• ALHAMBRA'DA QANAT SİSTEMİNDEN DE FAYDALANILAN MÜKEMMEL BİR SU SİSTEMİ VAR,
    GRANADA, İSPANYA
    1238 yılında Granada’daki mühendisler, Ortaçağ tarihinin en büyük mühendislik başarılarından birine imza attılar: Bir dağın 200 metre yukarısına, dışarıdan enerji almadan çalışan, kendi kendini idame ettiren bir su sistemi inşa ettiler.
    Bu sistem, Alhambra Sarayı’na su taşımakla kalmadı; aynı zamanda bahçeleri, çeşmeleri ve hamamları da besledi. Ne bir pompa ne de elektrik vardı. Sadece yer çekimi, eğim ve zeki mühendislik.
    Ancak sistemin gerçek dehası, suyun sadece taşınması değil; basınçla yukarı çıkartılması, akışın dengelenmesi ve israf edilmeden dağıtılmasıydı. Modern mühendisler bile hâlâ bu sistemin bazı yönlerini tam olarak anlamakta zorlanıyor.
    Zamanla bu su sistemi o kadar etkileyici bir hâl aldı ki, bazıları fiziğin temel kurallarına meydan okuduğunu düşündü. Çünkü doğal eğimlerle suyu 200 metre yukarı taşımak, neredeyse imkânsız kabul edilen bir işti.
    Bu sistem hâlâ çalışıyor. Ve Granada’da, Alhambra’nın bahçelerinde dolaşırken hâlâ o suyun sesi duyuluyor. Bu, zamanını aşan mühendisliğin yaşayan bir kanıtı.
    Mükemmelleştirmek için 3 nesil mühendis gerekti.
    Diğer ortaçağ şehirleri Hristiyan ordularına yenilirken, Granada 250 yıldan fazla bir süre fethedilmeden kaldı.
    Sırrı ne miydi?
    Elhamra Sarayı - o kadar dahiyane bir mühendislik kalesi ki, modern NASA bilim insanları bile sistemlerini inceliyor.
    Önce Kraliyet Kanalı geldi - "Acequia Real":
    Dağlık arazide oyulmuş 6 km'lik bir kanal.
    Her metre mükemmel hesaplamalar gerektiriyordu.
    Sadece %1'lik bir eğim: Çok dik = erozyon. Çok sığ = akış yok.
    Meydan okumak imkansız görünüyordu:
    Modern su pompaları olmadan Darro Nehri'nin 200 metre yukarısındaki bir şehre güç sağlamak.
    Bu Bağlamda: Bu, yalnızca ortaçağ teknolojisini kullanarak 60 katlı bir gökdelene su akıtmak gibi bir şey.
    Hata payı? Sıfır.
    Ancak daha büyük bir sorunları vardı:
    Ortaçağ boruları yüksek basıncı kaldıramıyordu.
    Geleneksel çeşmeler muazzam bir güç gerektiriyordu.
    Her metre yükseklik su basıncını azaltıyordu.
    Çözümleri mi? Hidrolik mühendisliğinde devrim yarattı.
    Devasa Su Kulesi'ni (Torre del Agua) inşa ettiler:
    • 45 metre yüksekliğinde
    • Çoklu depolama odaları
    • Basınç düzenleme sistemleri
    • Yedek rezervuarlar
    Kule tüm su şebekesinin kalbi haline geldi.
    Alhambra'nın hayvan gücüyle çalışan su çarkı dahiyaneydi:
    • 12 metre çapında
    • Kenarına seramik kaplar takılı
    • Verimlilik için karşı ağırlıklı
    • Saatte 1.500 litre kaldırabilir
    500 yıl boyunca sürekli çalıştı.
    Aslanlar Sarayı çeşmesi onların başyapıtıydı:
    Her biri hassas bir şekilde tasarlanmış 12 mermer aslan.
    Su, vücutlarındaki gizli kanallardan akıyordu.
    Karmaşık bir mekanizma, su akışını her saat döndürüyordu.
    Ortaçağ İspanya'sının en doğru zaman tutucusu oldu.
    En büyük başarıları?
    Avrupa'nın hiç bilmediği akışkan dinamiği prensiplerini kullanarak şunları yarattılar:
    • Kendini idame ettiren su kaldırma
    • Hava kabarcığı itme
    • Doğal basınç düzenlemesi
    Fizik ders kitaplarının yeniden yazılması gerekiyordu.
    Termal banyolar termal mühendisliğin bir başarısıydı:
    • Isıtma sistemi (Türk hamamları gibi)
    • Dereceli sıcaklık odaları
    • Buhar üretim odaları
    • Mermer ısı tutma zeminleri
    • Doğal havalandırma kanalları
    Hepsi tek bir odun fırınıyla çalıştırılıyor.
    İklim kontrol sistemleri yüzyıllar öncesindeydi:
    • Maksimum soğutma için stratejik çeşme yerleşimi
    • Dar geçitler boyunca rüzgar tüneli etkileri
    • Su duvarı soğutma sistemleri
    • Buharlaştırıcı soğutma odaları
    Dışarıdan sıcaklık farkı: Genellikle 10°C daha soğuk.
    Yedek su sistemleri harikaydı:
    3 ayrı su kaynağı:
    • Royal Canal (birincil)
    • Darro Nehri asansörü (ikincil)
    • Yağmur suyu toplama (acil)
    Artı sarayı aylarca idare edebilecek gizli rezervuarlar.
    Mühendislik o kadar hassastı ki:
    • Su basıncı yükseklik değişikliklerine rağmen sabit kaldı
    • Çeşmeler tam yüksekliklerini korudu
    • Sıcaklık yıl boyunca düzenli kaldı
    • Atık su bahçeler için geri dönüştürüldü
    Hepsi tek bir güç pompası olmadan.
    Etkisi devrim niteliğindeydi:
    • Kuşatma altındaki bahçeler binlerce kişiyi doyurdu
    • Çeşme avluları politikacıların buluşma noktası oldu
    • Suya erişim ekonomiyi canlandırdı
    • Termal banyolar diplomasi merkezi haline geldi
    Mühendislik, medeniyeti şekillendirdi.
    NASA'nın ilgisi şaşırtıcı değil:
    Alhambra hala karşılaştığımız sorunları çözdü:
    • Pasif iklim kontrolü
    • Kaynak optimizasyonu
    • Sürdürülebilir su geri dönüşümü
    • Yerçekimine dayalı güç sistemleri
    Mars kolonileri için mükemmel.
    • Doğal güçlerle savaşmak yerine onları kullandılar.
    • Her sisteme yedeklilik yerleştirdi
    • Yıllar değil, yüzyıllar için tasarladı
    • Doğanın mühendisliği yönlendirmesine izin verdi
    İlkeleri ancak şimdi yeniden keşfettik.
    Bugün, 900 yıl sonra:
    • Orijinal sistemlerin %70'i hala çalışıyor
    • Orijinal çeşmeler hala akıyor
    • İklim kontrolü hala çalışıyor
    • Bahçeler hala çiçek açıyor
    "Uzun ömürlü" dediklerinde, bunu kastediyorlardı.
    GRANADA BİR DÖNEM MÜSLÜMANLAR'IN TOPRAĞI OLMUŞTU, BU SİSTEMİ MÜSLÜMANLAR MI KURDU?
    Evet, bu su sistemi Müslüman mühendisler tarafından yapılmıştır.
    Detaylı olarak:
    1238 yılında Granada’da kurulan Nasrid Emirliği, Endülüs’teki son Müslüman devletti.
    El Hamra Sarayı (Alhambra), bu emirlik döneminde inşa edildi ve mükemmel bir mühendislik ürünü olan su sistemi de bu yapının bir parçasıdır.
    Sistemi tasarlayan mühendisler, Arap ve Berberi kökenli Müslümanlardı. Büyük kısmı doğrudan İslam dünyasının bilgi birikiminden beslenmişti.
    Bu mühendisler, Roma su kemerlerinden ve İslam dünyasında gelişmiş su teknolojilerinden (özellikle İran’daki "qanat" sistemlerinden) esinlenerek, yer çekimini ve akış fiziğini çok iyi kullanan karmaşık bir yer altı su taşıma ve dağıtım sistemi kurdular.
    Alhambra’nın su sistemi sadece bir mühendislik başarısı değil, aynı zamanda İslam medeniyetinin bilim, sanat ve doğaya uyumlu mimari anlayışının da örneğidir.
