• **#Pakistan: Güney Asya'nın Tarih, Kültür ve Doğa Mücevheri!**

    **Coğrafi Konum**:
    Güney Asya'da bulunan Pakistan, Hindistan , Çin , Afganistan , İran ile sınır komşusudur ve Arap Denizi boyunca uzun bir kıyı şeridine sahiptir, bu da onu Doğu ile Batı arasında stratejik bir kavşak noktası yapar.

    **Başkent**:
    İslamabad—zarif mimarisi ve yemyeşil bitki örtüsüyle modern bir şehir . Dünyanın en büyük camilerinden biri olan **Faisal Camii** 'ye ev sahipliği yapmaktadır.

    **Bağımsızlık Tarihi**:
    Pakistan, Müslümanlar için ayrı bir devlet savunan İki Millet Teorisi kapsamında **Muhammed Ali Cinnah** önderliğinde **14 Ağustos 1947** 'de Hindistan'dan bağımsızlığını kazandı.

    **Din ve Çeşitlilik**:
    İslam, Sünniler, Şiiler ve Sufiler de dahil olmak üzere nüfusun **%96**'sını oluşturan Müslümanlarla resmi dindir. Hinduizm, Hristiyanlık ve Sihizm gibi azınlık dinleri de ülkenin zengin kültürel dokusuna katkıda bulunur.

    **Büyük Şehirler**:
    **Karaçi** : Canlı pazarları ve kıyı güzelliğiyle bilinen ekonomik merkez ve en büyük şehir.
    **Lahor** : **Badshahi Camii** ve Shalimar Bahçeleri'nin bulunduğu kültürel ve tarihi merkez.
    **İslamabad** : Organizasyonu ve doğal güzelliğiyle bilinen modern başkent.
    **Peşaver** : Geleneksel çarşıları ve mutfağıyla ünlü, Hayber Geçidi yakınlarında derin bir tarihe sahip bir şehir.
    **Ketta** : Dağlarla çevrili, ılıman bir iklim ve muhteşem manzaralar sunan Belucistan'ın başkenti.

    **Ekonomi**:
    özellikle buğday ve pamuk olmak üzere tarıma ve tekstil ve teknoloji gibi imalat endüstrilerine dayanır. Ülke ayrıca kömür ve gaz gibi doğal kaynaklar açısından da zengindir.

    **Turizm ve Doğal Güzellik**:
    Yüksek **Karakoram Dağları**'ndan nefes kesici **Hunza ve Swat Vadileri**'ne kadar, Pakistan eşsiz bir doğal çeşitliliğe sahiptir! Ayrıca İndus Vadisi Uygarlığı'nın bir kalıntısı olan **Mohenjo-Daro** gibi tarihi yerlere de ev sahipliği yapmaktadır.

    **Eğlenceli Bilgiler**:
    Dünyanın ikinci en yüksek zirvesi olan **K2**'ye ev sahipliği yapmaktadır!
    Yerel sanatçılığı sergileyen benzersiz şekilde dekore edilmiş **boyalı otobüsleriyle** ünlüdür!
    Uçurtma uçurma kutlaması olan **Basant** gibi canlı festivallere ev sahipliği yapar!

    #Pakistan #DoğalGüzellik
    #İslamabad #ZenginKültür
    🌍 **#Pakistan: Güney Asya'nın Tarih, Kültür ve Doğa Mücevheri!** 🇵🇰✨ 📍 **Coğrafi Konum**: Güney Asya'da bulunan Pakistan, Hindistan 🇮🇳, Çin 🇨🇳, Afganistan 🇦🇫, İran 🇮🇷 ile sınır komşusudur ve Arap Denizi 🌊 boyunca uzun bir kıyı şeridine sahiptir, bu da onu Doğu ile Batı arasında stratejik bir kavşak noktası yapar. 🏛️ **Başkent**: İslamabad—zarif mimarisi ve yemyeşil bitki örtüsüyle modern bir şehir 🌳. Dünyanın en büyük camilerinden biri olan **Faisal Camii** 🕌'ye ev sahipliği yapmaktadır. 🗓️ **Bağımsızlık Tarihi**: Pakistan, Müslümanlar için ayrı bir devlet savunan İki Millet Teorisi kapsamında **Muhammed Ali Cinnah** önderliğinde **14 Ağustos 1947** 🇵🇰'de Hindistan'dan bağımsızlığını kazandı. 🕌 **Din ve Çeşitlilik**: İslam, Sünniler, Şiiler ve Sufiler de dahil olmak üzere nüfusun **%96**'sını oluşturan Müslümanlarla resmi dindir. Hinduizm, Hristiyanlık ve Sihizm gibi azınlık dinleri de ülkenin zengin kültürel dokusuna katkıda bulunur. 🏙️ **Büyük Şehirler**: 🔹 **Karaçi** 🌊: Canlı pazarları ve kıyı güzelliğiyle bilinen ekonomik merkez ve en büyük şehir. 🔹 **Lahor** 🏛️: **Badshahi Camii** ve Shalimar Bahçeleri'nin bulunduğu kültürel ve tarihi merkez. 🔹 **İslamabad** 🌳: Organizasyonu ve doğal güzelliğiyle bilinen modern başkent. 🔹 **Peşaver** 🏺: Geleneksel çarşıları ve mutfağıyla ünlü, Hayber Geçidi yakınlarında derin bir tarihe sahip bir şehir. 🔹 **Ketta** ⛰️: Dağlarla çevrili, ılıman bir iklim ve muhteşem manzaralar sunan Belucistan'ın başkenti. 📈 **Ekonomi**: özellikle buğday ve pamuk olmak üzere tarıma 🌾 ve tekstil ve teknoloji 📱 gibi imalat endüstrilerine dayanır. Ülke ayrıca kömür ve gaz gibi doğal kaynaklar açısından da zengindir. ⛰️ **Turizm ve Doğal Güzellik**: Yüksek **Karakoram Dağları**'ndan 🏔️ nefes kesici **Hunza ve Swat Vadileri**'ne 🍃 kadar, Pakistan eşsiz bir doğal çeşitliliğe sahiptir! Ayrıca İndus Vadisi Uygarlığı'nın bir kalıntısı olan **Mohenjo-Daro** gibi tarihi yerlere de ev sahipliği yapmaktadır. 💡 **Eğlenceli Bilgiler**: 🔹 Dünyanın ikinci en yüksek zirvesi olan **K2**'ye 🏔️ ev sahipliği yapmaktadır! 🔹 Yerel sanatçılığı sergileyen benzersiz şekilde dekore edilmiş **boyalı otobüsleriyle** 🎨🚌 ünlüdür! 🔹 Uçurtma uçurma kutlaması 🪁 olan **Basant** gibi canlı festivallere ev sahipliği yapar! #Pakistan #DoğalGüzellik #İslamabad #ZenginKültür
    0 Kommentare 0 Anteile
  • Kore'de ele geçirdiği tepeye Türk bayrağı diken kahraman Türk askerleri..
    1950-1953
    Kore'de ele geçirdiği tepeye Türk bayrağı diken kahraman Türk askerleri..🇹🇷💕 1950-1953
    0 Kommentare 0 Anteile
  • Dünyanın En Çok Otomobil Markasına Sahip Ülkeleri

