• Kangal dog from Kangal in Sivas #Asena
    Kangal dog from Kangal in Sivas #Asena 🌿🇹🇷🌿
    0 Reacties 0 aandelen
  • Cuma Hutbesi: "Rahmet ve Mağfiret İklimi: Üç Aylar"

    Muhterem Müslümanlar!

    Rahmet mevsiminin esintileriyle yine huzura kavuşacak gönüllerimiz. Mümin yürekleri şenlendirmek için bir kez daha geliyor üç aylar. Bu sene de yaklaştı özlemle beklenen kavuşma vakti. Hissedilmeye başlandı şimdiden, Receb ayının bereketi, Şaban ayının rahmeti, Ramazan-ı şerifin mağfireti. Dillerimizde, Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in bizlere öğrettiği şu dua: “Allah’ım! Seni zikretmek, sana şükretmek ve sana güzelce ibadet etmek için bize yardım eyle!”[1]

    Aziz Müminler!

    Önümüzdeki Perşembe’yi Cuma’ya bağlayan gece, üç ayların birincisi olan Receb ayına kavuşacağız inşallah. Bu mübarek aylara Regaib Gecesiyle hoş geldin diyeceğiz. Rağbetimizin yalnızca Allah’a ve Resûlü’ne olması gerektiğini yeniden hatırlayacağız.

    Bu müstesna aylara bizleri yaklaştıran Yüce Rabbimize sonsuz hamdüsenalar olsun. Bu kutlu günleri nasıl idrak edeceğimizi bizlere öğreten Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa’ya, âline ve ashabına salât ve selam olsun. Regaib Gecesi ve üç aylar hepimiz için şimdiden mübarek olsun.

    Değerli Müslümanlar!

    Üç aylar, Cenâb-ı Hakk’ın ikram ve ihsanını müminlerin üzerine sağanak sağanak yağdırdığı rahmet ve mağfiret iklimidir. Yaratılış gayemizi tekrar tekrar tefekkür ettiğimiz, kulluk ahdimizi gözden geçirdiğimiz bereketli bir zaman dilimidir. Üç aylar, kimi zaman hırs ve tamahla kirlettiğimiz zihin ve gönüllerimizi yeniden tertemiz etme fırsatı sunar bizlere. Bütün varlığımızla Allah’a sığınma, hata ve günahlarımızdan pişmanlık duyup çokça tövbe etmemiz gerektiğini hatırlatır bizlere. Yüce Rabbimizin bu husustaki daveti gayet açıktır: “Ey iman edenler! İçtenlikle Allah’a tövbe edin. Umulur ki Rabbiniz kötülüklerinizi örter ve sizi altından ırmaklar akan cennetlerine koyar...”[2]

    Kıymetli Müminler!

    Rabbimizin af ve mağfiret kapısı her daim ardına kadar açıktır. Öyleyse, üç ayları vesile bilerek iman, ibadet ve güzel ahlakla bu kapıdan içeri girelim. Rabbimizin lütuf ve inayeti müminlerin üzerinedir. Öyleyse, hayır ve hasenatımızı çoğaltarak mağdur, mazlum ve ihtiyaç sahiplerini gözetelim. Rabbimizin rahmet ve merhameti bütün kâinatı kuşatmıştır. Öyleyse, kin, haset ve düşmanlıkları bir tarafa bırakarak muhabbet ve kardeşliğimizi pekiştirelim.

    Aziz Müslümanlar!

    Yüce dinimiz İslam’a göre, ibadet ve taatler yalnızca belli gün ve gecelere mahsus değildir. Rabbimizin rızasını kazanmak için her ânımız değerlidir. Cenâb-ı Hak, وَاعْبُدْ رَبَّكَ حَتّٰى يَأْتِيَكَ الْيَق۪ينُ “Ölüm sana gelinceye kadar Rabbine ibadet et.”[3] diye buyurmaktadır. Öyleyse iki cihan saadetine nail olmak için imanla, ihlasla, samimiyet ve takvayla dolu bir ömür geçirelim. Dünyevileşme ve bencillikle kararmaya yüz tutan kalplerimizi, ibadetlerle aydınlatmaya çaba gösterelim. Nasuh tövbelerimizle hata ve günahlarımız için Rabbimizden bağışlanma dileyelim. Başta Filistin olmak üzere dünyanın birçok yerindeki zulüm ve şiddetin son bulması, mazlumların yüzlerinin gülmesi için ortaya koyduğumuz asil duruşumuzu sürdürelim.

    Kıymetli Müminler!

    Yaklaşık bir asır evvel kahraman ecdadımızdan on binlercesi vatan ve mukaddesat uğruna Allahuekber dağlarında şehadete yürüdü. Başta Sarıkamış şehitleri olmak üzere istiklal ve istikbalimiz için canlarını feda eden bütün şehitlerimizi rahmet ve minnetle yâd ediyorum. Yüce Rabbimiz, her karış toprağı şehitlerimizin kanlarıyla yoğrulan cennet vatanımızı payidar, mazlum ve mağdurların umudu aziz milletimizi bahtiyar eylesin.

