• Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek
    Manisa halkı onu bu kadar çok seviyorsa Allah'ın sevdiği bi kulu imiş.
    Faydalı bir insanmış dürüst hakkaniyet sahibi güzel insan..
    Allah rahmet eylesin Mekanı cennet olsun inşallah Allah sabr-ı cemil ihsan eylesin Ailesinin, sevenlerinin ve Manisaların başı sağ olsun.
    Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek Manisa halkı onu bu kadar çok seviyorsa Allah'ın sevdiği bi kulu imiş. Faydalı bir insanmış dürüst hakkaniyet sahibi güzel insan.. Allah rahmet eylesin Mekanı cennet olsun inşallah Allah sabr-ı cemil ihsan eylesin Ailesinin, sevenlerinin ve Manisaların başı sağ olsun.
    1
    0 Comentários 0 Compartilhamentos
  • Doğum adı Ercüment Banuydu. 14 yaşında sözlenmiş, 19 yaşında sonradan Sultan olacak veliaht Şehzade ile evlenmiş ve Mümtaz Mahal adını almıştı. Birbirlerine karşı efsanevi bir aşk besliyorlardı. Bir isyanı bastırmak için ordularıyla yola koyulan kocasına, dokuz aylık hamile olmasına rağmen, her zamanki gibi eşlik ediyordu. 17 Haziran 1631 tarihinde doğum yaparken 38 yaşında vefat etti.

    Sultan beslediği aşkı uğruna, insaaşı 23 yıl sürecek olan büyük bir anıt mezar yaptırdı. Yapının 2 mimarından biri Mimar Sinan'ın öğrencilerinden Muhammed İsa Çelebi, Kubbenin yapımından sorumlu kişi yine Mimar Sinan'ın talebelerinden İsmail Çelebi idi. İslam dünyasının en görkemli eserlerinden biri olmakla birlikte dünyanın 7 harikasından biri olarak kabul edilir.

    Bu efsane aşkın sahipleri Türk Babür İmparatoru Şah Cihan ve eşi Mümtaz Mahal Hanım'dır, aşklarının simgesi ise TAC MAHAL.
    Doğum adı Ercüment Banuydu. 14 yaşında sözlenmiş, 19 yaşında sonradan Sultan olacak veliaht Şehzade ile evlenmiş ve Mümtaz Mahal adını almıştı. Birbirlerine karşı efsanevi bir aşk besliyorlardı. Bir isyanı bastırmak için ordularıyla yola koyulan kocasına, dokuz aylık hamile olmasına rağmen, her zamanki gibi eşlik ediyordu. 17 Haziran 1631 tarihinde doğum yaparken 38 yaşında vefat etti. Sultan beslediği aşkı uğruna, insaaşı 23 yıl sürecek olan büyük bir anıt mezar yaptırdı. Yapının 2 mimarından biri Mimar Sinan'ın öğrencilerinden Muhammed İsa Çelebi, Kubbenin yapımından sorumlu kişi yine Mimar Sinan'ın talebelerinden İsmail Çelebi idi. İslam dünyasının en görkemli eserlerinden biri olmakla birlikte dünyanın 7 harikasından biri olarak kabul edilir. Bu efsane aşkın sahipleri Türk Babür İmparatoru Şah Cihan ve eşi Mümtaz Mahal Hanım'dır, aşklarının simgesi ise TAC MAHAL.
    0 Comentários 0 Compartilhamentos
  • İstanbul, 572 yıl önce bugün fethedildi.

    Peygamber Efendimiz’in müjdesine nail olan bu kutlu şehri bizlere miras bırakan Fatih Sultan Mehmet Han’ı ve kahraman askerlerini rahmet ve minnetle anıyoruz...
    İstanbul, 572 yıl önce bugün fethedildi. Peygamber Efendimiz’in müjdesine nail olan bu kutlu şehri bizlere miras bırakan Fatih Sultan Mehmet Han’ı ve kahraman askerlerini rahmet ve minnetle anıyoruz...
    0 Comentários 0 Compartilhamentos
  • "Amerika" ve "ABD" arasındaki fark

    "Amerika" ve "ABD" terimleri genellikle değişken olarak kullanılır, ancak tam olarak aynı değildir:

    ABD (Amerika Birleşik Devletleri):
    Bu özellikle Kaliforniya, Teksas, New York ve Alaska gibi yerler de dahil olmak üzere 50 eyaletten oluşan ülkeyi ifade ediyor. 1776 yılında kurulan bir ulus.

