• Süper Lig yayın ihalesini beIN Sports kazandı. Yapılan anlaşmaya göre şirket, senelik 168 milyon euro ödeme yapacak. Yayın gelirinin en fazla oldu lig ise Premier Lig oldu
    #ekonomi #yayınhakkı #yayınihalesi #beINSPORTS #premierlig
    ✍️ Süper Lig yayın ihalesini beIN Sports kazandı. Yapılan anlaşmaya göre şirket, senelik 168 milyon euro ödeme yapacak. Yayın gelirinin en fazla oldu lig ise Premier Lig oldu #ekonomi #yayınhakkı #yayınihalesi #beINSPORTS #premierlig
    0 Comments 0 Shares
  • Jammu ve Keşmir Dağ Yolları.
    Jammu ve Keşmir Dağ Yolları.
    0 Comments 0 Shares
  • Amerikalı Urfalılar

    1915'de Urfa'dan Göçen Urfalı Ermeniler her yıl Amerika Los Angeles Urfa piknik günleri düzenleyip patlıcanlı kebap yapıyorlar.

    Dünyanın birçok yerinde Urfa'dan giden Ermeni, Süryani ve diğer Urfa'lı hemşehrilerimiz var burdan onlara Selâm olsun.
    Urfa'lı heryerde Urfa'lıdır.

    #Urfa #Amerika #LosAngles #Usa #Turkey
    Amerikalı Urfalılar 1915'de Urfa'dan Göçen Urfalı Ermeniler her yıl Amerika Los Angeles Urfa piknik günleri düzenleyip patlıcanlı kebap yapıyorlar. Dünyanın birçok yerinde Urfa'dan giden Ermeni, Süryani ve diğer Urfa'lı hemşehrilerimiz var burdan onlara Selâm olsun. Urfa'lı heryerde Urfa'lıdır. #Urfa #Amerika #LosAngles #Usa #Turkey
    0 Comments 0 Shares
  • Çılgın URFA'lılar :))

    İpekyolda Abide kavşağı yapılırken Orda Çalışan İşçilerimizin Mola Arası Çay Keyfi :)))
    Çılgın URFA'lılar :)) İpekyolda Abide kavşağı yapılırken Orda Çalışan İşçilerimizin Mola Arası Çay Keyfi :)))
    0 Comments 0 Shares
  • Kanuni Sultan Süleyman’ın bu evde doğduğu,Trabzon’da halk arasında çok yaygın olan bir görüştür. Kanuni Evi derler bu bina için.

    Süleyman’ın tam olarak Trabzon’un neresinde doğduğu belli olmasa da bu bina bir sembol olmuş.

    Kanuni Evi/Trabzon
    Kanuni Sultan Süleyman’ın bu evde doğduğu,Trabzon’da halk arasında çok yaygın olan bir görüştür. Kanuni Evi derler bu bina için. Süleyman’ın tam olarak Trabzon’un neresinde doğduğu belli olmasa da bu bina bir sembol olmuş. 🏠 Kanuni Evi/Trabzon
    0 Comments 0 Shares
  • 1968 yılında Sivas Türkiye çekilen bir fotoğraf
    1968 yılında Sivas Türkiye çekilen bir fotoğraf
    0 Comments 0 Shares
  • Rumeli Demiryolu 🛤 Haritası-1888
    İnşaatı 1888 yılında tamamlandı,ancak Balkan Savaşları'nın ardından demiryolu Doğu Trakya ile sınırlı kaldı.1937 yılına kadar demiryolu bölgesel bir hat olarak hizmet verdi ve bu tarihte TCDD tarafından satın alındı.
    Rumeli Demiryolu 🛤 Haritası-1888🇹🇷 İnşaatı 1888 yılında tamamlandı,ancak Balkan Savaşları'nın ardından demiryolu Doğu Trakya ile sınırlı kaldı.1937 yılına kadar demiryolu bölgesel bir hat olarak hizmet verdi ve bu tarihte TCDD tarafından satın alındı.
    0 Comments 0 Shares
  • Cuma Hutbesi: "Ramazan Geliyor! Hazır Mıyız?"

    Muhterem Müslümanlar!

    Önümüzdeki Pazar günü kılacağımız ilk teravih namazıyla on bir ayın sultanı Ramazan’a kavuşacağız. Aynı gece sahura kalkarak oruca niyet edeceğiz. Bizleri bu mübarek aya ulaştıran Yüce Rabbimize sonsuz hamdü senalar olsun. Ramazan’ın kıymetini bizlere öğreten Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa’ya salat ve selam olsun. Ramazan-ı şerifimiz şimdiden mübarek olsun.