    [1] İbn Hanbel, II, 299.
    [2] Tahrîm, 66/8.
    [3] Hicr, 15/99.
    Cuma Hutbesi: "Rahmet ve Mağfiret İklimi: Üç Aylar" Muhterem Müslümanlar! Rahmet mevsiminin esintileriyle yine huzura kavuşacak gönüllerimiz. Mümin yürekleri şenlendirmek için bir kez daha geliyor üç aylar. Bu sene de yaklaştı özlemle beklenen kavuşma vakti. Hissedilmeye başlandı şimdiden, Receb ayının bereketi, Şaban ayının rahmeti, Ramazan-ı şerifin mağfireti. Dillerimizde, Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in bizlere öğrettiği şu dua: “Allah’ım! Seni zikretmek, sana şükretmek ve sana güzelce ibadet etmek için bize yardım eyle!”[1] Aziz Müminler! Önümüzdeki Perşembe’yi Cuma’ya bağlayan gece, üç ayların birincisi olan Receb ayına kavuşacağız inşallah. Bu mübarek aylara Regaib Gecesiyle hoş geldin diyeceğiz. Rağbetimizin yalnızca Allah’a ve Resûlü’ne olması gerektiğini yeniden hatırlayacağız. Bu müstesna aylara bizleri yaklaştıran Yüce Rabbimize sonsuz hamdüsenalar olsun. Bu kutlu günleri nasıl idrak edeceğimizi bizlere öğreten Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa’ya, âline ve ashabına salât ve selam olsun. Regaib Gecesi ve üç aylar hepimiz için şimdiden mübarek olsun. Değerli Müslümanlar! Üç aylar, Cenâb-ı Hakk’ın ikram ve ihsanını müminlerin üzerine sağanak sağanak yağdırdığı rahmet ve mağfiret iklimidir. Yaratılış gayemizi tekrar tekrar tefekkür ettiğimiz, kulluk ahdimizi gözden geçirdiğimiz bereketli bir zaman dilimidir. Üç aylar, kimi zaman hırs ve tamahla kirlettiğimiz zihin ve gönüllerimizi yeniden tertemiz etme fırsatı sunar bizlere. Bütün varlığımızla Allah’a sığınma, hata ve günahlarımızdan pişmanlık duyup çokça tövbe etmemiz gerektiğini hatırlatır bizlere. Yüce Rabbimizin bu husustaki daveti gayet açıktır: “Ey iman edenler! İçtenlikle Allah’a tövbe edin. Umulur ki Rabbiniz kötülüklerinizi örter ve sizi altından ırmaklar akan cennetlerine koyar...”[2] Kıymetli Müminler! Rabbimizin af ve mağfiret kapısı her daim ardına kadar açıktır. Öyleyse, üç ayları vesile bilerek iman, ibadet ve güzel ahlakla bu kapıdan içeri girelim. Rabbimizin lütuf ve inayeti müminlerin üzerinedir. Öyleyse, hayır ve hasenatımızı çoğaltarak mağdur, mazlum ve ihtiyaç sahiplerini gözetelim. Rabbimizin rahmet ve merhameti bütün kâinatı kuşatmıştır. Öyleyse, kin, haset ve düşmanlıkları bir tarafa bırakarak muhabbet ve kardeşliğimizi pekiştirelim. Aziz Müslümanlar! Yüce dinimiz İslam’a göre, ibadet ve taatler yalnızca belli gün ve gecelere mahsus değildir. Rabbimizin rızasını kazanmak için her ânımız değerlidir. Cenâb-ı Hak, وَاعْبُدْ رَبَّكَ حَتّٰى يَأْتِيَكَ الْيَق۪ينُ “Ölüm sana gelinceye kadar Rabbine ibadet et.”[3] diye buyurmaktadır. Öyleyse iki cihan saadetine nail olmak için imanla, ihlasla, samimiyet ve takvayla dolu bir ömür geçirelim. Dünyevileşme ve bencillikle kararmaya yüz tutan kalplerimizi, ibadetlerle aydınlatmaya çaba gösterelim. Nasuh tövbelerimizle hata ve günahlarımız için Rabbimizden bağışlanma dileyelim. Başta Filistin olmak üzere dünyanın birçok yerindeki zulüm ve şiddetin son bulması, mazlumların yüzlerinin gülmesi için ortaya koyduğumuz asil duruşumuzu sürdürelim. Kıymetli Müminler! Yaklaşık bir asır evvel kahraman ecdadımızdan on binlercesi vatan ve mukaddesat uğruna Allahuekber dağlarında şehadete yürüdü. Başta Sarıkamış şehitleri olmak üzere istiklal ve istikbalimiz için canlarını feda eden bütün şehitlerimizi rahmet ve minnetle yâd ediyorum. Yüce Rabbimiz, her karış toprağı şehitlerimizin kanlarıyla yoğrulan cennet vatanımızı payidar, mazlum ve mağdurların umudu aziz milletimizi bahtiyar eylesin. [1] İbn Hanbel, II, 299. [2] Tahrîm, 66/8. [3] Hicr, 15/99.
    0 Reacties 0 aandelen
  • Cuma Hutbesi "Evliliklerimiz Kolay Olsun"

    “İçinizden kendileri ile huzura kavuşacağınız eşler yaratıp aranızda muhabbet ve rahmet var etmesi, Allah’ın varlığının delillerindendir. Bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.” (Rûm, 30/21)

    Muhterem Müslümanlar!

    Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “İçinizden kendileri ile huzura kavuşacağınız eşler yaratıp aranızda muhabbet ve rahmet var etmesi, Allah’ın varlığının delillerindendir. Bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.”[1]

    Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “En bereketli nikâh, külfeti en az olanıdır.”[2]

    Aziz Müminler!

    Cenâb-ı Hakk’ın emirlerinden, Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s)’in sünnetlerinden birisi de evliliktir. Zira Allah Resûlü (s.a.s) bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır: اَلنِّكَاحُ مِنْ سُنَّتِى. فَمَنْ لَمْ يَعْمَلْ بِسُنَّتِى فَلَيْسَ مِنِّى “Nikâh benim sünnetimdir. Kim benim sünnetime uygun davranmazsa benden değildir.”[3] Evlilik, hem kadına hem de erkeğe dini, hukuki ve ahlaki sorumluluklar yükleyen mukaddes bir sözleşmedir. Evlilik, külfet değil berekettir; meşakkat değil rahmettir. Evlilik, sadece biyolojik ihtiyaçların karşılanmasından da ibaret değildir. Aynı zamanda gönüllerin, ideallerin, sevinç ve hüzünlerin paylaşılmasıdır evlilik.

    Kıymetli Müslümanlar!

    Resûl-i Ekrem (s.a.s)’in buyurduğu üzere evlenmek, gözü haramdan korur, iffeti muhafaza eder.[4] Evet, evlilik, güçlü bir toplumun, sağlam bir geleceğin temeli ve teminatıdır. Eşleri kötülüklerden koruyan güvenli bir sığınak, her türlü tehdide karşı sağlam bir kalkandır. Nitekim Yüce Rabbimiz evliliğin bu yönünü Kur’an-ı Kerim’de şöyle haber vermektedir: هُنَّ لِبَاسٌ لَكُمْ وَاَنْتُمْ لِبَاسٌ لَهُنَّۜ “Eşleriniz, elbisenin bedeni koruduğu gibi sizi haramdan koruyan bir örtüdür; siz de aynı şekilde eşleriniz için bir örtüsünüz.”[5]

    Değerli Müminler!

    Evlilik, erkek ve kadının karşılıklı rızasıyla, şahitler huzurunda kıyılan nikâhla tesis edilir. Nikâh, iki gönlün birleştiğinin, can yoldaşı ve hayat arkadaşı olduğunun ilanıdır. Nikâh akdiyle eşler, birbirine karşı sevgi, saygı, sadakat, sabır, şefkat ve merhameti şiar edineceklerinin sözünü verirler. Varlıkta ve yoklukta, sevinçte ve hüzünde her daim birbirlerinin yanında olacaklarını kabul ederler.

    Kıymetli Müslümanlar!

    Evliliğin ilanı olan düğünlerimizde asıl olan tevazu ve sadeliktir. Gösteriş, aşırılık ve israftan uzak olmaktır. Ne var ki, günümüzde evlilik için yapılan gereğinden fazla harcamalar, aileleri sıkıntıya sokmaktadır. Eşlerin yuva kurarken ağır bir borç altına girmeleri, huzur ve mutluluklarına engel olabilmektedir. Hayatlarının en güzel zaman dilimi, maddi kaygılar nedeniyle huzursuzluk ve zorluk içerisinde geçebilmektedir. Hatta bundan dolayı kimi evlilikler, ya başlamadan bitmekte ya da zamanla ayrılıkla sonuçlanabilmektedir.

    Öyleyse Aziz Müminler!

    Evliliğimizin her safhasında Rabbimizin rızasına, Peygamberimizin sünnetine uygun hareket edelim. Evlatlarımızın yuvalarının temelini Besmele ile atalım. Düğün yaparken İslam’ın emir ve yasaklarına riayet edelim. Mahremiyet sınırlarını ihlal etmeyelim. İnsanın sağlığına ve saygınlığına zarar veren her türlü haramdan uzak duralım. Toplumun huzurunu bozan, çevreyi rahatsız eden, insanların canına ve malına zarar veren tutum ve davranışlardan kaçınalım. Rabbimizin her an bizi görüp gözettiğini, yaptığımız her şeyden mutlaka hesaba çekeceğini unutmayalım.

    Saygıdeğer Müminler!