    Otomotiv dünyasında rekabet her geçen gün artarken, ülkelerin otomobil markalarındaki çeşitlilik ve üretim sayıları dikkat çekiyor. İşte dünyanın en çok otomobil markasına sahip ülkeleri ve Türkiye'nin bu sıralamadaki yeri:

    Amerika Birleşik Devletleri (ABD) - 231 Marka
    Üretim: Yaklaşık 11 milyon
    Öne çıkan markalar: Ford, Tesla, Cadillac, Chevrolet

    İngiltere - 157 Marka
    Öne çıkan markalar: Aston Martin, Bentley, Jaguar, Land Rover, Rolls Royce

    Çin - 124 Marka
    Öne çıkan markalar: FAW Grubu, Geely, Chery, Farizon

    Almanya - 114 Marka
    Öne çıkan markalar: Audi, BMW, Mercedes-Benz, Porsche, Volkswagen

    Fransa - 72 Marka
    Öne çıkan markalar: Bugatti, Citroën, Peugeot, Renault
    Üretim: 1,5 milyon (2023 verilerine göre 12. sırada)

    İtalya - 61 Marka
    Üretim: 880 bin

    İsveç - 30 Marka
    Üretim: 276 bin

    Rusya - 24 Marka
    Üretim: 730 bin

    Japonya - 23 Marka
    Üretim: Yaklaşık 9 milyon

    Güney Kore - 10 Marka
    Üretim: Yaklaşık 4,5 milyon

    Hindistan - 7 Marka
    Üretim: Yaklaşık 6 milyon

    Meksika - 3 Marka
    Üretim: 4 milyon

    Türkiye - 1 Marka
    Marka: Togg
    Üretim: 2023'te 800'ün üzerinde araç üretildiği açıklanmıştı.

    Özet:
    Türkiye, Togg ile 1 otomobil markasına sahip ve bu alanda başlangıç aşamasında. Ancak üretim açısından hızla yükselerek otomotiv dünyasında adını duyurmaya başladı.

    Girişim Port
    🚗 Dünyanın En Çok Otomobil Markasına Sahip Ülkeleri Otomotiv dünyasında rekabet her geçen gün artarken, ülkelerin otomobil markalarındaki çeşitlilik ve üretim sayıları dikkat çekiyor. İşte dünyanın en çok otomobil markasına sahip ülkeleri ve Türkiye'nin bu sıralamadaki yeri: 🇺🇸 Amerika Birleşik Devletleri (ABD) - 231 Marka Üretim: Yaklaşık 11 milyon Öne çıkan markalar: Ford, Tesla, Cadillac, Chevrolet 🇬🇧 İngiltere - 157 Marka Öne çıkan markalar: Aston Martin, Bentley, Jaguar, Land Rover, Rolls Royce 🇨🇳 Çin - 124 Marka Öne çıkan markalar: FAW Grubu, Geely, Chery, Farizon 🇩🇪 Almanya - 114 Marka Öne çıkan markalar: Audi, BMW, Mercedes-Benz, Porsche, Volkswagen 🇫🇷 Fransa - 72 Marka Öne çıkan markalar: Bugatti, Citroën, Peugeot, Renault Üretim: 1,5 milyon (2023 verilerine göre 12. sırada) 🇮🇹 İtalya - 61 Marka Üretim: 880 bin 🇸🇪 İsveç - 30 Marka Üretim: 276 bin 🇷🇺 Rusya - 24 Marka Üretim: 730 bin 🇯🇵 Japonya - 23 Marka Üretim: Yaklaşık 9 milyon 🇰🇷 Güney Kore - 10 Marka Üretim: Yaklaşık 4,5 milyon 🇮🇳 Hindistan - 7 Marka Üretim: Yaklaşık 6 milyon 🇲🇽 Meksika - 3 Marka Üretim: 4 milyon 🇹🇷 Türkiye - 1 Marka Marka: Togg Üretim: 2023'te 800'ün üzerinde araç üretildiği açıklanmıştı. 🌟 Özet: Türkiye, Togg ile 1 otomobil markasına sahip ve bu alanda başlangıç aşamasında. Ancak üretim açısından hızla yükselerek otomotiv dünyasında adını duyurmaya başladı. Girişim Port
    0 Kommentare 0 Anteile
  • Top countries with the largest GDP in 2024:

    1. 🇺🇲 USA: $28.9 trillion
    2. China: 18.1 trillion
    3. Germany: $4.59 trillion
    4. Japan: $4.11 trillion
    5. India: $3.93 trillion
    6. UK: $3.49 trillion
    7. France: $3.13 trillion
    8. Brazil: $2.33 trillion
    9. Italy: $2.32 trillion
    10. Canada: $2.24 trillion
    11. Mexico: $2.2 trillion
    12. Australia: $1.9 trillion
    13. South Korea: $1.86 trillion
    🌍 Top countries with the largest GDP in 2024: 1. 🇺🇲 USA: $28.9 trillion 2. 🇨🇳 China: 18.1 trillion 3. 🇩🇪 Germany: $4.59 trillion 4. 🇯🇵 Japan: $4.11 trillion 5. 🇮🇳 India: $3.93 trillion 6. 🇬🇧 UK: $3.49 trillion 7. 🇫🇷 France: $3.13 trillion 8. 🇧🇷 Brazil: $2.33 trillion 9. 🇮🇹 Italy: $2.32 trillion 10. 🇨🇦 Canada: $2.24 trillion 11. 🇲🇽 Mexico: $2.2 trillion 12. 🇦🇺 Australia: $1.9 trillion 13. 🇰🇷 South Korea: $1.86 trillion
    0 Kommentare 0 Anteile
  • Instagram'ın erişime engellendiği ülkeler:
    — Çin
    — İran
    — Kuzey Kore
    — Rusya
    — Türkiye
    Instagram'ın erişime engellendiği ülkeler:❗️👇🙄 — Çin 🇨🇳 — İran 🇮🇷 — Kuzey Kore 🇰🇵 — Rusya 🇷🇺 — Türkiye 🇹🇷
    0 Kommentare 0 Anteile
  • DENİZİN ALTINDA 468 KABLO

    İnternet deyince genelde bir cok kişinin aklına Google, Facebook, İnstagram yada whatsapp gelir. Peki buradaki verilerin nerede tutulduğu sorusunun cevabı içinde bulut’ta yada sunucuda deriz.