    Amerika:
    Teknik olarak, bu tüm kıtanın - Kuzey, Orta ve Güney Amerika- Kanada, Brezilya, Meksika, Arjantin ve daha fazlası gibi ülkeleri kapsıyor. Bununla birlikte, genel kullanım olarak (özellikle İngilizce), coğrafi olarak doğru olmasa da, ABD için genellikle steno anlamına gelir.

    Yani "ABD" = tek ülke,
    "Amerika" = ya aynı ülke... ya da bağlamına bağlı olarak iki koca kıta!
    "Amerika" ve "ABD" arasındaki fark 🇺🇸 "Amerika" ve "ABD" terimleri genellikle değişken olarak kullanılır, ancak tam olarak aynı değildir: 🔹 ABD (Amerika Birleşik Devletleri): Bu özellikle Kaliforniya, Teksas, New York ve Alaska gibi yerler de dahil olmak üzere 50 eyaletten oluşan ülkeyi ifade ediyor. 1776 yılında kurulan bir ulus. 🔹 Amerika: Teknik olarak, bu tüm kıtanın - Kuzey, Orta ve Güney Amerika- Kanada, Brezilya, Meksika, Arjantin ve daha fazlası gibi ülkeleri kapsıyor. Bununla birlikte, genel kullanım olarak (özellikle İngilizce), coğrafi olarak doğru olmasa da, ABD için genellikle steno anlamına gelir. Yani "ABD" = tek ülke, "Amerika" = ya aynı ülke... ya da bağlamına bağlı olarak iki koca kıta! 🌍
    0 Comentários 0 Compartilhamentos
  • Uzun Hasan, 1423 yılında Diyarbakır'da doğmuştur. Oğuzların Bayındır boyundan, Akkoyunlu Hanedanının kurucusu Kara Yülük Osman'ın torunu olup, babası Celâleddîn Ali Beydir.

    1453 yılında Akkoyunlu Devletinin başına , Başkentleri Diyarbakır'da geçmiştir. Karakoyunlular ve Timur’un torununu yenerek Devletinin sınırlarını güneye doğru genişletmiştir. Böylelikle Devletin yeni Başkenti Tebriz olmuştur. Uzun Hasan bügünkü İran, Irak, Azerbaycan, Ermenistan ve Türkiye'nin bir bölümünü kapsayan bir coğrafyada 1453-1478 yılları arasında hüküm sürmüştür.

    1458’de Trabzon Rum İmparatoru IV. Yuhannes'un kızı Katerina Despina ile evlenmiştir. Katerina Despina, Akkoyunlulara gelin gelince, Uzun Hasan’ı, Osmanlılar aleyhine faaliyete soktu. Uzun Hasan 11 Ağustos 1473 tarihinde Osmanlı İmparatorluğu ile yaptığı Otlukbeli Savaşı'nda yenildi.

    Uzun Hasan, tam 547 yıl önce, 6 Ocak 1478 tarihinde Tebriz’de vefat etti. Kendi yaptırdığı Nasriyye Medresesi avlusuna gömüldü.Uzun Hasan’dan sonra oğlu Halil Mirza, Akkoyunlu hükümdarı oldu. Uzun Hasan’ın ölümünden sonra ortaya çıkan taht kavgaları sonucunda Akkoyunlu Devleti ikiye bölündü.Uzun Hasan'ın kızkardeşi Halime’nin oğlu "İsmail" daha sonra "Safevi" devletinin hükümdarı Şah İsmail olacaktır.

    Uzun Hasan'ın Türkmenistan'ın Başkent'i Aşkabat'taki heykeli.

