• Osmanlı Dönemi Galatasaray Terbiye-i Bedeniyye Kulübü arması, 1905

    Galatasaray Terbiye-i Bedeniyye Kulübu'nün "غ" ve "س" harflerini içeren soyut sembolü, kulübün modern monogram logosunun temeli oldu.

    Logoyu Galatasaray lisesinde Kara Kedi okul dergisini yayınlayan ve resimleyen yetenekli öğrenci Ahmet Ayetullah tasarladı.
    Osmanlı Dönemi Galatasaray Terbiye-i Bedeniyye Kulübü arması, 1905 Galatasaray Terbiye-i Bedeniyye Kulübu'nün "غ" ve "س" harflerini içeren soyut sembolü, kulübün modern monogram logosunun temeli oldu. Logoyu Galatasaray lisesinde Kara Kedi okul dergisini yayınlayan ve resimleyen yetenekli öğrenci Ahmet Ayetullah tasarladı.
    0 Comments 0 Shares
  • Türkiye Hakkında Bilmeyebileceğiniz 15 İlginç Gerçek

    1. İstanbul, dünyada iki kıtayı kapsayan tek şehirdir: Avrupa ve Asya, Boğaz Boğazı ile bölünmüştür.
    2. Türkiye, bilinen en eski insan yerleşimlerinden biri olan Göbekli Tepe'ye ev sahipliği yapıyor. 11.000 yılı aşkın bir süre öncesine dayanan.
    3. Homeros'un *İlyada*'sından ünlü Truva antik kenti günümüz Türkiye'sinde yer alıyor.
    4. Ülke, Bizans İmparatorluğu'nun ve daha sonra Osmanlı İmparatorluğu'nun kalbiydi, her ikisi de zengin kültürel ve tarihi miraslar bıraktı.
    5. Türkiye, günümüz Noel Baba'sının ilham kaynağı olan Aziz Nikolas'ın doğum yeridir.
    6. Kapadokya bölgesi, eşsiz kaya oluşumları, yeraltı şehirleri ve sıcak hava balonu sürüşleriyle ünlüdür.
    7. Zengin lezzeti ve kalın tutarlılığı ile bilinen Türk kahvesi UNESCO tarafından soyut olmayan bir kültür mirası olarak kabul ediliyor.
    8. İstanbul'daki 1455 yılına dayanan Grand Çarşı, dünyanın en büyük ve en eski kapalı pazarlarından biri.
    9. Önce kilise, sonra cami, sonra müze, şimdi de yeniden cami olan Ayasofya, Türkiye’nin katmanlı tarihini simgeliyor.
    10. Türkiye, çoğu Nutella gibi ürünlerde kullanılan dünya fındığının %75'ini üretiyor.
    11. Türkçe’de “pamukkale” anlamına gelen Pamukkale, beyaz traverten teraslarından oluşan doğal termal havuzlara sahiptir.
    12. Nuh’un gemisinin indiğine inanılan Ararat Dağı, Türkiye’nin en yüksek zirvesi.
    13. Genellikle Hollanda ile ilişkili olan laleler Türkiye kökenli ve 16. yüzyılda Avrupa'ya tanıtıldı.
    14. Tatlı bir şekerleme olan Türk lokumu (*lokum*), 500 yılı aşkın süredir ülke mutfağının bir parçası.
    15. Efes'te yer alan antik Celsus Kütüphanesi, antik dünyanın en büyük kütüphanelerinden biriydi.
    Türkiye 🇹🇷 Hakkında Bilmeyebileceğiniz 15 İlginç Gerçek 1. İstanbul, dünyada iki kıtayı kapsayan tek şehirdir: Avrupa ve Asya, Boğaz Boğazı ile bölünmüştür. 2. Türkiye, bilinen en eski insan yerleşimlerinden biri olan Göbekli Tepe'ye ev sahipliği yapıyor. 11.000 yılı aşkın bir süre öncesine dayanan. 3. Homeros'un *İlyada*'sından ünlü Truva antik kenti günümüz Türkiye'sinde yer alıyor. 4. Ülke, Bizans İmparatorluğu'nun ve daha sonra Osmanlı İmparatorluğu'nun kalbiydi, her ikisi de zengin kültürel ve tarihi miraslar bıraktı. 5. Türkiye, günümüz Noel Baba'sının ilham kaynağı olan Aziz Nikolas'ın doğum yeridir. 6. Kapadokya bölgesi, eşsiz kaya oluşumları, yeraltı şehirleri ve sıcak hava balonu sürüşleriyle ünlüdür. 7. Zengin lezzeti ve kalın tutarlılığı ile bilinen Türk kahvesi UNESCO tarafından soyut olmayan bir kültür mirası olarak kabul ediliyor. 8. İstanbul'daki 1455 yılına dayanan Grand Çarşı, dünyanın en büyük ve en eski kapalı pazarlarından biri. 9. Önce kilise, sonra cami, sonra müze, şimdi de yeniden cami olan Ayasofya, Türkiye’nin katmanlı tarihini simgeliyor. 10. Türkiye, çoğu Nutella gibi ürünlerde kullanılan dünya fındığının %75'ini üretiyor. 11. Türkçe’de “pamukkale” anlamına gelen Pamukkale, beyaz traverten teraslarından oluşan doğal termal havuzlara sahiptir. 12. Nuh’un gemisinin indiğine inanılan Ararat Dağı, Türkiye’nin en yüksek zirvesi. 13. Genellikle Hollanda ile ilişkili olan laleler Türkiye kökenli ve 16. yüzyılda Avrupa'ya tanıtıldı. 14. Tatlı bir şekerleme olan Türk lokumu (*lokum*), 500 yılı aşkın süredir ülke mutfağının bir parçası. 15. Efes'te yer alan antik Celsus Kütüphanesi, antik dünyanın en büyük kütüphanelerinden biriydi.
    0 Comments 0 Shares
  • El Halîl Kapısı, Kudüs 1903 Osmanlı imparatorluğu döneminde
    #Palestine #Palestina #Filistin
    El Halîl Kapısı, Kudüs 1903 Osmanlı imparatorluğu döneminde #Palestine #Palestina #Filistin
    0 Comments 0 Shares
  • Tuval üzerine yağlıboya
    Boyutlar:
    yükseklik: 86 cm; Genişlik: 68,7 cm