    Aziz Müminler!

    Ramazan, Kur’an ayıdır. Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim, Peygamber Efendimiz (s.a.s)’e bu ayda indirilmeye başlanmıştır. Zaman, mekân ve insan, vahyin nuruyla Ramazan’da aydınlanmıştır. Rabbimiz, Bakara suresinde şöyle buyurmaktadır: “Ramazan, insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun, hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’an’ın indirildiği aydır.”[i] Ramazan, bizi, Kur’an’ı okumaya, anlamaya ve yaşamaya davet etmektedir.

    Peki, bizler, Kur’an’ın ahlakıyla ahlaklanabiliyor muyuz? Onun rehberliğinde örnek bir insan ve Müslüman olabiliyor muyuz?

    Kıymetli Müslümanlar!

    Ramazan, oruç ayıdır. Oruç, bedenimize sıhhat, gönlümüze huzur veren eşsiz bir ibadettir. Günahlara ve kötülüklere karşı bir kalkandır. Peygamber Efendimiz (s.a.s) bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır: “Sizden biriniz oruçluyken kötü söz söylemesin, kavga etmesin. Ona birisi sataşır veya kötü söz söylerse, ‘ben oruçluyum’ desin.”[ii] Ramazan, bizi, tüm azalarımızla oruç tutmaya, her türlü kötülük ve günahtan arınmaya çağırmaktadır.

    Peki, bizler, kavgadan, kin ve nefretten, kul ve kamu hakkı yemekten, Müslümana yakışmayan bütün olumsuzluklardan uzak durmaya hazır mıyız?

    Değerli Müminler!

    Ramazan, yardımlaşma ve dayanışmanın zirve yaptığı aydır. Zekât, sadaka ve her türlü infakla geçici dünya nimetini ebedi ahiret kazancına dönüştürdüğümüz kutlu bir zamandır. Yüce Rabbimiz, وَمَٓا اَنْفَقْتُمْ مِنْ شَيْءٍ فَهُوَ يُخْلِفُهُۚ “Allah yolunda her ne harcarsanız Allah onun yerine yenisini verir.”[iii] buyurmaktadır. Ramazan, bizi, paylaşmaya, kimsesizlerin kimsesi olmaya, yetim ve öksüzlerin yüzünü güldürmeye davet etmektedir.

    Peki, bizler, iftar ve sahur sofralarımızı komşularımızla, ihtiyaç sahipleriyle ve kimsesizlerle sevgi ve muhabbet vesilesi kılmaya, yardımlarımızla ihtiyaç sahiplerinin duasını almaya hazır mıyız?

    Aziz Müslümanlar!

    Ramazan, kardeşliğimizin pekiştiği, birlik ve beraberliğimizin daha da kuvvetlendiği bir aydır. Lakin ne acıdır ki, Ramazan-ı şerifin heyecanını hissettiğimiz şu günlerde Kudüs hâlâ mahzun, Gazze yine kan ağlıyor, Doğu Türkistan’da zulüm devam ediyor. Dünya üzerinde nice Müslüman, sahurun huzurundan, iftarın sevincinden mahrum. Rahmet ayı Ramazan, bizi, zulüm altındaki kardeşlerimize el uzatmaya, maddi ve manevi bütün imkânlarımızı onlar için seferber etmeye çağırıyor.

    Peki, bizler, elimizden geldiğince mazlumun yanında, zalimin karşısında daha güçlü durmaya hazır mıyız?

    Kıymetli Müslümanlar!

    Ramazan, hanelerimizi bereketlendiren, camilerimizi şenlendiren, gönüllerimizi huzura erdiren bir aydır. Ramazan, her yıl, Rabbimize iyi bir kul, Peygamber Efendimiz (s.a.s)’e layık bir ümmet, insanlığa faydalı bir kişi olmanın yollarını öğretmek için gelir. Oruçla takvaya ulaştırmaya, tövbe ile günahlarımızdan arındırmaya gelir. Dargınlık ve kırgınlıkları sonlandırmaya, aramızda muhabbet köprüleri kurmaya gelir. Ramazan, anne ve babamızın, eş ve çocuklarımızın, akraba ve komşularımızın gönüllerini yapıp dualarını almamız için gelir. Teravih namazlarımızı ailelerimizle birlikte camide kılmamız, okunan mukabelelere iştirak etmemiz, çocuklarımıza ibadet alışkanlığı kazandırmamız için gelir. Öyleyse gönüllerimizi, evlerimizi, mahallelerimizi ve şehirlerimizi bu kutlu misafire hazır hale getirelim. Getirelim ki Ramazan bizden hoşnut olsun. Rabbimizin rızasını kazanmamıza, günahlardan arınmamıza vesile olsun.

