• Bu acı günde kaybettiğimiz her bir canı saygıyla anıyor, geride kalanlara güç ve sabır diliyoruz.
    Bu acı günde kaybettiğimiz her bir canı saygıyla anıyor, geride kalanlara güç ve sabır diliyoruz.
    0 التعليقات 0 نشر
  • 04:17
    6 ŞUBAT
    UNUTMADIK, UNUTMAYACAĞIZ..

    6 Şubat 2023’te yaşadığımız büyük felaketin ikinci yıl dönümünde hayatını kaybeden vatandaşlarımızı saygı ve rahmetle anıyorum..

    Rabbim ülkemize milletimize bir daha böyle acılar yaşatmasın…

    Bu acı günde kaybettiğimiz her bir canı saygıyla anıyor, geride kalanlara güç ve sabır diliyoruz.

    #Deprem
    04:17 6 ŞUBAT UNUTMADIK, UNUTMAYACAĞIZ.. 6 Şubat 2023’te yaşadığımız büyük felaketin ikinci yıl dönümünde hayatını kaybeden vatandaşlarımızı saygı ve rahmetle anıyorum.. Rabbim ülkemize milletimize bir daha böyle acılar yaşatmasın… Bu acı günde kaybettiğimiz her bir canı saygıyla anıyor, geride kalanlara güç ve sabır diliyoruz. #Deprem
    0 التعليقات 0 نشر
  • Cuma Hutbesi: "İslam, Varlık Sebebimizdir"

    Muhterem Müslümanlar!

    Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “…Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim, size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam’ı seçtim…”[1]

    Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “İslam dini kendisine düşmanlık besleyenlere üstün olmaya devam edecektir. İslam’a karşı olanlar ve onu terk edenler ise ona asla zarar veremeyecektir.”[2]

    Aziz Müminler!

    Yüce Rabbimizin bizlere bahşettiği en büyük nimet İslam’dır. İslam, Hz. Âdem’le başlayan, Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s) ile kemale eren, Allah’ın razı olduğu tek dindir. İslam; insanlığın hidayet ve iyiliği, yeryüzünün imar ve ıslahı için gönderilen rahmet ve merhamet dinidir. Akıllara rehberlik eden, ruhlara huzur veren, kalpleri sükûnete erdiren ilim, hikmet ve irfan dinidir. Yaratılışımızın gayesini öğreten, dünya ve ahiret dengesini nasıl kuracağımızı bildiren hayat dinidir.

    Kıymetli Müslümanlar!

    Cahiliye döneminin bütün karanlıklarını aydınlığa çeviren İslam’dır. Diri diri toprağa gömülen kız çocukları İslam’la hayat bulmuştur. Kadınlar, hak ettikleri gerçek saygınlığa İslam’la kavuşmuştur. Ezilen, hor görülen, hak ve hukuku çiğnenen mazlumlar İslam’la özgürlüklerine kavuşmuştur. اِنَّ اَكْرَمَكُمْ عِنْدَ اللّٰهِ اَتْقٰيكُمْۜ “Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı sorumluluklarını hakkıyla yerine getireninizdir.”[3] ayetinde de ifade edildiği üzere, üstünlüğün; ırk ve cinsiyette, makam ve servette, şan ve şöhrette değil, takvada olduğunu bütün dünyaya İslam ilan etmiştir. Yalana, aldatmaya ve hileye bulaşmadan; fırsatçılık, stokçuluk ve karaborsacılık yapmadan; kul ve kamu hakkına girmeden helal kazanç elde etmenin yollarını insanlığa İslam haber vermiştir. Anne ve babaya hürmet etmeyi, ailemize gereken ilgi ve alakayı göstermeyi, akraba ve komşularımızın haklarını gözetmeyi, iyilik ve hayırda yarışmayı bizlere İslam öğretmiştir.

    Değerli Müminler!