    (Alıntı)
    Uzun Hasan, 1423 yılında Diyarbakır'da doğmuştur. Oğuzların Bayındır boyundan, Akkoyunlu Hanedanının kurucusu Kara Yülük Osman'ın torunu olup, babası Celâleddîn Ali Beydir. 1453 yılında Akkoyunlu Devletinin başına , Başkentleri Diyarbakır'da geçmiştir. Karakoyunlular ve Timur’un torununu yenerek Devletinin sınırlarını güneye doğru genişletmiştir. Böylelikle Devletin yeni Başkenti Tebriz olmuştur. Uzun Hasan bügünkü İran, Irak, Azerbaycan, Ermenistan ve Türkiye'nin bir bölümünü kapsayan bir coğrafyada 1453-1478 yılları arasında hüküm sürmüştür. 1458’de Trabzon Rum İmparatoru IV. Yuhannes'un kızı Katerina Despina ile evlenmiştir. Katerina Despina, Akkoyunlulara gelin gelince, Uzun Hasan’ı, Osmanlılar aleyhine faaliyete soktu. Uzun Hasan 11 Ağustos 1473 tarihinde Osmanlı İmparatorluğu ile yaptığı Otlukbeli Savaşı'nda yenildi. Uzun Hasan, tam 547 yıl önce, 6 Ocak 1478 tarihinde Tebriz’de vefat etti. Kendi yaptırdığı Nasriyye Medresesi avlusuna gömüldü.Uzun Hasan’dan sonra oğlu Halil Mirza, Akkoyunlu hükümdarı oldu. Uzun Hasan’ın ölümünden sonra ortaya çıkan taht kavgaları sonucunda Akkoyunlu Devleti ikiye bölündü.Uzun Hasan'ın kızkardeşi Halime’nin oğlu "İsmail" daha sonra "Safevi" devletinin hükümdarı Şah İsmail olacaktır. Uzun Hasan'ın Türkmenistan'ın Başkent'i Aşkabat'taki heykeli. (Alıntı)
    0 Comentários 0 Compartilhamentos
  • Türkler'in tarih boyunca kurmuş olduğu; 16 İmparatorluk, 8 Devlet ,37 Hanlık, 33 Beylik, 10 Cumhuriyet , 4 Atabeylik vardır. Bunların toplamı 138’dir ve dünya tarihinde başka bir örneği daha yoktur!
    Türkler'in tarih boyunca kurmuş olduğu; 16 İmparatorluk, 8 Devlet ,37 Hanlık, 33 Beylik, 10 Cumhuriyet , 4 Atabeylik vardır. Bunların toplamı 138’dir ve dünya tarihinde başka bir örneği daha yoktur!
    0 Comentários 0 Compartilhamentos
  • #SONDAKİKA: Dünya liderlerinin bu Perşembe günü Türkiye'de olması bekleniyor, ev sahibi Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan:

    Donald Trump
    Volodymyr Zelenskyy
    Vladimir Putin
    #SONDAKİKA: Dünya liderlerinin bu Perşembe günü Türkiye'de olması bekleniyor, ev sahibi Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan: 🇺🇸 Donald Trump 🇺🇦 Volodymyr Zelenskyy 🇷🇺 Vladimir Putin
    0 Comentários 0 Compartilhamentos
  • **#Pakistan: Güney Asya'nın Tarih, Kültür ve Doğa Mücevheri!**

    **Coğrafi Konum**:
    Güney Asya'da bulunan Pakistan, Hindistan , Çin , Afganistan , İran ile sınır komşusudur ve Arap Denizi boyunca uzun bir kıyı şeridine sahiptir, bu da onu Doğu ile Batı arasında stratejik bir kavşak noktası yapar.

    **Başkent**:
    İslamabad—zarif mimarisi ve yemyeşil bitki örtüsüyle modern bir şehir . Dünyanın en büyük camilerinden biri olan **Faisal Camii** 'ye ev sahipliği yapmaktadır.

    **Bağımsızlık Tarihi**:
    Pakistan, Müslümanlar için ayrı bir devlet savunan İki Millet Teorisi kapsamında **Muhammed Ali Cinnah** önderliğinde **14 Ağustos 1947** 'de Hindistan'dan bağımsızlığını kazandı.

    **Din ve Çeşitlilik**:
    İslam, Sünniler, Şiiler ve Sufiler de dahil olmak üzere nüfusun **%96**'sını oluşturan Müslümanlarla resmi dindir. Hinduizm, Hristiyanlık ve Sihizm gibi azınlık dinleri de ülkenin zengin kültürel dokusuna katkıda bulunur.

    **Büyük Şehirler**:
    **Karaçi** : Canlı pazarları ve kıyı güzelliğiyle bilinen ekonomik merkez ve en büyük şehir.
    **Lahor** : **Badshahi Camii** ve Shalimar Bahçeleri'nin bulunduğu kültürel ve tarihi merkez.
    **İslamabad** : Organizasyonu ve doğal güzelliğiyle bilinen modern başkent.
    **Peşaver** : Geleneksel çarşıları ve mutfağıyla ünlü, Hayber Geçidi yakınlarında derin bir tarihe sahip bir şehir.
    **Ketta** : Dağlarla çevrili, ılıman bir iklim ve muhteşem manzaralar sunan Belucistan'ın başkenti.

    **Ekonomi**:
    özellikle buğday ve pamuk olmak üzere tarıma ve tekstil ve teknoloji gibi imalat endüstrilerine dayanır. Ülke ayrıca kömür ve gaz gibi doğal kaynaklar açısından da zengindir.