    Aslında işin ironik tarafındaysa şu: bir e-posta gönderdiğimizde ya da bir web sitesine girdiğimizde diğerleriyle aramızdaki iletişim yukarılarda değil aşağılarda gerçekleşir. 2020 yılı başı itibariyle internetteki iletişimin %99’u denizlerin altına döşenmiş 468 tane kablo hattıyla sağlanıyor. Bunların bazılarının uzunlukları sadece 131 kilometre, bazılarının uzunluklarıysa 20.000 km. Yine de o kablolardan birini kesseniz koskoca bir kıtanın interneti gidebilir.

    2018’de böyle bir olay oldu. Trol avcılığı yapan bir balıkçı teknesi kabloyu yanlışlıkla koparınca 10 ülkenin interneti kesildi.
    Sadece 468 tane kablo toplamda 1.2 milyon km uzunluğunda ve bu kablolardan her yıl 200 civarında irili ufaklı problemle karşılaşılıyor. Bazen kablonun üstüne gemiler yanlışlıkla demir atıyor, bazen de depremler ya da su altı volkan patlamaları nedeniyle bu kablolar hasar görebiliyor. 2007’de deniz korsanları Tayland, Vietnam ve Hong Kong’u bağlayan bir kablonun 11 kilometrelik kısmını çalıp 100 tonluk hurda olarak satmışlar mesela.

    Bir de köpek balıkları var. Kanarya Adaları açıklarındaki bir kablonun üzerinde köpek balığı dişi bulmuşlar. Aslında bu olay köpek balıklarının 1 km derinliğe inebileceğinin farkına varılmasına sebep olmuş. Kabloların içinden geçen akım nedeniyle oluşan elektrik alanının onları çektiği, kendi avlarını bulma konusunda bu tür alanlardan etkilendikleri ortaya çıkmış. Kablocular da bu alanı yok edebilmek ve kablolarını koruyabilmek için yalıtım malzemelerini tekrar gözden geçirmek zorunda kaldılar.

    İnternet kablosu deyince bizim aklımıza evlerimizde kullandığımız en fazla bir parmak kalınlığındaki kablolar geliyor. Bu bir ethernet kablosu. Veriyi elektrikle iletiyor. Ucuz bir yöntem ama bu tür kablolarda sinyal kaybı çok olduğu için uzun mesafelerde tercih edilmiyor. Bir de kablosuz internet var. Bu yöntemde veriler radyo dalgalarıyla iletiliyor.

    Çok büyük miktarda veriyi, binlerce kilometre boyunca sinyal kaybı yaşamadan ve en önemlisi çok hızlı göndermek için fiber optik kablolar kullanılmakta. Aynı kablonun içine farklı açılarda ışık göndererek aynı anda farklı veriler taşınabiliyor. Yüzlerce terabitlik bilgi. işte bu saç teli inceliğindeki kabloların başına bir şey gelmesin diye etrafı jel, plastik, çelik, bakır, polikarbonat, aluminyum, polietilen gibi farklı malzemelerden oluşan 7 ayrı katmanla sarmalanıyor.

    Kablolar bu şekilde üretildikten sonra çok uzun oldukları için büyük makaralara sarılıyor. Bu makaralar da yaklaşık bir ayda onları denizlerin altına döşeyecek olan gemilere yükleniyor. Çünkü bunlar gerçekten de okyanus tabanına indiriliyor. Eğer taban yumuşaksa kablo bazı noktalarda binlerce metre suyun altındaki zemine gömülüyor. Eğer taban sertse dibe bırakılıyor. Tabi burada onun ne kadar gergin olması gerektiğiyle ilgili çok dikkatli hesaplamalar yapmak gerekiyor. Ayrıca bazı yerlerde mercan resifleri ya da gemi batıkları olduğundan oralarda kablonun dolanmaması için aylar öncesinden planlamalar yapılıyor.

    Suların altına kablo döşeme fikrini ilk kez uygulamaya geçiren kişi Samuel Morse. Telgraflarda kullanılan Mors alfabesine ismini veren kişi. İlk kez 1842’de New York’da denizin altına 3 km uzunluğunda bir kablo döşeyerek telgraf mesajının güvenli bir şekilde iletilebileceğini test etmiş. Bundan sadece 16 yıl sonra da binlerce kilometre uzunluğundaki ilk kablo Avrupa’yla Amerika kıtalarını birleştirmiş.

    1858’de Atlantik okyanusunu aşan ilk telgraf mesajı Amerika’ya ulaşmış. Mesajın gönderilmesi 17 saat 40 dakikada gerçekleşmiş çünkü bir kelimenin bile yazılıp ulaştırılması birkaç dakika sürüyormuş. Günümüzde saç telinden bile ince kablolardan her saniye trilyonlarca kelimelik bilgi gönderilebiliyor. Örneğin 2018’de döşenen son kablolardan biri olan 6605 km uzunluğundaki MAREA kablosundan saniyede 208 Terabit bilgi taşınabiliyor.

    Tüm dünyayı saran kablolama sistemi Türkiye’yi de dört farklı noktada kesiyor. Bunlardan birisi Hollanda’dan başlayarak Avustralya, Güney Kore gibi ülkeleri dolaşarak bizim ülkemize de uğrayan SeaMeWe-3 isimli ağ.

    Bunun dışında Ege Denizi üzerinden geze geze gelen MedNautilus Denizaltı sistemi de ülkemizin en önemli ağlarından birisi olarak gözüküyor. Bu ağ, Yunanistan, İtalya, İsrail, Kıbrıs gibi bölgelere de uğrayarak geniş bir ağ oluşturuyor. Ülkemize ulaşan diğer ağlar Turcyos-1(Mersin-Girne) ve Turcyos-2(Samandağ-Kıbrıs) isimli iki kardeş ağ.