    Ne hazindir ki, insanî değerlerin ve ahlakî erdemlerin örselendiği, küresel kötülüklerin her geçen gün dünyayı yaşanmaz hale getirdiği dönemlerden geçiyoruz. Maalesef, Müslümanlar da yaşanan bu olumsuzluklara çare üretmek yerine popüler kültürün etkisiyle kimliklerine yabancılaşıyorlar. Bütün bu sıkıntılar bizi asla umutsuzluğa düşürmemeli, aksine İslam’ın hayat veren ilkelerini bütün insanlıkla buluşturmak için maddi ve manevi alanda daha fazla çalışmaya teşvik etmelidir. Allah’ın vaadi odur ki, insana ancak çalıştığının karşılığı vardır, çalışmasının karşılığı da kendisine gösterilecektir.[4]

    Aziz Müslümanlar!

    İslam, bizim dünümüz, bugünümüz ve yarınımızdır. İslam, bizim varlık sebebimizdir. Biz, onunla şeref bulur, onunla yüceliriz. O halde, İslam’ı istediğimiz gibi değil Yüce Rabbimizin emrettiği, Allah Resûlü (s.a.s)’in öğrettiği gibi yaşamaya gayret gösterelim. Giyimden kuşama, yemeden içmeye, alışverişten ticarete, aile hayatından akraba ve komşuluk ilişkilerine, hâsılı hayatın her anına ve her alanına İslamî değerleri aktaralım. İmanımız, ibadetlerimiz ve güzel ahlakımızla insanların örnek alabileceği iyi ve hayırlı bir Müslüman olmaya gayret edelim. Bize bakan, İslam’ın güzelliklerini bizde görsün ve İslam’ı sevsin. İslam’ı öyle güzel ve öyle doğru yaşayalım, olduğumuz gibi görünüp göründüğümüz gibi olalım ki, bizi öldürmeye gelen bizde dirilsin. Unutmayalım ki, bizim vesilemizle bir insanın İslam’a muhabbet beslemesi, hidayete erip onu en güzel bir şekilde yaşamaya başlaması dünya ve içindeki her şeyden daha hayırlıdır.

    Hutbemi Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in Veda Hutbesinde bize bıraktığı şu vasiyeti ile tamamlıyorum: “Size iki şey bıraktım. Bunlara sarıldığınız sürece yolunuzu şaşırmazsınız. Bunlar, Allah’ın Kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.”[5]