    **Turizm ve Doğal Güzellik**:
    Yüksek **Karakoram Dağları**'ndan nefes kesici **Hunza ve Swat Vadileri**'ne kadar, Pakistan eşsiz bir doğal çeşitliliğe sahiptir! Ayrıca İndus Vadisi Uygarlığı'nın bir kalıntısı olan **Mohenjo-Daro** gibi tarihi yerlere de ev sahipliği yapmaktadır.

    **Eğlenceli Bilgiler**:
    Dünyanın ikinci en yüksek zirvesi olan **K2**'ye ev sahipliği yapmaktadır!
    Yerel sanatçılığı sergileyen benzersiz şekilde dekore edilmiş **boyalı otobüsleriyle** ünlüdür!
    Uçurtma uçurma kutlaması olan **Basant** gibi canlı festivallere ev sahipliği yapar!

    #Pakistan #DoğalGüzellik
    #İslamabad #ZenginKültür
    🌍 **#Pakistan: Güney Asya'nın Tarih, Kültür ve Doğa Mücevheri!** 🇵🇰✨ 📍 **Coğrafi Konum**: Güney Asya'da bulunan Pakistan, Hindistan 🇮🇳, Çin 🇨🇳, Afganistan 🇦🇫, İran 🇮🇷 ile sınır komşusudur ve Arap Denizi 🌊 boyunca uzun bir kıyı şeridine sahiptir, bu da onu Doğu ile Batı arasında stratejik bir kavşak noktası yapar. 🏛️ **Başkent**: İslamabad—zarif mimarisi ve yemyeşil bitki örtüsüyle modern bir şehir 🌳. Dünyanın en büyük camilerinden biri olan **Faisal Camii** 🕌'ye ev sahipliği yapmaktadır. 🗓️ **Bağımsızlık Tarihi**: Pakistan, Müslümanlar için ayrı bir devlet savunan İki Millet Teorisi kapsamında **Muhammed Ali Cinnah** önderliğinde **14 Ağustos 1947** 🇵🇰'de Hindistan'dan bağımsızlığını kazandı. 🕌 **Din ve Çeşitlilik**: İslam, Sünniler, Şiiler ve Sufiler de dahil olmak üzere nüfusun **%96**'sını oluşturan Müslümanlarla resmi dindir. Hinduizm, Hristiyanlık ve Sihizm gibi azınlık dinleri de ülkenin zengin kültürel dokusuna katkıda bulunur. 🏙️ **Büyük Şehirler**: 🔹 **Karaçi** 🌊: Canlı pazarları ve kıyı güzelliğiyle bilinen ekonomik merkez ve en büyük şehir. 🔹 **Lahor** 🏛️: **Badshahi Camii** ve Shalimar Bahçeleri'nin bulunduğu kültürel ve tarihi merkez. 🔹 **İslamabad** 🌳: Organizasyonu ve doğal güzelliğiyle bilinen modern başkent. 🔹 **Peşaver** 🏺: Geleneksel çarşıları ve mutfağıyla ünlü, Hayber Geçidi yakınlarında derin bir tarihe sahip bir şehir. 🔹 **Ketta** ⛰️: Dağlarla çevrili, ılıman bir iklim ve muhteşem manzaralar sunan Belucistan'ın başkenti. 📈 **Ekonomi**: özellikle buğday ve pamuk olmak üzere tarıma 🌾 ve tekstil ve teknoloji 📱 gibi imalat endüstrilerine dayanır. Ülke ayrıca kömür ve gaz gibi doğal kaynaklar açısından da zengindir. ⛰️ **Turizm ve Doğal Güzellik**: Yüksek **Karakoram Dağları**'ndan 🏔️ nefes kesici **Hunza ve Swat Vadileri**'ne 🍃 kadar, Pakistan eşsiz bir doğal çeşitliliğe sahiptir! Ayrıca İndus Vadisi Uygarlığı'nın bir kalıntısı olan **Mohenjo-Daro** gibi tarihi yerlere de ev sahipliği yapmaktadır. 💡 **Eğlenceli Bilgiler**: 🔹 Dünyanın ikinci en yüksek zirvesi olan **K2**'ye 🏔️ ev sahipliği yapmaktadır! 🔹 Yerel sanatçılığı sergileyen benzersiz şekilde dekore edilmiş **boyalı otobüsleriyle** 🎨🚌 ünlüdür! 🔹 Uçurtma uçurma kutlaması 🪁 olan **Basant** gibi canlı festivallere ev sahipliği yapar! #Pakistan #DoğalGüzellik #İslamabad #ZenginKültür
    0 Comentários 0 Compartilhamentos
  • Amerika'nın San Francisco ve New York arasındaki En Uzun Tren Rotası'nın Amerika'da destansı bir yolculuk olduğunu biliyor muydunuz?

