
    41.Western lands of Iran (30 years)
    42.Lebanon (402 years)

    in #africa

    43.Egypt (397 years)
    44.Libya (394 years) Ottoman name: Tripoli
    45.Tunisia (308 years)
    46.Algeria (313 years)
    47.Sudan (397 years) Ottoman name: Nubye
    48.Eritrea (350 years) Ottoman name: Habes
    49.Djibouti (350 years)
    50.Somalia (350 years) Ottoman name: Zeyla
    51.Kenyan coast (350 years)
    52.Tanzania coasts (250 years)
    Northern regions of 53rd Street (313 years) Ottoman name: Resade
    54.Part of Niger (300 years) Ottoman name: Kavar
    55. Northern lands of Mozambique (150 years)
    56.Morocco (50 years) -protection-
    57.Western Sahara (50 years) -protection-
    58.Mauritania (50 years) -protection-
    59.Mali (300 years) Ottoman name: Gat district
    60.Senegal (300 years)
    61.Gambia (300 years)
    62.Guinea Bissau (300 years)
    63.Guinea (300 years)
    64.Part of Ethiopia (350 years) Ottoman name: Abyssinia

    Places that are de facto affiliated with the Caliphate, although they are not officially within the #ottoman Land borders:

    #muslims of India -Pakistan-
    66. Muslims of East India -Bangladesh-
    67. Singapore
    68. Malaysia
    69. Indonesia
    70. Turkestan Khanates
    71. Nigeria
    72. Cameroon

    In the #seas:

    throughout the Mediterranean for a century.
    For about 3 centuries in a part of the Mediterranean
    The entire Black Sea region for about 4 centuries.
    The entire Aegean for about 4 or so centuries…
    Osmanlı'dan sonra kurulan devletler... Avrupa'da 1.Türkiye 2.Bulgaristan (545 yıl) 3.Yunanistan (400 yıl) 4.Sirbistan (539 yıl) 5.Karadag (539 yıl) 6.Bosna-Hersek (539 yıl) 7.Hirvatistan (539 yıl) 8.Makedonya (539 yıl) 9.Slovenya (250 yıl) 10.Romanya (490 yıl) 11.Slovakya (20 yıl) Osmanlı adı:Uyvar 12.Macaristan (160 yıl) 13. Moldova (490 yıl) 14.Ukrayna (308 yıl) 15.Azerbaycan (25 yıl) 16.Gurcistan (400 yıl) 17.Ermenistan (20 yıl) 18.Guney Kıbrıs (293 yıl) 19.Kuzey Kıbrıs (293 yıl) 20.Rusya ‘nin güney toprakları (291 yıl) 21.Polonya (25 yıl)-himaye- Osmanlı adı: Lehistan 22.Italya ‘nin güneydoğu kiyıları (20 yıl) 23.Arnavutluk (435 yıl) 24.Belarus (25 yıl) -himaye- 25.Litvanya (25 yıl)-himaye- 26.Letonya (25 yıl) -himaye- 27.Kosova (539 yıl) 28.Voyvodina (166 yıl) Osmanlı adı: Banat Asya Asya 29.Irak (402 yıl) 30.Suriye (402 yıl) 31.İs*ail (402 yıl) 32.Filistin (402 yıl) 33.Urdun (402 yıl) 34.Suudi Arabistan (399 yıl) 35.Yemen (401 yıl) 36.Umman (400 yıl) 37.Birleşik Arap Emirlikleri (400 yıl) 38.Katar (400 yıl) 39.Bahreyn (400 yıl) 40.Kuveyt (381 yıl) 41.Iranın bati toprakları (30 yıl) 42.Lübnan (402 yıl) Afrika'da 43.Mısır (397 yıl) 44.Libya (394 yıl) Osmanlı adı:Trablusgarp 45.Tunus (308 yıl) 46.Cezayir (313 yıl) 47.Sudan (397 yıl) Osmanlı adı: Nubye 48.Eritre (350 yıl) Osmanlı adı: Habes 49.Cibuti (350 yıl) 50.Somali (350 yıl) Osmanlı adı: Zeyla 51.Kenya sahilleri (350 yıl) 52.Tanzanya sahilleri (250 yıl) 53.Cad’in kuzey bölgeleri (313 yıl) Osmanlı adı: Resade 54.Nijer’in bir kısmı (300 yıl) Osmanlı adı: Kavar 55.Mozambik ‘ in kuzey toprakları (150 yıl) 56.Fas (50 yıl) -himaye- 57.Bati Sahra (50 yıl) -himaye- 58.Moritanya (50 yıl) -himaye- 59.Mali (300 yıl) Osmanlı adı: Gat kazası 60.Senegal (300 yıl) 61.Gambiya (300 yıl) 62.Gine Bissau (300 yıl) 63.Gine (300 yıl) 64.Etiyopya’ nın bir kısmı (350 yıl) Osmanlı adı: Habeş #osmanlı Kara hudutları sınırları içinde resmen bulunmamakla birlikte fiilen Hilafete bağlı yerler: Hindistan Müslümanları -Pakistan- 66. Doğu Hindistan Müslümanları -Bangladeş- 67. Singapur 68. Malezya 69. Endonezya 70. Türkistan Hanlıkları 71. Nijerya 72. Kamerun Denizlerde ise: Akdeniz’in tamamında 1 asır boyunca Akdeniz’in bir kısmında 3 asır kadar Karadeniz’in tamamına 4 asır kadar Ege’nin tamamına 4 küsur asır kadar…. States established after the Ottoman Empire in #europe 1.Turkey 2.Bulgaria (545 years) 3.Greece (400 years) 4.Serbia (539 years) 5. Montenegro (539 years) 6.Bosnia-Herzegovina (539 years) 7.Croatia (539 years) 8.Macedonia (539 years) 9.Slovenia (250 years) 10.Romania (490 years) 11.Slovakia (20 years) Ottoman name: Uyvar 12.Hungary (160 years) 13. Moldova (490 years) 14.Ukraine (308 years) 15.Azerbaijan (25 years) 16.Georgia (400 years) 17.Armenia (20 years) 18.South Cyprus (293 years) 19.Northern Cyprus (293 years) 20.Southern lands of Russia (291 years) 21.Poland (25 years) - protectorate - Ottoman name: Poland 22.Southeastern coast of Italy (20 years) 23.Albania (435 years) 24.Belarus (25 years) -protection- 25.Lithuania (25 years)-protectorate- 26.Latvia (25 years) -protection- 27.Kosovo (539 years) 28.Vojvodina (166 years) Ottoman name: Banat Asya #asia 29.Iraq (402 years) 30.Syria (402 years) 31.Israel (402 years) 32.Palestine (402 years) 33.Urdun (402 years) 34.Saudi Arabia (399 years) 35.Yemen (401 years) 36.Oman (400 years) 37.United Arab Emirates (400 years) 38.Qatar (400 years) 39.Bahrain (400 years) 40.Kuwait (381 years) 41.Western lands of Iran (30 years) 42.Lebanon (402 years) in #africa 43.Egypt (397 years) 44.Libya (394 years) Ottoman name: Tripoli 45.Tunisia (308 years) 46.Algeria (313 years) 47.Sudan (397 years) Ottoman name: Nubye 48.Eritrea (350 years) Ottoman name: Habes 49.Djibouti (350 years) 50.Somalia (350 years) Ottoman name: Zeyla 51.Kenyan coast (350 years) 52.Tanzania coasts (250 years) Northern regions of 53rd Street (313 years) Ottoman name: Resade 54.Part of Niger (300 years) Ottoman name: Kavar 55. Northern lands of Mozambique (150 years) 56.Morocco (50 years) -protection- 57.Western Sahara (50 years) -protection- 58.Mauritania (50 years) -protection- 59.Mali (300 years) Ottoman name: Gat district 60.Senegal (300 years) 61.Gambia (300 years) 62.Guinea Bissau (300 years) 63.Guinea (300 years) 64.Part of Ethiopia (350 years) Ottoman name: Abyssinia Places that are de facto affiliated with the Caliphate, although they are not officially within the #ottoman Land borders: #muslims of India -Pakistan- 66. Muslims of East India -Bangladesh- 67. Singapore 68. Malaysia 69. Indonesia 70. Turkestan Khanates 71. Nigeria 72. Cameroon In the #seas: throughout the Mediterranean for a century. For about 3 centuries in a part of the Mediterranean The entire Black Sea region for about 4 centuries. The entire Aegean for about 4 or so centuries…
    0 Kommentare 0 Anteile
  • Muslim population (% of their total population)