    Hutbemi Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in bir hadisiyle bitiriyorum: “Allah, Ramazan ayında oruç tutmayı size farz kıldı. Ramazan gecelerini namazla geçirmek de benim sünnetimdir. Kim inanarak ve sevabını yalnızca Allah’tan umarak Ramazan ayında oruç tutup, geceleri de teravih namazı kılarsa, annesinden doğduğu günkü gibi günahlarından arınmış olur.”[iv]

    [i] Bakara, 2/185.
    [ii] Buhârî, Savm, 2.
    [iii] Sebe’, 34/39.
    [iv] Nesâî, Sıyâm, 40.
    Cuma Hutbesi: "Ramazan Geliyor! Hazır Mıyız?" Muhterem Müslümanlar! Önümüzdeki Pazar günü kılacağımız ilk teravih namazıyla on bir ayın sultanı Ramazan’a kavuşacağız. Aynı gece sahura kalkarak oruca niyet edeceğiz. Bizleri bu mübarek aya ulaştıran Yüce Rabbimize sonsuz hamdü senalar olsun. Ramazan’ın kıymetini bizlere öğreten Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa’ya salat ve selam olsun. Ramazan-ı şerifimiz şimdiden mübarek olsun. Aziz Müminler! Ramazan, Kur’an ayıdır. Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim, Peygamber Efendimiz (s.a.s)’e bu ayda indirilmeye başlanmıştır. Zaman, mekân ve insan, vahyin nuruyla Ramazan’da aydınlanmıştır. Rabbimiz, Bakara suresinde şöyle buyurmaktadır: “Ramazan, insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun, hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’an’ın indirildiği aydır.”[i] Ramazan, bizi, Kur’an’ı okumaya, anlamaya ve yaşamaya davet etmektedir. Peki, bizler, Kur’an’ın ahlakıyla ahlaklanabiliyor muyuz? Onun rehberliğinde örnek bir insan ve Müslüman olabiliyor muyuz? Kıymetli Müslümanlar! Ramazan, oruç ayıdır. Oruç, bedenimize sıhhat, gönlümüze huzur veren eşsiz bir ibadettir. Günahlara ve kötülüklere karşı bir kalkandır. Peygamber Efendimiz (s.a.s) bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır: “Sizden biriniz oruçluyken kötü söz söylemesin, kavga etmesin. Ona birisi sataşır veya kötü söz söylerse, ‘ben oruçluyum’ desin.”[ii] Ramazan, bizi, tüm azalarımızla oruç tutmaya, her türlü kötülük ve günahtan arınmaya çağırmaktadır. Peki, bizler, kavgadan, kin ve nefretten, kul ve kamu hakkı yemekten, Müslümana yakışmayan bütün olumsuzluklardan uzak durmaya hazır mıyız? Değerli Müminler! Ramazan, yardımlaşma ve dayanışmanın zirve yaptığı aydır. Zekât, sadaka ve her türlü infakla geçici dünya nimetini ebedi ahiret kazancına dönüştürdüğümüz kutlu bir zamandır. Yüce Rabbimiz, وَمَٓا اَنْفَقْتُمْ مِنْ شَيْءٍ فَهُوَ يُخْلِفُهُۚ “Allah yolunda her ne harcarsanız Allah onun yerine yenisini verir.”[iii] buyurmaktadır. Ramazan, bizi, paylaşmaya, kimsesizlerin kimsesi olmaya, yetim ve öksüzlerin yüzünü güldürmeye davet etmektedir. Peki, bizler, iftar ve sahur sofralarımızı komşularımızla, ihtiyaç sahipleriyle ve kimsesizlerle sevgi ve muhabbet vesilesi kılmaya, yardımlarımızla ihtiyaç sahiplerinin duasını almaya hazır mıyız? Aziz Müslümanlar! Ramazan, kardeşliğimizin pekiştiği, birlik ve beraberliğimizin daha da kuvvetlendiği bir aydır. Lakin ne acıdır ki, Ramazan-ı şerifin heyecanını hissettiğimiz şu günlerde Kudüs hâlâ mahzun, Gazze yine kan ağlıyor, Doğu Türkistan’da zulüm devam ediyor. Dünya üzerinde nice Müslüman, sahurun huzurundan, iftarın sevincinden mahrum. Rahmet ayı Ramazan, bizi, zulüm altındaki kardeşlerimize el uzatmaya, maddi ve manevi bütün imkânlarımızı onlar için seferber etmeye çağırıyor. Peki, bizler, elimizden geldiğince mazlumun yanında, zalimin karşısında daha güçlü durmaya hazır mıyız? Kıymetli Müslümanlar! Ramazan, hanelerimizi bereketlendiren, camilerimizi şenlendiren, gönüllerimizi huzura erdiren bir aydır. Ramazan, her yıl, Rabbimize iyi bir kul, Peygamber Efendimiz (s.a.s)’e layık bir ümmet, insanlığa faydalı bir kişi olmanın yollarını öğretmek için gelir. Oruçla takvaya ulaştırmaya, tövbe ile günahlarımızdan arındırmaya gelir. Dargınlık ve kırgınlıkları sonlandırmaya, aramızda muhabbet köprüleri kurmaya gelir. Ramazan, anne ve babamızın, eş ve çocuklarımızın, akraba ve komşularımızın gönüllerini yapıp dualarını almamız için gelir. Teravih namazlarımızı ailelerimizle birlikte camide kılmamız, okunan mukabelelere iştirak etmemiz, çocuklarımıza ibadet alışkanlığı kazandırmamız için gelir. Öyleyse gönüllerimizi, evlerimizi, mahallelerimizi ve şehirlerimizi bu kutlu misafire hazır hale getirelim. Getirelim ki Ramazan bizden hoşnut olsun. Rabbimizin rızasını kazanmamıza, günahlardan arınmamıza vesile olsun. Hutbemi Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in bir hadisiyle bitiriyorum: “Allah, Ramazan ayında oruç tutmayı size farz kıldı. Ramazan gecelerini namazla geçirmek de benim sünnetimdir. Kim inanarak ve sevabını yalnızca Allah’tan umarak Ramazan ayında oruç tutup, geceleri de teravih namazı kılarsa, annesinden doğduğu günkü gibi günahlarından arınmış olur.”[iv] [i] Bakara, 2/185. [ii] Buhârî, Savm, 2. [iii] Sebe’, 34/39. [iv] Nesâî, Sıyâm, 40.
    0 Comments 0 Shares
  • Herkese merhabalar