    Yani evet: Bu etkileyici sistem, 13. yüzyılda Müslüman mühendisler tarafından inşa edilmiştir.
    🛜: Genius GTX
    : ChatGPT
    ALHAMBRA'DA QANAT SİSTEMİNDEN DE FAYDALANILAN MÜKEMMEL BİR SU SİSTEMİ VAR, GRANADA, İSPANYA 🇪🇸 1238 yılında Granada’daki mühendisler, Ortaçağ tarihinin en büyük mühendislik başarılarından birine imza attılar: Bir dağın 200 metre yukarısına, dışarıdan enerji almadan çalışan, kendi kendini idame ettiren bir su sistemi inşa ettiler. Bu sistem, Alhambra Sarayı’na su taşımakla kalmadı; aynı zamanda bahçeleri, çeşmeleri ve hamamları da besledi. Ne bir pompa ne de elektrik vardı. Sadece yer çekimi, eğim ve zeki mühendislik. Ancak sistemin gerçek dehası, suyun sadece taşınması değil; basınçla yukarı çıkartılması, akışın dengelenmesi ve israf edilmeden dağıtılmasıydı. Modern mühendisler bile hâlâ bu sistemin bazı yönlerini tam olarak anlamakta zorlanıyor. Zamanla bu su sistemi o kadar etkileyici bir hâl aldı ki, bazıları fiziğin temel kurallarına meydan okuduğunu düşündü. Çünkü doğal eğimlerle suyu 200 metre yukarı taşımak, neredeyse imkânsız kabul edilen bir işti. Bu sistem hâlâ çalışıyor. Ve Granada’da, Alhambra’nın bahçelerinde dolaşırken hâlâ o suyun sesi duyuluyor. Bu, zamanını aşan mühendisliğin yaşayan bir kanıtı. Mükemmelleştirmek için 3 nesil mühendis gerekti. Diğer ortaçağ şehirleri Hristiyan ordularına yenilirken, Granada 250 yıldan fazla bir süre fethedilmeden kaldı. Sırrı ne miydi? Elhamra Sarayı - o kadar dahiyane bir mühendislik kalesi ki, modern NASA bilim insanları bile sistemlerini inceliyor. Önce Kraliyet Kanalı geldi - "Acequia Real": Dağlık arazide oyulmuş 6 km'lik bir kanal. Her metre mükemmel hesaplamalar gerektiriyordu. Sadece %1'lik bir eğim: Çok dik = erozyon. Çok sığ = akış yok. Meydan okumak imkansız görünüyordu: Modern su pompaları olmadan Darro Nehri'nin 200 metre yukarısındaki bir şehre güç sağlamak. Bu Bağlamda: Bu, yalnızca ortaçağ teknolojisini kullanarak 60 katlı bir gökdelene su akıtmak gibi bir şey. Hata payı? Sıfır. Ancak daha büyük bir sorunları vardı: Ortaçağ boruları yüksek basıncı kaldıramıyordu. Geleneksel çeşmeler muazzam bir güç gerektiriyordu. Her metre yükseklik su basıncını azaltıyordu. Çözümleri mi? Hidrolik mühendisliğinde devrim yarattı. Devasa Su Kulesi'ni (Torre del Agua) inşa ettiler: • 45 metre yüksekliğinde • Çoklu depolama odaları • Basınç düzenleme sistemleri • Yedek rezervuarlar Kule tüm su şebekesinin kalbi haline geldi. Alhambra'nın hayvan gücüyle çalışan su çarkı dahiyaneydi: • 12 metre çapında • Kenarına seramik kaplar takılı • Verimlilik için karşı ağırlıklı • Saatte 1.500 litre kaldırabilir 500 yıl boyunca sürekli çalıştı. Aslanlar Sarayı çeşmesi onların başyapıtıydı: Her biri hassas bir şekilde tasarlanmış 12 mermer aslan. Su, vücutlarındaki gizli kanallardan akıyordu. Karmaşık bir mekanizma, su akışını her saat döndürüyordu. Ortaçağ İspanya'sının en doğru zaman tutucusu oldu. En büyük başarıları? Avrupa'nın hiç bilmediği akışkan dinamiği prensiplerini kullanarak şunları yarattılar: • Kendini idame ettiren su kaldırma • Hava kabarcığı itme • Doğal basınç düzenlemesi Fizik ders kitaplarının yeniden yazılması gerekiyordu. Termal banyolar termal mühendisliğin bir başarısıydı: • Isıtma sistemi (Türk hamamları gibi) • Dereceli sıcaklık odaları • Buhar üretim odaları • Mermer ısı tutma zeminleri • Doğal havalandırma kanalları Hepsi tek bir odun fırınıyla çalıştırılıyor. İklim kontrol sistemleri yüzyıllar öncesindeydi: • Maksimum soğutma için stratejik çeşme yerleşimi • Dar geçitler boyunca rüzgar tüneli etkileri • Su duvarı soğutma sistemleri • Buharlaştırıcı soğutma odaları Dışarıdan sıcaklık farkı: Genellikle 10°C daha soğuk. Yedek su sistemleri harikaydı: 3 ayrı su kaynağı: • Royal Canal (birincil) • Darro Nehri asansörü (ikincil) • Yağmur suyu toplama (acil) Artı sarayı aylarca idare edebilecek gizli rezervuarlar. Mühendislik o kadar hassastı ki: • Su basıncı yükseklik değişikliklerine rağmen sabit kaldı • Çeşmeler tam yüksekliklerini korudu • Sıcaklık yıl boyunca düzenli kaldı • Atık su bahçeler için geri dönüştürüldü Hepsi tek bir güç pompası olmadan. Etkisi devrim niteliğindeydi: • Kuşatma altındaki bahçeler binlerce kişiyi doyurdu • Çeşme avluları politikacıların buluşma noktası oldu • Suya erişim ekonomiyi canlandırdı • Termal banyolar diplomasi merkezi haline geldi Mühendislik, medeniyeti şekillendirdi. NASA'nın ilgisi şaşırtıcı değil: Alhambra hala karşılaştığımız sorunları çözdü: • Pasif iklim kontrolü • Kaynak optimizasyonu • Sürdürülebilir su geri dönüşümü • Yerçekimine dayalı güç sistemleri Mars kolonileri için mükemmel. • Doğal güçlerle savaşmak yerine onları kullandılar. • Her sisteme yedeklilik yerleştirdi • Yıllar değil, yüzyıllar için tasarladı • Doğanın mühendisliği yönlendirmesine izin verdi İlkeleri ancak şimdi yeniden keşfettik. Bugün, 900 yıl sonra: • Orijinal sistemlerin %70'i hala çalışıyor • Orijinal çeşmeler hala akıyor • İklim kontrolü hala çalışıyor • Bahçeler hala çiçek açıyor "Uzun ömürlü" dediklerinde, bunu kastediyorlardı. GRANADA BİR DÖNEM MÜSLÜMANLAR'IN TOPRAĞI OLMUŞTU, BU SİSTEMİ MÜSLÜMANLAR MI KURDU? Evet, bu su sistemi Müslüman mühendisler tarafından yapılmıştır. Detaylı olarak: 1238 yılında Granada’da kurulan Nasrid Emirliği, Endülüs’teki son Müslüman devletti. El Hamra Sarayı (Alhambra), bu emirlik döneminde inşa edildi ve mükemmel bir mühendislik ürünü olan su sistemi de bu yapının bir parçasıdır. Sistemi tasarlayan mühendisler, Arap ve Berberi kökenli Müslümanlardı. Büyük kısmı doğrudan İslam dünyasının bilgi birikiminden beslenmişti. Bu mühendisler, Roma su kemerlerinden ve İslam dünyasında gelişmiş su teknolojilerinden (özellikle İran’daki "qanat" sistemlerinden) esinlenerek, yer çekimini ve akış fiziğini çok iyi kullanan karmaşık bir yer altı su taşıma ve dağıtım sistemi kurdular. Alhambra’nın su sistemi sadece bir mühendislik başarısı değil, aynı zamanda İslam medeniyetinin bilim, sanat ve doğaya uyumlu mimari anlayışının da örneğidir. Yani evet: Bu etkileyici sistem, 13. yüzyılda Müslüman mühendisler tarafından inşa edilmiştir. 🛜: Genius GTX 🤖: ChatGPT
    0 Commentaires 0 parts
  • **#Pakistan: Güney Asya'nın Tarih, Kültür ve Doğa Mücevheri!**