    İki hususu sizlerle paylaşarak hutbemi bitiriyorum. İlki, bu yıl vekâletle kurban kesim organizasyonunda âlicenap milletimiz, Diyanet İşleri Başkanlığımıza ve Türkiye Diyanet Vakfımıza büyük bir teveccüh gösterdi. Bizlere emanet edilen yedi yüz kırk beş bin kadar kurban hissesini başta depremzede kardeşlerimiz olmak üzere yurt içinde ve yurt dışında otuz beş milyon kadar kardeşimize ulaştırdık elhamdülillah. Yüce Rabbim, hayır ve hasenatta öncülük yapan, mazlum ve mağdurun her daim yüzünü güldüren aziz milletimizden razı olsun. Bir diğer husus ise, altı hafta sürecek olan yaz Kur’an kurslarımız 3 Temmuz Pazartesi günü başladı. Kayıtlarımız devam etmektedir. Çocuklarımızı Kur’an-ı Kerim’i ve temel dini bilgileri öğrenmeleri için yaz Kur’an kurslarımıza bekliyoruz. Onları bu manevi ziyafetten mahrum bırakmayalım.

    [1] Rûm, 30/21.

    [2] İbn Hanbel, VI, 83.

    [3] İbn Mâce, Nikâh, 1.

    [4] Buhârî, Nikâh, 3.

    [5] Bakara, 2/187.
    Cuma Hutbesi "Evliliklerimiz Kolay Olsun" “İçinizden kendileri ile huzura kavuşacağınız eşler yaratıp aranızda muhabbet ve rahmet var etmesi, Allah’ın varlığının delillerindendir. Bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.” (Rûm, 30/21) Muhterem Müslümanlar! Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “İçinizden kendileri ile huzura kavuşacağınız eşler yaratıp aranızda muhabbet ve rahmet var etmesi, Allah’ın varlığının delillerindendir. Bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.”[1] Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “En bereketli nikâh, külfeti en az olanıdır.”[2] Aziz Müminler! Cenâb-ı Hakk’ın emirlerinden, Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s)’in sünnetlerinden birisi de evliliktir. Zira Allah Resûlü (s.a.s) bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır: اَلنِّكَاحُ مِنْ سُنَّتِى. فَمَنْ لَمْ يَعْمَلْ بِسُنَّتِى فَلَيْسَ مِنِّى “Nikâh benim sünnetimdir. Kim benim sünnetime uygun davranmazsa benden değildir.”[3] Evlilik, hem kadına hem de erkeğe dini, hukuki ve ahlaki sorumluluklar yükleyen mukaddes bir sözleşmedir. Evlilik, külfet değil berekettir; meşakkat değil rahmettir. Evlilik, sadece biyolojik ihtiyaçların karşılanmasından da ibaret değildir. Aynı zamanda gönüllerin, ideallerin, sevinç ve hüzünlerin paylaşılmasıdır evlilik. Kıymetli Müslümanlar! Resûl-i Ekrem (s.a.s)’in buyurduğu üzere evlenmek, gözü haramdan korur, iffeti muhafaza eder.[4] Evet, evlilik, güçlü bir toplumun, sağlam bir geleceğin temeli ve teminatıdır. Eşleri kötülüklerden koruyan güvenli bir sığınak, her türlü tehdide karşı sağlam bir kalkandır. Nitekim Yüce Rabbimiz evliliğin bu yönünü Kur’an-ı Kerim’de şöyle haber vermektedir: هُنَّ لِبَاسٌ لَكُمْ وَاَنْتُمْ لِبَاسٌ لَهُنَّۜ “Eşleriniz, elbisenin bedeni koruduğu gibi sizi haramdan koruyan bir örtüdür; siz de aynı şekilde eşleriniz için bir örtüsünüz.”[5] Değerli Müminler! Evlilik, erkek ve kadının karşılıklı rızasıyla, şahitler huzurunda kıyılan nikâhla tesis edilir. Nikâh, iki gönlün birleştiğinin, can yoldaşı ve hayat arkadaşı olduğunun ilanıdır. Nikâh akdiyle eşler, birbirine karşı sevgi, saygı, sadakat, sabır, şefkat ve merhameti şiar edineceklerinin sözünü verirler. Varlıkta ve yoklukta, sevinçte ve hüzünde her daim birbirlerinin yanında olacaklarını kabul ederler. Kıymetli Müslümanlar! Evliliğin ilanı olan düğünlerimizde asıl olan tevazu ve sadeliktir. Gösteriş, aşırılık ve israftan uzak olmaktır. Ne var ki, günümüzde evlilik için yapılan gereğinden fazla harcamalar, aileleri sıkıntıya sokmaktadır. Eşlerin yuva kurarken ağır bir borç altına girmeleri, huzur ve mutluluklarına engel olabilmektedir. Hayatlarının en güzel zaman dilimi, maddi kaygılar nedeniyle huzursuzluk ve zorluk içerisinde geçebilmektedir. Hatta bundan dolayı kimi evlilikler, ya başlamadan bitmekte ya da zamanla ayrılıkla sonuçlanabilmektedir. Öyleyse Aziz Müminler! Evliliğimizin her safhasında Rabbimizin rızasına, Peygamberimizin sünnetine uygun hareket edelim. Evlatlarımızın yuvalarının temelini Besmele ile atalım. Düğün yaparken İslam’ın emir ve yasaklarına riayet edelim. Mahremiyet sınırlarını ihlal etmeyelim. İnsanın sağlığına ve saygınlığına zarar veren her türlü haramdan uzak duralım. Toplumun huzurunu bozan, çevreyi rahatsız eden, insanların canına ve malına zarar veren tutum ve davranışlardan kaçınalım. Rabbimizin her an bizi görüp gözettiğini, yaptığımız her şeyden mutlaka hesaba çekeceğini unutmayalım. Saygıdeğer Müminler! İki hususu sizlerle paylaşarak hutbemi bitiriyorum. İlki, bu yıl vekâletle kurban kesim organizasyonunda âlicenap milletimiz, Diyanet İşleri Başkanlığımıza ve Türkiye Diyanet Vakfımıza büyük bir teveccüh gösterdi. Bizlere emanet edilen yedi yüz kırk beş bin kadar kurban hissesini başta depremzede kardeşlerimiz olmak üzere yurt içinde ve yurt dışında otuz beş milyon kadar kardeşimize ulaştırdık elhamdülillah. Yüce Rabbim, hayır ve hasenatta öncülük yapan, mazlum ve mağdurun her daim yüzünü güldüren aziz milletimizden razı olsun. Bir diğer husus ise, altı hafta sürecek olan yaz Kur’an kurslarımız 3 Temmuz Pazartesi günü başladı. Kayıtlarımız devam etmektedir. Çocuklarımızı Kur’an-ı Kerim’i ve temel dini bilgileri öğrenmeleri için yaz Kur’an kurslarımıza bekliyoruz. Onları bu manevi ziyafetten mahrum bırakmayalım. [1] Rûm, 30/21. [2] İbn Hanbel, VI, 83. [3] İbn Mâce, Nikâh, 1. [4] Buhârî, Nikâh, 3. [5] Bakara, 2/187.
    0 Reacties 0 aandelen
  • Cuma Hutbesi: “Kadir Gecesi: Bir Ömre Bedel Gece”