    [1] Mâide, 5/3.
    [2] İbn Hanbel, V, 100.
    [3] Hucurât, 49/13.
    [4] Necm, 53/39,40.
    [5] Muvatta’, Kader, 3.
    Cuma Hutbesi: "İslam, Varlık Sebebimizdir" Muhterem Müslümanlar! Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “…Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim, size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam’ı seçtim…”[1] Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “İslam dini kendisine düşmanlık besleyenlere üstün olmaya devam edecektir. İslam’a karşı olanlar ve onu terk edenler ise ona asla zarar veremeyecektir.”[2] Aziz Müminler! Yüce Rabbimizin bizlere bahşettiği en büyük nimet İslam’dır. İslam, Hz. Âdem’le başlayan, Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s) ile kemale eren, Allah’ın razı olduğu tek dindir. İslam; insanlığın hidayet ve iyiliği, yeryüzünün imar ve ıslahı için gönderilen rahmet ve merhamet dinidir. Akıllara rehberlik eden, ruhlara huzur veren, kalpleri sükûnete erdiren ilim, hikmet ve irfan dinidir. Yaratılışımızın gayesini öğreten, dünya ve ahiret dengesini nasıl kuracağımızı bildiren hayat dinidir. Kıymetli Müslümanlar! Cahiliye döneminin bütün karanlıklarını aydınlığa çeviren İslam’dır. Diri diri toprağa gömülen kız çocukları İslam’la hayat bulmuştur. Kadınlar, hak ettikleri gerçek saygınlığa İslam’la kavuşmuştur. Ezilen, hor görülen, hak ve hukuku çiğnenen mazlumlar İslam’la özgürlüklerine kavuşmuştur. اِنَّ اَكْرَمَكُمْ عِنْدَ اللّٰهِ اَتْقٰيكُمْۜ “Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı sorumluluklarını hakkıyla yerine getireninizdir.”[3] ayetinde de ifade edildiği üzere, üstünlüğün; ırk ve cinsiyette, makam ve servette, şan ve şöhrette değil, takvada olduğunu bütün dünyaya İslam ilan etmiştir. Yalana, aldatmaya ve hileye bulaşmadan; fırsatçılık, stokçuluk ve karaborsacılık yapmadan; kul ve kamu hakkına girmeden helal kazanç elde etmenin yollarını insanlığa İslam haber vermiştir. Anne ve babaya hürmet etmeyi, ailemize gereken ilgi ve alakayı göstermeyi, akraba ve komşularımızın haklarını gözetmeyi, iyilik ve hayırda yarışmayı bizlere İslam öğretmiştir. Değerli Müminler! Ne hazindir ki, insanî değerlerin ve ahlakî erdemlerin örselendiği, küresel kötülüklerin her geçen gün dünyayı yaşanmaz hale getirdiği dönemlerden geçiyoruz. Maalesef, Müslümanlar da yaşanan bu olumsuzluklara çare üretmek yerine popüler kültürün etkisiyle kimliklerine yabancılaşıyorlar. Bütün bu sıkıntılar bizi asla umutsuzluğa düşürmemeli, aksine İslam’ın hayat veren ilkelerini bütün insanlıkla buluşturmak için maddi ve manevi alanda daha fazla çalışmaya teşvik etmelidir. Allah’ın vaadi odur ki, insana ancak çalıştığının karşılığı vardır, çalışmasının karşılığı da kendisine gösterilecektir.[4] Aziz Müslümanlar! İslam, bizim dünümüz, bugünümüz ve yarınımızdır. İslam, bizim varlık sebebimizdir. Biz, onunla şeref bulur, onunla yüceliriz. O halde, İslam’ı istediğimiz gibi değil Yüce Rabbimizin emrettiği, Allah Resûlü (s.a.s)’in öğrettiği gibi yaşamaya gayret gösterelim. Giyimden kuşama, yemeden içmeye, alışverişten ticarete, aile hayatından akraba ve komşuluk ilişkilerine, hâsılı hayatın her anına ve her alanına İslamî değerleri aktaralım. İmanımız, ibadetlerimiz ve güzel ahlakımızla insanların örnek alabileceği iyi ve hayırlı bir Müslüman olmaya gayret edelim. Bize bakan, İslam’ın güzelliklerini bizde görsün ve İslam’ı sevsin. İslam’ı öyle güzel ve öyle doğru yaşayalım, olduğumuz gibi görünüp göründüğümüz gibi olalım ki, bizi öldürmeye gelen bizde dirilsin. Unutmayalım ki, bizim vesilemizle bir insanın İslam’a muhabbet beslemesi, hidayete erip onu en güzel bir şekilde yaşamaya başlaması dünya ve içindeki her şeyden daha hayırlıdır. Hutbemi Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in Veda Hutbesinde bize bıraktığı şu vasiyeti ile tamamlıyorum: “Size iki şey bıraktım. Bunlara sarıldığınız sürece yolunuzu şaşırmazsınız. Bunlar, Allah’ın Kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.”[5] [1] Mâide, 5/3. [2] İbn Hanbel, V, 100. [3] Hucurât, 49/13. [4] Necm, 53/39,40. [5] Muvatta’, Kader, 3.