    Girdiğiniz web siteleri ya da gönderilen e-postalar ya da izlediğiniz videoalar bulutlardan değil aşağılardan, okyanusların binlerce metre derinliklerinden geliyor.

    Kaynak: Mesut Taner/Bilim Kulübü
    DENİZİN ALTINDA 468 KABLO İnternet deyince genelde bir cok kişinin aklına Google, Facebook, İnstagram yada whatsapp gelir. Peki buradaki verilerin nerede tutulduğu sorusunun cevabı içinde bulut’ta yada sunucuda deriz. Aslında işin ironik tarafındaysa şu: bir e-posta gönderdiğimizde ya da bir web sitesine girdiğimizde diğerleriyle aramızdaki iletişim yukarılarda değil aşağılarda gerçekleşir. 2020 yılı başı itibariyle internetteki iletişimin %99’u denizlerin altına döşenmiş 468 tane kablo hattıyla sağlanıyor. Bunların bazılarının uzunlukları sadece 131 kilometre, bazılarının uzunluklarıysa 20.000 km. Yine de o kablolardan birini kesseniz koskoca bir kıtanın interneti gidebilir. 2018’de böyle bir olay oldu. Trol avcılığı yapan bir balıkçı teknesi kabloyu yanlışlıkla koparınca 10 ülkenin interneti kesildi. Sadece 468 tane kablo toplamda 1.2 milyon km uzunluğunda ve bu kablolardan her yıl 200 civarında irili ufaklı problemle karşılaşılıyor. Bazen kablonun üstüne gemiler yanlışlıkla demir atıyor, bazen de depremler ya da su altı volkan patlamaları nedeniyle bu kablolar hasar görebiliyor. 2007’de deniz korsanları Tayland, Vietnam ve Hong Kong’u bağlayan bir kablonun 11 kilometrelik kısmını çalıp 100 tonluk hurda olarak satmışlar mesela. Bir de köpek balıkları var. Kanarya Adaları açıklarındaki bir kablonun üzerinde köpek balığı dişi bulmuşlar. Aslında bu olay köpek balıklarının 1 km derinliğe inebileceğinin farkına varılmasına sebep olmuş. Kabloların içinden geçen akım nedeniyle oluşan elektrik alanının onları çektiği, kendi avlarını bulma konusunda bu tür alanlardan etkilendikleri ortaya çıkmış. Kablocular da bu alanı yok edebilmek ve kablolarını koruyabilmek için yalıtım malzemelerini tekrar gözden geçirmek zorunda kaldılar. İnternet kablosu deyince bizim aklımıza evlerimizde kullandığımız en fazla bir parmak kalınlığındaki kablolar geliyor. Bu bir ethernet kablosu. Veriyi elektrikle iletiyor. Ucuz bir yöntem ama bu tür kablolarda sinyal kaybı çok olduğu için uzun mesafelerde tercih edilmiyor. Bir de kablosuz internet var. Bu yöntemde veriler radyo dalgalarıyla iletiliyor. Çok büyük miktarda veriyi, binlerce kilometre boyunca sinyal kaybı yaşamadan ve en önemlisi çok hızlı göndermek için fiber optik kablolar kullanılmakta. Aynı kablonun içine farklı açılarda ışık göndererek aynı anda farklı veriler taşınabiliyor. Yüzlerce terabitlik bilgi. işte bu saç teli inceliğindeki kabloların başına bir şey gelmesin diye etrafı jel, plastik, çelik, bakır, polikarbonat, aluminyum, polietilen gibi farklı malzemelerden oluşan 7 ayrı katmanla sarmalanıyor. Kablolar bu şekilde üretildikten sonra çok uzun oldukları için büyük makaralara sarılıyor. Bu makaralar da yaklaşık bir ayda onları denizlerin altına döşeyecek olan gemilere yükleniyor. Çünkü bunlar gerçekten de okyanus tabanına indiriliyor. Eğer taban yumuşaksa kablo bazı noktalarda binlerce metre suyun altındaki zemine gömülüyor. Eğer taban sertse dibe bırakılıyor. Tabi burada onun ne kadar gergin olması gerektiğiyle ilgili çok dikkatli hesaplamalar yapmak gerekiyor. Ayrıca bazı yerlerde mercan resifleri ya da gemi batıkları olduğundan oralarda kablonun dolanmaması için aylar öncesinden planlamalar yapılıyor. Suların altına kablo döşeme fikrini ilk kez uygulamaya geçiren kişi Samuel Morse. Telgraflarda kullanılan Mors alfabesine ismini veren kişi. İlk kez 1842’de New York’da denizin altına 3 km uzunluğunda bir kablo döşeyerek telgraf mesajının güvenli bir şekilde iletilebileceğini test etmiş. Bundan sadece 16 yıl sonra da binlerce kilometre uzunluğundaki ilk kablo Avrupa’yla Amerika kıtalarını birleştirmiş. 1858’de Atlantik okyanusunu aşan ilk telgraf mesajı Amerika’ya ulaşmış. Mesajın gönderilmesi 17 saat 40 dakikada gerçekleşmiş çünkü bir kelimenin bile yazılıp ulaştırılması birkaç dakika sürüyormuş. Günümüzde saç telinden bile ince kablolardan her saniye trilyonlarca kelimelik bilgi gönderilebiliyor. Örneğin 2018’de döşenen son kablolardan biri olan 6605 km uzunluğundaki MAREA kablosundan saniyede 208 Terabit bilgi taşınabiliyor. Tüm dünyayı saran kablolama sistemi Türkiye’yi de dört farklı noktada kesiyor. Bunlardan birisi Hollanda’dan başlayarak Avustralya, Güney Kore gibi ülkeleri dolaşarak bizim ülkemize de uğrayan SeaMeWe-3 isimli ağ. Bunun dışında Ege Denizi üzerinden geze geze gelen MedNautilus Denizaltı sistemi de ülkemizin en önemli ağlarından birisi olarak gözüküyor. Bu ağ, Yunanistan, İtalya, İsrail, Kıbrıs gibi bölgelere de uğrayarak geniş bir ağ oluşturuyor. Ülkemize ulaşan diğer ağlar Turcyos-1(Mersin-Girne) ve Turcyos-2(Samandağ-Kıbrıs) isimli iki kardeş ağ. Girdiğiniz web siteleri ya da gönderilen e-postalar ya da izlediğiniz videoalar bulutlardan değil aşağılardan, okyanusların binlerce metre derinliklerinden geliyor. Kaynak: Mesut Taner/Bilim Kulübü
    0 Kommentare 0 Anteile
  • Yüksek teknoloji ihracatında dünyanın ilk 10 ülkesi

    Bazı yorumlar:

    - Çin tartışmasız açık ara önde ve dünya lideri.