    Osman Hamdi Bey’in hocası, ünlü Fransız oryantalist ressam Jean-Léon Gérôme’un “Halı Tüccarı” adlı eseri, 1887 yılında çizilmiştir. Bu tablo, Gérôme’un 1856’daki Kahire seyahatinden esinlenerek oluşturulmuştur. Gérôme, Osmanlı sosyal hayatından ve özellikle Arap kültüründen etkilenmiş bir sanatçı olarak, bu eseri Kahire’de gördüğü sahnelerden yola çıkarak resmetmiştir. Ancak, tablonun fiziksel olarak nerede çizildiği konusunda kesin bir bilgi yoktur; Gérôme’un Paris’teki atölyesinde tamamlanmış olması muhtemeldir, zira o dönemde Avrupa’ya dönmüş ve çalışmalarını genellikle orada sürdürmüştür.
    Eser şu anda ABD’nin Minnesota eyaletinde, Minneapolis Sanat Enstitüsü’nde (Minneapolis Institute of Art) sergilenmektedir.
    🎨🖌️ Tuval üzerine yağlıboya Boyutlar: yükseklik: 86 cm; Genişlik: 68,7 cm 👉 Osman Hamdi Bey’in hocası, ünlü Fransız oryantalist ressam Jean-Léon Gérôme’un “Halı Tüccarı” adlı eseri, 1887 yılında çizilmiştir. Bu tablo, Gérôme’un 1856’daki Kahire seyahatinden esinlenerek oluşturulmuştur. Gérôme, Osmanlı sosyal hayatından ve özellikle Arap kültüründen etkilenmiş bir sanatçı olarak, bu eseri Kahire’de gördüğü sahnelerden yola çıkarak resmetmiştir. Ancak, tablonun fiziksel olarak nerede çizildiği konusunda kesin bir bilgi yoktur; Gérôme’un Paris’teki atölyesinde tamamlanmış olması muhtemeldir, zira o dönemde Avrupa’ya dönmüş ve çalışmalarını genellikle orada sürdürmüştür. Eser şu anda ABD’nin Minnesota eyaletinde, Minneapolis Sanat Enstitüsü’nde (Minneapolis Institute of Art) sergilenmektedir.
    0 Comments 0 Shares
  • " Bir kahvenin 40 yıl hatırı var " deyimi Üsküdarlı Bilge Yusuf ile Rum balıkçı Stelyonun hikâyesine dayanır