    Muhterem Müslümanlar!

    Ramazan-ı şerifin son günlerindeyiz. Bayramın esenliğine ulaşmaya sayılı günler kaldı. Bu günler, cehennem azabından kurtuluş günleridir. Bu günler, dünyevi meşgalelerden sıyrılıp bütün vaktimizi ibadet ve taate ayırdığımız itikâf günleridir. Bu günler, ihtiyaç sahiplerini bayram sevincine ortak eden sadaka-i fıtır günleridir. Bu günler, Rabbimizin bin aydan daha hayırlı kıldığı Kadir gecesini içinde barındıran fırsat günleridir.

    Aziz Müminler!

    Önümüzdeki Pazartesiyi Salıya bağlayan gece, Kadir gecesini idrak edeceğiz inşallah. Kadir gecesi, Cenâb-ı Hakk’ın “Oku!” emriyle başlayan ilahi fermanının insanlıkla buluştuğu vuslat gecesidir. Cehaletin karanlığıyla daralan gönüllerin İslam’ın nuruyla aydınlandığı rahmet gecesidir. Mağfiret kapılarının ardına kadar açılıp günahların affedildiği arınma gecesidir. Yüce Rabbimiz, Kadir suresinde bu gecenin kıymetini bizlere şöyle haber vermektedir: “Biz Kur’an’ı, Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Cebrâil o gecede, Rablerinin izniyle her türlü iş için inerler. O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.”[1]

    Kıymetli Müslümanlar!

    Ramazanı on bir ayın sultanı, Kadir gecesini bir ömre bedel kılan, Kur’an-ı Kerim’dir. O Kur’an ki; Rabbimizin kullarına en büyük nimeti ve rahmetidir. Sözlerin en doğrusu ve en güzelidir. Müminlere şifadır, hakkın ve hakikatin kaynağıdır. O Kur’an ki; ilim ve irfanı, edep ve hayâyı, helal ve haramı, adalet ve merhameti öğreten bir hidayet rehberidir. Ruhlara huzur veren, yeryüzünü yaşanılır kılan Rabbânî bir nurdur. İnsana, kendini, Rabbini, kâinatı ve varoluşun gayesini hatırlatan son ilahi mesajdır.

    Değerli Müminler!

    Allah Resûlü (s.a.s) bir hadis-i şerifte şöyle buyuruyor: “İnanarak ve sevabını Allah’tan umarak Kadir gecesini ihya edenin geçmiş günahları affedilir.”[2] Öyleyse bu geceyi kendimize milat kılalım. Bu geceyi anlamlı kılan Kur’an-ı Kerim’in rahmet yüklü mesajlarını gönlümüze, zihnimize ve hayatımıza aktaralım. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in Hz. Âişe annemize öğrettiği, اَللّٰهُمَّ إِنَّكَ عَفُوٌّ كَرِيمٌ تُحِبُّ الْعَفْوَ فَاعْفُ عَنّ۪ي “Allah’ım! Sen affedicisin, ikram sahibisin, affetmeyi seversin, beni de affet.”[3] duasıyla Rabbimizin engin rahmetine sığınalım. Günahlarımıza tövbe edelim, bağışlanmamız için istiğfarda bulunalım. İşte o zaman, bölük bölük inen meleklerin varlığıyla sıkıntılarımız hafifleyecek, inşiraha erecek gönüllerimiz ve sekinet bulacak ruhlarımız.