    **Coğrafi Konum**:
    Güney Asya'da bulunan Pakistan, Hindistan , Çin , Afganistan , İran ile sınır komşusudur ve Arap Denizi boyunca uzun bir kıyı şeridine sahiptir, bu da onu Doğu ile Batı arasında stratejik bir kavşak noktası yapar.

    **Başkent**:
    İslamabad—zarif mimarisi ve yemyeşil bitki örtüsüyle modern bir şehir . Dünyanın en büyük camilerinden biri olan **Faisal Camii** 'ye ev sahipliği yapmaktadır.

    **Bağımsızlık Tarihi**:
    Pakistan, Müslümanlar için ayrı bir devlet savunan İki Millet Teorisi kapsamında **Muhammed Ali Cinnah** önderliğinde **14 Ağustos 1947** 'de Hindistan'dan bağımsızlığını kazandı.

    **Din ve Çeşitlilik**:
    İslam, Sünniler, Şiiler ve Sufiler de dahil olmak üzere nüfusun **%96**'sını oluşturan Müslümanlarla resmi dindir. Hinduizm, Hristiyanlık ve Sihizm gibi azınlık dinleri de ülkenin zengin kültürel dokusuna katkıda bulunur.

    **Büyük Şehirler**:
    **Karaçi** : Canlı pazarları ve kıyı güzelliğiyle bilinen ekonomik merkez ve en büyük şehir.
    **Lahor** : **Badshahi Camii** ve Shalimar Bahçeleri'nin bulunduğu kültürel ve tarihi merkez.
    **İslamabad** : Organizasyonu ve doğal güzelliğiyle bilinen modern başkent.
    **Peşaver** : Geleneksel çarşıları ve mutfağıyla ünlü, Hayber Geçidi yakınlarında derin bir tarihe sahip bir şehir.
    **Ketta** : Dağlarla çevrili, ılıman bir iklim ve muhteşem manzaralar sunan Belucistan'ın başkenti.

    **Ekonomi**:
    özellikle buğday ve pamuk olmak üzere tarıma ve tekstil ve teknoloji gibi imalat endüstrilerine dayanır. Ülke ayrıca kömür ve gaz gibi doğal kaynaklar açısından da zengindir.