    1895 Eminönü Yemiş İskelesi , balıkçı kahvesine giren Osmanlı zabiti;
    "Bre Yusuf , herkese benden okkalı bir kahve , ama şurda oturan Rum palikaryasına yok..Ona , kahvem de akçem de haramdır "..der

    Bilge Yusuf kahveleri ikram eder , bir kahve de Palikarya Stelyo nun önüne koyar
    Zabıt adeta kükrer.."Ben , ona haramdır demedim mi Yusuf ?"
    Bilge Yusuf , hiç istifini bozmaz
    "Komutan , o kahve benden , ona da helaldir." der..Stelyo minnetle bakar Yusufa

    1905 olur , Samos ( Sisam ) arasında Rum isyanı başlar.. Damat Ferit Paşa adaya asker çıkarır..Bilge Yusuf da askerdir ve adaya çıkan askerler arasındadır. Ancak ilk çatışmada esir düşer..2 yıl yatar Samos zindanlarında..2 yıl sonunda Rum çeteciler , esir pazarında satışa çıkarır Yusufu

    Mezatda 5 para - 7 para sesleri arasından bir ses yükselir." - O Türke benden 5 kuruş , hemen alıyorum..".Sessizlik hakim olur , Rum alır Yusufu arabasına köyün dışına çıkarır. Denize yakın bir yerde arabasını durdurur , döner Yusufa " - Serbestsin Bilge Yusuf " der

    Yusuf inanamaz duruma , Rum un ellerine kapanır.." - beyim , kimsin necisin, beni neden özgür bırakırsın " der

    Rum döner Yusuf'a " - ben balıkçı Stelyo " der..Yusuf çözemez durumu , adamı tanımaz bile..Rum , uzun uzun anlatır ,12 yıl öncesine , Yemiş iskelesine döner , detaylarıyla o günü anlatır ve;

    "İşte ben , bir fincan kahveyi helal ettiğin balıkçı Stelyo " der. Göz yaşları sel olur. Sarmaş dolar olurlar. Stelyo , Yusufu , kaçak yoldan İstanbul'a gönderir. Bu dostluk 35 yıl devam eder

    Her yıl birbirlerini ziyaret ederler.Her ziyarette bir fincan kahve mutlaka vardır. Çocuklarına , torunlarına anlatırlar dostluklarını ve
    "Bu kahvenin 40 yıl hatırı var " derler..

