• 12 Mart 1921: İstiklal Marşı kabul edildi...
    İstiklal Marşımızın kabulünün 101. yıl dönümünde, milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy başta olmak üzere, istiklal mücadelemizin tüm kahramanlarını rahmet ve minnetle anıyoruz... ‪

    İstiklal Marşı'mızın 571 hece ve 1453 harften oluştuğunu biliyor muydunuz?
    571 Peygamberimiz (S.A.V)'ın doğduğu yıl
    1453 İstanbul'un Fethi

    #MehmetAkifErsoy
    #12martistiklalmarsi
    ‪🇹🇷 ‪🇹🇷 💙❤️ 12 Mart 1921: İstiklal Marşı kabul edildi... İstiklal Marşımızın kabulünün 101. yıl dönümünde, milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy başta olmak üzere, istiklal mücadelemizin tüm kahramanlarını rahmet ve minnetle anıyoruz... ‪ 🇹🇷 ‪🇹🇷 💙❤️ İstiklal Marşı'mızın 571 hece ve 1453 harften oluştuğunu biliyor muydunuz? 571 Peygamberimiz (S.A.V)'ın doğduğu yıl 🌹 1453 İstanbul'un Fethi 🌹 ‪🇹🇷 ‪🇹🇷 💙❤️ #MehmetAkifErsoy #12martistiklalmarsi
    0 Comments 0 Shares
  • 12 Mart İstiklal Marşı'nın kabulü böyle gerçekleşti
    12 Mart 1921 tarihinde kabul edilen İstiklal Marşı, Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un yazdığı dizelerle kayıtlara geçti. İşgal altında geçen yıllarda, halkın ve ordunun moral gücünü arttıracağı düşünülerek marş yarışması düzenlenmiştir. Yarışma sonucunda yazılan dizeleri inceleyen Milli Eğitim Bakanlığı, Bakan Hamdullah Suphi aracılığıyla Mehmet Akif Ersoy'a yarışmaya katılması konusunda teklifte bulunmuştur. Milli Şair Mehmet Akif Ersoy'un İstiklal Marşı karşılığında tek bir şartı vardır; ödül almamak.
    12 Mart İstiklal Marşının kabulü böyle gerçekleşti

    İstiklal Marşı, kayda ilk geçtiği günün üzerinden 97 yıl geçmesinin ardından dizeleriyle ve Mehmet Akif Ersoy'un 'Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın' sözleriyle yürekleri kabartmaya devam ediyor.
    12 Mart İstiklal Marşı'nın kabulü böyle gerçekleşti 12 Mart 1921 tarihinde kabul edilen İstiklal Marşı, Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un yazdığı dizelerle kayıtlara geçti. İşgal altında geçen yıllarda, halkın ve ordunun moral gücünü arttıracağı düşünülerek marş yarışması düzenlenmiştir. Yarışma sonucunda yazılan dizeleri inceleyen Milli Eğitim Bakanlığı, Bakan Hamdullah Suphi aracılığıyla Mehmet Akif Ersoy'a yarışmaya katılması konusunda teklifte bulunmuştur. Milli Şair Mehmet Akif Ersoy'un İstiklal Marşı karşılığında tek bir şartı vardır; ödül almamak. 12 Mart İstiklal Marşının kabulü böyle gerçekleşti İstiklal Marşı, kayda ilk geçtiği günün üzerinden 97 yıl geçmesinin ardından dizeleriyle ve Mehmet Akif Ersoy'un 'Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın' sözleriyle yürekleri kabartmaya devam ediyor.
    0 Comments 0 Shares
  • @URFAYADAİRGÜNDE1NOT

    GÜN TAKASI ( PENCERE )

    Urfa'da Halil-ü Rahaman'a girişte sağ tarafta Rızvaniye medresesinin ilk odasının Halil-ü Rahman'a bakan tarafında yan yana yedi taka (pencere) vardır.
    Anlatılanlara göre bu takalara gün takası deniyor.Bu takaların her biri birbirinden ayrı ayrı şekillerle değişik görünümdedir. Gün takası denmesinin sebebi aslında mimari bir takvim oluşundanmış.
    Orada ki çocuklar günleri öğrensinler diye hangi gün ise o taka açılırmış ki çocuklar günleri daha pratik öğrensinler diye.