    **Turizm ve Doğal Güzellik**:
    Yüksek **Karakoram Dağları**'ndan nefes kesici **Hunza ve Swat Vadileri**'ne kadar, Pakistan eşsiz bir doğal çeşitliliğe sahiptir! Ayrıca İndus Vadisi Uygarlığı'nın bir kalıntısı olan **Mohenjo-Daro** gibi tarihi yerlere de ev sahipliği yapmaktadır.

    **Eğlenceli Bilgiler**:
    Dünyanın ikinci en yüksek zirvesi olan **K2**'ye ev sahipliği yapmaktadır!
    Yerel sanatçılığı sergileyen benzersiz şekilde dekore edilmiş **boyalı otobüsleriyle** ünlüdür!
    Uçurtma uçurma kutlaması olan **Basant** gibi canlı festivallere ev sahipliği yapar!

    #Pakistan #DoğalGüzellik
    #İslamabad #ZenginKültür
    🌍 **#Pakistan: Güney Asya'nın Tarih, Kültür ve Doğa Mücevheri!** 🇵🇰✨ 📍 **Coğrafi Konum**: Güney Asya'da bulunan Pakistan, Hindistan 🇮🇳, Çin 🇨🇳, Afganistan 🇦🇫, İran 🇮🇷 ile sınır komşusudur ve Arap Denizi 🌊 boyunca uzun bir kıyı şeridine sahiptir, bu da onu Doğu ile Batı arasında stratejik bir kavşak noktası yapar. 🏛️ **Başkent**: İslamabad—zarif mimarisi ve yemyeşil bitki örtüsüyle modern bir şehir 🌳. Dünyanın en büyük camilerinden biri olan **Faisal Camii** 🕌'ye ev sahipliği yapmaktadır. 🗓️ **Bağımsızlık Tarihi**: Pakistan, Müslümanlar için ayrı bir devlet savunan İki Millet Teorisi kapsamında **Muhammed Ali Cinnah** önderliğinde **14 Ağustos 1947** 🇵🇰'de Hindistan'dan bağımsızlığını kazandı. 🕌 **Din ve Çeşitlilik**: İslam, Sünniler, Şiiler ve Sufiler de dahil olmak üzere nüfusun **%96**'sını oluşturan Müslümanlarla resmi dindir. Hinduizm, Hristiyanlık ve Sihizm gibi azınlık dinleri de ülkenin zengin kültürel dokusuna katkıda bulunur. 🏙️ **Büyük Şehirler**: 🔹 **Karaçi** 🌊: Canlı pazarları ve kıyı güzelliğiyle bilinen ekonomik merkez ve en büyük şehir. 🔹 **Lahor** 🏛️: **Badshahi Camii** ve Shalimar Bahçeleri'nin bulunduğu kültürel ve tarihi merkez. 🔹 **İslamabad** 🌳: Organizasyonu ve doğal güzelliğiyle bilinen modern başkent. 🔹 **Peşaver** 🏺: Geleneksel çarşıları ve mutfağıyla ünlü, Hayber Geçidi yakınlarında derin bir tarihe sahip bir şehir. 🔹 **Ketta** ⛰️: Dağlarla çevrili, ılıman bir iklim ve muhteşem manzaralar sunan Belucistan'ın başkenti. 📈 **Ekonomi**: özellikle buğday ve pamuk olmak üzere tarıma 🌾 ve tekstil ve teknoloji 📱 gibi imalat endüstrilerine dayanır. Ülke ayrıca kömür ve gaz gibi doğal kaynaklar açısından da zengindir. ⛰️ **Turizm ve Doğal Güzellik**: Yüksek **Karakoram Dağları**'ndan 🏔️ nefes kesici **Hunza ve Swat Vadileri**'ne 🍃 kadar, Pakistan eşsiz bir doğal çeşitliliğe sahiptir! Ayrıca İndus Vadisi Uygarlığı'nın bir kalıntısı olan **Mohenjo-Daro** gibi tarihi yerlere de ev sahipliği yapmaktadır. 💡 **Eğlenceli Bilgiler**: 🔹 Dünyanın ikinci en yüksek zirvesi olan **K2**'ye 🏔️ ev sahipliği yapmaktadır! 🔹 Yerel sanatçılığı sergileyen benzersiz şekilde dekore edilmiş **boyalı otobüsleriyle** 🎨🚌 ünlüdür! 🔹 Uçurtma uçurma kutlaması 🪁 olan **Basant** gibi canlı festivallere ev sahipliği yapar! #Pakistan #DoğalGüzellik #İslamabad #ZenginKültür
    0 Commentaires 0 parts
  • FERGANİ

    Türkiye’nin en büyük uydu şirketine adı verildi! Fergani nedir? Fergani’nin kim olduğu merak konusu oldu
    Teknoloji-Bilişim
    Türkiye’nin en büyük uydu şirketine adı verildi! Fergani nedir? Fergani’nin kim olduğu merak konusu oldu

    Türkiye’nin uzay yolculuğundaki kilometre taşlarından olan FGN-100-d1 uydusu (Fergani) başarıyla fırlatıldı. Amaç, kısa zamanda çok sayıda uydu ile milli bir küresel konumlama sistemi kurabilmek amacıyla uzaya gönderilen Fergani Türkiye’yi yabancı ülkelerin bağımlılığından kurtaracak büyük bir proje.
    Baykar tarafından üretilen Türkiye’nin en büyük uydusu olan FGN-100-d1, (FERGANİ) ABD’den başarılı bir şekilde uzaya yollandı.
    Baykar tarafından üretilen Türkiye’nin en büyük uydusu olan FGN-100-d1, (FERGANİ) ABD’den başarılı bir şekilde uzaya yollandı.


    Böylece Baykar, henüz 2022’de başladığı bu yolculukta ilk uydusunu yörüngeye yerleştirmiş oldu.
    Böylece Baykar, henüz 2022’de başladığı bu yolculukta ilk uydusunu yörüngeye yerleştirmiş oldu.

    Fergani Uzay Genel Müdürü Selçuk Bayraktar, önümüzdeki 5 yıl içinde 100 uyduyla ‘Uluğ Bey’ adı verilen küresel konumlama sistemini geliştireceklerini duyurdu. Ayrıca, toplam ağırlığı 50 ton olan fırlatma aracı çalışmalarının da sürdüğüne dikkat çekti.
    Fergani Uzay Genel Müdürü Selçuk Bayraktar, önümüzdeki 5 yıl içinde 100 uyduyla ‘Uluğ Bey’ adı verilen küresel konumlama sistemini geliştireceklerini duyurdu. Ayrıca, toplam ağırlığı 50 ton olan fırlatma aracı çalışmalarının da sürdüğüne dikkat çekti.