    Aziz Müslümanlar!

    Ramazanın bu son günlerinde eda etmemiz gereken ibadetlerden biri de sadaka-i fıtırdır. Toplumumuzda fitre olarak bilinen fıtır sadakası, Ramazana kavuşmanın, bayrama erişmenin şükrüdür. Fıtır sadakası, dayanışma ve paylaşma bilincinin toplumun tamamına yayılmasına vesiledir. O halde, fitrelerimizi ihtiyaç sahibi kardeşlerimize ulaştırmanın gayretinde olalım. Rabbimizin bizlere emaneti olan yetim ve öksüzleri unutmayalım. Onların da neşe içinde bayrama kavuşmalarına katkı sunalım. Unutmayalım ki, hayır ve hasenat olarak ne harcarsak, Allah onun yerine daha iyisini verecektir.

    Bu vesileyle Kadir gecemizi tebrik ediyor, birlik ve beraberlik, sıhhat ve afiyet, huzur ve mutluluk içinde, bağışlanmamış tek bir günahı bırakmaksızın bizleri bayram sabahına ulaştırmasını Cenâb-ı Hak’tan niyaz ediyorum.

    [1] Kadir, 97/1-5.
    [2] Buhârî, Savm, 6.
    [3] Tirmizî, Deavât, 84.
    Cuma Hutbesi: “Kadir Gecesi: Bir Ömre Bedel Gece” Muhterem Müslümanlar! Ramazan-ı şerifin son günlerindeyiz. Bayramın esenliğine ulaşmaya sayılı günler kaldı. Bu günler, cehennem azabından kurtuluş günleridir. Bu günler, dünyevi meşgalelerden sıyrılıp bütün vaktimizi ibadet ve taate ayırdığımız itikâf günleridir. Bu günler, ihtiyaç sahiplerini bayram sevincine ortak eden sadaka-i fıtır günleridir. Bu günler, Rabbimizin bin aydan daha hayırlı kıldığı Kadir gecesini içinde barındıran fırsat günleridir. Aziz Müminler! Önümüzdeki Pazartesiyi Salıya bağlayan gece, Kadir gecesini idrak edeceğiz inşallah. Kadir gecesi, Cenâb-ı Hakk’ın “Oku!” emriyle başlayan ilahi fermanının insanlıkla buluştuğu vuslat gecesidir. Cehaletin karanlığıyla daralan gönüllerin İslam’ın nuruyla aydınlandığı rahmet gecesidir. Mağfiret kapılarının ardına kadar açılıp günahların affedildiği arınma gecesidir. Yüce Rabbimiz, Kadir suresinde bu gecenin kıymetini bizlere şöyle haber vermektedir: “Biz Kur’an’ı, Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Cebrâil o gecede, Rablerinin izniyle her türlü iş için inerler. O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.”[1] Kıymetli Müslümanlar! Ramazanı on bir ayın sultanı, Kadir gecesini bir ömre bedel kılan, Kur’an-ı Kerim’dir. O Kur’an ki; Rabbimizin kullarına en büyük nimeti ve rahmetidir. Sözlerin en doğrusu ve en güzelidir. Müminlere şifadır, hakkın ve hakikatin kaynağıdır. O Kur’an ki; ilim ve irfanı, edep ve hayâyı, helal ve haramı, adalet ve merhameti öğreten bir hidayet rehberidir. Ruhlara huzur veren, yeryüzünü yaşanılır kılan Rabbânî bir nurdur. İnsana, kendini, Rabbini, kâinatı ve varoluşun gayesini hatırlatan son ilahi mesajdır. Değerli Müminler! Allah Resûlü (s.a.s) bir hadis-i şerifte şöyle buyuruyor: “İnanarak ve sevabını Allah’tan umarak Kadir gecesini ihya edenin geçmiş günahları affedilir.”[2] Öyleyse bu geceyi kendimize milat kılalım. Bu geceyi anlamlı kılan Kur’an-ı Kerim’in rahmet yüklü mesajlarını gönlümüze, zihnimize ve hayatımıza aktaralım. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in Hz. Âişe annemize öğrettiği, اَللّٰهُمَّ إِنَّكَ عَفُوٌّ كَرِيمٌ تُحِبُّ الْعَفْوَ فَاعْفُ عَنّ۪ي “Allah’ım! Sen affedicisin, ikram sahibisin, affetmeyi seversin, beni de affet.”[3] duasıyla Rabbimizin engin rahmetine sığınalım. Günahlarımıza tövbe edelim, bağışlanmamız için istiğfarda bulunalım. İşte o zaman, bölük bölük inen meleklerin varlığıyla sıkıntılarımız hafifleyecek, inşiraha erecek gönüllerimiz ve sekinet bulacak ruhlarımız. Aziz Müslümanlar! Ramazanın bu son günlerinde eda etmemiz gereken ibadetlerden biri de sadaka-i fıtırdır. Toplumumuzda fitre olarak bilinen fıtır sadakası, Ramazana kavuşmanın, bayrama erişmenin şükrüdür. Fıtır sadakası, dayanışma ve paylaşma bilincinin toplumun tamamına yayılmasına vesiledir. O halde, fitrelerimizi ihtiyaç sahibi kardeşlerimize ulaştırmanın gayretinde olalım. Rabbimizin bizlere emaneti olan yetim ve öksüzleri unutmayalım. Onların da neşe içinde bayrama kavuşmalarına katkı sunalım. Unutmayalım ki, hayır ve hasenat olarak ne harcarsak, Allah onun yerine daha iyisini verecektir. Bu vesileyle Kadir gecemizi tebrik ediyor, birlik ve beraberlik, sıhhat ve afiyet, huzur ve mutluluk içinde, bağışlanmamış tek bir günahı bırakmaksızın bizleri bayram sabahına ulaştırmasını Cenâb-ı Hak’tan niyaz ediyorum. [1] Kadir, 97/1-5. [2] Buhârî, Savm, 6. [3] Tirmizî, Deavât, 84.
    0 Reacties 0 aandelen
  • Cuma Hutbesi: “Allah’ım! Üç Ayları Bize Bereketli Kıl”