    - Vietnam'ın inanılmaz yükselişi

    Kürevi sermayenin ve büyük firmaların, ucuz işçilikten dolayı bir üstü olan Vietnam dünyaya yüksek teknoloji ihraç ediyor.

    Güney Kore firması olan Samsung'un en büyük fabrikası Vietnam'dadır ve Samsung'un telefonların önemli bir kısmı Vietnam'da üretilir.
    Yüksek teknoloji ihracatında dünyanın ilk 10 ülkesi Bazı yorumlar: - Çin tartışmasız açık ara önde ve dünya lideri. - Vietnam'ın inanılmaz yükselişi Kürevi sermayenin ve büyük firmaların, ucuz işçilikten dolayı bir üstü olan Vietnam dünyaya yüksek teknoloji ihraç ediyor. Güney Kore firması olan Samsung'un en büyük fabrikası Vietnam'dadır ve Samsung'un telefonların önemli bir kısmı Vietnam'da üretilir.
    0 Kommentare 0 Anteile
  • ■ ALMAN BASININDA RAMAZAN VE BAYRAM, 1853

    [Alman Der Sammler Gazetesi, 20 Temmuz 1853 tarihli nüshasında İstanbul'daki Ramazan ve Bayramı anlatıyor]:

    "İFTAR TOPU

    Güneş batarken, bütün bataryalardan ateşlenen toplar, gündüz orucunun bittiğini ve yaklaşan gecenin türlü zevklere yeniden izin verdiğini göstermek için gümbürdüyor.

    Tüm kahveler açılıyor ve pırıl pırıl aydınlatılıyor. Tüm cami kubbeleri ışıklandırılıyor ve renkli kağıt fenerler bir minareden diğerine uzanan ipler üzerinde karanlık gecede parlayan meteorlar gibi sallanıyor.

    Camilerin pencerelerinden bir ışık denizi parlıyor ve sokaklardaki muhteşem çeşmeler ise etraflarını saran kandillerin binlerce gökkuşağı renkleriyle ışıl ışıl parlıyor.

    KAPALIÇARŞI

    Çeşitli revaklarıyla şehrin bir parçasını oluşturan büyük çarşının tüm tezgahları ve tonozları da parlak ışıklarla parlıyor. Burada sergilenen muhteşem eşyalar, özellikle halı, şal ve silahlar göze sunulmak üzere artan bir ihtişam içinde çarşı koridorlarında sergileniyor.

    Muazzam Konstantinopolis'te gözlemci yabancıların görme ve tatma duyularını dört hafta boyunca her akşam doyuran, neşeli ve bilinmeyen bir pasta dünyasına taşıyan, sihirli bir günde yol alıyoruz.

    Yabancılar bu gece saatlerinde kahvelerde eğlence aramak isterlerse, misafirleri sanatlarıyla eğlendirmek için mekandan mekana dolaşan hikaye anlatıcıları (meddahlar) ve Rum müzisyenleri bulacaktır.

    ZENGİN FAKİR YANYANA

    Fakat bütün bunlar anlamlı sîmalarıyla asaletli ve güçlü doğulu figürlerin sunduklarından daha az dikkat çekicidir. Divanlarda uzun bir sıra halinde oturan bu insanlar eski düşman bile olsalar, zengin-fakir yanyana dostça sohbetler ederler. Zira zaman, Ramazan için barışma zamanıdır. Burada her türlü statü farkı ve her olumsuz ilişki yasaklanmış gibi görünüyor. Herkese dostça bir neşe yayılmış durumda.

    YAKLAŞAN SAHUR

    Sahur yaklaştıkça yaklaşıyor ve biz ışıklı sokaklarda bir kez daha acele ediyoruz. Konuklar daha şimdiden parlak bir şekilde aydınlatılmış saraydan boşalıyor ve muhteşem atlarına binerek evlerine doğru sürüyorlar. Kendi evlerinin efendisi olarak, Ramazan'da her Müslüman'ın sabah namazından yaklaşık bir saat önce yediği yemeğe (sahur) oturuyorlar, ama içlerinde yabancının olmadığı sadece kendi aile üyeleri ile birlikte.

    Bu yemeğe "günlük oruç hazırlığı" anlamına gelen "imsak" deniliyor. Sonra alçak bir evin yanından geçerken açık kalmış pencereler evin içindeki arka odaları görmemize imkan tanıyor. Orada yaşlı bir baba, eşi, çocukları ve hizmetçileriyle birlikte, doğudaki ilk Hıristiyanların, geceleri düzenlenen eski aşk şölenlerini anımsatan yemekte ataerkil bir sakinlikle oturuyor.

    PERA

    Şimdi, Avrupalıların yaşadığı banliyö olan Pera'ya geçmek için sokaklardan limana doğru daha hızlı koşarsak, etrafımızda hala hareketli bir hayat vızıldıyor, şafak yaklaştıkça neşesi artıyor gibi görünüyor.

    Seyyar şeker ve tatlı satıcıları, mallarını seslice haykırarak satıyor. Pastaneciler dükkânlarında sık sık boşaltılan teneke tepsileri doldurmaya devam ediyor. Daha yoğun bir zevk sevenler, tütsülenmiş muhallebi çömlekleri ve çeşitli kuzu yemeklerinin etrafında toplanıyor.

    YEMEK İKRAMLARI

    Büyük bir pilav kazanı ve bir direğin üzerinde et taşıyan ve onu yer sofrasına oturmuş ahalinin önüne seren iki siyah köleyle karşılaşıyoruz. "Peygamberin dağıttığı gibi kendilerine ihsan edilen nimetleri cömertçe dağıtanlardan Allah razı olur!" diye yüksek sesle bağıran siyah adam üç kere "Elhamdülillah!" diyor. Fakirler topluluğu ise hep bir ağızdan cevap veriyorlar: "Allah hayır sahibinden ebeden razı olsun!"

    Kısa bir süre içinde biten ziyafetten sonra karnı doyanların teşekkür seslerini uzaklardan bile işitiyoruz: "Allah karnımızı doyuranların keselerini doldursun!" ve "Allah hayır sahibi zenginlerden razı olsun ve bize verdiklerinin bin katını onlara geri versin!"