    Rotanın önemli noktalarının özeti:
    1. San Francisco'dan Kalkış (Emeryville İstasyonu):
    • Tren doğrudan San Francisco'dan değil, körfezin hemen karşısındaki Emeryville'den kalkıyor. San Francisco'dan Amtrak otobüsüyle kolayca ulaşabilirsiniz.

    2. California Zephyr:
    • Bu tren ülkenin en etkileyici manzaralarından bazılarını geçiyor. Kaliforniya'daki Sierra Nevada'yı ve Colorado'daki Rocky Dağları'nı geçerek dağların, kanyonların ve nehirlerin muhteşem manzaralarını sunuyor.
    • Sacramento, Reno, Salt Lake City, Denver ve Omaha gibi şehirlerden geçiyor.
    • San Francisco ve Chicago arasındaki rota, koşullara bağlı olarak yaklaşık 51-52 saat sürüyor.

    3. Chicago'daki bağlantı:
    • Chicago'da yolcular New York'a devam etmek için tren değiştirmek zorunda. • Chicago'dan, Cleveland, Buffalo ve Albany'den geçerek New York'a varmadan önce Erie Gölü'nün güneyinde bir rota izleyen Lake Shore Limited'ı kullanabilirsiniz.
    • Başka bir seçenek ise Kentucky, Batı Virginia ve Washington D.C.'den daha güneye giden bir rota izleyen Cardinal'dır.

    4. New York'a varış:
    • Chicago'dan New York'a Lake Shore Limited ile yolculuk yaklaşık 20 saat sürer ve toplam yolculuk yaklaşık 70-72 saate çıkar.
    Tam yolculuk, ABD'nin coğrafi çeşitliliğini keşfetmenin mükemmel bir yoludur. UU., Batı'nın dağlarından ve çöllerinden Doğu'nun büyük ovalarına ve şehirlerine kadar.
    Amerika'nın San Francisco ve New York arasındaki En Uzun Tren Rotası'nın Amerika'da destansı bir yolculuk olduğunu biliyor muydunuz? Rotanın önemli noktalarının özeti: 1. San Francisco'dan Kalkış (Emeryville İstasyonu): • Tren doğrudan San Francisco'dan değil, körfezin hemen karşısındaki Emeryville'den kalkıyor. San Francisco'dan Amtrak otobüsüyle kolayca ulaşabilirsiniz. 2. California Zephyr: • Bu tren ülkenin en etkileyici manzaralarından bazılarını geçiyor. Kaliforniya'daki Sierra Nevada'yı ve Colorado'daki Rocky Dağları'nı geçerek dağların, kanyonların ve nehirlerin muhteşem manzaralarını sunuyor. • Sacramento, Reno, Salt Lake City, Denver ve Omaha gibi şehirlerden geçiyor. • San Francisco ve Chicago arasındaki rota, koşullara bağlı olarak yaklaşık 51-52 saat sürüyor. 3. Chicago'daki bağlantı: • Chicago'da yolcular New York'a devam etmek için tren değiştirmek zorunda. • Chicago'dan, Cleveland, Buffalo ve Albany'den geçerek New York'a varmadan önce Erie Gölü'nün güneyinde bir rota izleyen Lake Shore Limited'ı kullanabilirsiniz. • Başka bir seçenek ise Kentucky, Batı Virginia ve Washington D.C.'den daha güneye giden bir rota izleyen Cardinal'dır. 4. New York'a varış: • Chicago'dan New York'a Lake Shore Limited ile yolculuk yaklaşık 20 saat sürer ve toplam yolculuk yaklaşık 70-72 saate çıkar. Tam yolculuk, ABD'nin coğrafi çeşitliliğini keşfetmenin mükemmel bir yoludur. UU., Batı'nın dağlarından ve çöllerinden Doğu'nun büyük ovalarına ve şehirlerine kadar.
    0 Comentários 0 Compartilhamentos
  • Cuma Hutbesi: "Alın Teri Mukaddestir"

    “İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır ve çalıştığını da görecektir.” (Necm 53/39,40)

    Muhterem Müslümanlar!