    "Dünyada çok az sayıda ülke bu sistemlere sahip" Savunma Sanayii Uzmanı Kadir Doğan, dünyada küresel konumlama teknolojisini halihazırda sağlayabilen 4 ülke olduğuna değiniyor.
    “Dünyada çok az sayıda ülke bu sistemlere sahip” Savunma Sanayii Uzmanı Kadir Doğan, dünyada küresel konumlama teknolojisini halihazırda sağlayabilen 4 ülke olduğuna değiniyor.
    FERGANİ Türkiye’nin en büyük uydu şirketine adı verildi! Fergani nedir? Fergani’nin kim olduğu merak konusu oldu Teknoloji-Bilişim Türkiye’nin en büyük uydu şirketine adı verildi! Fergani nedir? Fergani’nin kim olduğu merak konusu oldu Türkiye’nin uzay yolculuğundaki kilometre taşlarından olan FGN-100-d1 uydusu (Fergani) başarıyla fırlatıldı. Amaç, kısa zamanda çok sayıda uydu ile milli bir küresel konumlama sistemi kurabilmek amacıyla uzaya gönderilen Fergani Türkiye’yi yabancı ülkelerin bağımlılığından kurtaracak büyük bir proje. Baykar tarafından üretilen Türkiye’nin en büyük uydusu olan FGN-100-d1, (FERGANİ) ABD’den başarılı bir şekilde uzaya yollandı. Baykar tarafından üretilen Türkiye’nin en büyük uydusu olan FGN-100-d1, (FERGANİ) ABD’den başarılı bir şekilde uzaya yollandı. Böylece Baykar, henüz 2022’de başladığı bu yolculukta ilk uydusunu yörüngeye yerleştirmiş oldu. Böylece Baykar, henüz 2022’de başladığı bu yolculukta ilk uydusunu yörüngeye yerleştirmiş oldu. Fergani Uzay Genel Müdürü Selçuk Bayraktar, önümüzdeki 5 yıl içinde 100 uyduyla ‘Uluğ Bey’ adı verilen küresel konumlama sistemini geliştireceklerini duyurdu. Ayrıca, toplam ağırlığı 50 ton olan fırlatma aracı çalışmalarının da sürdüğüne dikkat çekti. Fergani Uzay Genel Müdürü Selçuk Bayraktar, önümüzdeki 5 yıl içinde 100 uyduyla ‘Uluğ Bey’ adı verilen küresel konumlama sistemini geliştireceklerini duyurdu. Ayrıca, toplam ağırlığı 50 ton olan fırlatma aracı çalışmalarının da sürdüğüne dikkat çekti. "Dünyada çok az sayıda ülke bu sistemlere sahip" Savunma Sanayii Uzmanı Kadir Doğan, dünyada küresel konumlama teknolojisini halihazırda sağlayabilen 4 ülke olduğuna değiniyor. “Dünyada çok az sayıda ülke bu sistemlere sahip” Savunma Sanayii Uzmanı Kadir Doğan, dünyada küresel konumlama teknolojisini halihazırda sağlayabilen 4 ülke olduğuna değiniyor.
    0 Commentaires 0 parts
  • Çin, 2024'te 1 Trilyon Dolarlık Ticaret Fazlasıyla Tarih Yazdı!

    Dünya devlerinin yanına bile yaklaşamadığı bir başarı: Çin, ihracatta yeni bir çağ başlattı! Peki bu devasa başarı nasıl gerçekleşti?

    İthalat azaldı, üretim hızlandı:
    Çin, mamul ürünlerdeki ticaret fazlasını ülke ekonomisinin %10’una çıkararak rekabeti başka bir boyuta taşıdı. Otomobilden güneş panellerine, devasa gemilerle tüm dünyaya ürün ihraç ediyor.

    "Made in China 2025" etkisi:
    Kendi kendine yeterlilik politikasıyla ithalatı minimize etti, yüksek teknolojili üretime yatırım yaptı.

    Tesla’yı tahtından eden BYD!
    2024'te BYD, 1.77 milyon araç üreterek Tesla'yı geçti ve elektrikli araç liderliğini aldı.
    🌍 Çin, 2024'te 1 Trilyon Dolarlık Ticaret Fazlasıyla Tarih Yazdı! 🚢💰 🔍 Dünya devlerinin yanına bile yaklaşamadığı bir başarı: Çin, ihracatta yeni bir çağ başlattı! Peki bu devasa başarı nasıl gerçekleşti? ✅ İthalat azaldı, üretim hızlandı: Çin, mamul ürünlerdeki ticaret fazlasını ülke ekonomisinin %10’una çıkararak rekabeti başka bir boyuta taşıdı. Otomobilden güneş panellerine, devasa gemilerle tüm dünyaya ürün ihraç ediyor. 🚗☀️ ✅ "Made in China 2025" etkisi: Kendi kendine yeterlilik politikasıyla ithalatı minimize etti, yüksek teknolojili üretime yatırım yaptı. ⚙️📈 ✅ Tesla’yı tahtından eden BYD! 2024'te BYD, 1.77 milyon araç üreterek Tesla'yı geçti ve elektrikli araç liderliğini aldı. 🚙⚡
    0 Commentaires 0 parts
  • D-8 11’inci Devlet ve Hükûmet Başkanları Zirvesi’ni Mısır’ın başkenti Kahire’de gerçekleştirdik.

    Yaklaşık çeyrek asırlık geçmişe sahip Teşkilatımızın kuruluş felsefesinde yer alan barış, diyalog, iş birliği, adalet ve eşitlik kavramlarının önemi bugün daha iyi anlaşılıyor.

    Artan çatışmalar, krizler ve savaşlar karşısında maalesef küresel güvenlik ve istikrarı teminle görevli kurumlar sorumluluklarını yerine getirmiyor.

    Küresel iktisadi kurumlar cari gerçeklere ya uyum sağlayamıyor ya da ihtiyaç duyulan desteği vermekte zorlanıyor.

    Böylesine hassas bir dönemde gerçekleştirdiğimiz zirvemizde alacağımız kararların, sorunların çözümünde bize rehberlik etmesini ümit ediyorum.

    Toplantımızın temasını teşkil eden Gençler ve KOBİ’ler, ülkemizin son 22 yıldır ekonomi alanında kaydettiği ilerlemenin de lokomotifi oldu.