    0 التعليقات 0 نشر
  • PEYGAMBER SALLALLAHU ALEYHİ VESELLEM EFENDİMİZE SAYGI
    Hicaz Demiryolu yapımı Medine'ye yaklaşınca Sultan Abdulhamid Han çalışanlarına bir emir göndererek; "Mümkün olan âletlerin üzerine keçeler sarınız ki, fazla gürültü çıkmasın, Ehl-i Beyt'in ve burada yatanların ruhları rahatsız olmasın!" demiş ve yaklaşık 30 km'lik raya keçe döşenmiştir.. Buna ilaveten Ravza-ı Mutahhara'nın azâmetine gölge düşmemesi için, trenlerin Medine'ye girerken 5-6 km'lik güzergâhta istim kesmesi ve Peygamber şehrine çok düşük hızla giriş yapması tâlimatı verilmiştir. Bu bile Allah Rasûlü'ne sallallahü aleyhi vesellem efendimize duyulan hürmet ve muhabbetteki hassasiyetin hangi boyutlarda olduğunun çarpıcı bir göstergesidir.
    Rabbim O'nun ve Rasûlü'nün yolundan ayırmasın bizleri. Amin…
    PEYGAMBER SALLALLAHU ALEYHİ VESELLEM EFENDİMİZE SAYGI Hicaz Demiryolu yapımı Medine'ye yaklaşınca Sultan Abdulhamid Han çalışanlarına bir emir göndererek; "Mümkün olan âletlerin üzerine keçeler sarınız ki, fazla gürültü çıkmasın, Ehl-i Beyt'in ve burada yatanların ruhları rahatsız olmasın!" demiş ve yaklaşık 30 km'lik raya keçe döşenmiştir.. Buna ilaveten Ravza-ı Mutahhara'nın azâmetine gölge düşmemesi için, trenlerin Medine'ye girerken 5-6 km'lik güzergâhta istim kesmesi ve Peygamber şehrine çok düşük hızla giriş yapması tâlimatı verilmiştir. Bu bile Allah Rasûlü'ne sallallahü aleyhi vesellem efendimize duyulan hürmet ve muhabbetteki hassasiyetin hangi boyutlarda olduğunun çarpıcı bir göstergesidir. Rabbim O'nun ve Rasûlü'nün yolundan ayırmasın bizleri. Amin…
    0 التعليقات 0 نشر
  • Dünya Halter tarihi'nin büyük ismi Cep Herkülümüz #NaimSüleymanoğlu’nu vefatının 7.yıldönümünde saygı ve özlem ile anıyoruz.
    Dünya Halter tarihi'nin büyük ismi Cep Herkülümüz #NaimSüleymanoğlu’nu vefatının 7.yıldönümünde saygı ve özlem ile anıyoruz.
    0 التعليقات 0 نشر
  • Eski Türk yazıtlardan birinde şöyle yazar :
    Kuzu dizlerinin üzerine çökerek annesini emer ,
    Karga yaşlı annesini besler ;
    Bunun adı :
    " saygılı davranmaktır ."
    Horoz şafak vakti öter ,
    Yaban kazları
    Her bahar kuzeye
    Her sonbahar güneye uçar ;
    Bunun adı :
    '' söz tutmaktır .''
    Yeşilbaşlı ördek eşini kaybettikten sonra ölene kadar yeni bir eş bulmak istemez .
    Bu :
    '' sadakat ''
    Olarak adlandırılır
    Bir geyik iyi bir otlağa rastladığında yaşadığı sürüyü oraya davet eder ve paylaşır ,
    Karınca yemek gördüğünde bütün koloniyi oraya çağırır ;
    Bunun adı :
    '' adalettir .''
    Eğer bir insan bu erdemlere sahip değilse :
    Hayvandan beter bir halde yaşıyordur .!
    Bir Türkmen duası da şöyledir :
    Tanrım ,
    İlk önce :
    Dağa taşa ver ,
    Ormana ,
    Hayvanlara ,
    Suya ver .
    Ondan sonra :
    İnsanlara ,
    Kapı komşuya ,
    Muhtaç olana ver .
    Kalırsa ,
    En son bana ver .!
    Alıntı
    Eski Türk yazıtlardan birinde şöyle yazar : Kuzu dizlerinin üzerine çökerek annesini emer , Karga yaşlı annesini besler ; Bunun adı : " saygılı davranmaktır ." Horoz şafak vakti öter , Yaban kazları Her bahar kuzeye Her sonbahar güneye uçar ; Bunun adı : '' söz tutmaktır .'' Yeşilbaşlı ördek eşini kaybettikten sonra ölene kadar yeni bir eş bulmak istemez . Bu : '' sadakat '' Olarak adlandırılır Bir geyik iyi bir otlağa rastladığında yaşadığı sürüyü oraya davet eder ve paylaşır , Karınca yemek gördüğünde bütün koloniyi oraya çağırır ; Bunun adı : '' adalettir .'' Eğer bir insan bu erdemlere sahip değilse : Hayvandan beter bir halde yaşıyordur .! Bir Türkmen duası da şöyledir : Tanrım , İlk önce : Dağa taşa ver , Ormana , Hayvanlara , Suya ver . Ondan sonra : İnsanlara , Kapı komşuya , Muhtaç olana ver . Kalırsa , En son bana ver .! Alıntı
    0 التعليقات 0 نشر
  • Tabuta sığmaz Erenler Ferhatlar;
    İyi ki varlar ve hep var olacaklar;
    Şehadetlerinin 7. yılında saygı ve rahmetle anıyorum;
    Ruhları şad mekanları cennet olsun!...