    Bir gün Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) ashabıyla sohbet ederken yanlarından güçlü ve heybetli bir adam geçti. Adamın bu görüntüsünden etkilenen sahabeden bazıları, “Ey Allah’ın Resûlü! Keşke bu adam, gücünü Allah yolunda kullansa!” dediler. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyurdu: “Eğer bu kişi, ailesinin ve çocuklarının geçimini sağlamak için çalışıyorsa, Allah yolundadır. Anne ve babasının ihtiyaçlarını gidermek için çalışıyorsa, Allah yolundadır. Kendi izzet ve onurunu korumak için çalışıyorsa yine Allah yolundadır.”[1]

    Aziz Müminler!

    Yüce dinimiz İslam, kişinin; Allah’ın emirlerine ve yasaklarına riayet ederek kendisinin ve ailesinin rızkını helal ve meşru yollardan temin etmesini, kimseye yük olmadan çalışmasını bir ibadet olarak görmüştür. El emeğini ve alın terini mukaddes kabul etmiştir. Tembelliği, miskinliği, dilenmeyi, zamanı ve hayatı israf etmeyi ise yasaklamıştır. Cenâb-ı Hak, “İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır ve çalıştığını da görecektir.”[2] buyurarak bizlere; dünya ve ahiret huzurunu elde etmek için çalışmayı öğütlemiştir.

    Kıymetli Müslümanlar!

    Dinimiz, kazancın helal olması kadar, kazanç yollarının meşru olmasına da önem vermektedir. Bu sebeple; çalışmanın, işyeri açmanın, kazanç elde etmenin kuralları ve âdâbı vardır. Allah’ın haram kıldığı şeylerin alınıp satılması meşru değildir. Dolayısıyla Müslüman; akıl ve iradeyi yok eden, kazaların yaşanmasına, cinayetlerin işlenmesine sebep olan alkolü üretemez, alamaz, satamaz, kullanamaz ve kullanılmasına katkıda bulunamaz. Yuvaları dağıtan, toplumsal hayatta kapanmaz yaralar açan kumarı oynayamaz, oynatamaz ve oynanmasına imkân sağlayamaz. Malın ve ömrün bereketini götüren, emeğin ve alın terinin düşmanı olan faizi alamaz, veremez, ona aracı olamaz. Toplumsal barışı bozan karaborsacılık, tefecilik ve stokçuluk gibi haramları işleyemez, bunlardan kazanç elde edemez.

    Değerli Müminler!

    İslam’a göre işçi olmanın da bir takım sorumlulukları vardır. İşçi; rızkını temin ettiği işyerini ve orada bulunan malzemeleri bir emanet olarak bilmeli, onlara asla zarar vermemelidir. İşyerindeki hiçbir eşyayı şahsi ihtiyaçları için kullanmamalı, özel bilgileri başkalarıyla paylaşmamalıdır. İşçi; çalışma saatlerine riayet etmeli, işini aksatmamalıdır. Beraber çalıştığı arkadaşlarına karşı saygılı olmalı, onların haklarını kendi hakkı gibi gözetmeli, onlara zarar verecek davranışlardan şiddetle kaçınmalıdır.

    Aziz Müslümanlar!

    İslam, işverene de birçok vazife yüklemiştir. İşveren; Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in, “Çalışana ücretini, teri kurumadan verin.”[3] uyarısını dikkate alarak işçiye hakkını tam ve zamanında vermekle yükümlüdür. Dolayısıyla işveren; ucuz iş gücü adına, işçiyi; ağır şartlarda, az bir ücretle çalıştıramaz, onu sosyal haklarından mahrum bırakamaz.

    İşveren, aynı zamanda işçinin insanî ihtiyaç ve haklarını kullanmasını sağlamakla sorumludur. Bu sebepledir ki, işveren; Cenâb-ı Hakk’ın, “…Namaz, müminler için vakitleri belirlenmiş farz bir ibadettir.”[4] ayeti apaçık ortadayken, işçinin; beş vakit namaz ve Cuma namazını vaktinde eda etmesine; oruç tutmasına; Allah’ın emri, müminin süsü olan tesettürü kuşanmasına engel olamaz. Ayrıca işveren, işçinin; dinlenme saatlerini, haftalık veya yıllık izinlerini kullanmasını da kısıtlayamaz.

    İşveren; Yüce Rabbimizin, فَلَا تَتَّبِعُوا الْهَوٰٓى اَنْ تَعْدِلُواۚ “…Heva ve hevesinize kapılıp adaletten sapmayın…”[5] emrine uyarak işçinin, hak ve hukukunu da korumakla mükelleftir. Bu nedenledir ki, işçiye, sistematik bir baskı uygulayamaz. Onun; onur ve iffetini, şeref ve haysiyetini zedeleyecek söz, tutum ve davranışlarda bulunamaz. Onu, haksız şekilde işten çıkaramaz, ailesini ve çocuklarını mağdur edemez.