    Muhterem Müslümanlar!

    Hasretle yolunu beklediğimiz rahmet ve mağfiret iklimi üç aylar manevi hayatımızı yeniden kuşatmak üzere. Önümüzdeki pazartesi günü Ramazan-ı şerifin müjdecisi Recep ayına kavuşacağız inşallah. Bizleri bu mübarek mevsime ulaştıran Yüce Rabbimize sonsuz hamd ve senalar olsun. Bu ayları nasıl değerlendireceğimizi öğreten Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa’ya salât ve selam olsun.

    Aziz Müminler!

    Üç aylar, Cenab-ı Hakk’ın rahmet ve mağfiretinin üzerimize bol bol indiği vakitlerdir. Huzur ve sükûnun kalpleri daha fazla kuşattığı zamanlardır. Bereket kapılarının ardına kadar açıldığı anlardır. Üç aylar, yaratılış gayemizi yeniden tefekkür etme, sorumluluklarımızı bir kez daha hatırlama, takva şuurumuzu yani kulluk bilincimizi pekiştirme aylarıdır. Nitekim Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: اِنَّ اللّٰهَ مَعَ الَّذ۪ينَ اتَّقَوْا وَالَّذ۪ينَ هُمْ مُحْسِنُونَ “Allah, takva ile hareket eden ve iyilik yapanlarla beraberdir.”[1] O halde kendimize, çevremize ve Rabbimize karşı sorumluluğumuzun bilincinde olalım. İyi bir Müslüman olmak için çaba gösterelim.

    Kıymetli Müslümanlar!

    Üç aylar, manevi yönden kendimizi yenilemek için büyük bir fırsattır. Gidişatımızı gözden geçireceğimiz, halimizi daha da güzelleştirmeye gayret edeceğimiz günlerdir. Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır: فَمَنْ اٰمَنَ وَاَصْلَحَ فَلَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ “İman edip halini düzeltenlere korku yoktur, onlar üzüntü de çekmeyecekler.”[2] Öyleyse dünyevileşme ile örselenen zihin ve gönül dünyamızı yeniden ihya etmenin çabasında olalım. İbadetlerimizi eksiksiz olarak yerine getirelim. Hayır ve hasenatımızı daha da artıralım.

    Aziz Müslümanlar!

    Üç aylar, duaya ve tövbeye, affa ve bağışlanmaya açılan kapıdır. Nitekim Rabbimiz يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا تُوبُوا إِلَى اللَّهِ تَوْبَةً نَّصُوحًا “Ey iman edenler! İçtenlikle Allah’a tövbe edin.”[3] hitabıyla bizleri haramlardan vazgeçmeye, günahlardan temizlenmeye davet etmektedir. O halde, bu mübarek mevsimde Rabbimizin affına nail olmanın yollarını arayalım. Bizi O’nun mağfiretinden uzaklaştıran her türlü kötülükten uzak duralım. Ailemiz, milletimiz ve bütün kardeşlerimiz için samimiyetle dua edelim.

    Değerli Müminler!