    Karayipler'de yer alan ve Birleşik Krallık'a bağlı olan Turks ve Caicos Adaları'nın tarihi Türklere ve Türk denizcilerine dayanır...

    TÜRKs ve Caicos Adaları

    Toplam 38 adadan oluşur ve başkenti Grand Turk (Büyük Türk) adasındaki Cockburn Town olup nüfusu ise 50 bin civarındadır.

    Küba'nın doğusunda, ABD ve Bahamalar'ın güneydoğusundadır. Türkiye ile arasındaki mesafe 9300 km'dir. Aşağıdaki haritada yeşil noktayla gösterdim. ABD'ye ne kadar yakın olduğunu görmüşsünüzdür.

    Peki bu adaya neden Türk adı verilmiş ? Bunun sebebi adada yer alan bir kaktüs bitkisinin Osmanlıların giydiği fese benziyor olmasıymış. Ancak bu ingilizler tarafından uydurulmuş bir hikayedir. Adaların ismi ilk defa 1688 yılında ünlü italyan denizci Coronelli'nin çizdiği Fransızca haritada yer alıyor. Ülkenin şu andaki resmi adının yer aldığı ilk tarihi vegiba Fransızca ve “Türk” kelimesi aynen geçiyor. Haritada Adaların ismi "Ide Caiquos, Caiquos and I. Turche" şeklinde yazılı. Osmanlılar ise fesle 1800 lü yıllarda tanışıyor. Caicos ise bildiğimiz "kayıktan" geliyor. Adaların ismi "Türkler ve Kayıklar Adaları" şeklinde çevrilebilir. Dil uyumunu düşünürsek "Türk ve Kayık Adaları" denebilir.