    BAYRAM GÜNÜ

    Oruç ayı Ramazan'ın son akşamında yeni ay mutlu Şevval ayını ilan ediyor. (Bu yılın takvimine göre 7 Temmuz Perşembe), Dini bir bayram olan Büyük Bayram, "Iyd-ı fıtır" olarak da adlandırılır. Son orucun açılmasından sonra başlar ve eski Türk geleneğine göre bunu ikinci ve üçüncü bir kutlama günü takip eder.

    Bayramın ilk günün başlangıcı -bütün büyük kutlamalar gibi- kıyıdan ve limanın zengin bayraklı gemilerinden aralıksız bir top ateşi ile karşılanır. Müminler namaza gitmeden önce, şeriat, mümkün olduğu kadar güzel giysiler giymeyi övülmeye değer görür ki bu da mümkün olduğunca yapılmaya çalışılır. Öyle ki Türkçe bir deyimde bir insanın ne kadar fakir olduğu anlatılabilmek için şöyle denilir: "Kendine bir bayram elbisesi bile alamayacak kadar fakir"

    BAYRAM TEBRİKLERİ

    Yolda sürekli olarak emredilen dua kelimelerinin mırıltısı duyuluyor: "Allahu ekber!" "Tanrı büyüktür! Bayram kısmen Alman Yeni Yılı'na benziyor, çünkü bunda olduğu gibi herkes birbirine iyi dileklerde bulunur. Sokakta karşılaşan tamamen yabancılar bile birbirlerini bayram selamı ile selamlıyorlar: "Bayramın mübarek olsun!"

    KÜSLERİN BARIŞMASI

    Ramazan'da henüz bırakılamayan düşmanlıklar Bayram'da genellikle azalır ve kendisine sunulan barıştırma teşebbüsünü reddedenler halk arasında genel bir ayıplamayla karşılanır.

    Aynı zamanda birbirlerine hediyeler vermek de bu günde bir adettir ve Doğu geleneklerinin izin verdiği ölçüde kadınlar bu konuda daha fazla özgürlüğe sahiptir. Özenle dekore edilmiş uzun araba konvoylarındaki bütün harem halkı -elbette yeşil pelerinlere sarılmış ve sadece burunlarını ve gözlerini gösteren hanımlar- birbirlerini ziyaret ederler.

    BAYRAMDA KIR GEZİLERİ

    Bu bayram günlerinde insanlar yakın ve uzak eğlencelik yerlerde, Kağıthane Deresi'nde, Büyükdere'de, Dolmabahçe'de, Prens Adaları'nda birlikte kendilerini eğlendirirler. Bayram, Türkler gibi, zevk düşkünü Hıristiyanlar tarafından da aynı coşkuyla kutlanır.."