    Kaynak ( TC Üsküdar Belediyesi
    Kültür Hizm .Arşivi) KAHVE SAATİ.
    " Bir kahvenin 40 yıl hatırı var " deyimi Üsküdarlı Bilge Yusuf ile Rum balıkçı Stelyonun hikâyesine dayanır 1895 Eminönü Yemiş İskelesi , balıkçı kahvesine giren Osmanlı zabiti; "Bre Yusuf , herkese benden okkalı bir kahve , ama şurda oturan Rum palikaryasına yok..Ona , kahvem de akçem de haramdır "..der Bilge Yusuf kahveleri ikram eder , bir kahve de Palikarya Stelyo nun önüne koyar Zabıt adeta kükrer.."Ben , ona haramdır demedim mi Yusuf ?" Bilge Yusuf , hiç istifini bozmaz "Komutan , o kahve benden , ona da helaldir." der..Stelyo minnetle bakar Yusufa 1905 olur , Samos ( Sisam ) arasında Rum isyanı başlar.. Damat Ferit Paşa adaya asker çıkarır..Bilge Yusuf da askerdir ve adaya çıkan askerler arasındadır. Ancak ilk çatışmada esir düşer..2 yıl yatar Samos zindanlarında..2 yıl sonunda Rum çeteciler , esir pazarında satışa çıkarır Yusufu Mezatda 5 para - 7 para sesleri arasından bir ses yükselir." - O Türke benden 5 kuruş , hemen alıyorum..".Sessizlik hakim olur , Rum alır Yusufu arabasına köyün dışına çıkarır. Denize yakın bir yerde arabasını durdurur , döner Yusufa " - Serbestsin Bilge Yusuf " der Yusuf inanamaz duruma , Rum un ellerine kapanır.." - beyim , kimsin necisin, beni neden özgür bırakırsın " der Rum döner Yusuf'a " - ben balıkçı Stelyo " der..Yusuf çözemez durumu , adamı tanımaz bile..Rum , uzun uzun anlatır ,12 yıl öncesine , Yemiş iskelesine döner , detaylarıyla o günü anlatır ve; "İşte ben , bir fincan kahveyi helal ettiğin balıkçı Stelyo " der. Göz yaşları sel olur. Sarmaş dolar olurlar. Stelyo , Yusufu , kaçak yoldan İstanbul'a gönderir. Bu dostluk 35 yıl devam eder Her yıl birbirlerini ziyaret ederler.Her ziyarette bir fincan kahve mutlaka vardır. Çocuklarına , torunlarına anlatırlar dostluklarını ve "Bu kahvenin 40 yıl hatırı var " derler.🙏🙏💖💖. Kaynak ( TC Üsküdar Belediyesi Kültür Hizm .Arşivi) KAHVE SAATİ.☕
    0 Comments 0 Shares
  • Filistin Kudüs Yafa Kapısı, 1903
    Osmanlı Devleti zamanında Yavuz Sultan Selim’in hükümdarlığında (1512 – 1520) fethedilen Kudüs-ü Şerif’e Kanuni Sultan Süleyman (1520-1566) sebiller yaptırmış, Kubbetü’s-Sahra’nın duvarları ve kapısını yeniden tamir ettirmiş, Hz. Davud türbesini inşâ ettirmiş, şehrin etrafını saran surları onartmış, kaleyi restore ettirmiş, yeniden inşa ettirdiği kapılara kitabeler yazdırarak şehirde pek çok Osmanlı izi bırakmıştır.
    II. Abdülhamid (1876-1909) dönemine gelindiğinde şehirdeki imar faaliyetleri devam etmiş ve “Saltanatının Otuzuncu Yılı” anısına Filistin’i saat kuleleri ile donatmıştır. El-Halil Kapısı’nın girişinde II. Abdülhamid Han’ın yaptırdığı Kudüs Saat Kulesi ve sebili yer alır. O zamanlarda saat kuleleri yaptırmak büyük devlet olmanın bir simgesi sayılmaktaydı. Surdaki bayrağı, Abdülhamid Han’ın yaptırdığı saat kulesi, Kanuni Sultan Süleyman’ın yazdırdığı kitabe ile Kudüs Osmanlı şehri olduğunu tüm dünyaya gösteriyordu.
    Filistin Kudüs Yafa Kapısı, 1903 Osmanlı Devleti zamanında Yavuz Sultan Selim’in hükümdarlığında (1512 – 1520) fethedilen Kudüs-ü Şerif’e Kanuni Sultan Süleyman (1520-1566) sebiller yaptırmış, Kubbetü’s-Sahra’nın duvarları ve kapısını yeniden tamir ettirmiş, Hz. Davud türbesini inşâ ettirmiş, şehrin etrafını saran surları onartmış, kaleyi restore ettirmiş, yeniden inşa ettirdiği kapılara kitabeler yazdırarak şehirde pek çok Osmanlı izi bırakmıştır. II. Abdülhamid (1876-1909) dönemine gelindiğinde şehirdeki imar faaliyetleri devam etmiş ve “Saltanatının Otuzuncu Yılı” anısına Filistin’i saat kuleleri ile donatmıştır. El-Halil Kapısı’nın girişinde II. Abdülhamid Han’ın yaptırdığı Kudüs Saat Kulesi ve sebili yer alır. O zamanlarda saat kuleleri yaptırmak büyük devlet olmanın bir simgesi sayılmaktaydı. Surdaki bayrağı, Abdülhamid Han’ın yaptırdığı saat kulesi, Kanuni Sultan Süleyman’ın yazdırdığı kitabe ile Kudüs Osmanlı şehri olduğunu tüm dünyaya gösteriyordu.
    0 Comments 0 Shares
  • Al Sahaba Cami Mısır