    İşveren; işyerinin güvenliğinin sağlanmasından, işçinin sağlıklı bir iş ortamında çalışmasından da mesuldür. Hiçbir işçi; canının tehlikeye gireceği, akıl, beden ve ruh sağlığının bozulacağı bir işte istihdam edilemez. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in uyarısı gayet açıktır: “Kim insanlara zarar verirse Allah da ona zarar verir. Kim insanlara zorluk çıkarırsa, Allah da ona zorluk çıkarır.”[6]

    Kıymetli Müminler!

    Allah katında işçi ya da işveren olmanın bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük, takvadadır; yani Allah’tan hakkıyla sakınmak, O’nun emirlerini yerine getirmek, yasaklarından kaçınmaktır. Öyleyse, Rabbimizin rızasını, adaleti, hakkaniyeti, dürüstlüğü ve gönül kazanmayı tüm kazançların üstünde görelim. Unutmayalım ki, huzur ve mutluluk; sadece tüketmek ve biriktirmekte değil, paylaşmakta ve kanaat göstermektedir.

    Hutbemi Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in şu hadisiyle bitiriyorum: “….Hiç kimse Allah’ın kendisine takdir ettiği rızkı er ya da geç elde etmeden ölmeyecektir. Öyleyse Allah’tan hakkıyla sakının ve rızkınızı güzel yollardan isteyin. Helal olanı alın. Haramdan kaçının.”[7]

    1 Taberânî, el-Mu’cemû’l-evsat, VII, 56.

    [2] Necm 53/39,40.

    [3] İbn Mâce, Rühûn, 4.

    [4] Nisâ, 4/103.

    [5] Nisâ, 4/135.

    [6] Ebû Dâvûd, Kadâ’ (Akdiye), 31.

    [7] İbn Mâce, Ticâret, 2.