    Daha fazlası için lütfen takip ediniz: https://www.facebook.com/TariheSeyahat
    ■ ALMAN BASININDA RAMAZAN VE BAYRAM, 1853 ❤️ [Alman Der Sammler Gazetesi, 20 Temmuz 1853 tarihli nüshasında İstanbul'daki Ramazan ve Bayramı anlatıyor]: "İFTAR TOPU Güneş batarken, bütün bataryalardan ateşlenen toplar, gündüz orucunun bittiğini ve yaklaşan gecenin türlü zevklere yeniden izin verdiğini göstermek için gümbürdüyor. Tüm kahveler açılıyor ve pırıl pırıl aydınlatılıyor. Tüm cami kubbeleri ışıklandırılıyor ve renkli kağıt fenerler bir minareden diğerine uzanan ipler üzerinde karanlık gecede parlayan meteorlar gibi sallanıyor. Camilerin pencerelerinden bir ışık denizi parlıyor ve sokaklardaki muhteşem çeşmeler ise etraflarını saran kandillerin binlerce gökkuşağı renkleriyle ışıl ışıl parlıyor. KAPALIÇARŞI Çeşitli revaklarıyla şehrin bir parçasını oluşturan büyük çarşının tüm tezgahları ve tonozları da parlak ışıklarla parlıyor. Burada sergilenen muhteşem eşyalar, özellikle halı, şal ve silahlar göze sunulmak üzere artan bir ihtişam içinde çarşı koridorlarında sergileniyor. Muazzam Konstantinopolis'te gözlemci yabancıların görme ve tatma duyularını dört hafta boyunca her akşam doyuran, neşeli ve bilinmeyen bir pasta dünyasına taşıyan, sihirli bir günde yol alıyoruz. Yabancılar bu gece saatlerinde kahvelerde eğlence aramak isterlerse, misafirleri sanatlarıyla eğlendirmek için mekandan mekana dolaşan hikaye anlatıcıları (meddahlar) ve Rum müzisyenleri bulacaktır. ZENGİN FAKİR YANYANA Fakat bütün bunlar anlamlı sîmalarıyla asaletli ve güçlü doğulu figürlerin sunduklarından daha az dikkat çekicidir. Divanlarda uzun bir sıra halinde oturan bu insanlar eski düşman bile olsalar, zengin-fakir yanyana dostça sohbetler ederler. Zira zaman, Ramazan için barışma zamanıdır. Burada her türlü statü farkı ve her olumsuz ilişki yasaklanmış gibi görünüyor. Herkese dostça bir neşe yayılmış durumda. YAKLAŞAN SAHUR Sahur yaklaştıkça yaklaşıyor ve biz ışıklı sokaklarda bir kez daha acele ediyoruz. Konuklar daha şimdiden parlak bir şekilde aydınlatılmış saraydan boşalıyor ve muhteşem atlarına binerek evlerine doğru sürüyorlar. Kendi evlerinin efendisi olarak, Ramazan'da her Müslüman'ın sabah namazından yaklaşık bir saat önce yediği yemeğe (sahur) oturuyorlar, ama içlerinde yabancının olmadığı sadece kendi aile üyeleri ile birlikte. Bu yemeğe "günlük oruç hazırlığı" anlamına gelen "imsak" deniliyor. Sonra alçak bir evin yanından geçerken açık kalmış pencereler evin içindeki arka odaları görmemize imkan tanıyor. Orada yaşlı bir baba, eşi, çocukları ve hizmetçileriyle birlikte, doğudaki ilk Hıristiyanların, geceleri düzenlenen eski aşk şölenlerini anımsatan yemekte ataerkil bir sakinlikle oturuyor. PERA Şimdi, Avrupalıların yaşadığı banliyö olan Pera'ya geçmek için sokaklardan limana doğru daha hızlı koşarsak, etrafımızda hala hareketli bir hayat vızıldıyor, şafak yaklaştıkça neşesi artıyor gibi görünüyor. Seyyar şeker ve tatlı satıcıları, mallarını seslice haykırarak satıyor. Pastaneciler dükkânlarında sık sık boşaltılan teneke tepsileri doldurmaya devam ediyor. Daha yoğun bir zevk sevenler, tütsülenmiş muhallebi çömlekleri ve çeşitli kuzu yemeklerinin etrafında toplanıyor. YEMEK İKRAMLARI Büyük bir pilav kazanı ve bir direğin üzerinde et taşıyan ve onu yer sofrasına oturmuş ahalinin önüne seren iki siyah köleyle karşılaşıyoruz. "Peygamberin dağıttığı gibi kendilerine ihsan edilen nimetleri cömertçe dağıtanlardan Allah razı olur!" diye yüksek sesle bağıran siyah adam üç kere "Elhamdülillah!" diyor. Fakirler topluluğu ise hep bir ağızdan cevap veriyorlar: "Allah hayır sahibinden ebeden razı olsun!" Kısa bir süre içinde biten ziyafetten sonra karnı doyanların teşekkür seslerini uzaklardan bile işitiyoruz: "Allah karnımızı doyuranların keselerini doldursun!" ve "Allah hayır sahibi zenginlerden razı olsun ve bize verdiklerinin bin katını onlara geri versin!" BAYRAM GÜNÜ Oruç ayı Ramazan'ın son akşamında yeni ay mutlu Şevval ayını ilan ediyor. (Bu yılın takvimine göre 7 Temmuz Perşembe), Dini bir bayram olan Büyük Bayram, "Iyd-ı fıtır" olarak da adlandırılır. Son orucun açılmasından sonra başlar ve eski Türk geleneğine göre bunu ikinci ve üçüncü bir kutlama günü takip eder. Bayramın ilk günün başlangıcı -bütün büyük kutlamalar gibi- kıyıdan ve limanın zengin bayraklı gemilerinden aralıksız bir top ateşi ile karşılanır. Müminler namaza gitmeden önce, şeriat, mümkün olduğu kadar güzel giysiler giymeyi övülmeye değer görür ki bu da mümkün olduğunca yapılmaya çalışılır. Öyle ki Türkçe bir deyimde bir insanın ne kadar fakir olduğu anlatılabilmek için şöyle denilir: "Kendine bir bayram elbisesi bile alamayacak kadar fakir" BAYRAM TEBRİKLERİ Yolda sürekli olarak emredilen dua kelimelerinin mırıltısı duyuluyor: "Allahu ekber!" "Tanrı büyüktür! Bayram kısmen Alman Yeni Yılı'na benziyor, çünkü bunda olduğu gibi herkes birbirine iyi dileklerde bulunur. Sokakta karşılaşan tamamen yabancılar bile birbirlerini bayram selamı ile selamlıyorlar: "Bayramın mübarek olsun!" KÜSLERİN BARIŞMASI Ramazan'da henüz bırakılamayan düşmanlıklar Bayram'da genellikle azalır ve kendisine sunulan barıştırma teşebbüsünü reddedenler halk arasında genel bir ayıplamayla karşılanır. Aynı zamanda birbirlerine hediyeler vermek de bu günde bir adettir ve Doğu geleneklerinin izin verdiği ölçüde kadınlar bu konuda daha fazla özgürlüğe sahiptir. Özenle dekore edilmiş uzun araba konvoylarındaki bütün harem halkı -elbette yeşil pelerinlere sarılmış ve sadece burunlarını ve gözlerini gösteren hanımlar- birbirlerini ziyaret ederler. BAYRAMDA KIR GEZİLERİ Bu bayram günlerinde insanlar yakın ve uzak eğlencelik yerlerde, Kağıthane Deresi'nde, Büyükdere'de, Dolmabahçe'de, Prens Adaları'nda birlikte kendilerini eğlendirirler. Bayram, Türkler gibi, zevk düşkünü Hıristiyanlar tarafından da aynı coşkuyla kutlanır.." Daha fazlası için lütfen takip ediniz: https://www.facebook.com/TariheSeyahat