    Urfa'da eskiden günler Arapça isimleriyle söylenirdi.
    Cuma Yine Cuma idi

    Cumartesi : Seb

    Pazar : Elahadu

    Pazartesi : İsnain

    Salı : Seleta

    Çarşamba : Erbe'e

    Perşembe : Hamis

    Rızvaniye Külliyesi ile ilgili bir not daha;
    Topkapı sarayında bile Kur'an tilaveti durdurulmuş ama Yapıldığından bu güne kadar Rızvaniye Camisinde cüz ( mukabele ) hiç kesilmeden her İkindi Namazı sonrası devam etmiştir ve halen devam etmektedir.
    Mehmet Sadık Alican
    @URFAYADAİRGÜNDE1NOT GÜN TAKASI ( PENCERE ) Urfa'da Halil-ü Rahaman'a girişte sağ tarafta Rızvaniye medresesinin ilk odasının Halil-ü Rahman'a bakan tarafında yan yana yedi taka (pencere) vardır. Anlatılanlara göre bu takalara gün takası deniyor.Bu takaların her biri birbirinden ayrı ayrı şekillerle değişik görünümdedir. Gün takası denmesinin sebebi aslında mimari bir takvim oluşundanmış. Orada ki çocuklar günleri öğrensinler diye hangi gün ise o taka açılırmış ki çocuklar günleri daha pratik öğrensinler diye. Urfa'da eskiden günler Arapça isimleriyle söylenirdi. Cuma Yine Cuma idi Cumartesi : Seb Pazar : Elahadu Pazartesi : İsnain Salı : Seleta Çarşamba : Erbe'e Perşembe : Hamis Rızvaniye Külliyesi ile ilgili bir not daha; Topkapı sarayında bile Kur'an tilaveti durdurulmuş ama Yapıldığından bu güne kadar Rızvaniye Camisinde cüz ( mukabele ) hiç kesilmeden her İkindi Namazı sonrası devam etmiştir ve halen devam etmektedir. Mehmet Sadık Alican
    0 Comments 0 Shares
  • TARİH TEKERRÜRDEN İBARET....
    Osmanlı Devleti de, yardım çığlığı atan herkese elini uzatmıştı. “Yahudi göçü yılı” olarak bilinen 1492’de “Elhamra kararnamesi”yle İspanya’da yaşayan Yahudiler, Yavuz Sultan Selim’in babası olan Sultan 2. Beyazıt’ın talimatıyla, Osmanlı topraklarına kabul edilmişti.
    Bizans İmparatorluğu döneminde Bizanslıların zulmünden kurtulmaya çalışan Ermenilere Fatih Sultan Mehmet Han sahip çıkarak, bu kişilere gerekli meslekleri sunup, Ermenilere el uzatmıştır.
    Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal tarafından, Irak’ta Saddam Hüseyin döneminin baskısından kaçan Kürt vatandaşlarına Türkiye’nin kapıları açılmıştır.
    2014 de 2 milyon insan Suriye ve Irak'tan gelen insanların Etnik kimliği,ırkı, dini ne olursa olsun Türkiye tarihte yaptığı gibi şimdi şefkat elini göstermiştir. Allah devletimize ve milletimize zeval vermesin...
    TARİH TEKERRÜRDEN İBARET.... Osmanlı Devleti de, yardım çığlığı atan herkese elini uzatmıştı. “Yahudi göçü yılı” olarak bilinen 1492’de “Elhamra kararnamesi”yle İspanya’da yaşayan Yahudiler, Yavuz Sultan Selim’in babası olan Sultan 2. Beyazıt’ın talimatıyla, Osmanlı topraklarına kabul edilmişti. Bizans İmparatorluğu döneminde Bizanslıların zulmünden kurtulmaya çalışan Ermenilere Fatih Sultan Mehmet Han sahip çıkarak, bu kişilere gerekli meslekleri sunup, Ermenilere el uzatmıştır. Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal tarafından, Irak’ta Saddam Hüseyin döneminin baskısından kaçan Kürt vatandaşlarına Türkiye’nin kapıları açılmıştır. 2014 de 2 milyon insan Suriye ve Irak'tan gelen insanların Etnik kimliği,ırkı, dini ne olursa olsun Türkiye tarihte yaptığı gibi şimdi şefkat elini göstermiştir. Allah devletimize ve milletimize zeval vermesin...
    0 Comments 0 Shares
  • İstanbul Boğazı’nda tarihi yürüyüş

    Kıtaları birleştirdiğimiz ilk köprümüz 15 Temmuz Şehitler Köprüsü bugün adrenalin dozu yüksek bir etkinliğe ev sahipliği yaptı.