    Üye ülkeler olarak 1 milyarı aşan toplam nüfusumuzun çok büyük kısmı gençlerden oluşuyor.

    Türkiye olarak sürdürülebilir kalkınmanın ancak gençlerin ekonomiye azami iştirakiyle mümkün olabileceğini biliyoruz.

    Gençlerimizin teknolojik ve dijital becerileri ile girişimci ruhlarını geliştiren proje ve programlar yürütüyoruz.

    Keza KOBİ’lerin desteklenmesinde D-8’in mevcut imkânlarını daha etkin şekilde kullanmamız gerektiğini düşünüyorum.

    Son yıllarda önemli atılımlar gerçekleştiren Azerbaycan’ın Teşkilatımıza üye olmasıyla birlikte bugün hamdolsun dünden daha güçlüyüz.

    Kardeş Azerbaycan’a D-8 ailemize hoş geldiniz diyorum.

    Bölgemizde ve dünyada önemli hadiseler cereyan ediyor.

    Suriye halkının birliğe, dayanışmaya, uzlaşıya ve savaş yorgunu ülkesini süratle ayağa kaldırmaya ihtiyacı var.

    Biz de komşuları ve kardeşleri olarak bu zorlu süreçte Suriye’de istikrarın sağlanmasına katkı sunmaya çalışıyoruz.

    Tüm dinî, mezhebî ve etnik grupların yan yana, sulh içinde yaşadığı terörden arındırılmış bir Suriye’nin inşası, en samimi beklentimizdir.

    D-8 üyeleri olarak bu zorlu mücadelelerinde Suriyeli kardeşlerimizin yanında olmamız gerektiğine inanıyorum.
    D-8 11’inci Devlet ve Hükûmet Başkanları Zirvesi’ni Mısır’ın başkenti Kahire’de gerçekleştirdik. Yaklaşık çeyrek asırlık geçmişe sahip Teşkilatımızın kuruluş felsefesinde yer alan barış, diyalog, iş birliği, adalet ve eşitlik kavramlarının önemi bugün daha iyi anlaşılıyor. Artan çatışmalar, krizler ve savaşlar karşısında maalesef küresel güvenlik ve istikrarı teminle görevli kurumlar sorumluluklarını yerine getirmiyor. Küresel iktisadi kurumlar cari gerçeklere ya uyum sağlayamıyor ya da ihtiyaç duyulan desteği vermekte zorlanıyor. Böylesine hassas bir dönemde gerçekleştirdiğimiz zirvemizde alacağımız kararların, sorunların çözümünde bize rehberlik etmesini ümit ediyorum. Toplantımızın temasını teşkil eden Gençler ve KOBİ’ler, ülkemizin son 22 yıldır ekonomi alanında kaydettiği ilerlemenin de lokomotifi oldu. Üye ülkeler olarak 1 milyarı aşan toplam nüfusumuzun çok büyük kısmı gençlerden oluşuyor. Türkiye olarak sürdürülebilir kalkınmanın ancak gençlerin ekonomiye azami iştirakiyle mümkün olabileceğini biliyoruz. Gençlerimizin teknolojik ve dijital becerileri ile girişimci ruhlarını geliştiren proje ve programlar yürütüyoruz. Keza KOBİ’lerin desteklenmesinde D-8’in mevcut imkânlarını daha etkin şekilde kullanmamız gerektiğini düşünüyorum. Son yıllarda önemli atılımlar gerçekleştiren Azerbaycan’ın Teşkilatımıza üye olmasıyla birlikte bugün hamdolsun dünden daha güçlüyüz. Kardeş Azerbaycan’a D-8 ailemize hoş geldiniz diyorum. Bölgemizde ve dünyada önemli hadiseler cereyan ediyor. Suriye halkının birliğe, dayanışmaya, uzlaşıya ve savaş yorgunu ülkesini süratle ayağa kaldırmaya ihtiyacı var. Biz de komşuları ve kardeşleri olarak bu zorlu süreçte Suriye’de istikrarın sağlanmasına katkı sunmaya çalışıyoruz. Tüm dinî, mezhebî ve etnik grupların yan yana, sulh içinde yaşadığı terörden arındırılmış bir Suriye’nin inşası, en samimi beklentimizdir. D-8 üyeleri olarak bu zorlu mücadelelerinde Suriyeli kardeşlerimizin yanında olmamız gerektiğine inanıyorum.
    0 Commentaires 0 parts
  • Kuzey Afganistan'ın engebeli arazisinde, kangina'nın kadim sırrı 2000 yılı aşkın bir süredir korunmaktadır. Bu ustaca teknik, üzümlerin aylarca taze kalmasını sağlayarak tatlarını değiştirmeden İran'ın bahardaki canlı yeni yılına kadar uzatıyor.

    Titiz bir süreçle üzüm salkımları kil bakımından zengin çift çamur kaseye yerleştiriliyor ve bunlar daha sonra koruyucu bir koza oluşturmak için titizlikle kapatılıyor. Her biri yarım kilo kadar üzümü alan bu güneşte kavrulmuş çamur küreleri, ister dingin bir mahzen olsun, ister toprağın altında olsun, serin ve karanlık sığınaklarda saklanıyor.

    Bu tarihi koruma harikası, hiçbir modern teknolojiyi kullanmasa da yazın özünü sihirli bir şekilde yakalayarak ailelere kışın soğuğunda taze üzümlerin tadını çıkarma lüksünü sunuyor..
    Kuzey Afganistan'ın engebeli arazisinde, kangina'nın kadim sırrı 2000 yılı aşkın bir süredir korunmaktadır. Bu ustaca teknik, üzümlerin aylarca taze kalmasını sağlayarak tatlarını değiştirmeden İran'ın bahardaki canlı yeni yılına kadar uzatıyor. Titiz bir süreçle üzüm salkımları kil bakımından zengin çift çamur kaseye yerleştiriliyor ve bunlar daha sonra koruyucu bir koza oluşturmak için titizlikle kapatılıyor. Her biri yarım kilo kadar üzümü alan bu güneşte kavrulmuş çamur küreleri, ister dingin bir mahzen olsun, ister toprağın altında olsun, serin ve karanlık sığınaklarda saklanıyor. Bu tarihi koruma harikası, hiçbir modern teknolojiyi kullanmasa da yazın özünü sihirli bir şekilde yakalayarak ailelere kışın soğuğunda taze üzümlerin tadını çıkarma lüksünü sunuyor..
    0 Commentaires 0 parts
  • İbrahim Müteferrika 1731 yılında yazdığı “Usûi al-Hikem fî Nîzam al Ümem” adlı eserinde Osmanlı İmparatorluğu’nun gerilemesinin
    8 nedenini şöyle sıralamış:

    1-Kanunları uygulamamak
    2-Adaletsizlik
    3-Devlet işlerinin ehliyetsiz ellere düşmesi
    4-Bilim adamlarının fikirlerine tahammülsüzlük
    5-Modern teknolojide bilgisizlik
    6-Orduda disiplinsizlik
    7-Devlet servetini kötüye kullanma ve rüşvet
    8-Dış dünyadan habersizlik
    İbrahim Müteferrika 1731 yılında yazdığı “Usûi al-Hikem fî Nîzam al Ümem” adlı eserinde Osmanlı İmparatorluğu’nun gerilemesinin 8 nedenini şöyle sıralamış: 1-Kanunları uygulamamak 2-Adaletsizlik 3-Devlet işlerinin ehliyetsiz ellere düşmesi 4-Bilim adamlarının fikirlerine tahammülsüzlük 5-Modern teknolojide bilgisizlik 6-Orduda disiplinsizlik 7-Devlet servetini kötüye kullanma ve rüşvet 8-Dış dünyadan habersizlik
    0 Commentaires 0 parts
  • Üzerinde bir tren yaratma fikri jet itişi 1960'ların sonlarında Sovyet tasarımcılarına geldi. 1971'de, iki turbojet motoruyla donatılmış bir prototip lokomotif inşa edildi. Deneysel vagon sadece araştırma için kullanıldı, ancak bazıları geleceğin bu tür trenlere ait olduğuna ciddi şekilde inanıyordu.

    SSCB'de yüksek hızlı trenlere her zaman ilgi olmuştur. 1930'larda, Kolomna fabrikasında 4 araba ile 170 km / s hıza ulaşabilen birkaç deneysel tren oluşturuldu. 1960'ların sonlarında, tasarımcılar yerden değil, "havadan" bir tren geliştirme fikrini ortaya attılar. "VNIIV-Speed" olarak adlandırılan yüksek hızlı bir laboratuvar arabası projesi böyle doğdu. Geliştirmeye VNIIV çalışanları ve Havacılık Teknolojisi A.S. Tasarım Bürosu katıldı. Yakovleva. Kalinin Carriage Works'te (şimdi TVZ) bir prototip oluşturuldu. Testler sırasında ulaştığı tasarım hızı 250 km/s idi. Bu, dünyanın ilk jet arabası değildi. Daha önce, 1966'da Amerikan şirketi New York Central, bir J-47 uçağından iki General Electric motoruna sahip M-497 adlı bir arabayı test etti.

    Sovyet laboratuvar arabası öncelikle araştırma amaçlıydı, pek çoğu ölçü aletleri... Lokomotif, tren yüksek hızlarda hareket ederken rayları ve tekerlekleri kontrol etmek için deneysel bir platform olacaktı. Böyle bir trenin Moskova - Leningrad güzergahında kullanılması gerekiyordu.

    Galeri

    3 fotoğraf

    Yak-40 yolcu uçağının toplam ağırlığı yaklaşık 1 ton olan ikiz turbojet motorları, trenin çatısına ön kısmında yerleştirildi, maksimum itme 3000 kgf idi. Lokomotifi MiG-15 avcı uçağının motorlarıyla donatmak için öneriler vardı, ancak Yak-40'tan daha uzun hizmet ömrüne sahip AI-25 motorları lehine terk edildiler. Motorlardan sızan sıcak gazlardan korunmak için çelikten yapılmış bir elek yüksek sıcaklıklar... Bir prototip araba oluşturmak için, Riga Taşıma İşleri'nde oluşturulan ER22-67 arabanın kafa gövdesinin kullanılmasına karar verildi. Moskova Devlet Üniversitesi'nde geliştirilen baş ve kuyruk kısımlarındaki grenajlar arabaya asıldı ve kuruldu. isteğe bağlı ekipman motorların çalışması için gereklidir. Arabanın uzunluğu 28 m idi, lokomotif daha akıcı hale geldi, modeli daha önce bir rüzgar tünelinde test edildi. Laboratuvar arabasında, merkezi süspansiyonlu havalı yaylara sahip iki dingilli bojiler vardı. Frenleme için pnömatik ve elektro-pnömatik kontrollü disk frenler kullanıldı. Sandbox'lar, frenleme sırasında tekerleklerin raylarla tutuşunu iyileştirmek için tasarlandı. Motorları kontrol etmek için sürücü kabinine bir havacılık konsolu yerleştirildi. Gövdede, kompresör elektrik motorunun, aydınlatma cihazlarının ve elektrikli fırınların çalıştığı bir dizel jeneratör sağlandı. Lokomotif 7.2 ton gazyağı taşıyordu, arabanın toplam ağırlığı yaklaşık 60 tondu.