    #iyikivarsınEren
    #iyikivarsınFerhatGedik
    Tabuta sığmaz Erenler Ferhatlar; İyi ki varlar ve hep var olacaklar; Şehadetlerinin 7. yılında saygı ve rahmetle anıyorum; Ruhları şad mekanları cennet olsun!...🤲❤️ #iyikivarsınEren #iyikivarsınFerhatGedik 🇹🇷🇹🇷🇹🇷
    0 التعليقات 0 نشر
  • Cuma Hutbesi: "Cennet Vesilemiz, Aile Büyüklerimiz"

    Muhterem Müslümanlar!

    Mekke’nin fetih günüydü. Hasret bitmiş, vuslat gerçekleşmişti. Müminler âdeta bayram sevinci yaşıyor, hep birlikte Allah’a şükrediyorlardı. Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in sadık dostu ve hicret arkadaşı Hz. Ebûbekir ise Mekke’ye girdiğinde doğruca babasının yanına gitti. Müslüman olmasını gönülden arzuladığı babasını Allah Resûlü (s.a.s)’in huzuruna getirdi. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) yürümekte zorluk çeken bu adamı karşısında görünce Hz. Ebûbekir’e şöyle dedi: “Keşke bu yaşlı adamcağızı buraya kadar yormasaydın da ben onun yanına gitseydim.” Bu nazik davranıştan sonra Hz. Ebûbekir’in babası Ebû Kuhâfe Müslüman oldu.[i]

    Aziz Müminler!

    Başta anne babamız olmak üzere aile büyüklerimiz, bizi Yüce Rabbimizin rızasına ulaştıran cennet anahtarımızdır. Onlar, rahmet ve mağfiret vesilemizdir. Evlerimizin bereketidir, sohbetlerimizin neşesidir. Varlıkları huzurun kaynağı, güvenin teminatıdır; yoklukları ise yürek yarası, gönül sızısıdır. Onlar, ailemizi bir arada tutan müstesna şahsiyetlerdir. Ailelerimiz ve toplumumuz onlarla daha da güçlüdür. Birlik ve beraberliğimiz onlarla daha da kuvvetlidir. Ne kadar büyük olursa olsun, sorun ve sıkıntılarımızı onların destek ve dualarıyla daha kolay aşarız.

    Kıymetli Müslümanlar!

    Büyüklerimiz, bizleri yetiştirmek için nice fedakarlıkta bulundular. Tecrübeleriyle bize her daim rehberlik ettiler. Sevgi ve saygıyı, iyilik ve adaleti, hürmet ve muhabbeti onlardan öğrendik. Hayat yolculuğumuzdaki sığınağımız ve dayanağımız onlar oldu. Milli ve manevi değerlerimizi onlar bize aktardı. Onlar, yaşayan tarihimizdir, yerleri asla doldurulamayacak olan hafızamızdır. Büyüklerimize saygı ve ilgi göstermek; geçmişimize sahip çıkmak, geleceğimizden emin olmaktır.

    Değerli Müminler!

    Ne acıdır ki, her geçen gün nice ulu çınarımız yalnızlığa terkediliyor. Nice büyüğümüz, dört duvar arasında çocuklarını ve torunlarını görmeyi bekliyor. Bayramlarımız ve tatillerimiz, büyüklerimizi ziyaret yerine oyun ve eğlence fırsatları gibi görülmeye başlandı. Birçok insan, huzur ve mutluluğu bireysellikte arar hale geldi. Oysaki bizler; aile fertlerimizle, büyüklerimizle ve akrabalarımızla ilgilenmeyi emreden bir dinin mensuplarıyız. Ailemizden koparak bireysel bir hayatı tercih etmek, büyüklerimizden ve akrabalarımızdan uzaklaşarak kendi dünyamıza hapsolmak bizlere asla yakışmaz. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.s), akrabalarımızla ilişkilerimiz ne kadar güçlü olursa Rabbimizle aramızdaki bağın da o kadar kuvvetli olacağını haber vermiştir.[ii] Ayrıca anne babasının sağlığına ulaşıp da onların gönlünü alamayan kişilere “Burnu yerde sürtünsün”[iii] sözüyle uyarıda bulunmuştur.