    16. 17. ve 18. Yüzyıllarda ispanyol, Fransız ve ingilizler arasında el değiştiren Adaların ismi 16. yüzyılda ispanyollar’ın elindeyken bile yine Türk Adaları’ydı. Yani bu ismi almasının fesle uzaktan yakından hiçbir alakası yok. ingilizler adanın ismini değiştirmek istemişlerse de ada halkını yüzyıllardır kullandıkları bu isimden vazgeçirememişler. Adaların ismini değiştiremeyen ingilizler bu kez de Ada ile Türkler arasındaki bağı “fes benzerliği” masalını uydurarak kesmek istemişler. 1869 yılında ise Turks ve Caicos Adaları’nın Ay-Yıldızlı eski bayrağını değiştirmeyi başarmışlar. Güncel bayrak aşağıdaki gibidir. Fesi görebilirsiniz.

    Peki adaların başkenti Grand Turk'un(Büyük Türk) adı nereden gelmekte? Kimdir bu büyük Türk ?

    15. 16. ve 17. Yüzyıllarda Osmanlı Denizcileri’nin Akdeniz ve Atlantik’e yelken açarak bu sularda büyük korsanlık faaliyetleri yaptıkları bilinmektedir. Ayrıca, Piri Reis’in haritasında bu adaların bulunduğu yerde kayık resimleri vardır ki “Caicos”(Kaykos) kelimesi “Kayık” anldıbına gelir. Buranın Kristof Kolomb’dan 25 yıl önce Türkler tarafından keşfedilerek ele geçirildiği ve Başkenti Grand Turk’ün adının da -Adaya Türk Denizcileri’nin gelmesinden sonra -batılılar tarafından “Büyük Türk, Grand Senior, Muhteşem Süleyman” adlarıyla anılan Kanuni Sultan Süleyman’dan alındığı sanılmaktadır.

    Küba’nın Ankara Büyükelçisi E. G. Abascal da konuyu teyit eden şu önemli bilgileri veriyor: "Caicos kelimesi, Türkçe’deki kayıktan geliyor. Adanın adı Türkler’in burada bulunduğunu gösteriyor. Küba’nın en meşhur bir bölgesinin adı Matatorcos, yani Türklerin öldüğü yer! Bunun bir felaket sonucu olduğuna dair bilgiler var. ispanyol gemisi San Agustin 28 Şubat 1596’da Havana’ya geldiğinde mürettebatın 45’i Müslüman, bazılarının adları Ramazan, Recep, Yusuf, Ali, Hüseyin idi. Batı Anadolu ve Karadeniz’den gelmişlerdi. 1640 yılında Küba’nın güneyinde bir ingiliz ticari gemisi Türk korsanları tarafından ele geçirilmiş."

    Küba Büyükelçisi’nin verdiği önemli bilgilerden birisi de, ittihat ve Terakki döneminde Enver Paşa’nın Küba’ya özel bir görevli göndererek bu konu hakkında araştırmalar yaptırması. Büyükelçi şöyle devam ediyor: “Bu görevlinin burada tarihi araştırmalar yaptığını ve bir rapor hazırladığını biliyoruz”