    Laboratuvar arabası 1971 yılında Moskova Demiryolunun Golutvin - Ozyory bölümünde test edildi. Testler başarılıydı. Araba 187 km/s hıza ulaştı. 1972'nin başlarında Transdinyester demiryolunun Novomoskovsk - Dneprodzerzhinsk bölümünde başka bir test yapıldı. Tren 249 km/s hıza ulaştı. Laboratuar arabası yüksek bir hız geliştirebilirdi, ancak tren yolu böyle bir hızda hareket edecek şekilde tasarlanmamıştı. Jet vagonunun başarılı testlerine rağmen, bu tür trenlerin kullanımı pratik değildi. Çok fazla yakıt tüketiyorlardı, gürültülüydüler ve toz kaldırdılar. 200 km/s hız yapabilen ER-200 elektrikli trenlerin ortaya çıkmasıyla birlikte jet motorlu trenlerin kullanılması sorunu kendiliğinden ortadan kalktı.
    Üzerinde bir tren yaratma fikri jet itişi 1960'ların sonlarında Sovyet tasarımcılarına geldi. 1971'de, iki turbojet motoruyla donatılmış bir prototip lokomotif inşa edildi. Deneysel vagon sadece araştırma için kullanıldı, ancak bazıları geleceğin bu tür trenlere ait olduğuna ciddi şekilde inanıyordu. SSCB'de yüksek hızlı trenlere her zaman ilgi olmuştur. 1930'larda, Kolomna fabrikasında 4 araba ile 170 km / s hıza ulaşabilen birkaç deneysel tren oluşturuldu. 1960'ların sonlarında, tasarımcılar yerden değil, "havadan" bir tren geliştirme fikrini ortaya attılar. "VNIIV-Speed" olarak adlandırılan yüksek hızlı bir laboratuvar arabası projesi böyle doğdu. Geliştirmeye VNIIV çalışanları ve Havacılık Teknolojisi A.S. Tasarım Bürosu katıldı. Yakovleva. Kalinin Carriage Works'te (şimdi TVZ) bir prototip oluşturuldu. Testler sırasında ulaştığı tasarım hızı 250 km/s idi. Bu, dünyanın ilk jet arabası değildi. Daha önce, 1966'da Amerikan şirketi New York Central, bir J-47 uçağından iki General Electric motoruna sahip M-497 adlı bir arabayı test etti. Sovyet laboratuvar arabası öncelikle araştırma amaçlıydı, pek çoğu ölçü aletleri... Lokomotif, tren yüksek hızlarda hareket ederken rayları ve tekerlekleri kontrol etmek için deneysel bir platform olacaktı. Böyle bir trenin Moskova - Leningrad güzergahında kullanılması gerekiyordu. Galeri 3 fotoğraf Yak-40 yolcu uçağının toplam ağırlığı yaklaşık 1 ton olan ikiz turbojet motorları, trenin çatısına ön kısmında yerleştirildi, maksimum itme 3000 kgf idi. Lokomotifi MiG-15 avcı uçağının motorlarıyla donatmak için öneriler vardı, ancak Yak-40'tan daha uzun hizmet ömrüne sahip AI-25 motorları lehine terk edildiler. Motorlardan sızan sıcak gazlardan korunmak için çelikten yapılmış bir elek yüksek sıcaklıklar... Bir prototip araba oluşturmak için, Riga Taşıma İşleri'nde oluşturulan ER22-67 arabanın kafa gövdesinin kullanılmasına karar verildi. Moskova Devlet Üniversitesi'nde geliştirilen baş ve kuyruk kısımlarındaki grenajlar arabaya asıldı ve kuruldu. isteğe bağlı ekipman motorların çalışması için gereklidir. Arabanın uzunluğu 28 m idi, lokomotif daha akıcı hale geldi, modeli daha önce bir rüzgar tünelinde test edildi. Laboratuvar arabasında, merkezi süspansiyonlu havalı yaylara sahip iki dingilli bojiler vardı. Frenleme için pnömatik ve elektro-pnömatik kontrollü disk frenler kullanıldı. Sandbox'lar, frenleme sırasında tekerleklerin raylarla tutuşunu iyileştirmek için tasarlandı. Motorları kontrol etmek için sürücü kabinine bir havacılık konsolu yerleştirildi. Gövdede, kompresör elektrik motorunun, aydınlatma cihazlarının ve elektrikli fırınların çalıştığı bir dizel jeneratör sağlandı. Lokomotif 7.2 ton gazyağı taşıyordu, arabanın toplam ağırlığı yaklaşık 60 tondu. Laboratuvar arabası 1971 yılında Moskova Demiryolunun Golutvin - Ozyory bölümünde test edildi. Testler başarılıydı. Araba 187 km/s hıza ulaştı. 1972'nin başlarında Transdinyester demiryolunun Novomoskovsk - Dneprodzerzhinsk bölümünde başka bir test yapıldı. Tren 249 km/s hıza ulaştı. Laboratuar arabası yüksek bir hız geliştirebilirdi, ancak tren yolu böyle bir hızda hareket edecek şekilde tasarlanmamıştı. Jet vagonunun başarılı testlerine rağmen, bu tür trenlerin kullanımı pratik değildi. Çok fazla yakıt tüketiyorlardı, gürültülüydüler ve toz kaldırdılar. 200 km/s hız yapabilen ER-200 elektrikli trenlerin ortaya çıkmasıyla birlikte jet motorlu trenlerin kullanılması sorunu kendiliğinden ortadan kalktı.
    0 Commentaires 0 parts
  • Türkiye, Bilgi ve İletişim Teknolojileri Kurumu (BTK) tarafından alınan kararla Instagram'a erişimi engelledi. Yasağın, Instagram'ın öldürülen Hamas lideri İsmail Haniyeh için başsağlığı dileyen gönderileri ve hikayeleri kaldırmasıyla ilgili olduğu bildiriliyor.

    Türkiye, 57,1 milyon aktif kullanıcısı ile en çok Instagram kullanıcısı olan beşinci ülke oldu ve bu da etki önemli.

    Dürüst bağımsız Müslüman gazeteciliği fon: http://support.islamchannel.tv

    #news #instagram #meta #turkey #turkiye
    Türkiye, Bilgi ve İletişim Teknolojileri Kurumu (BTK) tarafından alınan kararla Instagram'a erişimi engelledi. Yasağın, Instagram'ın öldürülen Hamas lideri İsmail Haniyeh için başsağlığı dileyen gönderileri ve hikayeleri kaldırmasıyla ilgili olduğu bildiriliyor. Türkiye, 57,1 milyon aktif kullanıcısı ile en çok Instagram kullanıcısı olan beşinci ülke oldu ve bu da etki önemli. Dürüst bağımsız Müslüman gazeteciliği fon: http://support.islamchannel.tv #news #instagram #meta #turkey #turkiye
    0 Commentaires 0 parts
  • Batıya şirin gözükmek için kapatılan uçak fabrikalarının ürettiği Tamamen yerli uçaklar Yanlış duymadınız yüzde yüz yerli
    TÜRK MALI sene 1947
    O dönemde soğuk savaş
    Şartları söz konusu
    Olduğundan şimdiki gibi
    Uçağın motorunu başka
    Ülkeden almak
    Yada ortak proje gibi Şartlar olmuyordu
    A'dan z'ye yüzde yüz
    Yerli üretimdi TÜRK MALı
    #Milliteknolojihamlesi
    Batıya şirin gözükmek için kapatılan uçak fabrikalarının ürettiği Tamamen yerli uçaklar Yanlış duymadınız yüzde yüz yerli TÜRK MALI sene 1947 O dönemde soğuk savaş Şartları söz konusu Olduğundan şimdiki gibi Uçağın motorunu başka Ülkeden almak Yada ortak proje gibi Şartlar olmuyordu A'dan z'ye yüzde yüz Yerli üretimdi TÜRK MALı #Milliteknolojihamlesi🇹🇷
    0 Commentaires 0 parts
Résultats de Recherche