    Önümüzdeki Perşembe’yi Cuma’ya bağlayan gece Regaib gecesini idrak edeceğiz inşallah. Üç aylar ve Regaib gecemiz mübarek olsun. Yüce Mevlâmızın وَاِلٰى رَبِّكَ فَارْغَبْ “Ancak Rabbine yönel.”[4] emri gereği rağbetimiz Allah’a olsun. “Rabbinizden olan mağfirete ve genişliği göklerle yer arası kadar olan ve Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için hazırlanmış bulunan cennete koşun.”[5] ilahi davetine kulak verelim. İstikametimiz iyiliğe, hayra ve güzelliğe olsun. Bu bereket mevsiminde Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in şu duası dilimizden düşmesin. “Allah’ım! Receb ve Şaban aylarını hakkımızda mübarek eyle, bizi Ramazan ayına ulaştır.”[6]

    [1] Nahl, 16/128.
    [2] En’âm, 6/48.
    [3] Tahrîm, 66/8.
    [4] İnşirah, 94/8.
    [5] Âl-i İmrân, 3/133.
    [6] Taberânî, El Mu’cemü’l Evsat, IV, 189.
    Cuma Hutbesi: “Allah’ım! Üç Ayları Bize Bereketli Kıl” Muhterem Müslümanlar! Hasretle yolunu beklediğimiz rahmet ve mağfiret iklimi üç aylar manevi hayatımızı yeniden kuşatmak üzere. Önümüzdeki pazartesi günü Ramazan-ı şerifin müjdecisi Recep ayına kavuşacağız inşallah. Bizleri bu mübarek mevsime ulaştıran Yüce Rabbimize sonsuz hamd ve senalar olsun. Bu ayları nasıl değerlendireceğimizi öğreten Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa’ya salât ve selam olsun. Aziz Müminler! Üç aylar, Cenab-ı Hakk’ın rahmet ve mağfiretinin üzerimize bol bol indiği vakitlerdir. Huzur ve sükûnun kalpleri daha fazla kuşattığı zamanlardır. Bereket kapılarının ardına kadar açıldığı anlardır. Üç aylar, yaratılış gayemizi yeniden tefekkür etme, sorumluluklarımızı bir kez daha hatırlama, takva şuurumuzu yani kulluk bilincimizi pekiştirme aylarıdır. Nitekim Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: اِنَّ اللّٰهَ مَعَ الَّذ۪ينَ اتَّقَوْا وَالَّذ۪ينَ هُمْ مُحْسِنُونَ “Allah, takva ile hareket eden ve iyilik yapanlarla beraberdir.”[1] O halde kendimize, çevremize ve Rabbimize karşı sorumluluğumuzun bilincinde olalım. İyi bir Müslüman olmak için çaba gösterelim. Kıymetli Müslümanlar! Üç aylar, manevi yönden kendimizi yenilemek için büyük bir fırsattır. Gidişatımızı gözden geçireceğimiz, halimizi daha da güzelleştirmeye gayret edeceğimiz günlerdir. Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır: فَمَنْ اٰمَنَ وَاَصْلَحَ فَلَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ “İman edip halini düzeltenlere korku yoktur, onlar üzüntü de çekmeyecekler.”[2] Öyleyse dünyevileşme ile örselenen zihin ve gönül dünyamızı yeniden ihya etmenin çabasında olalım. İbadetlerimizi eksiksiz olarak yerine getirelim. Hayır ve hasenatımızı daha da artıralım. Aziz Müslümanlar! Üç aylar, duaya ve tövbeye, affa ve bağışlanmaya açılan kapıdır. Nitekim Rabbimiz يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا تُوبُوا إِلَى اللَّهِ تَوْبَةً نَّصُوحًا “Ey iman edenler! İçtenlikle Allah’a tövbe edin.”[3] hitabıyla bizleri haramlardan vazgeçmeye, günahlardan temizlenmeye davet etmektedir. O halde, bu mübarek mevsimde Rabbimizin affına nail olmanın yollarını arayalım. Bizi O’nun mağfiretinden uzaklaştıran her türlü kötülükten uzak duralım. Ailemiz, milletimiz ve bütün kardeşlerimiz için samimiyetle dua edelim. Değerli Müminler! Önümüzdeki Perşembe’yi Cuma’ya bağlayan gece Regaib gecesini idrak edeceğiz inşallah. Üç aylar ve Regaib gecemiz mübarek olsun. Yüce Mevlâmızın وَاِلٰى رَبِّكَ فَارْغَبْ “Ancak Rabbine yönel.”[4] emri gereği rağbetimiz Allah’a olsun. “Rabbinizden olan mağfirete ve genişliği göklerle yer arası kadar olan ve Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için hazırlanmış bulunan cennete koşun.”[5] ilahi davetine kulak verelim. İstikametimiz iyiliğe, hayra ve güzelliğe olsun. Bu bereket mevsiminde Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in şu duası dilimizden düşmesin. “Allah’ım! Receb ve Şaban aylarını hakkımızda mübarek eyle, bizi Ramazan ayına ulaştır.”[6] [1] Nahl, 16/128. [2] En’âm, 6/48. [3] Tahrîm, 66/8. [4] İnşirah, 94/8. [5] Âl-i İmrân, 3/133. [6] Taberânî, El Mu’cemü’l Evsat, IV, 189.
    0 Reacties 0 aandelen