    Maldives - 100%
    Mauritania - 99.9%
    Somalia - 99.8%
    Afghanistan - 99.7%
    Iran - 99.4%
    Algeria - 99%
    Morocco - 99%
    Niger - 98.3%
    Tajikistan - 97.9%
    Tunisia - 97.8%
    Palestine - 97.5%
    Azerbaijan - 97.3%
    Yemen - 97.2%
    Jordan - 97.2%
    Libya - 97%
    Pakistan - 96.5%
    Saudi Arabia - 96.2%
    Sudan - 96%
    Iraq - 95-98%
    Bangladesh - 91%
    Egypt - 90-94.7%
    Turkey - 89-98%
    Uzbekistan - 88.7%
    Indonesia - 86.7%
    Syria - 86%
    Kyrgyzstan - 80-90%
    Qatar - 77.5%
    Kuwait - 74.6%
    UAE - 72%
    Kazakhstan - 70.2%
    Lebanon - 67.8%
    Malaysia - 63.5%
    Albania - 58.8%
    Nigeria - 47-49%
    Tanzania - 35.2%

    Source: Data statistica [ Thread]
    Muslim population (% of their total population) Maldives 🇲🇻- 100% Mauritania 🇲🇷 - 99.9% Somalia 🇸🇴 - 99.8% Afghanistan 🇦🇫 - 99.7% Iran 🇮🇷 - 99.4% Algeria 🇩🇿 - 99% Morocco 🇲🇦 - 99% Niger 🇳🇪 - 98.3% Tajikistan 🇹🇯 - 97.9% Tunisia 🇹🇳 - 97.8% Palestine 🇵🇸 - 97.5% Azerbaijan 🇦🇿 - 97.3% Yemen 🇾🇪 - 97.2% Jordan 🇯🇴 - 97.2% Libya 🇱🇾 - 97% Pakistan 🇵🇰 - 96.5% Saudi Arabia 🇸🇦 - 96.2% Sudan 🇸🇩 - 96% Iraq 🇮🇶 - 95-98% Bangladesh 🇧🇩 - 91% Egypt 🇪🇬 - 90-94.7% Turkey 🇹🇷 - 89-98% Uzbekistan 🇺🇿 - 88.7% Indonesia 🇮🇩 - 86.7% Syria 🇸🇾 - 86% Kyrgyzstan 🇰🇬 - 80-90% Qatar 🇶🇦 - 77.5% Kuwait 🇰🇼 - 74.6% UAE 🇦🇪 - 72% Kazakhstan 🇰🇿 - 70.2% Lebanon 🇱🇧 - 67.8% Malaysia 🇲🇾 - 63.5% Albania 🇦🇱 - 58.8% Nigeria 🇳🇬 - 47-49% Tanzania 🇹🇿 - 35.2% Source: Data statistica [ Thread]
    0 Kommentare 0 Anteile
  • Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışması Finali’ne katıldı

    Buradaki konuşmasına katılımcıları Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde misafir etmekten büyük bir memnuniyet duyduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hepiniz hoş geldiniz. Bizleri onurlandırdınız. Teşrifleriniz için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.” dedi.