    Continental Pass etkinliği kapsamında Estonyalı sporcu Jaan Roose gerili ip üzerinde kıtalar arası yürüyüşünü gerçekleştirdi.

    15 Temmuz Şehitler Köprüsü, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve 1915 Çanakkale Köprüsü ile denizin üstünden, Avrasya ve Marmaray tünellerimizle denizin altından sadece kıtaları değil, medeniyetleri de birbirine bağlıyor;

    Ülkemizin tanıtımına da katkı sunuyoruz.

    #TürkiyeHızlanıyor
    İstanbul Boğazı’nda tarihi yürüyüş 🌉 Kıtaları birleştirdiğimiz ilk köprümüz 15 Temmuz Şehitler Köprüsü bugün adrenalin dozu yüksek bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. Continental Pass etkinliği kapsamında Estonyalı sporcu Jaan Roose gerili ip üzerinde kıtalar arası yürüyüşünü gerçekleştirdi. 15 Temmuz Şehitler Köprüsü, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve 1915 Çanakkale Köprüsü ile denizin üstünden, Avrasya ve Marmaray tünellerimizle denizin altından sadece kıtaları değil, medeniyetleri de birbirine bağlıyor; Ülkemizin tanıtımına da katkı sunuyoruz. #TürkiyeHızlanıyor 🇹🇷
    0 Comments 0 Shares
  • 1974 Kıbrıs Barış Harekatı zamanında bir Türk tankı Beşparmak Dağı’nın zirvesine kadar tırmanıp orada kalmıştır ve bir de hikayesi vardır.

    Görüldüğü gibi Beşparmak Dağları dümdüz Kıbrıs (Meserya) ovasında sarp ve duvar gibi tek dik engeldir. Dağdan, Girne sahili uçaktan görünüyormuş izlenimi verir. Bu doğal engeller üzerinde kurulu Rum mevzileri ve beton korunakları ağır ateş altında 24 saatte ele geçmiştir. Batılı askeri uzmanlar mevcut mevzilerin mükemmel tahkimatı nedeniyle 6 aydan önce düşmeyeceği raporunu vermişlerdir. Bu tank, Türk’e has atılganlık ve cüretkarlığın kanıtlanmış bir örneği ve simgesidir.

    2 Ağustos 1974 günü yapılan Lapta muharebelerinde düşmanı yan ve gerisinden vurmak için görevlendirilen özel kuvvette görevli olan bu tank; sarp araziyi aşarak görevini yerine getirmiş ancak düşman ateşi ile ağır hasara uğrayarak yanmış ve burada kalmıştır.
    Birliğin komutanı, tankın sürücüsü kahraman askere:

    -Evladım bu tankı buraya nasıl çıkardın? diye sorar;
    -Komutanım, o anda gözlerimin önünde engelsiz dümdüz bir yol göründü, Rumlar kaçıyor.Ateş ede ede buraya çıktım!
    Komutan Mehmetçik’e emreder. – Tankı indir!
    Er cevap verir; -O yolu(O günkü şartlar) görmeden nasıl indirebilirim komutanım?
    Ve o tank halâ o dağın zirvesinde durmaktadır.

    Tank komutanı: Tnk. Ütğm.Mahmut ŞANLITÜRK,
    Tank Mürettebatı: Onbaşı Gürler ERDAĞ,
    Er Abdülkadir KURT,
    Er Recep DOĞANYİĞİT.
    1974 Kıbrıs Barış Harekatı zamanında bir Türk tankı Beşparmak Dağı’nın zirvesine kadar tırmanıp orada kalmıştır ve bir de hikayesi vardır. Görüldüğü gibi Beşparmak Dağları dümdüz Kıbrıs (Meserya) ovasında sarp ve duvar gibi tek dik engeldir. Dağdan, Girne sahili uçaktan görünüyormuş izlenimi verir. Bu doğal engeller üzerinde kurulu Rum mevzileri ve beton korunakları ağır ateş altında 24 saatte ele geçmiştir. Batılı askeri uzmanlar mevcut mevzilerin mükemmel tahkimatı nedeniyle 6 aydan önce düşmeyeceği raporunu vermişlerdir. Bu tank, Türk’e has atılganlık ve cüretkarlığın kanıtlanmış bir örneği ve simgesidir. 2 Ağustos 1974 günü yapılan Lapta muharebelerinde düşmanı yan ve gerisinden vurmak için görevlendirilen özel kuvvette görevli olan bu tank; sarp araziyi aşarak görevini yerine getirmiş ancak düşman ateşi ile ağır hasara uğrayarak yanmış ve burada kalmıştır. Birliğin komutanı, tankın sürücüsü kahraman askere: -Evladım bu tankı buraya nasıl çıkardın? diye sorar; -Komutanım, o anda gözlerimin önünde engelsiz dümdüz bir yol göründü, Rumlar kaçıyor.Ateş ede ede buraya çıktım! Komutan Mehmetçik’e emreder. – Tankı indir! Er cevap verir; -O yolu(O günkü şartlar) görmeden nasıl indirebilirim komutanım? Ve o tank halâ o dağın zirvesinde durmaktadır. Tank komutanı: Tnk. Ütğm.Mahmut ŞANLITÜRK, Tank Mürettebatı: Onbaşı Gürler ERDAĞ, Er Abdülkadir KURT, Er Recep DOĞANYİĞİT.
    0 Comments 0 Shares
  • Mehmetçiğin 50 yıl önceki zaferi Kıbrıs'ı "toplu mezarlar adası" olmaktan kurtardı