    Düşünsenize arkadaşlar eğer Osmanlı Döneminde bir şekilde topraklarımıza katmayı başarsaydık burayı şimdi tatil için "Amerikadayız" diyebilirdik. Tıpkı Avrupalılar gibi Amerika'da keşfedilen yerlere kendi şehirlerinin isminin başına "yeni" kelimesini getirerek koloniler kurabilirdik. Mesela burası Yeni istanbul ya da Yeni izmir olabilirdi. Tıpkı Fransızların New Orleans'ı, ingilizlerin New York'u gibi.
    Herkese merhabalar Karayipler'de yer alan ve Birleşik Krallık'a bağlı olan Turks ve Caicos Adaları'nın tarihi Türklere ve Türk denizcilerine dayanır... TÜRKs ve Caicos Adaları Toplam 38 adadan oluşur ve başkenti Grand Turk (Büyük Türk) adasındaki Cockburn Town olup nüfusu ise 50 bin civarındadır. Küba'nın doğusunda, ABD ve Bahamalar'ın güneydoğusundadır. Türkiye ile arasındaki mesafe 9300 km'dir. Aşağıdaki haritada yeşil noktayla gösterdim. ABD'ye ne kadar yakın olduğunu görmüşsünüzdür. Peki bu adaya neden Türk adı verilmiş ? Bunun sebebi adada yer alan bir kaktüs bitkisinin Osmanlıların giydiği fese benziyor olmasıymış. Ancak bu ingilizler tarafından uydurulmuş bir hikayedir. Adaların ismi ilk defa 1688 yılında ünlü italyan denizci Coronelli'nin çizdiği Fransızca haritada yer alıyor. Ülkenin şu andaki resmi adının yer aldığı ilk tarihi vegiba Fransızca ve “Türk” kelimesi aynen geçiyor. Haritada Adaların ismi "Ide Caiquos, Caiquos and I. Turche" şeklinde yazılı. Osmanlılar ise fesle 1800 lü yıllarda tanışıyor. Caicos ise bildiğimiz "kayıktan" geliyor. Adaların ismi "Türkler ve Kayıklar Adaları" şeklinde çevrilebilir. Dil uyumunu düşünürsek "Türk ve Kayık Adaları" denebilir. 16. 17. ve 18. Yüzyıllarda ispanyol, Fransız ve ingilizler arasında el değiştiren Adaların ismi 16. yüzyılda ispanyollar’ın elindeyken bile yine Türk Adaları’ydı. Yani bu ismi almasının fesle uzaktan yakından hiçbir alakası yok. ingilizler adanın ismini değiştirmek istemişlerse de ada halkını yüzyıllardır kullandıkları bu isimden vazgeçirememişler. Adaların ismini değiştiremeyen ingilizler bu kez de Ada ile Türkler arasındaki bağı “fes benzerliği” masalını uydurarak kesmek istemişler. 1869 yılında ise Turks ve Caicos Adaları’nın Ay-Yıldızlı eski bayrağını değiştirmeyi başarmışlar. Güncel bayrak aşağıdaki gibidir. Fesi görebilirsiniz. Peki adaların başkenti Grand Turk'un(Büyük Türk) adı nereden gelmekte? Kimdir bu büyük Türk ? 15. 16. ve 17. Yüzyıllarda Osmanlı Denizcileri’nin Akdeniz ve Atlantik’e yelken açarak bu sularda büyük korsanlık faaliyetleri yaptıkları bilinmektedir. Ayrıca, Piri Reis’in haritasında bu adaların bulunduğu yerde kayık resimleri vardır ki “Caicos”(Kaykos) kelimesi “Kayık” anldıbına gelir. Buranın Kristof Kolomb’dan 25 yıl önce Türkler tarafından keşfedilerek ele geçirildiği ve Başkenti Grand Turk’ün adının da -Adaya Türk Denizcileri’nin gelmesinden sonra -batılılar tarafından “Büyük Türk, Grand Senior, Muhteşem Süleyman” adlarıyla anılan Kanuni Sultan Süleyman’dan alındığı sanılmaktadır. Küba’nın Ankara Büyükelçisi E. G. Abascal da konuyu teyit eden şu önemli bilgileri veriyor: "Caicos kelimesi, Türkçe’deki kayıktan geliyor. Adanın adı Türkler’in burada bulunduğunu gösteriyor. Küba’nın en meşhur bir bölgesinin adı Matatorcos, yani Türklerin öldüğü yer! Bunun bir felaket sonucu olduğuna dair bilgiler var. ispanyol gemisi San Agustin 28 Şubat 1596’da Havana’ya geldiğinde mürettebatın 45’i Müslüman, bazılarının adları Ramazan, Recep, Yusuf, Ali, Hüseyin idi. Batı Anadolu ve Karadeniz’den gelmişlerdi. 1640 yılında Küba’nın güneyinde bir ingiliz ticari gemisi Türk korsanları tarafından ele geçirilmiş." Küba Büyükelçisi’nin verdiği önemli bilgilerden birisi de, ittihat ve Terakki döneminde Enver Paşa’nın Küba’ya özel bir görevli göndererek bu konu hakkında araştırmalar yaptırması. Büyükelçi şöyle devam ediyor: “Bu görevlinin burada tarihi araştırmalar yaptığını ve bir rapor hazırladığını biliyoruz” Düşünsenize arkadaşlar eğer Osmanlı Döneminde bir şekilde topraklarımıza katmayı başarsaydık burayı şimdi tatil için "Amerikadayız" diyebilirdik. Tıpkı Avrupalılar gibi Amerika'da keşfedilen yerlere kendi şehirlerinin isminin başına "yeni" kelimesini getirerek koloniler kurabilirdik. Mesela burası Yeni istanbul ya da Yeni izmir olabilirdi. Tıpkı Fransızların New Orleans'ı, ingilizlerin New York'u gibi.
    0 Comments 0 Shares
  • 0 Comments 0 Shares