    Bu buluşmaya vesile olan Diyanet İşleri Başkanlığına ve TRT’nin yöneticilerine teşekkürlerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, katılımcıların, uğurlamaya hazırlandıkları “on bir ayın sultanı” Ramazan-ı Şerifi’ni tebrik etti.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, ramazanın kişinin kulluğunu, faniliğini, Hazreti Allah karşısındaki acizliğini tekrar hatırlaması, varoluş gayesinin tekrar idrakine varması olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

    "Bu yönüyle ramazan, her sene asrı saadete bir hicrettir. Dünyanın her yanındaki Müslümanlar, Kur'an, oruç ve yardımlaşma ayı ramazanı idrak etmeye çalışıyor. Milletimiz de bu mübarek günleri oruçla, iftarla, sahurla, teheccüd, itikaf ve mukabeleyle ihya ediyor. Tarihin kerahet vaktinde yaşayan günümüz Müslümanları için ramazan, bizlere lütfedilen bir arınma ve toparlanma vesilesidir. Rabbim tuttuğumuz oruçları günahlarımıza kefaret kılarak, bizleri arınmış bir şekilde bayrama kavuştursun diyorum.”

    “İnsana, sözlerin en güzelinin hakkını vererek okumak yakışır”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Necip Fazıl Kısakürek’in “Her güzel daha güzele yaver. Allah güzeldir, güzeli sever.” sözünü aktararak, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Tıpkı Üstad’ın çok veciz bir şekilde dile getirdiği üzere en güzel biçimde yaratılan insana da sözlerin en güzelinin hakkını vererek okumak yakışır. Zümer Suresi’nde Rabbimiz şöyle buyurmuştur: ‘Allah, sözün en güzelini birbiriyle uyumlu ve tekrar tekrar okunan bir kitap olarak indirdi. Rablerinden korkanların bu kitabın etkisinden tüyleri ürperir. Hem bedenleri hem de gönülleri Allah’ın zikrine ısınıp yumuşar.’ Kur’an, sözlerin en güzelini cem eden mukaddes bir kitap olarak Müslümanlar tarafından asırlardır okunarak, ezberlenerek, huşuyla dinlenerek, dillerde, kulaklarda, kalplerde, hanelerde muhafaza edildi, gök kubbemizde yankılandı. İnşallah kıyamete kadar da Kur’an, gönüllerin, kulakların ve ruhların şifası olmaya devam edecektir.”

    Yardımlaşmayı, merhameti ve şefkati oradan öğrendiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları dile getirdi:

    “Anne babaya layıkıyla hürmet etmeyi oradan öğrendik. Yetime, öksüze, ihtiyaç sahiplerine kucak açmayı oradan öğrendik. Cahiliye karanlığından kurtuluşun yolunu yine oradan öğrendik. Milletçe acze düştüğümüzde bu ilahı mesajın şifa veren nefesiyle yeniden ayağa kalktık. Zulme rıza göstermemeyi, yeise kapılmamayı, başı dik, hür, onurlu, ve güçlü bir millet olmayı biz işte böyle başardık. Alın teriyle helalinden kazanmayı, komşuyu, akrabayı gözetmeyi, hastalara ve yoksullara yardım etmeyi bize hep Kur’an ve sünnet öğretti. Sadece iyi bir kul değil aynı zamanda iyi bir Müslüman, çok iyi bir insan olmayı Kur’an-ı Kerim'den ve yürüyen Kur'an olan Hz. Peygamber Efendimizin (s.a.s) örnek hayatından öğrendik.”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Müslümanlar olarak bugün Kur’an’ın rehberliğine her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğumuz günlerden geçiyoruz. Dünyanın dört bir yanında İslam beldelerinin çoğunda kan, gözyaşı ve istikrarsızlık hakim. Etnik, mezhep ve kabile temelli gerilimlerin en çok yaşandığı yerlerin başında İslam ülkeleri geliyor. ‘Komşusu açken tok yatan bizden değildir.’ diyen bir Peygamberin ümmeti olmamıza rağmen gelir adaletsizliğinin yaygın olduğu ülkeler maalesef bizim inanç coğrafyamızda bulunuyor. Zekat gibi bir müesseseye sahipken, bir tarafta insanlar refah ve bolluk içinde yaşarken, hemen öte tarafta milyonların açlık ve kıtlığın pençesinde kıvranmasının hiçbir makul izahı olamaz.” ifadelerini kullandı.