    Osmanlı ve Türk mimarisinden ilhamla 2017 yılında inşa edilmiştir. Mısır Al Sahaba Camisi.

    Mısırlı ünlü bir mimar olan Fouad Tawfik Hafez tarafından hiçbir ücret talep edilmeksizin inşa edilen Al Sahaba 2017 yılından beri hizmettedir.
    Al Sahaba Cami Mısır Osmanlı ve Türk mimarisinden ilhamla 2017 yılında inşa edilmiştir. Mısır Al Sahaba Camisi. 🕌 Mısırlı ünlü bir mimar olan Fouad Tawfik Hafez tarafından hiçbir ücret talep edilmeksizin inşa edilen Al Sahaba 2017 yılından beri hizmettedir.
    0 Comments 0 Shares
  • Hicaz Demiryolu Osmanlı imparatorluğu

    Şam ile Medine arasındaki demiryolu, Hicaz Demiryolu olarak bilinir ve sıradan bir demiryolu değildir. Aslında, Filistinliler için ekonomik refah anlamına geliyordu.

    1900 yılında yapımına başlanan ve 1908 yılında Filistin topraklarına ulaşan bu demiryolu, bölgenin ekonomik gelişiminde kilit rol oynadı. Business Insider dergisine göre, "20. yüzyılın başlarında Filistin'de başarılı bir ithalat ve ihracat endüstrisi vardı. Demiryollarının komşu ülkelere doğru genişletilmesi, bölgenin ekonomik büyümesini hızlandırdı."

    Filistin'de demiryolları inşa edildikçe, bağlantılar kolaylaştı ve istihdam fırsatları arttı . Bu trenler, Filistin’i Afrika, Asya ve Avrupa pazarlarına daha hızlı bir şekilde bağladı. Ürünler ya açık hava pazarlarında satılıyor ya da fabrikalarda işleniyordu . Yabancı yatırımlar güçlü bir ticaret ekonomisini pekiştirdi .

    Ancak bu demiryoluna karşı çıkan tek bir ülke vardı: İngiltere . 19. yüzyılın sonlarında, İngiltere’deki Quaker mezhebinden bir grup, Ramallah’ta çeşitli kurslar ve kadınlar için enstitüler kurarak eğitimler vermeye başladı .

    1914 yılında Birinci Dünya Savaşı patlak verdiğinde, Osmanlı İmparatorluğu İngilizleri Mısır’dan çıkarmaya çalıştı. Hicaz Demiryolu sayesinde ekonomik olarak kazanç elde eden Filistinliler, Osmanlı ordusuna karşı çıkmaya başladı . 1917'de Osmanlı ordusu Filistin’den çekilirken, Filistinliler İngiliz bayraklarıyla kutlamalar yapıyordu .

    Yirmi yıl sonra, 1947’de, Filistin topraklarında İsrail kuruldu .