    Ada genelinde tespit edilebilen Türklere ait 20'ye yakın toplu mezar bulunuyor

    Kıbrıs'ta 4'ü büyük çok sayıda toplu mezar var

    Türklere yönelik sistematik toplu katliamlar 20 Temmuz 1974'te Kıbrıs Barış Harekatı ile son buldu

    http://v.aa.com.tr/3280512
    Mehmetçiğin 50 yıl önceki zaferi Kıbrıs'ı "toplu mezarlar adası" olmaktan kurtardı ◼️ Ada genelinde tespit edilebilen Türklere ait 20'ye yakın toplu mezar bulunuyor ◼️ Kıbrıs'ta 4'ü büyük çok sayıda toplu mezar var ◼️ Türklere yönelik sistematik toplu katliamlar 20 Temmuz 1974'te Kıbrıs Barış Harekatı ile son buldu http://v.aa.com.tr/3280512
    0 Comments 0 Shares
  • Fotoğraf : İstanbul-Şam Yolcu Otobüsü
    ———

    Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz:
    Gelmişiz dünyâya milliyyet nedir öğretmişiz!
    Kapkaranlıkken bütün âfâkı insâniyyetin,
    Nûr olup fışkırmışız tâ sînesinden zulmetin;
    Yarmışız edvâr-ı fetretten kalan yeldâları;
    Fikr-i ferdâ doğmadan yağdırmışız ferdâları!
    Öyle ferdâlar ki: Kaldırmış serâpâ âlemi;
    Dîdeler bir câvidânî fecrin olmuş mahremi.
    Yirmi beş yıl, yirmi beş bin yıl kadar feyyâz imiş!
    Bak ne ânî bir tekâmül! Bak ki: Hâlâ mündehiş
    Yâd-ı fevka’l-i’tiyâdından onun târîhler;
    Görmemiş benzer o müdhiş seyre, hem görmez beşer.
    Bir taraftan dînimiz, ahlâkımız, irfânımız;
    Bir taraftan seyfe makrun adlimiz, ihsânımız;
    Yükselip akvâmı almış fevc fevc âgûşuna;
    Hepsi dalmış vahdetin âheng-i cûşâcûşuna.
    Emr-i bi’l-ma’rûf imiş ihvân-ı İslâm’ın işi;
    Nehy edermiş, bir fenalık görse, kardeş kardeşi.
    Kimse haksızlıktan etmezmiş tegâfül ihtiyâr ;
    Ferde râci’ sadmeden efrâd olurmuş lerzedâr .

    Bir, neyiz? Seyreyle artık; bir de fikr et, neymişiz?
    Din de kürkün aynı olmuş: Ters çevirmiş giymişiz! *
    Nehy-i ma’rûf emr-i münkerdir gezen meydanda bak!
    En metîn ahlâkımız, yâhud, görüp aldırmamak!
    Yıktı bin mel’un kalem nâmûsu, bizler uymadık;
    “Susmak evlâdır” deyip sustuk... Sanırsın duymadık!
    Kustu, bin murdar ağız Şer’in bütün ahkâmına;
    Âh! Bir ses bâri yükselseydi nefret nâmına!
    Altı yüz bin can gider; milyonla îmân eksilir;
    Kimseler görmez! Gören sersem de Allah’tan bilir!
    …..