    “Bu sömürü çarkının nasıl kurulduğunu ve nasıl işletildiğini rahatça görebiliyoruz”

    Medeniyete ve inandıkları değerlere zıt olan bu tablonun sorumlusunun sadece Müslümanlar olmadığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Küresel emperyalist güçlerin İslam dünyası üzerinde oynadığı oyunların yaşadığımız bu sıkıntılarda önemli payı vardır. İslam ülkelerinin sahip olduğu altının, petrolün, madenin ve diğer yer altı-yer üstü kaynaklarının rantını o zenginliklerin asıl sahipleri değil eski sömürgeci güçler yemektedir. Afrika’dan Asya’ya pek çok bölgeye baktığımızda bu sömürü çarkının nasıl kurulduğunu ve nasıl işletildiğini rahatça görebiliyoruz." dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, savaş ve çatışmanın bu araçların en başında yer aldığını belirterek, “Bugün Suriye’yi, Yemen’i, Libya’yı, Sudan’ı, Filistin’i ve daha nice İslam toprağını kana bulayan çatışmaların, gerilimlerin, zulümlerin gerisinde bu sömürü düzenini devam ettirme planları vardır. Kimi zaman demokrasi getirme, kimi zaman terörü ve gerilimi bitirme, kimi zaman ülkeyi kalkındırma, kimi zaman barışı ve istikrarı sağlama, velhasıl her defasında farklı bir maskenin arkasına gizlenerek oynanan oyunun gayesi zenginliklerin talan edilmesidir. Ne yazık ki bunda çoğu zaman başarılı da oldular.” diye konuştu.

    Sudan’da milyonlarca insanın yerini, yurdunu, evini terk etmek zorunda kaldığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Filistin’deki işgal, zulüm ve katliam politikaları ise 3 çeyrek asırdır artarak devam ediyor. Gazzeli kardeşlerimizin tam 180 gündür maruz bırakıldıkları zulmü ve soykırımı anlatmaya artık kelimeler dahi kifayetsiz kalıyor. Atalarımız, ‘Yitik, kaybedildiği yerde aranır.’ demişlerdir. Yüzleştiğimiz sorunlar için sadece başkalarını suçlamak, kabahati sürekli başkasında aramak şüphesiz kolaya kaçmak olacaktır. İslam ve insanlık düşmanlarının tüm bu krizlerdeki paylarını sorgularken kendi hatalarımızı, kendi kusurlarımızı da açık yüreklilikle kabul edeceğiz.” diye konuştu.

    “Nefsimizi ve kendimizi düzeltmeden çevremizin yani dış dünyanın düzelmeyeceğinin hepimiz çok iyi farkındayız.” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti:

    “Karanlığı eleştirmek kolaydır. Önemli olan bu zifiri karanlığı delecek bir ışık hüzmesi olabilmektir. Bunu da ancak aslımıza, köklerimize, kalbimize, bize asırlardır kılavuzluk eden değerlere dönerek yapabiliriz. Bunun için öncelikle kardeşliğimize sahip çıkacağız. Birbirimizi sevecek, gözetecek, birbirimizin hakkına hürmet göstereceğiz. Paylaşmanın bereketine, dayanışmanın gücüne tüm kalbimizle inanacağız. Kardeşimize, akrabalarımıza, komşularımıza sırtımızı asla dönmeyeceğiz. Yetimin başını okşayacak, öksüzün elinden tutacak, ihtiyaç sahiplerinin kapısını çalacağız. Dini, mezhebi veya etnik farklılıklarımızı Allah’ın kudretinin bir tecellisi, Rabbimizin bir ayeti olarak görüp birbirimize saygıyla yaklaşacağız.”

    Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: “Kur’an, Peygamber Efendimize (s.a.s.) verilen en büyük mucizedir”

    Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş ise konuşmasında, “Kitabı sana insanları karanlıklardan aydınlığa çıkarasın diye indirdik.” ayet-i kerimesini hatırlatarak, “İnsanları karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için gönderilen bu kitap, yeryüzünde insanlığa gönderilmiş olan Peygamber Efendimize (s.a.s.) verilen en büyük mucizedir. Nüzuluyla mucize, hıfzıyla, muhafazasıyla, tilavetiyle, hüsnü tilavetiyle, belagatıyla, fesahatıyla pek çok yönüyle mucize bir kitap.” dedi.