    #GizliTarih #HicazDemiryolu #FilistinTarihi
    Hicaz Demiryolu 🗺️🚂 Osmanlı imparatorluğu Şam ile Medine arasındaki demiryolu, Hicaz Demiryolu olarak bilinir ve sıradan bir demiryolu değildir. Aslında, Filistinliler için ekonomik refah 💰 anlamına geliyordu. 1900 yılında yapımına başlanan ve 1908 yılında Filistin topraklarına ulaşan bu demiryolu, bölgenin ekonomik gelişiminde kilit rol oynadı. Business Insider dergisine göre, "20. yüzyılın başlarında Filistin'de başarılı bir ithalat ve ihracat endüstrisi vardı. Demiryollarının komşu ülkelere doğru genişletilmesi, bölgenin ekonomik büyümesini hızlandırdı." 🌍📈 Filistin'de demiryolları inşa edildikçe, bağlantılar kolaylaştı 🚉 ve istihdam fırsatları arttı 👷‍♂️. Bu trenler, Filistin’i Afrika, Asya ve Avrupa pazarlarına 🌍 daha hızlı bir şekilde bağladı. Ürünler ya açık hava pazarlarında satılıyor ya da fabrikalarda işleniyordu 🏭🛍️. Yabancı yatırımlar güçlü bir ticaret ekonomisini pekiştirdi 📊. Ancak bu demiryoluna karşı çıkan tek bir ülke vardı: İngiltere 🇬🇧. 19. yüzyılın sonlarında, İngiltere’deki Quaker mezhebinden bir grup, Ramallah’ta çeşitli kurslar 📚 ve kadınlar için enstitüler kurarak eğitimler vermeye başladı 👩‍🏫. 1914 yılında Birinci Dünya Savaşı 🌍💥 patlak verdiğinde, Osmanlı İmparatorluğu İngilizleri Mısır’dan çıkarmaya çalıştı. Hicaz Demiryolu sayesinde ekonomik olarak kazanç elde eden Filistinliler, Osmanlı ordusuna karşı çıkmaya başladı 🚫. 1917'de Osmanlı ordusu Filistin’den çekilirken, Filistinliler İngiliz bayraklarıyla kutlamalar yapıyordu 🎉🇬🇧. Yirmi yıl sonra, 1947’de, Filistin topraklarında İsrail kuruldu 🇮🇱. #GizliTarih #HicazDemiryolu 🚂 #FilistinTarihi
    0 Comments 0 Shares
  • Bilecik ili girişindeki KAYI BOYU anıtı

    Kayı kelimesinin anlamı kuvvet, güç ve kudret anlamına gelmektedir. Diriliş Ertuğrul dizisi ile birlikte tarihte kayı boyu ile ilgili birçok bilgi merak edilmeye başladı. Kayı obası hakkında detaylı bilgileri merak eden vatandaşlar doğru yerdeler. Sosyal medyada çok sık paylaşılan kayı bayraklarının yanı sıra kayı yüzüğü, kayı sembolü de büyük ilgi görmeye başladı.

    Kayı kelimesinin anlamı kuvvet, güç ve kudret anlamına gelmektedir. Diriliş Ertuğrul dizisi ile birlikte tarihte kayı boyu ile ilgili birçok bilgi merak edilmeye başladı. Kayı obası hakkında detaylı bilgileri merak eden vatandaşlar doğru yerdeler. Sosyal medyada çok sık paylaşılan kayı bayraklarının yanı sıra kayı yüzüğü, kayı sembolü de büyük ilgi görmeye başladı.

    KAYI BOYU HAKKINDA

    Türkler, 1071 yılında girdiği toprakları yurt tutmak için Bizans, Haçlılar ve Moğollar ile kıyasıya bir kavga içine girdi. Hepsinin tek amacı bu toprakların asıl sahibi olmaktı. Oğuzları Kayı Boyundan olan Ertuğrul Gazi, tüm dünyanın kaderini değiştirdi. Hayallerinin peşinden giden Ertuğrul Gazi, sadece Anadolu değil 3 kıtada dünyaya hükmederek imparatorluk haline geldi. Ertuğrul Gazi, Sultan Aleaddin'in ölümüne kadar birçok yeri fethetti. İslamiyet'in yayılması için de büyük gayret gösterdi.