    | Mehmet Akif Ersoy
    Fotoğraf : İstanbul-Şam Yolcu Otobüsü ——— Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz: Gelmişiz dünyâya milliyyet nedir öğretmişiz! Kapkaranlıkken bütün âfâkı insâniyyetin, Nûr olup fışkırmışız tâ sînesinden zulmetin; Yarmışız edvâr-ı fetretten kalan yeldâları; Fikr-i ferdâ doğmadan yağdırmışız ferdâları! Öyle ferdâlar ki: Kaldırmış serâpâ âlemi; Dîdeler bir câvidânî fecrin olmuş mahremi. Yirmi beş yıl, yirmi beş bin yıl kadar feyyâz imiş! Bak ne ânî bir tekâmül! Bak ki: Hâlâ mündehiş Yâd-ı fevka’l-i’tiyâdından onun târîhler; Görmemiş benzer o müdhiş seyre, hem görmez beşer. Bir taraftan dînimiz, ahlâkımız, irfânımız; Bir taraftan seyfe makrun adlimiz, ihsânımız; Yükselip akvâmı almış fevc fevc âgûşuna; Hepsi dalmış vahdetin âheng-i cûşâcûşuna. Emr-i bi’l-ma’rûf imiş ihvân-ı İslâm’ın işi; Nehy edermiş, bir fenalık görse, kardeş kardeşi. Kimse haksızlıktan etmezmiş tegâfül ihtiyâr ; Ferde râci’ sadmeden efrâd olurmuş lerzedâr . Bir, neyiz? Seyreyle artık; bir de fikr et, neymişiz? Din de kürkün aynı olmuş: Ters çevirmiş giymişiz! * Nehy-i ma’rûf emr-i münkerdir gezen meydanda bak! En metîn ahlâkımız, yâhud, görüp aldırmamak! Yıktı bin mel’un kalem nâmûsu, bizler uymadık; “Susmak evlâdır” deyip sustuk... Sanırsın duymadık! Kustu, bin murdar ağız Şer’in bütün ahkâmına; Âh! Bir ses bâri yükselseydi nefret nâmına! Altı yüz bin can gider; milyonla îmân eksilir; Kimseler görmez! Gören sersem de Allah’tan bilir! ….. | Mehmet Akif Ersoy
    0 Comments 0 Shares

  • Soluk Daşı - URFA Ulu Camii

    Yeni Nesil Bilmez Eskiler Bilir Eski Urfa Sokakların Tamamında Bu Taşlardan Vardı Günümüzde Bıçakçı Mahlesinde Bir Kaç Tane Hala Mevcut Bu Taşların Neden Kullanıldığını Bilen Varmı ?


    Tablo : Mehmet Haluk Özberber
    Soluk Daşı - URFA Ulu Camii Yeni Nesil Bilmez Eskiler Bilir Eski Urfa Sokakların Tamamında Bu Taşlardan Vardı Günümüzde Bıçakçı Mahlesinde Bir Kaç Tane Hala Mevcut Bu Taşların Neden Kullanıldığını Bilen Varmı ? Tablo : Mehmet Haluk Özberber
    0 Comments 0 Shares
  • KIRŞEHİR'de
    HAMİDİYE (Mehmet Mermer)
    Camii

    Bakara suresi 22.nci ayetindeki ifadelere uygun olarak giriş bölümüne asma ağaçları, pencere aralarına kavak ağaçları, mihraba şelale, tavanına gökyüzü ve bulutlar resmedilen ve zeminine çimeni andıran yeşil renkli halı serilen cami.
    Caminin dış duvarında büyük harflerle arapça Allah ifadesi yer alıyor. Cami 2017 yılında Azerbeycanlı bir mimar tarafından inşa edilmiş..
    Alıntı**
    KIRŞEHİR'de HAMİDİYE (Mehmet Mermer) Camii Bakara suresi 22.nci ayetindeki ifadelere uygun olarak giriş bölümüne asma ağaçları, pencere aralarına kavak ağaçları, mihraba şelale, tavanına gökyüzü ve bulutlar resmedilen ve zeminine çimeni andıran yeşil renkli halı serilen cami. Caminin dış duvarında büyük harflerle arapça Allah ifadesi yer alıyor. Cami 2017 yılında Azerbeycanlı bir mimar tarafından inşa edilmiş.. Alıntı**
    0 Comments 0 Shares
More Results