    https://www.diyanet.gov.tr/tr-TR/Kurumsal/Detay/37580/cuma-hutbesi-alin-teri-mukaddestir
    Cuma Hutbesi: "Alın Teri Mukaddestir" “İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır ve çalıştığını da görecektir.” (Necm 53/39,40) Muhterem Müslümanlar! Bir gün Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) ashabıyla sohbet ederken yanlarından güçlü ve heybetli bir adam geçti. Adamın bu görüntüsünden etkilenen sahabeden bazıları, “Ey Allah’ın Resûlü! Keşke bu adam, gücünü Allah yolunda kullansa!” dediler. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyurdu: “Eğer bu kişi, ailesinin ve çocuklarının geçimini sağlamak için çalışıyorsa, Allah yolundadır. Anne ve babasının ihtiyaçlarını gidermek için çalışıyorsa, Allah yolundadır. Kendi izzet ve onurunu korumak için çalışıyorsa yine Allah yolundadır.”[1] Aziz Müminler! Yüce dinimiz İslam, kişinin; Allah’ın emirlerine ve yasaklarına riayet ederek kendisinin ve ailesinin rızkını helal ve meşru yollardan temin etmesini, kimseye yük olmadan çalışmasını bir ibadet olarak görmüştür. El emeğini ve alın terini mukaddes kabul etmiştir. Tembelliği, miskinliği, dilenmeyi, zamanı ve hayatı israf etmeyi ise yasaklamıştır. Cenâb-ı Hak, “İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır ve çalıştığını da görecektir.”[2] buyurarak bizlere; dünya ve ahiret huzurunu elde etmek için çalışmayı öğütlemiştir. Kıymetli Müslümanlar! Dinimiz, kazancın helal olması kadar, kazanç yollarının meşru olmasına da önem vermektedir. Bu sebeple; çalışmanın, işyeri açmanın, kazanç elde etmenin kuralları ve âdâbı vardır. Allah’ın haram kıldığı şeylerin alınıp satılması meşru değildir. Dolayısıyla Müslüman; akıl ve iradeyi yok eden, kazaların yaşanmasına, cinayetlerin işlenmesine sebep olan alkolü üretemez, alamaz, satamaz, kullanamaz ve kullanılmasına katkıda bulunamaz. Yuvaları dağıtan, toplumsal hayatta kapanmaz yaralar açan kumarı oynayamaz, oynatamaz ve oynanmasına imkân sağlayamaz. Malın ve ömrün bereketini götüren, emeğin ve alın terinin düşmanı olan faizi alamaz, veremez, ona aracı olamaz. Toplumsal barışı bozan karaborsacılık, tefecilik ve stokçuluk gibi haramları işleyemez, bunlardan kazanç elde edemez. Değerli Müminler! İslam’a göre işçi olmanın da bir takım sorumlulukları vardır. İşçi; rızkını temin ettiği işyerini ve orada bulunan malzemeleri bir emanet olarak bilmeli, onlara asla zarar vermemelidir. İşyerindeki hiçbir eşyayı şahsi ihtiyaçları için kullanmamalı, özel bilgileri başkalarıyla paylaşmamalıdır. İşçi; çalışma saatlerine riayet etmeli, işini aksatmamalıdır. Beraber çalıştığı arkadaşlarına karşı saygılı olmalı, onların haklarını kendi hakkı gibi gözetmeli, onlara zarar verecek davranışlardan şiddetle kaçınmalıdır. Aziz Müslümanlar! İslam, işverene de birçok vazife yüklemiştir. İşveren; Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in, “Çalışana ücretini, teri kurumadan verin.”[3] uyarısını dikkate alarak işçiye hakkını tam ve zamanında vermekle yükümlüdür. Dolayısıyla işveren; ucuz iş gücü adına, işçiyi; ağır şartlarda, az bir ücretle çalıştıramaz, onu sosyal haklarından mahrum bırakamaz. İşveren, aynı zamanda işçinin insanî ihtiyaç ve haklarını kullanmasını sağlamakla sorumludur. Bu sebepledir ki, işveren; Cenâb-ı Hakk’ın, “…Namaz, müminler için vakitleri belirlenmiş farz bir ibadettir.”[4] ayeti apaçık ortadayken, işçinin; beş vakit namaz ve Cuma namazını vaktinde eda etmesine; oruç tutmasına; Allah’ın emri, müminin süsü olan tesettürü kuşanmasına engel olamaz. Ayrıca işveren, işçinin; dinlenme saatlerini, haftalık veya yıllık izinlerini kullanmasını da kısıtlayamaz. İşveren; Yüce Rabbimizin, فَلَا تَتَّبِعُوا الْهَوٰٓى اَنْ تَعْدِلُواۚ “…Heva ve hevesinize kapılıp adaletten sapmayın…”[5] emrine uyarak işçinin, hak ve hukukunu da korumakla mükelleftir. Bu nedenledir ki, işçiye, sistematik bir baskı uygulayamaz. Onun; onur ve iffetini, şeref ve haysiyetini zedeleyecek söz, tutum ve davranışlarda bulunamaz. Onu, haksız şekilde işten çıkaramaz, ailesini ve çocuklarını mağdur edemez. İşveren; işyerinin güvenliğinin sağlanmasından, işçinin sağlıklı bir iş ortamında çalışmasından da mesuldür. Hiçbir işçi; canının tehlikeye gireceği, akıl, beden ve ruh sağlığının bozulacağı bir işte istihdam edilemez. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in uyarısı gayet açıktır: “Kim insanlara zarar verirse Allah da ona zarar verir. Kim insanlara zorluk çıkarırsa, Allah da ona zorluk çıkarır.”[6] Kıymetli Müminler! Allah katında işçi ya da işveren olmanın bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük, takvadadır; yani Allah’tan hakkıyla sakınmak, O’nun emirlerini yerine getirmek, yasaklarından kaçınmaktır. Öyleyse, Rabbimizin rızasını, adaleti, hakkaniyeti, dürüstlüğü ve gönül kazanmayı tüm kazançların üstünde görelim. Unutmayalım ki, huzur ve mutluluk; sadece tüketmek ve biriktirmekte değil, paylaşmakta ve kanaat göstermektedir. Hutbemi Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in şu hadisiyle bitiriyorum: “….Hiç kimse Allah’ın kendisine takdir ettiği rızkı er ya da geç elde etmeden ölmeyecektir. Öyleyse Allah’tan hakkıyla sakının ve rızkınızı güzel yollardan isteyin. Helal olanı alın. Haramdan kaçının.”[7] 1 Taberânî, el-Mu’cemû’l-evsat, VII, 56. [2] Necm 53/39,40. [3] İbn Mâce, Rühûn, 4. [4] Nisâ, 4/103. [5] Nisâ, 4/135. [6] Ebû Dâvûd, Kadâ’ (Akdiye), 31. [7] İbn Mâce, Ticâret, 2. https://www.diyanet.gov.tr/tr-TR/Kurumsal/Detay/37580/cuma-hutbesi-alin-teri-mukaddestir
    0 Comentários 0 Compartilhamentos
Páginas Impulsionadas