    Osmanlı Devleti'nin kurucusu Ertuğrul Gazinin babası Süleyman Şah idi. Süleyman Şah'ın 4 oğlundan üçüncüsü olan Ertuğrul Gazinin annesi ise Hayme Hatundur. Dündar, Sungurtekin ve Gündoğdu, Ertuğrul Gazi'nin kardeşleridir.

    Ertuğrul Gazi'nin ölümünün ardından en küçük oğlu Osman Gazi, babasının yerine geçmiştir

    #kayı #kayıboyu #diriliş #dirilişertuğrul #bilecik
    Bilecik ili girişindeki KAYI BOYU anıtı Kayı kelimesinin anlamı kuvvet, güç ve kudret anlamına gelmektedir. Diriliş Ertuğrul dizisi ile birlikte tarihte kayı boyu ile ilgili birçok bilgi merak edilmeye başladı. Kayı obası hakkında detaylı bilgileri merak eden vatandaşlar doğru yerdeler. Sosyal medyada çok sık paylaşılan kayı bayraklarının yanı sıra kayı yüzüğü, kayı sembolü de büyük ilgi görmeye başladı. Kayı kelimesinin anlamı kuvvet, güç ve kudret anlamına gelmektedir. Diriliş Ertuğrul dizisi ile birlikte tarihte kayı boyu ile ilgili birçok bilgi merak edilmeye başladı. Kayı obası hakkında detaylı bilgileri merak eden vatandaşlar doğru yerdeler. Sosyal medyada çok sık paylaşılan kayı bayraklarının yanı sıra kayı yüzüğü, kayı sembolü de büyük ilgi görmeye başladı. KAYI BOYU HAKKINDA Türkler, 1071 yılında girdiği toprakları yurt tutmak için Bizans, Haçlılar ve Moğollar ile kıyasıya bir kavga içine girdi. Hepsinin tek amacı bu toprakların asıl sahibi olmaktı. Oğuzları Kayı Boyundan olan Ertuğrul Gazi, tüm dünyanın kaderini değiştirdi. Hayallerinin peşinden giden Ertuğrul Gazi, sadece Anadolu değil 3 kıtada dünyaya hükmederek imparatorluk haline geldi. Ertuğrul Gazi, Sultan Aleaddin'in ölümüne kadar birçok yeri fethetti. İslamiyet'in yayılması için de büyük gayret gösterdi. Osmanlı Devleti'nin kurucusu Ertuğrul Gazinin babası Süleyman Şah idi. Süleyman Şah'ın 4 oğlundan üçüncüsü olan Ertuğrul Gazinin annesi ise Hayme Hatundur. Dündar, Sungurtekin ve Gündoğdu, Ertuğrul Gazi'nin kardeşleridir. Ertuğrul Gazi'nin ölümünün ardından en küçük oğlu Osman Gazi, babasının yerine geçmiştir #kayı #kayıboyu #diriliş #dirilişertuğrul #bilecik
    0 Comments 0 Shares
  • MS. 800'lü yıllardı, bugün Etiyopya dediğimiz Habeşistan'ın Kaffa şehrinin yüksek yaylalarında keçilerini otlatan bir çobanın birgün dikkatini ilginç bir şey çekti.

    Yüksek tepelere çıkarken yorulan keçiler, bir ağacın kırmızı küçük meyvelerini yiyince canlanıyor, yerlerinde duramıyor, hatta uyuyamıyorlardı.

    Çoban, "neden" diye sordu kendi kendine, sonra "bu meyveden olmalı" dedi.

    O meyvelerden kendisi de yedi.
    Kısa sürede güçlendiğini, daha enerji dolu olduğunu fark etti.

    İşte o meyve kahveydi.

    Kahve adı da bulunduğu şehrin adı Kaffa'dan geliyor.

    Ünü kısa sürede bölgeye yayıldı.

    Özellikle Arap yarımadasında bir tutku oldu.

    Araplar "Qahva" dediler, bu mutluluk hormonuna.

    İngilizler, Coffe.

    Ünü Yemen'den Osmanlı'ya, Osmanlı'dan Avrupa'ya, oradan da Amerika'ya taşındı.