    Aziz Müslümanlar!

    Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de bugünün ihtiyarlarının dünün gençleri, bugünün gençlerinin de yarının ihtiyarları olacağını şöyle haber vermektedir: “Sizi güçsüz yaratan, güçsüzlüğün ardından kuvvet veren, kuvvetli halinizden sonra da güçsüz hale getiren ve yaşlandıran Allah’tır. O dilediğini yaratır. O hakkıyla bilendir, üstün kudret sahibidir.”[iv] O halde bugün bize düşen, büyüklerimize şefkat ve merhametle muamele etmektir. Onlara gönül alıcı hoş sözler söylemek, kalplerini asla kırmamaktır. Ziyaretlerimizle, ilgi ve alakamızla hayır dualarına mazhar olmaktır. Hayatlarını kolaylaştırmak için atacağımız her bir adımın bizleri Rabbimizin rızasına ulaştıracağını unutmamaktır. Değerlerine bağlı, anne ve babasına saygılı, büyüklerine hürmetkâr, bütün insanlığa faydalı nesiller yetiştirmenin gayretinde olmaktır.

    Hutbemi Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in şu hadisiyle bitiriyorum: “Bir genç, bir ihtiyara hürmet ederse, Allah da ona yaşlılığında hürmet edecek birisini hazırlar.”[v]