    0 Kommentare 0 Anteile
  • Assalamu alaikum dear brother and sister 🫶
    Where are you from ?
    Afghanistan 🇦🇽Åland Islands Albania Algeria American Samoa Andorra Angola Anguilla Antarctica Antigua and Barbuda Argentina Armenia Aruba Australia Austria Azerbaijan Bahamas Bahrain Bangladesh Turkish Belarus Belgium Belize Benin Bermuda Bhutan Bolivia Bosnia and Herzegovina Botswana Bouvet Island Brazil British Indian Ocean Territory Brunei Bulgaria Burkina Faso Burundi Cambodia Cameroon Canada Cape Verde Caribbean Netherlands Cayman Islands Central African Republic Chad Chile 🇨 🇳China Christmas Island Cocos (Keeling) Islands Colombia Comoros Republic of the Congo DR Congo Cook Islands Costa Rica 🇨🇮Côte d'Ivoire (Ivory Coast) Croatia Cuba 🇨🇼Curaçao Cyprus Czechia Denmark Djibouti Dominica Dominican Republic Ecuador Egypt El Salvador England Equatorial Guinea Eritrea Estonia Eswatini (Swaziland) Ethiopiacl Falkland Islands Faroe Islands F iji Finland France French Guiana French Polynesia French Southern and Antarctic Lands Gabon Gambia Georgia Germany Ghana Gibraltar Greece Greenland Grenada 🇬 🇵Guadeloupe Guam Guatemala Guernsey Guinea Guinea-Bissau Guyana Haiti Heard Island and McDonald Islands Honduras Hong Kong Hungary Iceland India Pakistan Indonesia Iran Iraq Ireland Isle Italy Jamaica Japan Jersey Jordan Kazakhstan Kenya Kiribati North Korea South Korea Kosovo Kuwait Kyrgyzstan Laos Latvia Lebanon Lesotho Liberia Libya Liechtenstein Lithuania Luxembourg Macau Madagascar Malaw Malaysia Sri Lanka Nepal Myanmar Philippines South Africa South Sudan Sudan Papua New Guinea Syria
    Assalamu alaikum dear brother and sister 🥺🫶 Where are you from ? 🇦🇫 Afghanistan 🇦🇽Åland Islands 🇦🇱Albania 🇩🇿Algeria 🇦🇸American Samoa 🇦🇩Andorra 🇦🇴Angola 🇦🇮Anguilla 🇦🇶Antarctica 🇦🇬Antigua and Barbuda 🇦🇷Argentina 🇦🇲Armenia 🇦🇼Aruba 🇦🇺Australia 🇦🇹Austria 🇦🇿Azerbaijan 🇧🇸Bahamas 🇧🇭Bahrain 🇧🇩Bangladesh Turkish🇹🇷 🇧🇾Belarus 🇧🇪Belgium 🇧🇿Belize 🇧🇯Benin 🇧🇲Bermuda 🇧🇹Bhutan 🇧🇴Bolivia 🇧🇦Bosnia and Herzegovina 🇧🇼Botswana 🇧🇻Bouvet Island 🇧🇷Brazil 🇮🇴 British Indian Ocean Territory 🇧🇳Brunei 🇧🇬Bulgaria 🇧🇫Burkina Faso 🇧🇮Burundi 🇰🇭Cambodia 🇨🇲Cameroon 🇨🇦Canada 🇨🇻Cape Verde 🇧🇶Caribbean Netherlands 🇰🇾Cayman Islands 🇨🇫Central African Republic 🇹🇩Chad 🇨🇱Chile 🇨 🇳China 🇨🇽Christmas Island 🇨🇨Cocos (Keeling) Islands 🇨🇴Colombia 🇰🇲Comoros 🇨🇬Republic of the Congo 🇨🇩DR Congo 🇨🇰Cook Islands 🇨🇷Costa Rica 🇨🇮Côte d'Ivoire (Ivory Coast) 🇭🇷Croatia 🇨🇺Cuba 🇨🇼Curaçao 🇨🇾Cyprus 🇨🇿Czechia 🇩🇰Denmark 🇩🇯Djibouti 🇩🇲Dominica 🇩🇴Dominican Republic 🇪🇨Ecuador 🇪🇬Egypt 🇸🇻El Salvador 🏴England 🇬🇶Equatorial Guinea 🇪🇷Eritrea 🇪🇪Estonia 🇸🇿Eswatini (Swaziland) 🇪🇹Ethiopiacl 🇫🇰Falkland Islands 🇫🇴Faroe Islands 🇫🇯F iji 🇫🇮Finland 🇫🇷France 🇬🇫French Guiana 🇵🇫French Polynesia 🇹🇫French Southern and Antarctic Lands 🇬🇦Gabon 🇬🇲Gambia 🇬🇪Georgia 🇩🇪Germany 🇬🇭Ghana 🇬🇮Gibraltar 🇬🇷Greece 🇬🇱Greenland 🇬🇩Grenada 🇬 🇵Guadeloupe 🇬🇺Guam 🇬🇹Guatemala 🇬🇬Guernsey 🇬🇳Guinea 🇬🇼Guinea-Bissau 🇬🇾Guyana 🇭🇹Haiti 🇭🇲Heard Island and McDonald Islands 🇭🇳Honduras 🇭🇰Hong Kong 🇭🇺Hungary 🇮🇸Iceland 🇮🇳India 🇵🇰Pakistan 🇮🇩 Indonesia 🇮🇷Iran 🇮🇶Iraq 🇮🇪Ireland 🇮🇲Isle 🇮🇹Italy 🇯🇲Jamaica 🇯🇵Japan 🇯🇪Jersey 🇯🇴Jordan 🇰🇿Kazakhstan 🇰🇪Kenya 🇰🇮Kiribati 🇰🇵North Korea 🇰🇷South Korea 🇽🇰Kosovo 🇰🇼Kuwait 🇰🇬Kyrgyzstan 🇱🇦Laos 🇱🇻Latvia 🇱🇧Lebanon 🇱🇸Lesotho 🇱🇷Liberia 🇱🇾Libya 🇱🇮Liechtenstein 🇱🇹Lithuania 🇱🇺Luxembourg 🇲🇴Macau 🇲🇬Madagascar 🇲🇼Malaw 🇲🇾Malaysia 🇱🇰Sri Lanka 🇳🇵Nepal 🇲🇲Myanmar 🇵🇭Philippines 🇿🇦South Africa 🇸🇸South Sudan 🇸🇩Sudan 🇵🇬Papua New Guinea 🇸🇾Syria
    0 Kommentare 0 Anteile
  • 2010 yılında, Rusya'nın Sibirya'nın bazı bölgelerinde erimenin ardından, bir ton ağırlığında güzel bir yavru tüylü mamut bulundu. Buzda 39.000 yıl geçirdikten sonra yavru mükemmel korunmuş durumda ve kürkünü ve kas dokusunu hala sağlam tutuyordu. Bu sayede Rus bilim adamları tarihte ilk kez tarih öncesi bir hayvandan kan örnekleri almayı başardılar.
    Güney Kore'deki bilim adamları ve araştırmacılar Yuca'nın vücudundan alınan DNA örnekleri sayesinde gelecekte nesli tükenmiş bu türü klonlayabileceklerini öne sürdüler. Tarihin en büyük memelilerinden birini yeniden hayata döndürebilirler.
    Yuca 1977'de bulunan ilk mamut değildi, bir buldozer kazara küçük bir mamut cesedini buldu, ancak ne yazık ki iyi korunmamış.
    Google'dan çekilmiş fotoğraf.
    2010 yılında, Rusya'nın Sibirya'nın bazı bölgelerinde erimenin ardından, bir ton ağırlığında güzel bir yavru tüylü mamut bulundu. Buzda 39.000 yıl geçirdikten sonra yavru mükemmel korunmuş durumda ve kürkünü ve kas dokusunu hala sağlam tutuyordu. Bu sayede Rus bilim adamları tarihte ilk kez tarih öncesi bir hayvandan kan örnekleri almayı başardılar. Güney Kore'deki bilim adamları ve araştırmacılar Yuca'nın vücudundan alınan DNA örnekleri sayesinde gelecekte nesli tükenmiş bu türü klonlayabileceklerini öne sürdüler. Tarihin en büyük memelilerinden birini yeniden hayata döndürebilirler. Yuca 1977'de bulunan ilk mamut değildi, bir buldozer kazara küçük bir mamut cesedini buldu, ancak ne yazık ki iyi korunmamış. Google'dan çekilmiş fotoğraf.
    0 Kommentare 0 Anteile
Suchergebnis