    Osmanlı Sarayında özel "Kahvecibaşı" çalışıyordu.

    Adamın tek işi padişaha kahve pişirmekti.

    Türkülerimize bile girdi kahve.

    "Kahve Yemen'den gelir, suyu çemenden gelir."

    Kahveyi Afrika'dan Arap yarımadasına taşıyanlar Müslüman dervişlerdi.

    Amerika ve uzak doğuya taşıyanlar ise Hıristiyan keşişler oldu.

    Dervişler kahveyi tek tip içtiler, tozunu sıcak su ile kaynattılar.

    Türk kahvesi dediğimiz de öyle yapılanlardan.

    Keşişler ise kahvenin farklı türlerini buldu.

    Mesela Cappucino adı keşişlerin giydiği "kapşon"lu elbiseden geliyordu.

    Koyu kavrulmuş kahveden yapılana "Espresso" dediler.

    Bazıları Ekspresso dese bile orijinali Espresso.

    İspanyolca preslemek, sıcak anlamında.

    Süt üzerine espressoyu dökünce ortaya "Macchiato" çıktı.

    Macchiato İtalyanca benek demek.

    Sütün üzerinde kahve benekleri.

    Espresso'nun üzerine sıcak su eklenince oldu sana "Cafe Americano".

    Espresso, süt ve kakao karışımına da "Mocha" dediler.

    İsmi Yemen'deki El Mocha limanından geldi.

    Kaynak:
    Sn. Sonad Pelit
    MS. 800'lü yıllardı, bugün Etiyopya dediğimiz Habeşistan'ın Kaffa şehrinin yüksek yaylalarında keçilerini otlatan bir çobanın birgün dikkatini ilginç bir şey çekti. Yüksek tepelere çıkarken yorulan keçiler, bir ağacın kırmızı küçük meyvelerini yiyince canlanıyor, yerlerinde duramıyor, hatta uyuyamıyorlardı. Çoban, "neden" diye sordu kendi kendine, sonra "bu meyveden olmalı" dedi. O meyvelerden kendisi de yedi. Kısa sürede güçlendiğini, daha enerji dolu olduğunu fark etti. İşte o meyve kahveydi. Kahve adı da bulunduğu şehrin adı Kaffa'dan geliyor. Ünü kısa sürede bölgeye yayıldı. Özellikle Arap yarımadasında bir tutku oldu. Araplar "Qahva" dediler, bu mutluluk hormonuna. İngilizler, Coffe. Ünü Yemen'den Osmanlı'ya, Osmanlı'dan Avrupa'ya, oradan da Amerika'ya taşındı. Osmanlı Sarayında özel "Kahvecibaşı" çalışıyordu. Adamın tek işi padişaha kahve pişirmekti. Türkülerimize bile girdi kahve. "Kahve Yemen'den gelir, suyu çemenden gelir." Kahveyi Afrika'dan Arap yarımadasına taşıyanlar Müslüman dervişlerdi. Amerika ve uzak doğuya taşıyanlar ise Hıristiyan keşişler oldu. Dervişler kahveyi tek tip içtiler, tozunu sıcak su ile kaynattılar. Türk kahvesi dediğimiz de öyle yapılanlardan. Keşişler ise kahvenin farklı türlerini buldu. Mesela Cappucino adı keşişlerin giydiği "kapşon"lu elbiseden geliyordu. Koyu kavrulmuş kahveden yapılana "Espresso" dediler. Bazıları Ekspresso dese bile orijinali Espresso. İspanyolca preslemek, sıcak anlamında. Süt üzerine espressoyu dökünce ortaya "Macchiato" çıktı. Macchiato İtalyanca benek demek. Sütün üzerinde kahve benekleri. Espresso'nun üzerine sıcak su eklenince oldu sana "Cafe Americano". Espresso, süt ve kakao karışımına da "Mocha" dediler. İsmi Yemen'deki El Mocha limanından geldi. Kaynak: Sn. Sonad Pelit
    0 Comments 0 Shares
More Results