    [i] İbn Hanbel, VI, 350.
    [ii] Ebû Dâvûd, Zekât, 45.
    [iii] Müslim, Birr, 10.
    [iv] Rûm, 30/54.
    [v] Tirmizî, Birr, 75.
    Cuma Hutbesi: "Cennet Vesilemiz, Aile Büyüklerimiz" Muhterem Müslümanlar! Mekke’nin fetih günüydü. Hasret bitmiş, vuslat gerçekleşmişti. Müminler âdeta bayram sevinci yaşıyor, hep birlikte Allah’a şükrediyorlardı. Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in sadık dostu ve hicret arkadaşı Hz. Ebûbekir ise Mekke’ye girdiğinde doğruca babasının yanına gitti. Müslüman olmasını gönülden arzuladığı babasını Allah Resûlü (s.a.s)’in huzuruna getirdi. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) yürümekte zorluk çeken bu adamı karşısında görünce Hz. Ebûbekir’e şöyle dedi: “Keşke bu yaşlı adamcağızı buraya kadar yormasaydın da ben onun yanına gitseydim.” Bu nazik davranıştan sonra Hz. Ebûbekir’in babası Ebû Kuhâfe Müslüman oldu.[i] Aziz Müminler! Başta anne babamız olmak üzere aile büyüklerimiz, bizi Yüce Rabbimizin rızasına ulaştıran cennet anahtarımızdır. Onlar, rahmet ve mağfiret vesilemizdir. Evlerimizin bereketidir, sohbetlerimizin neşesidir. Varlıkları huzurun kaynağı, güvenin teminatıdır; yoklukları ise yürek yarası, gönül sızısıdır. Onlar, ailemizi bir arada tutan müstesna şahsiyetlerdir. Ailelerimiz ve toplumumuz onlarla daha da güçlüdür. Birlik ve beraberliğimiz onlarla daha da kuvvetlidir. Ne kadar büyük olursa olsun, sorun ve sıkıntılarımızı onların destek ve dualarıyla daha kolay aşarız. Kıymetli Müslümanlar! Büyüklerimiz, bizleri yetiştirmek için nice fedakarlıkta bulundular. Tecrübeleriyle bize her daim rehberlik ettiler. Sevgi ve saygıyı, iyilik ve adaleti, hürmet ve muhabbeti onlardan öğrendik. Hayat yolculuğumuzdaki sığınağımız ve dayanağımız onlar oldu. Milli ve manevi değerlerimizi onlar bize aktardı. Onlar, yaşayan tarihimizdir, yerleri asla doldurulamayacak olan hafızamızdır. Büyüklerimize saygı ve ilgi göstermek; geçmişimize sahip çıkmak, geleceğimizden emin olmaktır. Değerli Müminler! Ne acıdır ki, her geçen gün nice ulu çınarımız yalnızlığa terkediliyor. Nice büyüğümüz, dört duvar arasında çocuklarını ve torunlarını görmeyi bekliyor. Bayramlarımız ve tatillerimiz, büyüklerimizi ziyaret yerine oyun ve eğlence fırsatları gibi görülmeye başlandı. Birçok insan, huzur ve mutluluğu bireysellikte arar hale geldi. Oysaki bizler; aile fertlerimizle, büyüklerimizle ve akrabalarımızla ilgilenmeyi emreden bir dinin mensuplarıyız. Ailemizden koparak bireysel bir hayatı tercih etmek, büyüklerimizden ve akrabalarımızdan uzaklaşarak kendi dünyamıza hapsolmak bizlere asla yakışmaz. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.s), akrabalarımızla ilişkilerimiz ne kadar güçlü olursa Rabbimizle aramızdaki bağın da o kadar kuvvetli olacağını haber vermiştir.[ii] Ayrıca anne babasının sağlığına ulaşıp da onların gönlünü alamayan kişilere “Burnu yerde sürtünsün”[iii] sözüyle uyarıda bulunmuştur. Aziz Müslümanlar! Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de bugünün ihtiyarlarının dünün gençleri, bugünün gençlerinin de yarının ihtiyarları olacağını şöyle haber vermektedir: “Sizi güçsüz yaratan, güçsüzlüğün ardından kuvvet veren, kuvvetli halinizden sonra da güçsüz hale getiren ve yaşlandıran Allah’tır. O dilediğini yaratır. O hakkıyla bilendir, üstün kudret sahibidir.”[iv] O halde bugün bize düşen, büyüklerimize şefkat ve merhametle muamele etmektir. Onlara gönül alıcı hoş sözler söylemek, kalplerini asla kırmamaktır. Ziyaretlerimizle, ilgi ve alakamızla hayır dualarına mazhar olmaktır. Hayatlarını kolaylaştırmak için atacağımız her bir adımın bizleri Rabbimizin rızasına ulaştıracağını unutmamaktır. Değerlerine bağlı, anne ve babasına saygılı, büyüklerine hürmetkâr, bütün insanlığa faydalı nesiller yetiştirmenin gayretinde olmaktır. Hutbemi Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in şu hadisiyle bitiriyorum: “Bir genç, bir ihtiyara hürmet ederse, Allah da ona yaşlılığında hürmet edecek birisini hazırlar.”[v] [i] İbn Hanbel, VI, 350. [ii] Ebû Dâvûd, Zekât, 45. [iii] Müslim, Birr, 10. [iv] Rûm, 30/54. [v] Tirmizî, Birr, 75.
    0 التعليقات 0 نشر
  • Kıbrıs Barış Harekatı’nın 44. Yıldönümününde Aziz Şehitlerimizi rahmet ve minnetle, Kahraman Gazilerimizi saygı ve şükranla anıyorum..
    #KıbrısBarısHarekati44yasında #KıbrısBarısHarekatı
    #KKTC #Turkey #Türkiye
    Kıbrıs Barış Harekatı’nın 44. Yıldönümününde Aziz Şehitlerimizi rahmet ve minnetle, Kahraman Gazilerimizi saygı ve şükranla anıyorum.. #KıbrısBarısHarekati44yasında #KıbrısBarısHarekatı ‬ #KKTC #Turkey #Türkiye
    0 التعليقات 0 نشر
  • Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 46. yıl dönümünde şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi saygıyla anıyorum.

    #KıbrısBarışHarekatı

    Şüphesiz 46 yıldır barışın sembolü olan KKTC, ilelebet yaşayacaktır.

    20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı kutlu olsun!
    Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 46. yıl dönümünde şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi saygıyla anıyorum. #KıbrısBarışHarekatı Şüphesiz 46 yıldır barışın sembolü olan KKTC, ilelebet yaşayacaktır. 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı kutlu olsun!
    0 التعليقات 0 نشر
الصفحات المعززة