    Kur’an’ı öğrenip okuyanların yapmış olduğu yarışmanın en hayırlı yarışma olduğunu ifade eden Başkan Erbaş, “Bütün yarışmacı kardeşlerimi tebrik ediyorum. Dereceye girenler girmeyenler, hepsi en hayırlı yarışmanın birer üyesi olmuşlardır.” diye konuştu.

    Başkan Erbaş, TRT’nin yıllardan beri yapılan Kur’an-ı Güzel Okuma Yarışması’nın çok değerli olduğunu belirterek, “Bu vesileyle bütün TRT ailesini tebrik ediyorum. Allah razı olsun. Çok güzel bir gelenek başlattılar ve çok güzel neticelere bereketlerle sonuçlanan güzellikler yaşıyoruz. Jüri üyesi hocalarımıza teşekkür ediyorum. Onların her biri Kur’an-ı Kerim’le ilgili değerlendirmelerini yaparken esasında bir eğitim veriyorlar.” ifadelerini kullandı.

    Yarışma sonunda Muhammed Eset Can birinci, Süleyman Talha Cuhadar ikinci, Duhan Berkan Karadeniz üçüncü oldu.

    Dereceye giren yarışmacılar, hediyelerini Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elinden aldı.

    Programda, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar, TRT Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Albayrak ve TRT Genel Müdürü Zahid Sobacı da yer aldı.
    Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışması Finali’ne katıldı Buradaki konuşmasına katılımcıları Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde misafir etmekten büyük bir memnuniyet duyduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hepiniz hoş geldiniz. Bizleri onurlandırdınız. Teşrifleriniz için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.” dedi. Bu buluşmaya vesile olan Diyanet İşleri Başkanlığına ve TRT’nin yöneticilerine teşekkürlerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, katılımcıların, uğurlamaya hazırlandıkları “on bir ayın sultanı” Ramazan-ı Şerifi’ni tebrik etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ramazanın kişinin kulluğunu, faniliğini, Hazreti Allah karşısındaki acizliğini tekrar hatırlaması, varoluş gayesinin tekrar idrakine varması olduğunu belirterek, şöyle konuştu: "Bu yönüyle ramazan, her sene asrı saadete bir hicrettir. Dünyanın her yanındaki Müslümanlar, Kur'an, oruç ve yardımlaşma ayı ramazanı idrak etmeye çalışıyor. Milletimiz de bu mübarek günleri oruçla, iftarla, sahurla, teheccüd, itikaf ve mukabeleyle ihya ediyor. Tarihin kerahet vaktinde yaşayan günümüz Müslümanları için ramazan, bizlere lütfedilen bir arınma ve toparlanma vesilesidir. Rabbim tuttuğumuz oruçları günahlarımıza kefaret kılarak, bizleri arınmış bir şekilde bayrama kavuştursun diyorum.” “İnsana, sözlerin en güzelinin hakkını vererek okumak yakışır” Cumhurbaşkanı Erdoğan, Necip Fazıl Kısakürek’in “Her güzel daha güzele yaver. Allah güzeldir, güzeli sever.” sözünü aktararak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tıpkı Üstad’ın çok veciz bir şekilde dile getirdiği üzere en güzel biçimde yaratılan insana da sözlerin en güzelinin hakkını vererek okumak yakışır. Zümer Suresi’nde Rabbimiz şöyle buyurmuştur: ‘Allah, sözün en güzelini birbiriyle uyumlu ve tekrar tekrar okunan bir kitap olarak indirdi. Rablerinden korkanların bu kitabın etkisinden tüyleri ürperir. Hem bedenleri hem de gönülleri Allah’ın zikrine ısınıp yumuşar.’ Kur’an, sözlerin en güzelini cem eden mukaddes bir kitap olarak Müslümanlar tarafından asırlardır okunarak, ezberlenerek, huşuyla dinlenerek, dillerde, kulaklarda, kalplerde, hanelerde muhafaza edildi, gök kubbemizde yankılandı. İnşallah kıyamete kadar da Kur’an, gönüllerin, kulakların ve ruhların şifası olmaya devam edecektir.” Yardımlaşmayı, merhameti ve şefkati oradan öğrendiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları dile getirdi: “Anne babaya layıkıyla hürmet etmeyi oradan öğrendik. Yetime, öksüze, ihtiyaç sahiplerine kucak açmayı oradan öğrendik. Cahiliye karanlığından kurtuluşun yolunu yine oradan öğrendik. Milletçe acze düştüğümüzde bu ilahı mesajın şifa veren nefesiyle yeniden ayağa kalktık. Zulme rıza göstermemeyi, yeise kapılmamayı, başı dik, hür, onurlu, ve güçlü bir millet olmayı biz işte böyle başardık. Alın teriyle helalinden kazanmayı, komşuyu, akrabayı gözetmeyi, hastalara ve yoksullara yardım etmeyi bize hep Kur’an ve sünnet öğretti. Sadece iyi bir kul değil aynı zamanda iyi bir Müslüman, çok iyi bir insan olmayı Kur’an-ı Kerim'den ve yürüyen Kur'an olan Hz. Peygamber Efendimizin (s.a.s) örnek hayatından öğrendik.” Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Müslümanlar olarak bugün Kur’an’ın rehberliğine her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğumuz günlerden geçiyoruz. Dünyanın dört bir yanında İslam beldelerinin çoğunda kan, gözyaşı ve istikrarsızlık hakim. Etnik, mezhep ve kabile temelli gerilimlerin en çok yaşandığı yerlerin başında İslam ülkeleri geliyor. ‘Komşusu açken tok yatan bizden değildir.’ diyen bir Peygamberin ümmeti olmamıza rağmen gelir adaletsizliğinin yaygın olduğu ülkeler maalesef bizim inanç coğrafyamızda bulunuyor. Zekat gibi bir müesseseye sahipken, bir tarafta insanlar refah ve bolluk içinde yaşarken, hemen öte tarafta milyonların açlık ve kıtlığın pençesinde kıvranmasının hiçbir makul izahı olamaz.” ifadelerini kullandı. “Bu sömürü çarkının nasıl kurulduğunu ve nasıl işletildiğini rahatça görebiliyoruz” Medeniyete ve inandıkları değerlere zıt olan bu tablonun sorumlusunun sadece Müslümanlar olmadığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Küresel emperyalist güçlerin İslam dünyası üzerinde oynadığı oyunların yaşadığımız bu sıkıntılarda önemli payı vardır. İslam ülkelerinin sahip olduğu altının, petrolün, madenin ve diğer yer altı-yer üstü kaynaklarının rantını o zenginliklerin asıl sahipleri değil eski sömürgeci güçler yemektedir. Afrika’dan Asya’ya pek çok bölgeye baktığımızda bu sömürü çarkının nasıl kurulduğunu ve nasıl işletildiğini rahatça görebiliyoruz." dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, savaş ve çatışmanın bu araçların en başında yer aldığını belirterek, “Bugün Suriye’yi, Yemen’i, Libya’yı, Sudan’ı, Filistin’i ve daha nice İslam toprağını kana bulayan çatışmaların, gerilimlerin, zulümlerin gerisinde bu sömürü düzenini devam ettirme planları vardır. Kimi zaman demokrasi getirme, kimi zaman terörü ve gerilimi bitirme, kimi zaman ülkeyi kalkındırma, kimi zaman barışı ve istikrarı sağlama, velhasıl her defasında farklı bir maskenin arkasına gizlenerek oynanan oyunun gayesi zenginliklerin talan edilmesidir. Ne yazık ki bunda çoğu zaman başarılı da oldular.” diye konuştu. Sudan’da milyonlarca insanın yerini, yurdunu, evini terk etmek zorunda kaldığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Filistin’deki işgal, zulüm ve katliam politikaları ise 3 çeyrek asırdır artarak devam ediyor. Gazzeli kardeşlerimizin tam 180 gündür maruz bırakıldıkları zulmü ve soykırımı anlatmaya artık kelimeler dahi kifayetsiz kalıyor. Atalarımız, ‘Yitik, kaybedildiği yerde aranır.’ demişlerdir. Yüzleştiğimiz sorunlar için sadece başkalarını suçlamak, kabahati sürekli başkasında aramak şüphesiz kolaya kaçmak olacaktır. İslam ve insanlık düşmanlarının tüm bu krizlerdeki paylarını sorgularken kendi hatalarımızı, kendi kusurlarımızı da açık yüreklilikle kabul edeceğiz.” diye konuştu. “Nefsimizi ve kendimizi düzeltmeden çevremizin yani dış dünyanın düzelmeyeceğinin hepimiz çok iyi farkındayız.” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti: “Karanlığı eleştirmek kolaydır. Önemli olan bu zifiri karanlığı delecek bir ışık hüzmesi olabilmektir. Bunu da ancak aslımıza, köklerimize, kalbimize, bize asırlardır kılavuzluk eden değerlere dönerek yapabiliriz. Bunun için öncelikle kardeşliğimize sahip çıkacağız. Birbirimizi sevecek, gözetecek, birbirimizin hakkına hürmet göstereceğiz. Paylaşmanın bereketine, dayanışmanın gücüne tüm kalbimizle inanacağız. Kardeşimize, akrabalarımıza, komşularımıza sırtımızı asla dönmeyeceğiz. Yetimin başını okşayacak, öksüzün elinden tutacak, ihtiyaç sahiplerinin kapısını çalacağız. Dini, mezhebi veya etnik farklılıklarımızı Allah’ın kudretinin bir tecellisi, Rabbimizin bir ayeti olarak görüp birbirimize saygıyla yaklaşacağız.” Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: “Kur’an, Peygamber Efendimize (s.a.s.) verilen en büyük mucizedir” Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş ise konuşmasında, “Kitabı sana insanları karanlıklardan aydınlığa çıkarasın diye indirdik.” ayet-i kerimesini hatırlatarak, “İnsanları karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için gönderilen bu kitap, yeryüzünde insanlığa gönderilmiş olan Peygamber Efendimize (s.a.s.) verilen en büyük mucizedir. Nüzuluyla mucize, hıfzıyla, muhafazasıyla, tilavetiyle, hüsnü tilavetiyle, belagatıyla, fesahatıyla pek çok yönüyle mucize bir kitap.” dedi. Kur’an’ı öğrenip okuyanların yapmış olduğu yarışmanın en hayırlı yarışma olduğunu ifade eden Başkan Erbaş, “Bütün yarışmacı kardeşlerimi tebrik ediyorum. Dereceye girenler girmeyenler, hepsi en hayırlı yarışmanın birer üyesi olmuşlardır.” diye konuştu. Başkan Erbaş, TRT’nin yıllardan beri yapılan Kur’an-ı Güzel Okuma Yarışması’nın çok değerli olduğunu belirterek, “Bu vesileyle bütün TRT ailesini tebrik ediyorum. Allah razı olsun. Çok güzel bir gelenek başlattılar ve çok güzel neticelere bereketlerle sonuçlanan güzellikler yaşıyoruz. Jüri üyesi hocalarımıza teşekkür ediyorum. Onların her biri Kur’an-ı Kerim’le ilgili değerlendirmelerini yaparken esasında bir eğitim veriyorlar.” ifadelerini kullandı. Yarışma sonunda Muhammed Eset Can birinci, Süleyman Talha Cuhadar ikinci, Duhan Berkan Karadeniz üçüncü oldu. Dereceye giren yarışmacılar, hediyelerini Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elinden aldı. Programda, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar, TRT Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Albayrak ve TRT Genel Müdürü Zahid Sobacı da yer aldı.
    0 Kommentare 0 Anteile
  • Yemen Food Distribution
    Yemen Food Distribution
    0 Kommentare 0 Anteile
  • After nine years of civil war, Yemen lies in ruins, with over 21 million people — more than half its population — in urgent need of life-saving assistance.

    Here’s a harrowing glimpse into one of the world's most devastating humanitarian crises.
    After nine years of civil war, Yemen lies in ruins, with over 21 million people — more than half its population — in urgent need of life-saving assistance. Here’s a harrowing glimpse into one of the world's most devastating humanitarian crises.
    0 Kommentare 0 Anteile
Suchergebnis